Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
21Mar/170

TEŞEKKÜRLER MERAL AKŞENER, TEŞEKKÜRLER KOCAELİ – Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezTEŞEKKÜRLER MERAL AKŞENER, TEŞEKKÜRLER KOCAELİ - Ruhittin SÖNMEZ

Cumartesi günü Kocaeli’de esen Meral Akşener rüzgârı Türkiye gündeminde de önemli bir yer tuttu. Hemşerileriyle buluşan Meral Akşener’in bir mitinge dönüşen toplantısı Pazar günü havuz medyası hariç bütün medyada, özellikle Kocaeli gazetelerinde çok geniş şekilde aktarıldı, yorumlandı.

Halk TV’den canlı yayımlanan, diğer yaygın medya kanallarında da haberlerde değerlendirilen bu toplantıya Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanı sıfatıyla ev sahipliği yapmış olmaktan mutluyum.

Bir salon toplantısı planlamıştık. Mütevazı duyuru imkânlarımızla herkese tam olarak duyuramadığımız, salonu dolduramama endişesi olmadığı için kitleleri davet için kendimizi zorlamadığımız bir toplantı idi.

14Mar/170

MERAL AKŞENER KOCAELİ’DE – ÜLKÜCÜ BİAT ETMEZ – Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezMERAL AKŞENER KOCAELİ’DE - ÜLKÜCÜ BİAT ETMEZ - Ruhittin SÖNMEZ

Meral Akşener Türkiye gündemini etkileyen çok önemli bir siyasi figür. İçişleri Bakanlığı, TBMM Başkan Vekilliği görevlerini hakkıyla yapmış, görevleri esnasında olumlu izler bırakmış bir siyasetçi.

Ancak son seçimlerde Milliyetçi Hareket Partisi’nden milletvekili listesine konulmadığı için artık milletvekili değil. Devlet Bahçeli ve ekibi tarafından partiden ihraç edildiği için resmen partili bile değil.

Buna rağmen ülkücülerin, milliyetçi, muhafazakârların ve merkez sağ kanadın umudu oldu.

Hatta partilerinin donmuş oy yüzdesiyle iktidar alternatifi olamayacağını gören bir kısım CHP’lilerin de umudu Akşener.

Biz “İzmit’imizin kızı” Meral Akşener’in Türkiye’de önemli bir kesimin umudu haline gelmesinden mutluyuz.

Üstelik O Kocaeli Aydınlar Ocağı’nda birlikte yetiştiğimiz bir arkadaşımız, kardeşimiz.

7Mar/170

KEHANETİM VEYA ÖNGÖRÜM – Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezKEHANETİM VEYA ÖNGÖRÜM - Ruhittin SÖNMEZ

Toplumun bütün kesimlerinden saygı gören, kanaat önderi olma özelliğini taşıyan kişilerin bir siyasi partiye kendisini bağlamasının doğru olmadığını düşünürüm.

Kanaat önderi olan kimsenin, kendisine bağlı hisseden kitlelerin özel hayatından, siyasi tercihlerine kadar her şeyine karışmasını, yönlendirmesini de kabul edilemez bulurum.

Kanaat önderi olan şahıs,  temel inanış ve ilkeleri öğretmeli ve herkesin kendi hür iradesi ile hayat tarzını, sosyal ve siyasi tercihlerini belirlemesinin en doğrusu olduğunu kabul etmelidir.

Sünnete de, demokratik anlayışa da uygun düşen budur.

Devleti ele geçirme veya devletin bazı unsurlarını yönetme sevdası, bazılarına ilk bakışta cazip görünmüş olabilir.

Nurcu bir arkadaşımdan sıkça duyduğum Bediuzzaman Said­i Nursi'nin, din adına hareket eden kişilere ve zümrelere tavsiyesi olan şu sözü bana daha makul geliyor: "Euzubillahimineşşeytani Ve's Siyase." Siyasetten şeytandan kaçar gibi kaçınma tavsiyesini, "siyasetten ve paradan" diyerek genişletmek daha da doğru olabilir.

