Ya siyaset ya dostluk.! – Yüksel ERCAN
Ya siyaset ya dostluk.! – Yüksel ERCAN
Kabul etmek gerekiyor ki siyaset bizim memlekette hayatımızın nerede ise tamamını etkisi altına almış, sarıp sarmalamış durumda. Aldığımız nefes siyaset, attığımız adım siyaset, ağladığımız siyaset, güldüğümüz siyaset.
Doğduğumuz günden son nefesimizi vereceğimiz ana kadar bizi çepeçevre saran siyaset vesilesi ile artık iyiden iyiye belirginleşen kamplaşma, son derece keyifli geçmesi gereken insan hayatını nerede ise zehir eder bir noktaya kadar geldi dayandı.
Siyaset, hayatımıza bu kadar etki edince başta kamu kurum ve kuruluşlarda görev yapan, dolayısı ile bulunduğu kurumda yükselmek isteyen bunun için de amansız bir mücadeleye giren insanımız yıllar yılı beraber olduğu dostları ile de mecburen yol ayırımına geliyor.
Siyasetin bir tarafında olan kim varsa yukarıda anlatmaya çalıştığımız sebepler dolayısı ile en yakınındakine mesafe koymak zorunda kalıyor. Kendi dünya görüşüne uymayan, aynı siyasi fikirleri savunmayan arkadaşları ile beraber görünmenin kendisine vereceği muhtemel zararları hesap eden kim varsa yolunu başka tarafa doğru çevirmek zorunda kalıyor.
Bundan 20-30 yıl önce bilindiği gibi Türkiye’de çok sayıda siyasi parti bulunuyordu. Siyasi partinin fazla olması insanımızı da o partilere dağıttığından partileri ayrı olsa bile insanların bir arada olmasına bir engel teşkil etmiyordu.
Annem..!!! – Yüksel ERCAN
Annem..!!! – Yüksel ERCAN
Bugün Anneler günü, artık geleneksel hale gelen bu gün dolayısı ile annesi hayatta olanlar ve bu günü hatırlayanlar en azından annelerinin elini öperek kendilerini ne kadar sevdiklerini söyleyecekler.
Bizim annemiz yok, yaklaşık dört yıl önce bir akşam saatinde yine bir hastane odasında hayata gözlerini yuman annemizden ayrı düşmenin ne kadar zor ve acımasız olduğunu düşündüğümüzde bizim dünyaya gelmemize vesile olan büyüklerimizin tek tek aramızdan sessiz sedasız bir şekilde ayrıldığını, bu ayrılıkların verdiği acının da kalbimizin tam ortasına saplanmış bir bıçak yarası gibi olduğunu fark etmiştik.
Cennetin bile ayaklarının altında olduğu annelerin hayatının nerede ise tamamını çocuklarının iyiliği, sağlığı adına harcaması bir an da aklımıza geçtiğimiz yıllarda aramızdan ayrılan ancak acısını bugün bile yüreğimizin derinliklerinde hissettiğimiz annemi aklıma getirdi.
Anne babasız üç aylar, bayramlar – Yüksel ERCAN
Anne babasız üç aylar, bayramlar - Yüksel ERCAN
Bizim memlekette gelenektir, Belediye başkanları üç aylar ile ilgili medya kuruluşlarına “Tebrik ilanı” vermeye başladıkları an kendisini Müslüman olarak kabul eden kim varsa mübarek Ramazan ayının kapıya dayandığının farkına varır ve farkına varır varmaz da uhrevi bir hava içerisinde Ramazan ayının hazırlıklarına başlar.
***
Müslümanların en önemli zaman dilimlerinden birisi olan 3 aylar 19 Mart 2018 (Yarın) tarihinde başlayacak. Recep, Şaban ve Ramazan Ayından oluşan üç aylar, İslam’ın ilk dönemlerinden beri manevi açıdan büyük önem taşımaktadır. Bu yüzden Müslümanlar tarafından ayrı bir öneme haizdirler.
