Covid 19 Salgınında 4. Dalga Korkusu! – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
Covid 19 Salgınında 4. Dalga Korkusu! – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
Tarih boyunca insanoğlu önemli olaylar yaşamış ve bundan gerekli dersler-bilgiler alarak geleceğini daha yaşanabilir kılmıştır. Tabii felaketler ve savaşlar bunların önemlileridir. Şu günlerde de bir salgın hastalıkla karşı karşıyayız ve bununla baş etmek için uğraşmaktayız.
Bu, 2020 Mart ayında DSÖ tarafından pandemi (büyük salgın) kabul edilen ve covid 19 adı verilen bir virüs hastalığıdır. Coronalar, insanlar ve hayvanlarda çoğunlukla sessiz duran, zaman zaman çoğunlukla basit hastalıklara sebep olan virüslerdir. Covit 19 ise ilk önce Çin’in Wuhan kentinin bir hayvan pazarından gelen insanlardaki solunum yolu enfeksiyonu etkeni olarak Aralık 2019’da teşhis ve tespit edilmiştir . Yarasalarda bulunan fakat bir mutasyon geçirerek bulaşıcılık ve insanlarda önemli solunum yolu enfeksiyonu yapma özelliği kazandığı öğrenilen bu virüs covit 19 adı ile tanımlanmıştır.
Yalancı Gerçeklik Aklın İtibarsızlaşması – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
Yalancı Gerçeklik Aklın İtibarsızlaşması - Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
Son yılların hayatımızı etkileyen en önemli olayı Covid -19 büyük salgınıdır. Salgın ile mücadele gereği alınan tedbirler, yapılan uygulamalar bizleri daha çok teknolojinin, telefon, internet, bilgisayar gibi iletişim unsurlarına bağlı kılmıştır. Özellikle akıllı telefonların sağladığı yeni imkanlar bilgi edinme ve kanaat oluşturmada çok daha etkili olmuş ve olmaya devam etmektedir. Bu durum ise bizlerin doğrulanmamış bir yığın fikir ve kanaat ile karşı karşıya kalmasına sebep olmaktadır.
İbadetlerimizden Oruç Üzerine – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
İbadetlerimizden Oruç Üzerine - Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
‘’Allah için oruç tutmak, içi temizlemektir.
Allah'ın sevgisini gönülde gizlemektir.’’ Şerafettin Yaltkaya
‘’Yunus Emre der hoca, Gerekse bin var hacca, Hepsinden iyice, Bir gönüle girmektir’’ Yunus Emre
Şairlerimizin de işaret ettiği gibi oruç dahil ibadetlerin hikmetlerinden birinin gönül yapmak, gönüle girmek olduğunu unutmamalı ve buna uygun yaşamalıyız.
Oruç, sağlığı uygun her müslüman için yerine getirilmesi gereken bir ibadettir.
COVİD-19 SALGINI ÜÇÜNCÜ DALGASINI YAPARKEN – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
COVİD-19 SALGINI ÜÇÜNCÜ DALGASINI YAPARKEN – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
Salgın hastalıklar toplumlarda derin yaralar açarlar. Her büyük salgın sonrası insanların yaşamında büyük değişimler olmuş ve hayat hiçbir zaman eskisi gibi olmamıştır. Çarşıları,marketleri, spor alanlarını, mabetleri velhasıl toplu yaşanılan her alanı kapattırarak alışılan şekli ile kullanılmaz hale getirmiştir. Bu durum günlük hayatımızda, ikili ilişkilerimizde büyük değişikliklere sebep olmuş ve olmaya devam etmektedir. Komşuluk arkadaşlık ilişkilerinden, düğün-dernek alışkanlıklarımıza, cenaze törenlerimizden, iş alışkanlıklarımıza ve eğitim düzenimize kadar birçok yeni mecburiyetler geliştirip yaşamamıza sebep olmuştur.
Mart 2020’de başlayan ilk dönemde beş bini ölümle sonuçlanan bir milyona yakın insanımız hastalığa yakalanmış ve salgın iki ay içinde kontrol altına alınarak Haziran 2020 başında normalleşmeye geçilebilmişti. Burada yönetimin dikkati, sağlık ordumuzun gayreti ve insanlarımızın salgına karşı yapılan tavsiyelere uyumu etkili olmuştur. 2020 Ekim’inde gerek mevsimin etkisi gerekse insanlarımızdaki salgına karşı yapılması gereken tedbirlerdeki gevşemenin getirdiği rahatlık, hastalığın artarak ikinci dalga yapmasına sebep olmuştur.