Siyasete ve maddi güce endekslenmiş din temelli hareketlerin, hizmet üretme imkânlarının azalacağı, tam tersine nifak ve çatışmaya yardımcı olacağını görmek için kâhin olmaya lüzum yoktur sanırım.

Siyasi ve maddi gücün kaybedilmesi korkusu, ­maazallah­ İslam'ın hiç kabul etmeyeceği metotların kullanılmasını mazur ve "şeytan" ile işbirliğini meşru gösterebilir.

28Şub/170

TAKİYYE – Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezTAKİYYE - Ruhittin SÖNMEZ

Takiyye “dini, manevi veya dünyevi zararları önlemek için kişinin inancını gizlemesi” olarak tarif ediliyor.

Dini içerikli internet sitelerinde “takiyye her Müslüman’ın şer’i görevlerinden biridir” diye tarif ediliyor.

Türkiye’de AKP’nin İslamcı tabanı ile Cemaat/ FETÖ içinde takiyye uygulayanların oranının çok yüksek olması bu inanışın eseri olsa gerektir.

Buna delil olarak gösterilen ayetlerde “can korkusu ve tehlikeleri önleme söz konusu olduğu zaman” Müslümanın inancını gizleyebileceği ifade ediliyor.

Bu ayetleri bazıları “hayatınızın ve bazı uzuvlarınızın imha edilmesinden korkmanız halinde”, bazıları buna ilave olarak “dünyevi bazı zararlara uğramak”  hallerinde takiyye yapılabileceği şeklinde yorumluyor.

Ancak mesela Bilal-i Habeşi gibi ilk Müslümanların korkunç işkenceler altında bile inancını vurgulaması gibi örnekler bu yoruma ihtiyatla yaklaşmamızı gerektiriyor. Uzmanı olmadığım bir konuda ahkam kesmek istemem ama takiyyenin bir görev değil, belli durumlarda verilen bir ruhsat olduğunu düşünüyorum.

“Baskı ve istibdat ortamında, varlığınızı tehdit eden zulüm fırtınası karşısında” takiyyeden başka kurtuluş yolu bulunamayabilir. Ancak “dünyevi bazı zararlara uğramak” ihtimali karşısında da takiyye meşru mudur?

Daha da açalım. İktidarın sunduğu bazı nimetlerden mahrum olmak, muhalif olmanın bazı risklerine katlanmak da takiyye için gerekçe olabilir mi?

21Şub/170

TÜRK MİLLİYETÇİLERİ HAYIR DİYOR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezTÜRK MİLLİYETÇİLERİ HAYIR DİYOR - Ruhittin SÖNMEZ

16 Nisan Referandumunda sonucu belirleyecek temel faktörlerden birincisi MHP tabanının yani ülkücülerin vereceği “evet” ve “hayır” oylarının oranı olacak.

Referandum sonucunu belirleyecek unsurlardan ikincisi AKP tabanından “evet” oyu vermeyecek olanların oranı,

Üçüncüsü ise HDP kitlesinin sandığa gidip gitmeyeceği, giderse evet / hayır cenahlarından hangisini destekleyeceği önemli olacak.

“Hayır” oylarının “evet”leri geçebilmesi için MHP’ye oy vermiş seçmenin en az üçte ikisinin hayır demesi gerekmektedir.

Sinan Oğan’a göre MHP tavanı ile tabanı arasında uçurum vardır. Tabanın yüzde 90’ı “Hayır” diyor. Ama bu oran, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Erdoğan’la Perinçek arasında kalsak tercihimiz Erdoğan” sözleri sonrası yüzde 95’e çıktı.

Meral Akşener de, MHP tabanının en az yüzde 80’inin “hayır” diyeceğini, Türkiye genelinde Hayır oylarının yüzde 56-58 olduğunu açıklamıştı. Bu açıklama Bahçeli’nin MHP tabanında tereddütlü olanları da “hayır” cenahına iten son ifadelerinden önce yapılmıştı.

Bu iddiaların ne kadar gerçekçi olduğunu anlamak için Ankara’da yapılan toplantı çok önemli bir gösterge olacaktı.

