Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
31Ağu/190

Mustafa Kafalı; hoca, asistan ve talebe… / Arslan BULUT

arslan bulutMustafa Kafalı; hoca, asistan ve talebe… / Arslan BULUT

Mustafa Kafalı adını gençlik çağlarımızda Antakya Türk Ocağı'ndaki büyüklerimizden duyduğumuzda "abide bir şahsiyet"ten bahsedildiğini hissederdik. Onun adını telaffuz eden hocalarımızın yüzleri aydınlanır, göz bebeklerinde kuvvetli bir ışık belirirdi. Mustafa Hoca, genç yaşında bu itibarı edinmiş bir tarihçiydi.

Mustafa Kafalı ile çok sonraları tanıştım. Trabzon Türk Ocağı başkanı Prof. Dr. Mithat Kerim Arslan'ın büyük gayretleriyle 1998 yılında toplanan Trabzon tarihi sempozyumuna, gazeteci olarak davetliydim. Sempozyumun Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kafalı idi. Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu ve Türk tarihiyle ilgili çok değerli akademisyenler oradaydı. 2001 yılında yapılan Trabzon ve Çevresi Tarih; Kültür ve Edebiyat Sempozyumu'nda da Kafalı Hoca aynı konumdaydı. Her iki sempozyum sırasında Trabzon televizyonlarında tarih sohbetleri yapmıştı.

Hoca, orada da derleyici, toparlayıcı niteliğiyle birlikte, engin bir tarih bilgisinin yanında başka bir özelliğini de sergiliyordu: Tarihin bugün için bize ne ifade ettiğini açıklayabilmek... 

7Kas/170

Zenginler arasında dolaşan devlet! – Arslan BULUT

arslan bulutZenginler arasında dolaşan devlet! - Arslan BULUT

Bir zamanlar, siyasiler, "sermayenin tabana yayılması"ndan söz ederdi. Son olarak bu kavramı kuvvetli şekilde Tansu Çiller kullanmıştı. "Herkese iki anahtar" vermek yani herkesi ev ve araba sahibi yapmak da bu politikanın sloganıydı.

AKP ile birlikte sermayenin tabana yayılması tamamen unutuldu. Öyle ki daha AKP iktidarının üçüncü yılında Güngör Uras, Milliyet'te "Biz sermayeyi tabana yaymayı unuttuk. Tersine sermayenin belli ellerde yoğunlaşmasına dönük bir özelleştirme uygulamasına yöneldik. Belli sayıdaki sermaye grubu, özelleştirilmek için satışa çıkarılan devlet işletmelerini satın alıyor. Böylece daha önce devlet elinde olan sermaye, bu belli sayıdaki sermaye grubunun eline geçiyor." diye yazmıştı.

TÜSİAD Başkanı iken de Ümit Boyner, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "TÜSİAD üyeleri az vergi ödüyor" suçlamasına cevap vermiş ve "Giderek dolaylı vergilere dayalı hale gelen vergi sisteminin düşük gelir gruplarına zarar vereceği açık. Türkiye'nin katılımcı demokrasisini güçlendirebilmesi için vatandaş-devlet ilişkisini düzenleyen yeni bir sosyal kontrata ihtiyacı vardır. Sermayenin tabana yayılabilmesi ve vergi tabanının genişlemesi bu yeni kontrat için en sağlıklı ve en güçlü temeli oluşturacak. Türkiye ancak bu bilinçle hedef koyduğu standartlarda bir demokratik sosyal hukuk devletine ulaşacaktır." demişti.

12Tem/170

15 Temmuz’dan 29 Ekim çıkmaz! – Arslan BULUT

arslan bulut15 Temmuz'dan 29 Ekim çıkmaz! – Arslan BULUT

AKP iktidarı, Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli millî günü olarak 15 Temmuz'u görüyor. Öyle ki, bizzat Erdoğan, 15 Temmuz'un "millî gün" ilân edildiğini açıkladı.

Son olarak da Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, İstanbul ve Ankara'da yapılan 15 Temmuz anıtlarının açılacağını bildirerek hazırlıklar hakkında bilgi verdi:

*"Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın sevk ve idaresinde, bizzat ilgileriyle, takipleriyle bir program hazırlandı. Burada devletimiz, milletimiz, STK'larımız, iş dünyası, sanat dünyası, spor dünyası, toplumun bütün paydaşlarının katılımıyla 15 Temmuz şehitlerimizin unutturulmaması ve unutulmaması için bir dizi faaliyet yapılacak." 

*"Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla o gece tekrar bir demokrasi nöbeti süreci başlatılacak. Kendisi de bizzat bu demokrasi nöbetine o gece katılacaklar. Şehit yakınları ve gazilerimizle çeşitli vesilelerle bir araya gelmeleri söz konusu olacak."