Önemli Bir Çevre Sorunu Çöplerimiz ve Atıkları – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
Önemli Bir Çevre Sorunu Çöplerimiz ve Atıkları - Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
Tıp Fakültesindeki hijyen dersi hocamızın şu ifadesini hiç unutamam."Çocuklar, önümüzdeki yılların en önemli sorunu insanların kullanıp kirleterek çevresine bırakacağı kirli suyu, yiyip içtiğinin artıkları, eskittiği eşyası ve atıkları olacaktır." İşte günümüz çevreye, suya, toprağa bıraktığımız atıklarımız sebebiyle hayatımızın sağlıklı sürdürülebilmesi için mutlaka gerekli olan ve temiz kalması gereken HAVAMIZI, SUYUMUZU, TORAĞIMIZI her geçen gün daha çok kirletildiği dönemdir. Bu kirlenme ciddi bir sorun haline gelmiş olup yönetimler için çözülmesi gereken öncelikli hizmetlerdendir. Kullanıp kirlettiğimiz suların arıtılıp temizlenmesi, kullandığımız yiyecek, giyecek dahil tüm eşya ve malzemelerin toplanıp zararsızlaştırılması ve bu süreçte havamızın-suyumuzun-toprağımızın kirletilmeden korunması bizlerin ve yeni nesillerin, sağlıklı bir hayat sürdürebilmesi için gerekli olduğu gerçeği ile karşı karşıya olduğumuz unutulmamalıdır.
2020’nin Yaprakları Dökülürken – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
2020’nin Yaprakları Dökülürken – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN (e. İSU Yönetim Kurulu Üyesi – Kocaeli Kent Konseyi Başkanı)
Sonbaharların bir özelliği ilkbaharın yeşillendirdiği bitkilerin sararması, ağaçların yapraklarının sararıp dökülmesidir. Bu, yeşilin tabiata verdiği neşe ve coşkunun yerine hüzne dönüşmesine sebep olur. Şu günlerimizdeki hüznümüzü, bazı dost ve arkadaşlarımızın kaybı ve buna COVID-19 salgınının kısıtlamalarının eklenmesi ayrıca artırmıştır.
Vefatı ile bizleri üzen isimlerden biri Ali Koç'tur. İzmit merkezde ticaretle uğraşan bu hemşerimizi Kocaeli Aydınlar Ocağı faaliyetlerinden tanırım. Beyefendi tavrı, bulunduğu ortamlardaki yapıcı yaklaşımları ile çevresine örnek olan bir insandı. Kendisi 70’li yıllarda Adalet Partisi ve 80’li yıllarda Anavatan Partisi’nde yöneticilik yapmıştır. Şehrimizin sorunlarının çözümünde gerek sivil toplum kuruluşları gerekse siyasi parti çalışmaları ile faydalı olma gayretini hep sürdürmüştür. Ocağımızın faaliyetlerine eşi Nevin hanımla katılırdı. Sohbetlerinde çok iyi yetişmeleri için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadığı çocukları makine mühendisi Murat bey, elektronik mühendisi İskender bey ve halen Kocaeli Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Prof.Dr. Nevcihan hanımla gurur duyardı. Kendisini rahmetle anarken geride kalan eşi ve çocuklarına sağlık ve mutluluklar dilerim.