14Şub/170

OHAL KARARNAMESİ YETKİSİ HOYRATÇA KULLANILIYOR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezOHAL KARARNAMESİ YETKİSİ HOYRATÇA KULLANILIYOR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Olağanüstü Hal Kanununun hükümete sağladığı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi maksadı dışında bir “keyfi yönetim” aracı olarak kullanılıyor.

TBMM Hükümete OHAL Kararname çıkarma yetkisini “olağanüstü hal’in gerektiği konularda” kullanması için verdi.

Anayasa Mahkemesi eski kararlarında OHAL kararnamesi çıkarma yetkisinin “acil (ivedi), zorunlu önlem ve karar alma ihtiyacı doğduğunda” kullanılabileceği açıklanmıştı.

Şimdi son KHK’ler ile alınan kararlardan bazılarına bakalım. a) Olağanüstü Hal’in gerektiği konularda mı alınmıştır? b) Acil, zorunlu tedbir veya kararlar mıdır?

Varlık Fonu, rektör seçimi, kış lastiği uygulaması, Bölge Mahkemeleri, TSK’nın kuvvet komutanlıklarının MSB’na bağlanması, Askeri Liselerin ve Hastanelerin kapatılması, Bankacılık Kanunu gibi düzenlemelerin aciliyeti neydi? Terörle ve darbe ile ne alakası vardı? Neden TBMM’de görüşülerek kanunlaştırılmadı da KHK ile düzenlendi.

Bir kısım FETÖ şüphelisi kamu görevlilerinin açığa alınmasının KHK ile düzenlenmesi terörle ilişkili ve acil tedbir sayılabilir. Ancak yüzbin kişi civarında memur, “terör örgütü üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle”, yargılanmadan memuriyetten atıldı. Bu neden yapılıyor ve neden, adalete erişim hakkını kapayarak mahkemeye gitmesi engellenerek, KHK ile yapılmakta?

Seçim kanununda değişiklik neden KHK ile yapılmakta? Kanun yapılması Meclis’in görevi değil mi?

Terörle, darbe ile alakasız böyle konuların aciliyeti de söz konusu değil.

Seçim Kanununun, seçim ve referandum dönemlerinde özel TV’lerin adil yayıncılık yapması için konulmuş hükümlerini kaldırmak iyi niyetle bağdaşmaz. Üstelik bunu KHK ile Meclis’te ve toplumda tartışılmadan yaparsanız demokratik bir zihniyetinizin olmadığını ilan etmiş olursunuz.

7Şub/170

EKONOMİDE GÖRÜNEN KÖY VE ARKASI – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezEKONOMİDE GÖRÜNEN KÖY VE ARKASI – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Türkiye ekonomik açıdan çok ciddi risklerle karşı karşıya. Buna rağmen bir yandan da “yap- işlet- devret” (YİD) modeliyle peş peşe büyük yatırımlar yapıyor.

En önemli üç uluslararası reyting kuruluşu Türkiye’nin “yatırım yapılamaz” ülke sınıfına girdiğini açıkladı. Piyasada yaprak kımıldamıyor. Kapanan işyerleri, artan işsizlik, üretimde düşüşler, turizmde ciddi kayıplar, döviz kurlarındaki sıçrama, pahalılığın artışı vs hepimizin gözleyebildiği gerçekler.

14 yıllık AKP döneminin büyüme oranı yüzde 4,6. AKP döneminin ilk 4 yılında büyüme hızı daha iyiydi. Son 8 yılın büyüme hızı yüzde 3,3 yani çok kötü bir seviyede. Bu kalkınma hızıyla Türkiye’nin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşması mümkün değil.

Türkiye 1946-2002 arası yüzde 5,1 büyümüş olmasına rağmen gelişmiş ülkeler ile arasındaki mesafeyi kapatamadı. Yüzde 3,3 kalkınma hızı ile dünya sıralamasında daha da geriye düşecektir.

31Oca/170

MİLLİYETÇİ OYLARI ETKİLEME TAKTİĞİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezMİLLİYETÇİ OYLARI ETKİLEME TAKTİĞİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Nisan ayında yapılacak referandum için, AKP’nin “Evet” kampanyasının omurgası belli olmaya başladı.

