OY MOY YOK ANLAYIN ARTIK TAŞLAMA – Ozan İSYANİ
OY MOY YOK ANLAYIN ARTIK TAŞLAMA - Ozan İSYANİ
Soframıza destursuzca dalmayın
Pay may yok diyoruz anlayın artık
Zahmet edip kapımızı çalmayın
Oy moy yok diyoruz anlayın artık
Sahte paraları panganot sandık
Yaldızlı sözlere inandık yandık
Senelerdir keklenmekten usandık
Çay may yok diyoruz anlayın artık
Garipler parayı nerden bulacak
Çalgıcılar bedava mı çalacak
Asıl düğün siz gidince olacak
Toy moy yok diyoruz anlayın artık
Doymadınız para pula tapmaya
Elimizden lokmamızı kapmaya
Her birine yeni saray yapmaya
Koy moy yok diyoruz anlayın artık
Köprü başlarını tuttu dayılar
Pazarlarda laf dinlemez sayılar
Tarlaları yağmaladı ayılar
Köy möy yok diyoruz anlayın artık
Beka meka diye fazla ötmeyin
Bahaneyle rızkımızı ütmeyin
Karşımıza çıkıp kem küm etmeyin
Şey mey yok diyoruz anlayın artık
Bekledik kötülük zeval bulmadı
Boş dolmadı dolu ise almadı
Atlar sucuk oldu eşek kalmadı
Tay may yok diyoruz anlayın artık
Doldurdun çevrene bunca dallama
Onlardan al, bana İBAN yollama
OZAN İSYANÎ’ye parmak sallama
Ey mey yok yok diyoruz anlayın artık
Mustafa Kemal ve Cumhuriyet – Rüyam Alankuş KARGILI
Mustafa Kemal ve Cumhuriyet - Rüyam Alankuş KARGILI
29 Ekim 1923'den bu yana biliyoruz ve farkındayız ki bugün hiç bir erkin boyunduruğunda değilsek bilim ve fen den yararlanma kabiliyeti, çağdaş hayat şartları adaletli toplum anlayışı, eşit hukuk kuralları ve daha bir çok parametreyi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşlarına borçluyuz. Birbirinden asla ayrılmayan bu iki kavram millet olarak bizlerin en büyük dayanağıdır.
“Bana Tevrat’ı öğretmenizi isterim”
Papazın biri, uzun süredir ahbaplık ettiği Haham'a
"Bana Tevrat'ı öğretmenizi isterim" der...
Haham, olmaz der, "Sen Yahudi doğmadın, kafan Yahudi gibi çalışmaz.
Tevrat’ın kelamını anlaman mümkün değil..."
Papaz ısrar eder, Haham razı olur, ama bir koşulu vardır: "Soracağım soruya doğru yanıt verebilirsen, ogretirim"...
Papaz, "Kabul"
diye yanıtlar. "Sor bakalım!"
Haham:
"İki adam bir bacanın içine düşerler. Biri kirli, öteki tertemiz çıkar. Hangisi yıkanır?"
Papaz, "Bundan kolay ne var?" diye atılır. "Kirlenen yıkanır, temiz kalan yıkanmaz."
Haham içini çeker, "Sana Tevrat'ın kelamını asla anlamayacağını söylemiştim! Doğrusu tam tersi. Temiz kalan adam ötekinin kirlendiğini görünce, kendisinin de kirlendiğini sanıp yıkanır. Kirlenen adam ise karşısındakini temiz gördüğü için kendisini de temiz sanıp yıkanmaya gerek duymaz."