Duygularım – Yüksel ERCAN
Duygularım - Yüksel ERCAN
PKK terör örgütü ile 1984 yılından itibaren sınırlarımız içerisinde tek vücut olarak verdiğimiz mücadele dışında 1974 yılında yapılan Kıbrıs Barış harekatı dışında bu millet çok uzun yıllardır Savaş ve Savaşmak kavramını geçtiğimiz günlerde başlayan Afrin Harekatına kadar unutmuş durumdaydı.
***
Yıllar yılı yurdumuzun güneydoğu bölgesinde PKK terör örgütü ile bazen şiddeti tavan yapan belli zamanlarda ise en az inen mücadele nedeni ile verilen şehitlerimizi vesilesi ile canımızın çok yandığı, bir kenara çekilip hıçkırarak ağladığımız günler çok olmuştur, ancak o günlerde karşımızda fiilen bir devlet olmadığı için eninde sonunda PKK terör örgütünün kökünü kazıyacağımız gerçeğini hiçbir zaman unutmadık.
***
Sınırlarımızın tehlikeye düştüğü, hemen yanı başımızdaki ülkelerin topraklarından atılan bombaların sınırlarımız içerisindeki vatandaşlarımızın hayatlarını kaybettiği bir kısmının yaralandığı anlar çoğalmaya başlayınca sınırlarımızı rahatlatmak ve hemen sınırlarımızın yanı başında yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal güvenliklerini sağlamak adına savaşmaktan başka bir çarenin kalmadığı günlere kadar geldik.
Meral Akşener’in Kocaeli sınavı – Yüksel ERCAN
Meral Akşener'in Kocaeli sınavı – Yüksel ERCAN
Biz Meral Akşener’i oldum olası severiz sayarız, Öğretim üyeliğinden sonra siyasete girmesi Milletvekili olmasından sonrada bize göre gelmiş geçmiş en başarılı İçişleri Bakanlığı yamasından sonra bütün Türkiye’nin sevdiği hatta bugün Ak Partide bulunan pek çok siyasetçinin “28 Şubat döneminde benim idolüm” dediği Akşener bugün Partisinin il Teşkilatını açmak için Kocaeli’ye gelecek.
***
03 Kasım 2002 tarihinde MHP’den Kocaeli birinci sıra milletvekili adayı olduğu dönemde uzun sayılabilecek bir süre kendisi ile birlikte sahada olmuş birisi olarak o zamanlarda Akşener’in kişiliğini daha yakından takip etme imkanı bulduğumuzu söylemeliyiz, 03 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimde MHP yüzde onluk oy barajını geçemeyince Akşener’de TBMM’ye girememişti.
***
Sonraki dönemlerde Meral Akşener MHP’nin hep dışa dönük yüzü olarak MHP’de siyaset yapması uzun sayılabilecek bir süre TBMM başkanvekili olarak görev yapması Başkanvekili olarak oturum yönettiği zamanlarda gösterdiği performans ile gönüllere taht kurmuştu.
***
MHP’de siyaset yapmanın ne kadar zor bir iş olduğunu ancak yaşayan bilir noktasında olduğumuz için biraz öne çıkanın anında saf dışı bırakılma gibi gelenek olduğu çok geçmeden Meral Akşener’i de buldu, Son seçimde MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin anlaşılmaz tutumu dolayısı ile Milletvekili adayı gösterilmeyince Akşener için yeni bir siyaset alanı da kendiliğinden açılmış oldu.
Erzincan’da sıcak simit maceramız – Yüksel ERCAN
Erzincan'da sıcak simit maceramız - Yüksel ERCAN
Kars’ın Selim ilçesindeki İstasyonda uzun sayılabilecek bir süre yol Çavuşluğu yapan rahmetli babam bir gün mesai bitiminde elinde bir kağıt “toplanın bakalım tayinimiz Erzincan’ın Altınbaşak istasyonuna çıktı, bir hafta zamanımız var, Devlet Demir yolları Erzincan’daki lojmanımıza taşınmak için bize bir vagon tahsis edecek, bundan sonra hayatımıza orada devam edeceğiz” dedikten beş gün sonra kendimizi Erzincan’a dokuz kilometre mesafedeki Çiftlik ve Karadiğin köylerinin tam ortasında bir lojman ve yanında üç sınıflı bir tren istasyonun bulunduğu tarihteki Otlukbeli savaşının yapıldığı sınırlara da yakın olan Yoğurtçu durağında bulduk.