Referandum sonucunu belirleyecek milliyetçi oyları etkilemek çok önemli.

CHP ve MHP’nin seçim beyannamelerinde parlamenter sistemden yana olduğu, Başkanlık sistemine karşı olduğu, seçmenlerinin de aynı görüşü paylaştığı biliniyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin keskin görüş değişikliğine parti kitlesinden destek yok. MHP’li yöneticiler ile “lider tartışılmaz” anlayışındaki çok az bir kesim hariç ülkücülerin “hayır” diyeceği açık.

Ak Parti içindeki milliyetçi seçmenlerin de önemli bir kesimin (yüzde 20 civarı) Başkanlık sistemini benimsemediğini hem gözlemlerimiz ve hem de anketler gösteriyor.

Bu bakımdan AKP kendi içindeki Başkanlık sistemine karşı olan seçmenler için ayrı, HDP kitlesi için ayrı, milliyetçi oylar için ayrı “evet” gerekçeleri üretmeye çalışıyor.

AKP milliyetçi kesimi tepkisel oy vermeye yönlendirmek istiyor. “Hayır” oylarının temerküz ettiği CHP ile (Devlet Bahçeli’ye rağmen) “hayır” oyu verecek ülkücüleri HDP/PKK üzerinden kontrol etmeye çalışıyor.

Milliyetçi/ ulusalcılara yönelik “HDP/PKK’lılarla aynı oyu kullanmak size yakışmaz” şeklinde propaganda kurgulanmış. Troller sosyal medyada “Teröristler hayır diyecek ya siz?” gibi sloganları başlattı bile.

24Oca/170

NİHAT GÜRER’İ DE EBEDİYETE UĞURLADIK – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezNİHAT GÜRER’İ DE EBEDİYETE UĞURLADIK – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Kocaeli bir ulu çınarını, Türk milliyetçileri bir bilge büyüğünü kaybetti. Ben de 36 yıldan bu yana ailecek çok yakın görüştüğüm, kendisi ile sohbetlerimden ve istişarelerimden çok şey öğrendiğim bir ağabeyimi kaybettim.

Nihat Gürer içinde bulunduğu imkân ve şartlardan daha büyük etki alanı yaratan bir insandı. Doğuştan lider vasıfları olan karizmatik, baskın karakterli bir kanaat önderiydi.

İçinde bulunduğu şartlar sebebiyle üniversiteden ayrılmak zorunda kalmıştı. Mühendislik, hukuk, tıp gibi bir konuda uzmanlık bilgilerine sahip değildi. Ancak çeşitli kaynaklardan okumak, tecrübeleri ışığında okuduklarından analiz ve sentezler yapmak suretiyle kendi kendisini yetiştirerek “aydın” sıfatını hak eden, “otodidakt” tabir edilen kişilerdendi.

Kendisi ile sohbet eden nice profesörün, önemli devlet adamlarının, tecrübeli bürokratların O’nun konuşmalarını saygıyla dinlediklerini, fikirlerini takdirle karşıladıklarına şahit oldum.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, TBMM Başkanlığı, Bakanlık, milletvekilliği, Valilik vd görevlerde bulunmuş çok önemli zatların kendisine “abi” diye hitap ettiği isimdi. Bulunduğu her mecliste sohbetin seyrini etkileyen, yönlendiren kişi olurdu.

Türkiye’nin ve Türk Dünyasının meselelerini kendine dert edinmiş bir dava ve gönül adamıydı. Hastanede kötü hastalıkla pençeleşirken, ağrılar içinde iken bile sohbetleri daima memleket meseleleri ile alakalıydı.

Stratejik düşünen, büyük meselelerin arka planını ve detaylarını görebilen bir bakış açısı vardı.

17Oca/170

GÖZÜNÜZ AYDIN ÖĞRENCİ TEMSİLCİSİ DE SİZDEN OLDU – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezGÖZÜNÜZ AYDIN ÖĞRENCİ TEMSİLCİSİ DE SİZDEN OLDU – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Kocaeli Üniversitesinde öğrenci konseyi seçimi de siyasi müdahaleye maruz kaldı.