Tanıdıkları dinlemekte fayda var!..
https://www.facebook.com/rubil.gokdemir
https://www.facebook.com/Avukat.Rubil.Gokdemir/
https://twitter.com/rblgokdemir
https://www.youtube.com/channel/UCI4mUFxg3dzxdKfxNXr-BGQ</DIV>
KURTULUŞTAN CUMHURİYETE ve SON CÜRET – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
KURTULUŞTAN CUMHURİYETE VE SON CÜRET - Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
Japonlara ait olduğu söylenen bir tespiti önemli bulurum. Onlara göre bizim eğitimimiz yeterince milli bilinç pekiştirmesi yapamamaktadır. Japonya bunu sağlamak maksadı ile uygun yaşlarda her Japon gencinin Hiroşima - Nagazaki atom bombası faciasının acılarını, tahribatının ne büyük felaketlere sebep olduğunu öğrenmeleri ve benzeri bir felaketin tekrar yaşanmaması için nasıl bir Japon vatandaşı olunması yönünde bilinçlendirme yapar. Tarihimizde de Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı gibi çok önemli yakın iki tarihi olayın doğru anlatılmasının böyle bir bilinçlenme için fazlası ile yeterli olduğu tespitini bildirirler.
Hakikaten Çanakkale ve kurtuluş savaşlarımız Türk milletinin birinde 250 bin, diğerinde 40 bine yakın şehidi, yaşattığı acılar ve yapılan kahramanlıkları ile bu tespit çok doğrudur. Çanakkale savaşımızla ilgili muhtelif belgeseller ve filmler yapılmış, birçok kitap yazılmıştır. Bunlardan Niyazi Özdemir'in "Çanakkale Serencamı" romanını kimi sayfalarında gururlanarak ve zaman zaman göz yaşları ile okumuştum. Kurtuluş Savaş'ımız ile de birçok kitap, belgesel ve filmler vardır. Bunlardan Tarık Buğra'nın yazdığı "Küçük Ağa" yine benim için dikkat çekici bir roman olmuştur. Bu makaleyi yazmama sebep ise Yılmaz Özdil'in yeni yayınlanan "Son Cüret" eseridir.
Eski Dostlar Grubu’nun ak saçlılarından İsmail Kalkandelen… / Orhan BALCI
Eski Dostlar Grubu’nun ak saçlılarından İsmail Kalkandelen… / Orhan BALCI
Tüm Makaleleri</DIV></DIV></DIV></DIV>
Kocaeli ve Kocaelispor’u seven eski dostlar grubuyla ilgili ilk yazımı geçtiğimiz hafta yazmış, grubun nasıl kurulduğunu, işleyişini, birlikteliği ve her ayın son cuma akşamı yenen yemeğin özelliğinden bahsetmiştim.
Yazının sonunda ise grupta yer alan ve aramızdan ayrılanların isimlerine yer vermiştim.
Gerek “Kocaeli 7/24 haber ve yaşam” internet portalında gerekse kendi sosyal paylaşım sitelerindeki hesaplarıma yapılan yorumlar ve olumlu tepkilere teşekkür ederim.
Bu köşe yazılarında kente önemli hizmetler yapıp iz bırakanları bu birliktelikte gündeme taşıyarak hem onlara vefa borcumu ödeyeceğim, hem de tarihe not düşeceğim…
Covid-19 salgını olmasaydı Eylül-Mayıs aylarının son haftasının cuma akşamki yemekli toplantıları sürseydi 90 kişilik bir listesi olan grup birlikte olmaya devam edecekti,
Halaskâr Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK
Bastırdığı kağıt paranın üzerine Bozkurt koyduruyor...
* Yakın arkadaşlarına, Bozok, Bozkurt gibi soy isimler koyuyor...
* Manevi kızına “Ülkü” adını veriyor...
* Yusuf Akçura Bey'i İstanbul'u teslim almaya yolluyor...
* Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu'nu kuruyor...
* Asırlar sonra Türk adını vererek Türkiye Cumhuriyeti'ni kuruyor...
* İbrahim Çallı'ya "Ergenekondan Çıkış" tablosunu yapmasını istiyor...
*Türk Tarih Tezi'ni hazırlatıyor...