***
7 çocuk anne baba derken dokuz kişilik bir ailenin birden bire hayatını devam ettirdiği bir yerleşim merkezinden bilmediği tanımadığı başka bir yere taşınmasının ne demek olduğunu galiba en iyi Devlet memuru aileleri bilebilir, bir yere alışırsınız ancak kısa bir süre sonra Ankara’dan gelen bir talimatla bir anda kendinizi Türkiye’nin bambaşka bir noktasında bulmanın ismidir Devlet memurluğu.
Sorgulama – Yüksel ERCAN
Sorgulama – Yüksel ERCAN
Son günlerde bir Şeyh torununun altın yaldızlı koltukta oturup poz vermesi sağcı-solcu hemen herkesin tepki vermesine sebep oldu, “Bir hırka-bir lokma” diyen ve bu dünyadan “Mülksüz ayrılan bir Peygamberin” ümmeti olmak iddiasındaki cemaat ya da tarikat liderlerinin Altın oymalı tahtlarda oturması karşısında işin doğrusu bizde büyük bir şaşkınlık yaşadık.
Biz kendisini dini vecibelerini elinden geldiği kadar yerine getirmeye çalışan birisi olarak değerlendirir ve her şeyin ortalamasını yaşamanın özellikle de dini konularda aşırıya kaçmanın eninde sonunda herkesi bir takım sorunlar ile baş başa bırakacağını biliyoruz.
İnsanımızın zaman zaman ne yaptığını bilemez bir şekilde “kaş yapayım derken göz çıkardığı” anlarda
bizimde belediye meclis üyesi yaptığımız dönemdi.
Mezarlık içerisinde ‘yol vermedin-su pahalı’ kavgası – Yüksel ERCAN
Mezarlık içerisinde 'yol vermedin-su pahalı' kavgası – Yüksel ERCAN
Arife günü yani kurban bayramından bir gün önce “Kurbanlığımızın durumu nasıl, bu karışıklıkta haftalar öncesinden ayırdığımız kurbanın başına bir hal gelmesin, burası Türkiye, Kurbanı aldığımız yerdeki sorumlular bizim kurbanı aldığımızı unuturlar, kurbanı başkasına verirler, ya da buna benzer bir sürü olumsuzluk meydana gelebilir” düşüncesi ile kurbanı ayırttığımız çiftliğe gittik, iyi ki de gitmişiz, ufak çaplı bir karışıklık ve değişliğin olduğu bir noktaya anında müdahale edip kurbanlığı sağlama alınca “artık gönül rahatlığı ile eve gidebiliriz” diyerek çiftlikten ayrıldık.
Çiftlikten çıkınca “hazır işimiz erken bitti, Mezarlığa gidip, şu an hayatta olmayan aile büyüklerimizin, akrabalarımızın, şehitlerimizin ve arkadaşlarımızın ruhuna bir Fatiha okuyup görevimizi tamamlayalım” diyerek aracımızın yönünü mezarlığa doğru çevirdik.
Mezarlığa yaklaştığımız anlarda trafiğin iyiden iyiye yavaşladığını, giriş ve çıkışlarda uzun kuyruklar oluştuğunu görünce “sıkıntı yaşamaya da yaşatmaya da hiç gerek yok “ diyerek aracımızı mezarlığa uzak sayılabilecek bir noktaya park ettikten sonra yürüyerek mezarlığın kapısına doğru yöneldik.
HEPİMİZİN GEÇMİŞ SON 3 YILI – Yüksel ERCAN
HEPİMİZİN GEÇMİŞ SON 3 YILI – Yüksel ERCAN
- Ortalama insan ömrünün 70-80 yıl olduğu bir dünyada normal şartlarda beş yılın on yılın hesabın yapılması fazla bir anlam ihtiva etmeyebilir, İyi bir hayat sürende fazla iyi olmayan bir ömür geçirende “Allahın verdiği bu güne şükür” diye dua ederek gelecek günlere bakmaya devam eder.