Yapılan seçimi ülkücü aday Fahrettin Porsuk kazanınca AKP’li aday itiraz etti. Araya AKP yöneticileri girdi. Kaybeden adayla toplantılar yaptılar. Öğrenci konseyi seçimini nasıl alacaklarına dair planlar yapıldı.

Bu arada usule uygun yapılmış, Porsuk’un hak ederek kazanmış olduğu seçimin iptali için KOÜ yönetimine baskılar yapıldı. Rektörlük yapılan baskılar karşısında seçimi iptal etti.

İlk seçim 21-20 yani bir oy farkla Fahrettin Porsuk lehine sonuçlanmıştı. İkinci seçimde, anlaşılan üç kişi AKP’li aday lehine ikna edilmiş, 23 oyla AKP’li aday kazandı.

Öğrenci konseyi seçiminin akabinde kavga çıktığı ve 37 ülkücü öğrenciye ters kelepçe vurularak gözaltına alındığı haberlerini okuduk.

10Oca/170

ABD’Lİ DİPLOMAT VE TÜRKİYE’NİN BAŞBAKANI – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezABD’Lİ DİPLOMAT VE TÜRKİYE’NİN BAŞBAKANI – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Recep Tayyip Erdoğan daha Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı iken, dönemin ABD büyükelçisi Morton Abromowitz’le tanıştırılmıştı. 1996’da Abromowitz Erdoğan’a “Türkiye’nin geleceği sizsiniz” demişti.

“1999 yılında ise Av. Münci İnci’nin evinde çok farklı kesimlerden önemli isimlerin katıldığı özel bir toplantı yapıldı.”(İntermedya yayın grubunun sahibi olan Av. Münci İnci’nin, Samanyolu TV’nin gizli ortağı olduğu gündeme gelmiş, İnci bunu yalanlamamıştı.)

Bu toplantıda kimler yoktu ki?

“Fehmi Koru(gazeteci, yazar. Milli Gazete, Zaman, Yenişafak, Star, Habertürk de çalıştı), Emin Şirin (iş adamı, siyasetçi, Nazlı Ilıcak’ın eski eşi), Nazlı Ilıcak (gazeteci, yazar), Yalçın Doğan (solcu gazeteci, yazar. Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet, Sabah, T24 de çalıştı). Bülent Akarcalı (ANAP dönemi Sağlık ve Turizm Bakanı, Türkiye Demokrasi Vakfı ve Bilgi Üniversitesi kurucusu), Fehmi Gültekin (Vakıflar Bankası E. Genel Müdürü), Tezcan Yaramancı (Kamu Ortaklığı İdaresi E. Başkanı, Türk Amerikan İşadamları Derneği, İstanbul Rotary Kulübü, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı üyesi), Güler Kömürcü (Akşam Gazetesi E. köşe yazarı ve Washington temsilcisi) vardı.”

3Oca/170

BİZ KANUNLARA UYMAZSAK… / Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezBİZ KANUNLARA UYMAZSAK… / Av. Ruhittin SÖNMEZ

Devriye görevi yapan genç polis memuru kaldırımda bir yandan sigara içiyor, diğer taraftan cep telefonu ile mesajlaşıyordu. O sırada makam aracıyla yoldan geçmekte olan emniyet müdürü aracından indi ve polis memurunun yanına geldi. Polis memuru müdürünü görünce elindeki sigara izmaritini yere attı.

Aralarında şöyle bir görüşme gerçekleşti:

- Görev başında sigara ve mesajlaşma mı? Ne bu aynı anda birkaç iş mi? Yere attığın izmariti al. Buna ‘yere çöp atmak’ denir.

- Kusura bakmayın amirim ama polisim ben, çöpçü değilim.

- Buna da ‘emre karşı gelmek’ denir. Ceza defterini ver.

- Ne için?

- Biz kanunlara uymazsak halkın kanunlara uymasını nasıl bekleriz?

- Bana ‘yere çöp atmaktan’ ceza mı yazdınız?

- Ayrıca iş başında sigara içip telefonla mesajlaşmak devriye kurallarının ihlalidir.

- Ama ben iyi adamım, sizin polislerinizden biriyim.