* Anadolu da kazı çalışmaları yaptırıp, Kadim Türklüğün izlerini bulduruyor...
* Her konuşmasında Türklük vurgusu yapıyor.
* Anadolu'nun “7 bin yıllık” Türk Beşiği olduğunu söylüyor...
* Türklüğün ebedi olduğunu haykırıyor...
* Türk devrimlerini “öze dönerek” yapıyor...
* Tıpkı Fikirlerinin babası Ziya Gökalp Bey'in dediği gibi...
* Türk'ü Türk yönetmelidir diyor !..
* Laikliği Atası “ Tuğrul Bey’den” ( Selçuklu)’dan..
* Cumhuriyeti Tarihte Kurulan İlk Demokratik Türk Beyliği Olan “ ANKARA CUMHURİYETİ BEYLİĞİ’ nden alıyor..
* Türk kültürünü yaşamın her alanında hakim kılmak için çalışmalar yapıyor...
* Anadolu'da, unutulmuş, sinmiş, hor görülmüş Türklüğü şahlandırıyor..
* Türk’ü Kapı Padişah Paşa Kulu “ ETRÂK-I Bİ İDRÂK” Statüsünden Efendiler eksenine yükseltiyor ve Türk Milletine her Unsuru ile “EFENDİLER” diyerek sesleniyor hitap ediyor..
* Türkler Barbar Vahşi ve İlkel bir millettir Şekinde Yıllaca Yapılan Batı Diyaspora Eksenli Psikolojik Asimetrik Harp Propagandanlarının Soluğunu 21. Yüzyılın Getirilerine Göre Dizayn Ettiği TÜRK CUMHURİYETİ DEVLETİ ile ve bu yeni kurulan Devlete “TÜRKİYE” İsmini Vererek Gerek Tarihi Gerek Arkeolojik Bulgu Belge Ve Yeniliklerle “Ebediyen” Kesiyor..
*"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur..." diyerek kutlanmış Türklüğünü hatırlatıyor...
O en büyük Türk,
Türk’ün Son Başbuğu
BÂNİSİ ‘
Bilge “ HANKÂH’ı
(VİCDAN SEZER'DEN NAKİL)
Halaskâr Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK
halaskâr
sıfat
- kurtaran, kurtarıcı.
Akilli insanlar çoğalırsa din tüccarları iflas eder!.. Bir Temel hikayesi..
Temel Vatikan’da gezerken upuzun bir kuyruk görür.
"Nedir bu kuyruk..?" diye sorduğunda;
Kuyruğun diğer ucunun kiliseye uzandığını ve Vatikan kilisesi tarafından cennetin parça parça satıldığını,1000 dolar verenin de cennetten bir parça satın alabildiğini öğrenir.
Kuyruğu takip edip kiliseye ulaşır, kapıdaki görevlilere
"Ben cehennemi satın almak istiyorum.." der.
-"Olmaz burada cehennem satışımız yok, cennetten bir parça almak istiyorsan da sıraya gir.." derler.
Temel cehennemi almakta kararlıdır ve ısrarını da sürdürür.
Kapıda Temeli ikna edemeyen görevliler, içeride Papa'ya durumu anlatırlar.
Papa gülerek;
-"Gidin sorun bakalım cehennemin tümüne ne kadar veriyormuş bu akılsız adam.." der.
Kapıya inip Temele sorarlar;
-"10.000 dolar veririm.." demiş.
Papa Temeli içeri çağırtır, hazırlattığı evrakı da Temele imzalatıp 10.000 dolarını da aldıktan sonra arkasından gülerek uğurlarlar.
Dışarı çıkan Temel, kapıda günlerdir cennetten bir parça satın almak için bekleyen binlerce kişiye elindeki belgeyi gösterip;
-"Eyyyy uşaklar; cehennemin tümünü ben satın aldım, artık cennet için uğraşmanıza gerek kalmadı, dağılabilirsin....." der ve herkes dağılır...