VE NİHAYET AŞI… / Dr.H.İbrahim KAHRAMAN
VE NİHAYET AŞI... / Dr.H.İbrahim KAHRAMAN
2020 yılının en önemli olayı Covid 19 büyük salgınıdır. Çin’de başlayıp Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü’nün büyük salgın (pandemi) olarak ilan ettiği bu olay insanlarımızın her türlü davranışında yeni mecburiyetler ve alışkanlıklar edinmesine sebep olmuştur. Devlet yöneticilerine, iş insanlarına yeni yükümlülükler, yeni sorunlar getirerek maddi-manevi bir yığın yeni çözümler aramaları mecburiyetini getirmiştir. Covid- 19 virüsü, coronavirüsler grubunun hayvanlarda bulunan bir türünün mutasyon geçirerek insanlarda bulaşıcı hastalık yapma özelliği kazanmış olan bir tipidir. Bu virüsün sebep olduğu hastalık, insan coronavirüslerinin yaptığı basit sonum yolu enfeksiyonunun aksine ölümlere yol açan ağır akciğer enfeksiyonuna yol açması sebebiyle önemlidir. Şöyle ki enfluenza ( grip) virüsünün yaptığı enfeksiyon %0.1 öldürücü iken covit-19 %1,5-%2 oranında ölümle sonuçlanmaktadır. Bu durum ise ciddi sağlık sorunları yaşanmasına sebep olmuştur. Sağlık yöneticileri zaman zaman hastalara yeterli hizmet sunmakta zorlanmıştır. Bulaşıcılığı sebebiyle sağlık ordumuzun çalışanları olan hekim, hemşire ve yardımcı hizmetlileri içinden de hastalığa yakalanan olmuş, ölümler üzüntüleri artırmıştır. Bazı ülkelerde cenaze definlerinde bile ciddi sorunlar yaşandığı haberleri toplumda ciddi bir endişe ve korku artışına sebep olmuştur.
KURTULUŞTAN CUMHURİYETE ve SON CÜRET – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
KURTULUŞTAN CUMHURİYETE VE SON CÜRET - Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
Japonlara ait olduğu söylenen bir tespiti önemli bulurum. Onlara göre bizim eğitimimiz yeterince milli bilinç pekiştirmesi yapamamaktadır. Japonya bunu sağlamak maksadı ile uygun yaşlarda her Japon gencinin Hiroşima - Nagazaki atom bombası faciasının acılarını, tahribatının ne büyük felaketlere sebep olduğunu öğrenmeleri ve benzeri bir felaketin tekrar yaşanmaması için nasıl bir Japon vatandaşı olunması yönünde bilinçlendirme yapar. Tarihimizde de Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı gibi çok önemli yakın iki tarihi olayın doğru anlatılmasının böyle bir bilinçlenme için fazlası ile yeterli olduğu tespitini bildirirler.
Hakikaten Çanakkale ve kurtuluş savaşlarımız Türk milletinin birinde 250 bin, diğerinde 40 bine yakın şehidi, yaşattığı acılar ve yapılan kahramanlıkları ile bu tespit çok doğrudur. Çanakkale savaşımızla ilgili muhtelif belgeseller ve filmler yapılmış, birçok kitap yazılmıştır. Bunlardan Niyazi Özdemir'in "Çanakkale Serencamı" romanını kimi sayfalarında gururlanarak ve zaman zaman göz yaşları ile okumuştum. Kurtuluş Savaş'ımız ile de birçok kitap, belgesel ve filmler vardır. Bunlardan Tarık Buğra'nın yazdığı "Küçük Ağa" yine benim için dikkat çekici bir roman olmuştur. Bu makaleyi yazmama sebep ise Yılmaz Özdil'in yeni yayınlanan "Son Cüret" eseridir.
Covit 19 ve Bulaşma Korkusu – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
Covit 19 ve Bulaşma Korkusu - Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
2019 Aralık ayında Çin'de başlayan ve büyük salgın (pandemi) hüviyeti kazanarak tüm dünyayı etkisine alan Covit 19 virüs hastalığı ülkemiz dahil insanlık için önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Hastalığın kendisi kadar bulaşma korkusu da ciddi bir sağlık sorunu olmuştur.
Covit-19 ile ilgili daha önce de bilgilendirici değerlendirmeler yazmıştım. Burada ŞÜPHELİ TEMAS durumunu yazacağım. Covit 19 müsbetliği bildirilen veya bu teşhis ile tedaviye alınan birisinin çevresi dehşet bir korku ve telaşa kapılmakta, bu duygularla sağlık kurum veya kişilerine başvurmaktadır.
Böyle bir durumda ne yapmalıyız? İlk önce temas şeklini,derecesini değerlendirmeliyiz. Değerlendirmeyi hastalığın yakın temas gerektiren damlacık enfeksiyonu olduğunu unutmayarak yapmalıyız. Bulaşma ihtimali maruz kalma şekli ve süresi ile ilgilidir. Şüpheli şahıs ile 1.5-2 m den daha kısa mesafede maskesiz temas bulaşma ihtimalini arttırırken, mesafe ve maske bulaşma ihtimalini ciddi oranda azaltmaktadır. Kapalı ortamlarda, kalabalıklarda, iç mekanlarda bulaşma ihtimali artarken; açık ortamlarda, tenha gruplarda, dış mekanlarda ise ciddi derecede azalmaktadır. İlk durumlarda bile 3-4 dakikalık kısa sürelerde bulaşma tehlikesi ortadan kalkarken temas süresinin uzaması (10 dakikadan sonrası) bulaşma ihtimalini artırmaktadır. Virüslü insanın damlacıklarının bulunma ihtimali olan yüzeyler ile temasta ilk 2-3 saat için bulaşma tehlikesi oluşurken daha uzun sürelerde bu ihtimal zayıflamaktadır.