- O zaman ona göre davran.

Bu sahneyi bir Amerikan polis dizisinde seyrettim.

27Ara/160

80/20 KURALI – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r-snmez80/20 KURALI – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Belki “80/20 kuralını” duymuşsunuzdur. Duymamış olanlar için “Pareto ilkesi” denilen bu kuralı hatırlatalım.

Bu kuralı ortaya çıkaran Pareto ve takipçileri bazı tespitler yapmış.

Herhangi bir ülkede servet ve gelir dağılımını incelediklerinde, ülkenin % 80 zenginliğinin, nüfusun % 20'sine ait olduğunu görmüşler.

Sadece bu konuda değil, önemli azınlık (%20) ile önemsiz çoğunluk (%80) arasındaki bu ilişki hayatın birçok alanında geçerli.

Zamanımızın %80'inde, gardırobumuzdaki kıyafetlerin sadece %20'sini giyeriz.

Vaktimizin %80'i, tanıdıklarımızın yalnızca %20'siyle geçer.

Türkiye’deki yayınların %80’i, üniversitelerin % 20’si tarafından yapılıyor.

Nobel ödüllerinin % 86’sını, ülkelerin %20’si kazanıyor.

Microsoft en fazla raporlanan hataların %20'sini çözerek, çökmelerin %80’inin engellenmesinin mümkün olduğunu belirtmiş.

Bir şirkette giren paranın kabaca %80'i, müşterilerin %20'sinden geliyor. Yani 100 müşteriden en iyi 20'yi elde tutmakla, ciro ve karlılığın %80’ine hükmedilmiş olunuyor.

Aynı şekilde, satışın kabaca %80'ini, satışçıların %20'si yapıyor.

Görülüyor ki, genellikle zihnimiz tüm sebeplerin yaklaşık aynı öneme sahip olduğu varsayımıyla hareket etmeye meyilli olsa da, gerçek pek öyle değil.

“Ortaya çıkan etkinin %80'i, etkenlerin sadece %20'sinden kaynaklanır.”

Ben bunu uygulamada yaşadım.

Petkim ve Tüpraş’ta çalıştığım dönemde “Pareto analizi” çalışmaları yapardık. Ortaya çıkan bir problemin ilk on etkenini sıralar ve istatistiksel değerlendirme yaptığımızda iki etkenin problemin yüzde 80 sebebini oluşturduğunu görürdük. Öncelikle bu iki etkeni çözdüğümüzde problemin yüzde 80 oranında çözüldüğünü görürdük.

20Ara/160

TERÖR SALDIRILARINI NİYE ENGELLEYEMİYORUZ? – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezTERÖR SALDIRILARINI NİYE ENGELLEYEMİYORUZ? – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Beşiktaş’taki, 37’si polis, 44 şehit verdiğimiz bombalı saldırılardan sonra, Kayseri’de 14 askerimizi şehit eden bombalı saldırı içimizi yaktı. Toplumdaki tepkiler öfke ve infial ile kanıksama arasında gezinmekte.

Türkiye’yi gazete ve televizyon haberlerinden izleyen herkes iç savaş yaşayan bir ülke izlenimi ediniyor.

19 Temmuzdan bu yana 20 büyük bombalı saldırıya muhatap olduk. Ülke çapında teröre karşı verdiğimiz şehit sayısı 300’ü geçti. Yaralı deyip geçtiklerimizin sayısı şehit sayısından birkaç kat fazla. Bunların ne kadarının hayatına yaşamak denir bilemiyorum.

Peki, niye bu saldırıları engelleyemiyoruz?

Polis babası şehit olan 5,5 yaşındaki Duru’nun, babasının içinde bulunduğu tabuta bakarak sorduğu, can yakıcı soruyu bütün şehitlerimiz için soralım: Bu insanlarımız neden bu tabutların içindeler?

Elbette dünyanın en kalleş, en hain terör örgütleri ve onları maşa olarak kullanan devletlerle mücadele ediyoruz. Bunun zorluklarını ve “kaçınılmaz” olarak verilebilecek kayıpları biliyorum.

Ama kayıplar ve hasar “kaçınılmazlık” boyutunun çok üzerinde.