Cennet satışları sıfırlayan Papa ve ekibi 10.000 dolara sattığı cehennemi Temelden geri alabilmek için hala pazarlık etmekte, son durum..;
Temel 10 milyon dolarda ısrarcı !
Akilli insanlar çoğalırsa din tüccarları iflas eder.
Nostalji; 25 sene önce: Kocaeli Kandıralılar Derneği, 6 Ekim 1995 Cuma
İzmit Belediye Başkanı Sefa Sirmen Kocaeli Kandıralılar Derneğinde konferans veriyor..
Çocuk yetiştirirken bu 10 yanlıştan kaçının
Günümüzde anne-babaların çocuk yetiştirirken yaptıkları 10 yanlış...
Yeni nesil anne-babalarda ‘‘mükemmel olma’ ve’ mükemmel çocuk yetiştirme’ isteği hızla yaygınlaşıyor. Hepsi de çocuklarının kendine güvenli, başarılı, sağlıklı, kendi ayaklarının üzerinde duran bireyler olmasını amaçlarken, tüm iyi niyetli çabalarına rağmen zaman zaman hayal kırıklığı yaşayabiliyor, kendilerini ‘nerede yanlış yaptıklarını’ sorgularken bulabiliyorlar. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi’nden Psikolog Nazan Ülkü, anne-babaların ‘çocuğunu kıyaslamak’, ‘onunla arkadaş gibi olmak’, ‘sürekli koruyup kollamak’, ‘aç kalmasın diye yemeğini yedirmek’ gibi yanlışlara düşebildiklerini belirterek “Oysa ebeveyn olarak en önemli görevimiz çocuğumuzu hayata hazırlamaktır. Kişiliğin temelleri ilk 5 yılda atılır ve birinci derecede sorumluluk anne-babalarındır. En önemli eğitim; ailede anne babanın öncelikle birbirlerine, sonra çocuğa karşı olan tutum ve tavırlarıdır” diyor. Psikolog Nazan Ülkü, günümüzde anne-babaların çocuk yetiştirirken düştükleri 10 yanlışı anlattı, çok önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Ali Topuz’dan Ümit Özdağ’a Siyaset Oyunları… / Mustafa KÜPÇÜ
Ali Topuz'dan Ümit Özdağ'a Siyaset Oyunları... / Mustafa KÜPÇÜ
1988 yılıydı.
Hürriyet Gazetesi’nde manşete çıkan haberde, SHP Genel Sekreter Yardımcısı Ali Topuz’un, İstanbul-Şişli’de, Mustafa Sarıgül’ün garajında kendi partisi hakkında yaptığı bir açıklama yer alıyordu.
Ali Topuz özetle; “SHP içinde aşırı solcular ve bölücüler var” diyordu!
Siz, bir partide üst düzeyde görevli olacaksınız ve partinizi çok yönlü yıpratabilecek bir açıklama yapacaksınız!
Bu olay üzerine SHP içinde önemli tartışmalar, ayrışmalar ve kopuşlar yaşandı. Vatandaş nezdinde de SHP oy yitirdi!
Yıllar sonra, İYİ Parti’de milletvekili olan Ümit Özdağ’ın, bir Televizyon programında, kendi partisinin İstanbul İl Başkanı hakkında “FETÖCÜ olduğu” açıklamaları, siyaset gündeminde önemli bir tartışma oluşturdu!
Bir zamanlar Fethullah Gülen’e biat eden, siyaset ve devlet yönetim kademelerinde etkin görevlerde olanların pek çoğu, yeniden siyasi ve idari görevlere getirilirken, bir muhalefet partisi milletvekilinin, siyasi iktidarın bu uygulamaları üzerine açıklama yapması gerekirken, kendi partisinin il başkanına yönelik iddialarda bulunması garip ve düşündürücü değil mi?