Ancak hayat şartlarının bu kadar ağırlaştığı köylerden kentlere doğru başlayan ve nerede ne zaman hangi şartlarda duracağı bilinemeyen Göç vesilesi ile içerisine düştüğümüz keşmekeş hayat tarzı bizi kendi ekseninde döndürüp duruyor sonrada bir köşeye fırlatıyor.
Türkiye’de bu hızlı hayat tarzının en fazla yaşandığı ülkelerin başında geliyor, Sanayileşmesini tam olarak tamamlayamamış, Eğitimde istediği noktaya bir türlü ulaşamamış Avrupalı, Asyalı yada Ortadoğulu olacağına bir türlü karar verememiş bir ülkenin her bir metrekaresini dizayn eden siyaset var olan değerlerin de bir bir değişmesini mecbur hale getiriyor.
İktidar Nimeti Muhafazakar yapıyı çatırdatıyor – Yüksel ERCAN
İktidar Nimeti Muhafazakar yapıyı çatırdatıyor - Yüksel ERCAN
Türkiye’de bir grup işlerin çok iyi gittiğini söylüyor, İşlerin iyi gittiğini söyleyen grup şu sıralar yurt içinde yüzde 49 oranında bir yüzdeye sahip, Türkiye’nin yarısına yakın olan bu orana bakıldığında kendisini o gruba ait gören tüm insanların son derece mutlu olması gerekiyor.
Sözünü ettiğimiz bu yüzde 49 oranın karşısında ise başka siyasi partilere mensup olsalar da yüzde 51’lik bir kitle var, Başkanlık ile yönetilen ülkelerde olan sistem bizde olmadığından yüzde 51’lik bu oran kendisinden daha az olan yüzde 49 için hiçbir anlam ifade etmiyor.
Şu an iktidarı elinde bulunduran AK Parti’nin hemen her şart altında elinde tutmaya çalıştığı daha doğrusu tuttuğu yüzde 49’luk oran içerisinde bulunmalarına ,başta sosyal ve ticari noktalarda son derece rahat olan pek çok yazar/çizer/düşünür ise bütün bu olumlu görüşlere rağmen mutlu değil.
Çatı adayına HAYIR, Meral Akşener’e EVET – Yüksel ERCAN
Çatı adayına HAYIR, Meral Akşener’e EVET – Yüksel ERCAN
02.06.2014 21:48:02 Radikal
Ağustos ayı içerisinde yapılacak ve siyasi açıdan da Türkiye'yi bambaşka bir mecraya götürecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi MHP Genel başkanıDevlet Bahçeli "Çatı Aday formülü" ile ilgili partiler ve STK'lar ile görüşmeler yaparken Başbakan yardımcısı Bülent Arınç'tan "Muhalefet Çatı adayı ararken biz Cumhurbaşkanlığı seçimini yapmış ve adayımızı Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtmuş olacağız "şeklinde muhalefet parti mensuplarını "kahreden" bir açıklama yaptı.
Türkiye aylardır Cumhurbaşkanlığı seçimi ile yatıp kalkıyor, ancak gelinen noktada eğer AK Parti'nin çıkartacağı aday karşısına bütün Türk milletinin tasvip edeceği bir isim çıkarılmadığı takdirde daha ilk turda muhalefet partilerinin havlu atacağı gerçeği de hemen yanı başımızda duruyor.
Biz Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP'nin yarışa hangi isimle girerse girsin başarılı olabileceğine Asla ama asla inanmıyoruz, Türkiye gibi Sağ oyların nerede ise yüzde 70'ler noktasına ulaştığı bir siyasi ortamda CHP gibi bir siyasi partinin mensuplarının Mansur Yavaş'ı dillendirdiği de hesaba alınırsa CHP cenahından kesinlikle bir umut olmayacağını biliyoruz.