13Ara/160

YASTAYIZ- KRİZ KAPIDA- OHAL’DE BAŞKANLIK SİSTEMİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezYASTAYIZ- KRİZ KAPIDA- OHAL’DE BAŞKANLIK SİSTEMİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Hafta sonu “her derde deva olacak sistem değişikliğinin” esasları belli oldu.  AKP ile MHP yöneticilerinin (R. Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli’nin demek daha doğru olabilir) anlaştığı Anayasa değişikliği mutabakat metninin yazımı bitti.

Bu metin AKP milletvekilleri tarafından -okunmadan imzalanarak- anayasa değişiklik teklifi olarak TBMM Başkanlığına sunuldu.

Bu değişiklik gerçekleşirse parlamenter sistem sona erdirilecek ve yerine Türkiye’ye özgü Başkanlık (Cumhurbaşkanlığı) modeli ikame edilecek.

Yeni sistemde Binali Yıldırım işgal ettiği Başbakanlık makamı sistem dışı kalacağından “son Başbakan” sıfatını alacak. Devlet Bahçeli de partisini sistem dışına çıkaran bu değişiklikten sonra muhtemelen “son MHP Genel Başkanı” unvanını alacaklar.

Binali Yıldırım ve Devlet Bahçeli işgal ettikleri makamları sistem dışına atan uzlaşmadan nedense son derece mutlu görünüyorlar.

6Ara/160

MERAL AKŞENER MÜCADELEYE DEVAM EDİYOR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmez  MERAL AKŞENER MÜCADELEYE DEVAM EDİYOR  - Av. Ruhittin SÖNMEZ

1 Kasım 2015 seçimleri sonucu başlayan Milliyetçi Hareket Partisinin kurultay macerası şimdilik gündemin ön sıralarında değil.

Buna rağmen Meral Akşener mücadeleye devam ediyor. 3 Aralık Cumartesi günü Bursa’da “MHP’nin son seçilmiş il yönetiminin” düzenlediği toplantıda hitabeti, katılanların “Meral Abla’ya” bağlılıkları ve heyecanı çok etkileyici idi.

Görünen o ki, MHP tabanının hukuk oyunlarıyla, AKP/devlet desteğiyle ülkücü iradeyi yok sayan MHP’nin antidemokratik yönetimine,Tayyip Erdoğan ve Bahçeli ittifakına” isyanı kolay kolay bastırılamayacak.

Ülkücülerin ve genel olarak halkımızın teveccühü Meral Akşener’i Türkiye siyasetinin önemli bir figürü olarak tutmaya devam edecek.

29Kas/160

DURMUŞ YILMAZ’DAN MANŞETLİK BİLGİLER – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmez  DURMUŞ YILMAZ’DAN MANŞETLİK BİLGİLER – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Merkez Bankası E. Başkanı, ekonomist, bürokrat ve siyasetçi Durmuş Yılmaz 26 Kasım Cumartesi günü Kocaeli’de idi. Kocaeli Aydınlar Ocağı olarak düzenlediğimiz toplantıda çok önemli bilgiler verdi.

Durmuş Yılmaz Cumhuriyet tarihimizin en başarılı Merkez Bankası Başkanı. Görev yaptığı sırada 2009 yılında Euromoney Dergisi tarafından "Yılın Merkez Bankası Başkanı" unvanının verildiği bir değerimiz.

22Kas/160

ÇOCUĞA TECAVÜZ – HUKUKA TECAVÜZ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmez   ÇOCUĞA TECAVÜZ - HUKUKA TECAVÜZ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

15Kas/160

BİR BAŞKA AÇIDAN BAŞKANLIK SİSTEMİNE HAYIR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmez  BİR BAŞKA AÇIDAN BAŞKANLIK SİSTEMİNE HAYIR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Aşağıdaki örnek, Rus yazar Grigory Petrov tarafından kaleme alınmış 1923 tarihli, “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” adlı kitapta anlatılır:

8Kas/160

PADİŞAHIN DALKAVUKLARI – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmez  PADİŞAHIN DALKAVUKLARI – Av. Ruhittin SÖNMEZ