Covit – 19 Salgın Hastalığı ve Korkusu – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
Covit- 19 Salgın Hastalığı ve Korkusu -Dr. H.İbrahim KAHRAMAN
Ortaya koyduğu şartlar sebebi ile halen covid-19 pandemisi (büyük salgını) ciddi bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Bu sorun, konu ile ilgili kesinleşmemiş değişik bilgiler sebebi ile, insanlarımızda endişe yaratmakta ve halkımızda bir de koronafobi diyebileceğimiz duruma sebep olmaktadır. Gerek salgın hastalığının kendisi gerekse bu korku duygusu, konu hakkında farklı, birbiri ile ilişkisiz, hangisi doğru, neresi yanlış anlaşılamayan bilgilerin ve haberlerin, muhtelif kanallar üzerinden insanlarımız tarafından öğrenilmesi sebebiyle konu daha da karmaşık hale gelmektedir.
Aman Dikkat, Salgın Bitmedi! – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
Aman Dikkat, Salgın Bitmedi! - Dr.H. İbrahim KAHRAMAN
Dünya bu günlerde bir büyük salgının(pandemi) nelere sebep olabildiğini bizzat yaşayarak görmektedir. Kendi başına canlılığı bile tartışmalı olan virüs ailesinden bir yaratık insanlığı teslim almış görülmektedir. Virüsler kendi başlarına bağımsız yaşayamazlar. Canlılıkları İnsan, hayvan veya bitki hücrelerine bağımlıdır. Normal mikroskopla görülemezler. Elektron mikroskobu denilen çok daha fazla büyütmelerle görülebilirler. Bu virüs salgınının meydana getirdiği teslim alış insanların günlük hayat anlayışlarında derin değişiklikler yapmış ve yapmaya devam edecektir. İş anlayışımızda, eğitim şeklimizde, tatil tarzımızda, alış veriş davranışlarımızda velhasıl her alanda yeni farklılıklar oluşmasına sebep olmuş ve bu değişimler daha da devam edecektir. İnsanların doğal hayat ile ilişkilerinde de çok yeni düzenlemeler yapmasına sebep olmuş, insanoğlu yaşadığı çevre ile de yeni bir davranış biçimini edinmeye çalışmaktadır. Karantina uygulaması yapılan alanlarda bitki, hayvan ve denizlerimizde enteresan gelişmeler görülmüştür.
Covit 19 Savaşımız ve bir Dostun Kaybı – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
Covit 19 Savaşımız ve bir Dostun Kaybı - Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
İnsan corona virüsleri, nezle gibi basit belirtilerle atlatılan hastalık etkenidirler. Covit 19 ise hayvanlarda çoğunlukla hastalık yapmayan fakat geçirdiği mutasyonla (genetik yapı değişikliği) insanlarda aşırı bulaşıcılık özelliğinde ve genelde solunum yollarını tutarak hastalık yapan bir virüstür.
Aralık 2019’da Çin’deki Wuhan şehrinin yabani hayvan alış-verişlerinin yapıldığı bir pazar yerinden gelen hastalarda ilk defa tespit edilmiş ve şu anda tüm dünyayı etkisine alan büyük salgının(pandemi) sebebi olarak bilinmektedir.
Ülkemizde ilk hasta 11 Mart 2020’de tespit edilmiştir. Covit 19 virüsünü alanların %80’i basit şikayetlerle veya belli belirsiz şikayetlerle hastalıklarını atlatmaktadır. %14’ü ise yüksek ateş-öksürük ve hafif solunum yetmezliği belirtileri şeklinde bir şikayeti yaşamaktadır. Kalan %6’sı ise önemli akciğer sorunlarının yaşandığı bazen diğer sistemleri de etkileyen bir hastalık şeklinde seyretmekte ve ciddi bir sağlık sorununa dönüşmektedir.
Maalesef bunların yarıya yakını kurtulamamakta ve bu sebeble covit 19 hastalarının %2-5’i ölümle sonuçlanmaktadır. Aşırı bulaşıcılık özelliği ve bu oran, covit 19 hastalığını önemli kılmıştır. Nitekim hastalık kısa sürede genel salgın (pandenmi) şekline dönüşmüş ve yöneticiler bu salgın hastalığa karşı önemli kararlar almaya mecbur kalmışlardır.
Bu durum ülkemizde ve dünyada günlük hayatımızı etkileyen durumlar yaratmıştır. Çalıştığım kurumun enfeksiyon hastalıkları uzmanı olmam sebebi ile bu salgını yakından takip etmekteyim. Ayrıca bu hastalığa yakalanan birçok insanın hastalığını da bizzat takip ve gözlemleme imkanım olmuştur.
COVİT 19 BÜYÜK SALGINI VE GÖRÜNMEZ KAHRAMANLARI – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
COVİT 19 BÜYÜK SALGINI VE GÖRÜNMEZ KAHRAMANLARI – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
2020 yılı başında Çin’de başlayıp tüm dünyayı saran Covit-19 (taç virüs 19) büyük salgını DOĞAL Afetler karşısında insanların günümüzde de çaresiz kalabildiğini göstermiştir. Yine gördük ki bu tür durumlarda sistemin iyi çalışması, imkanların yeterli olması yanında hizmeti yürütenlerin bilgi, beceri ve gayretinin başarıda en önemli etken olduğudur.
Bu bulaşıcı hastalık salgınının insanlara gösterdiği,hatırlattığı bir durum hekim ve hakimliğin, sağlık hizmetinin ne kadar önemli olduğudur. İnsanların hastalanıp, çaresizleştiği o zayıf anında hekimin ve sağlık hizmeti kurumlarının ne kadar önemli ve vazgeçilemez hizmetler yaptığıdır. Böyle bulaşıcı bir hastalığın varlığında herkes birbirinden kaçarken sağlık çalışanlarının canları pahasına, çaresizliğe düşmüş o insanlara hizmet verip sağlıklarına kavuşmaları yönündeki gayretlerinin bir kahramanlık olduğunu hep beraber görmekteyiz.
Enfeksiyon Hastalıkları Covit-19 ve Zinciri kırmak – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
Enfeksiyon Hastalıkları Covit-19 ve Zinciri kırmak – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
İnsanın bir başka canlı tarafından hastalandırılması enfeksiyondur. Bu dünyada insanoğlu hayatını diğer canlılarla birlikte sürdürür. Bakteriler ve virüsler de bunlardandır. Bu birliktelik çoğunlukla karşılıklı faydalanma ve canlılığı birlikte sürdürme şeklindedir.
Cildimizdeki, burnumuzdaki, boğazımızdaki ve tüm boşluklarımızdaki trilyonlarca bakterilerle birlikte yaşamaktayız. Son yapılan araştırmalar bağırsaklarımız bu bakterilerimiz sebebiyle 2. beyin olarak tarif edilmektedir. Vücudumuzdaki bakterilerimiz sağlıklı olmamızı, hatta hastalıklardan korunmamıza katkı verdikleri bilinmektedir.
Ne oluyor da hastalık oluyor sorusunun cevabı ise mikrobun olmaması gereken yerde olması, bünyemizin direncinin kırılması veya hastalık yapıcı bir mikropla fazla süre ve miktarda karşılaşmış olduğumuzu düşünürüz. Çoğumuzun ağzında bulunan uçuk virüsü sessizce durur iken bir travma sonrası(mekanik, psikolojik) hastalık yapıcı etkisini gösterir ve uçuk ortaya çıkar. Hatta yol bulup kanımıza karışırsa beynimize giderek öldürücü bir hastalığa bile sebep olabilir. Aynen Corona virüslerinin insan tipleri de zaman zaman nezle dediğimiz basit şikayetlerle atlattığımız hastalıkları yaparlar. Bunun sebebi insan biyolojisinin bu virüsleri tanımasıdır.
Sağlığımız ve Aşılar – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
Sağlığımız ve Aşılar – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN Bakterıyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı
Son yıllarda aşılarla ilgili zıt fikirlerle çok karşılaşmaktayız.Aşıların faydalı olmayıp bazı kronik hastalıkların sebebi olduğuna kadar giden iddialar bunlardandır. Bu sebeple koruyucu çocuk aşılarını bile reddeden insanların olduğunu basın-yayın kuruluşlarının haberlerinden okumaktayız.
Günümüzde her bilginin kolayca yayılabilme özelliği sebebiyle doğru veya yanlış olduğuna bakılmaksızın kontrolsüz bir bilgilenme ile karşı karşıyayız. Temel bilgilerdeki yetersizlik durumunda, bu bilgilerin yanlış yorumlanması sebebiyle, bazı insanlar yanlış davranışlar gösterebilmektedir. İşte aşı konusu da bunlardan biridir.
Aşıların bulunması ve uygulanması tıp tarihinde devrim özelliği taşıyan bir gelişmedir. Aşılanmanın getirdiği bağışıklık, özellikle bulaşıcı bazı enfeksiyon hastalıklarına karşı, halk sağlığı alanında çok önemli ileri imkanlar sağlamıştır. Aşılar, çiçek, çocuk felci, kızamık gibi çok bulaşıcı olduğu için salgınları ile korkutucu olan, ölüm ve sakatlıklar bırakan; kuduz, tetanoz gibi dehşetli ızdırapları ve acılar içinde ölümlere sebep olan hastalıklarla mücadele ve korunmada önemli imkanlar sağlanmıştır. İnsanlar için tehlikeli, tıp adamları ve tüm sağlık hizmeti çalışanları için korkutucu olan bu ve diğer bazı hastalıklar aşılar sayesinde günümüzde sorun olmaktan çıkmıştır.
Tamimin 100., Cumhuriyetimizin 96. Yılında Amasya’da; – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
Tamimin 100., Cumhuriyetimizin 96. Yılında Amasya’da; – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
Yıl 1919… 1.Cihan harbi sonrası, Çanakkale Zaferimize rağmen İstanbul işgal edilmiş, Anadolu coğrafyası ise iç ve orta bölgesi hariç İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan askeri birliklerinin işgaline uğramıştır. Rum ve Ermeni uyrukluların isyanları, ayrıca bunlara karşı oluşan yerel direnişler ile bazı çete faaliyetleri bu topraklardaki Osmanlı Devlet otoritesini hepten ortadan kaldırmıştır.
İşte 100 yıl önce coğrafyamızdaki bu çok kötü tabloda devletin yok edilişine karşı milli mücadele faaliyetleri başlamıştır. Padişah Vahdettin’in talimatı ile ordu müfettişi olarak görevlendirilen M. Kemal Paşa 19 Mayıs 1919 da Samsun’a çıkmış, bu bölgedeki karışıklıklar üzerine çalışmalar yapmıştır. Sonra Havzaya gitmiş ve Amasya’dan aldığı davetle oraya geçmiştir. Buradaki değerlendirmeler ışığında 22 Kasım 1919’da yayınlanan AMASYA TAMİMİ ile milli mücadelenin ilk yazılı ilanı yapılmıştır. Bu şehrin Osmanlı Devletinin padişah Yıldırım Bayezid’den sonra yaşadığı karmaşık dönemi sonlandıran Çelebi Mehmed’e de ev sahipliği yapmış olması, her iki tarihi olaydaki benzerlik ve ortaya çıkan sonuç Amasya’ya ayrı bir mana ve Amasyalılara da övünç kaynağı vesilesidir.
Şehrimizde iz bırakan bir isim, İLHAN BAYRAM – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
Şehrimizde iz bırakan bir isim, İLHAN BAYRAM – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
Hizmetleri ile şehrimize katkı veren insanları bilmek, onlar ile ilgili bilgileri paylaşmak olması gereken bir durumdur. 12 yıl İSU Genel Müdürlüğü, 2 yıl Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği ile şehrimize hizmet vermiş olan İlhan bayram da bunlardan biridir. Yerel basında çeşitli yazılarla kişiliği ve çalışmaları ile ilgili değerlendirmeler yapılmıştır ama 6 yıl İSU yönetim kurulu üyesi olarak beraber çalıştığımız için böyle bir değerlendirme yazısı yazmayı doğru buldum.
2004 yerel seçimlerinde Ak Partimizin adayı İbrahim Karaosmanoğlu seçilerek Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı görevine başlamıştı. O da iyi bir kadro kurarak ve bu kadrolarla uyumlu çalışmalar ortaya koyarak şehrimiz için güzel hizmetlere imza atmıştır. Bu isimlerden ilk akla gelen şu anki Antalya valimiz Münir Karaloğlu'dur. Diğer isim ise İlhan Bayram’dır. Bu iki bürokratımız daha önce Tokat Reşadiye kaplıcaları çalışmalarında tanışmış olup birisi kaymakam diğeri İller Bankası’nın bir mühendisidir. Bu ikilinin hizmet aşkı ve gayreti o ilçeye önemli hizmetlerin gelmesini sağlamıştır. İlhan Bayram daha sonra İller Bankası İstanbul Bölge Müdürlüğü’ne kadar yükselerek gelir. Bu arada ilimizdeki 1999 depremi sonrası oluşan alt yapı sorunlarının giderilmesi çalışmalarında önemli katkılar verdiği için bölgeyi bilen bir isimdir.
İzmit Bir Çınarını Daha Uğurladı – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
İzmit Bir Çınarını Daha Uğurladı – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
İbrahim Gencer ağabeyimizi de ahrete uğurlarken çınar gibi bir insanı kaybetmenin hüznünü yaşamaktayız. O, boyu gibi yüreği de kocaman bir adamdı. Mertliği yanında tavizsiz dürüstlüğü, hesapsız vatanperverliği bizlere yol gösteren bir yiğit idi. Paraya, pula ve kula tapmayan mümin tavrı ile örnek alınacak bu dostumuzu maalesef biraz da vakitsiz kaybettik.
İbrahim Gencer’i Kocaeli Aydınlar Ocağı çalışmalarından tanımıştım. Bahçecik Belediye Başkanlığı döneminde ise daha yakından tanıdım. Başkanlık yetkisini ve sorumluluğunu ne kadar önemsediğini, kamu malının emanet olduğu bilinci ile ne kadar ölçülü ve titiz bir davranışla yöneticilik yaptığını biliyorum. Böyle bir hassasiyetin kamunun, devletin işlerinin sorumluluğunu alan herkeste olması gerektiğine inanıyorum.
Çarşıda Bir Kapımız Daha Kapandı – Musa ORDU
Çarşıda Bir Kapımız Daha Kapandı – Musa ORDU
Dr. H. İbrahim Kahraman 1983 yılı başında açmış olduğu Kocaeli Tahlil Laboratuarı'nı 31.12.2018 tarihi itibariyle kapattı.
İbrahim Beyi İzmit SSK Hastanesin deki İntaniye doktorluğundan tanırım. 80’li yıllarda bende SEKA da vazife yapıyordum. Çalışmış olduğum. SEKA'nın Genel Müdürlük binası SSK hastanesine yakın olduğu için sağlık ile alakalı bir meselemiz olduğu hallerde hastaneye gittiğimiz zaman ilk uğradığımız yer, Dr. İbrahim Bey'in yanı olurdu. Her zaman bizi güler yüzle karşılardı. Biz de ilk olarak derdimizi ona anlatır, bize yaptığı tavsiyelere göre de hareket etmek suretiyle, işlerimizi kolayca hallederdik.
İzmit’in Dernekler Annesi Kezban Teyze – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
İzmit’in Dernekler Annesi Kezban Teyze – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
Kendisini Kocaeli Kent Konseyinin faaliyetlerinden olan Kent Bayramlaşması vesilesi ile tanımıştım. 21. Kent Bayramlaşmasında, il protokolünün hemen önüne koyduğumuz koltuklara, şehrimizin kıdemli insanlarından bilebildiklerimizi, gelebilenleri oturtup bayram fotoğrafımızı o şekilde çektirelim demiştik.
O bayramlaşmaya Erol Köse, İsmail Kalkandelen, Vahap Atlı, Orhan Atabay, Mehmet Kanpara, Yüksel Başer, Mehmet Özer, Musa Ordu, Erkan Nigiz, Yunus Çoşkun ile Kezban Saner gelmişler ve düşündüğümüz kent bayramlaşması fotoğrafına da girmişlerdi. Bu isimlerin her biri şehrimizin geçmişinde emeği olan saygıdeğer büyüklerimizdi. Kezban teyze ise bu bayramlaşmadan sonraki her kent bayramlaşmasına katılmış olup şehrimize has bir bayramlaşma olan bu toplantılara ayrı bir zenginlik katmıştır.