*"Öncelikle Meclis'te bir özel oturum yapılacak ve Sayın Cumhurbaşkanımız bu oturuma katılacak. Ankara ve İstanbul'da bir dizi faaliyet yapılacak. Bunların bir kısmına Sayın Cumhurbaşkanımız, bir kısmına Meclis Başkanımız, bir kısmına Başbakanımız, bakanlarımız ve diğer siyasiler elbette katılacak. Bir hafta boyunca sempozyumlar, toplantılar, kabir ziyaretleri, 15 Temmuz gecesi şehit verdiğimiz noktalarda yapılacak faaliyetler, sergiler, toplantılar ve benzeri faaliyetler yapılacak."

"Ülke çapında 81 ilde birçok faaliyet yapılacak. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından şehitler için hatimler indirilecek."

6Nis/170

Bu deli saçması Anayasa projesi kimin? – Arslan BULUT

arslan bulutBu deli saçması Anayasa projesi kimin? – Arslan BULUT

AKP'nin bir ABD projesi olarak siyasi hayata atıldığı bütün dünyada ve Türkiye'de bilinmektedir. Hatta ABD, 1997 yılının haziran ayında, AKP iktidarının açılım söylemi ile bire bir örtüşen bir Türkiye raporu hazırlatmıştı. Graham Fuller ve Henri Barkey imzasını taşıyan raporda, "Bir değişim gerçekleştirmek için sivil politik liderler çok zayıf. Türkiye'de bu sorunu askeri olmayan yöntemle çözme cesaretini gösterecek lider yok" deniyor ve cesur bir lider bulunması gerektiği işleniyordu.

Aslında 2001 yılında Tayyip Erdoğan'a ABD'den gönderilen gizli belgede de "Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve millî hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır" deniliyordu. Yani Büyük Kürdistan projesi için öncelikle Türkiye'nin Güneydoğu'ya özerklik vermeye mecbur edilmesi öngörülüyordu.

20Şub/170

"Referandumda ne yapmalı?" – Arslan BULUT

arslan bulut"Referandumda ne yapmalı?" - Arslan BULUT

Halk Tv'den, Hakan Aygün'ün programından, CHP milletvekili Dursun Çiçek ile birlikte çıkmıştık. Taksiye bindik. Çiçek, şoföre, referandumda nasıl oy kullanacağını sordu. Şoför, "Bakacağım, çoğunluk nereye verirse ben de oraya vereceğim" dedi! Sonra aralarında şöyle bir diyalog gelişti:

-Peki siz kaç kardeşsiniz?

-Beş kardeşiz.

-Babadan kalan arazinin, gayrımenkülün tapusunu, dört kardeş olarak ağabeyinize verir misiniz?

-Ben vermem!

-O halde vatanın tapusunu da bir kişiye devretmeyin! Çünkü bu Anayasa değişikliği, vatanın tapusunu bir kişiye devrediyor.

Çiçek, yerden göğe kadar haklıydı. Gerçekten de gerek olağanüstü hâl yetkilerinin kötüye kullanılması gerekse "varlık fonu" ile vatanın tapusu tek bir kişinin yetkisine bırakılmış durumdadır. Anayasa değişikliği de geçerse, vatan topraklarının, İngiliz güdümlü Arap sermayesine ve Katar'daki rüşvet hesaplarının sahiplerine satılacağından emin olabilirsiniz.

16Şub/170

Referandum mekruh oldu!.. /Arslan BULUT

arslan bulutReferandum mekruh oldu!.. /Arslan BULUT

arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr

Anayasa değişikliğinin savunulacak bir yönü bulunmadığı için, "evet" çıksın diye kafa yoranlar, çareyi, "hayır"cıları terör örgütleriyle birlikte göstermekte buldu! Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım ve Numan Kurtulmuş, bu stratejiye göre hareket ediyor!

"Adalet Bakanı" sıfatını taşıyan ve herkesin hukukunu korumakla görevli olması gereken Bekir Bozdağ, "PKK, FETÖ ve DHKP-C dahil ne kadar Türkiye'ye ve Türk milletine ihanet eden terör örgütü varsa, hepsi 'Hayır' için iş birliği yapıyorlar." dedi.

Hayırcıların en güçlü organizasyonu olan CHP adına Kemal Kılıçdaroğlu, "Oslo'da PKK ile masaya oturdular. Habur'da terör örgütü üyelerinin ayağına devletin savcısını, hâkimini gönderdiler. İmralı'da PKK ile masa kurdular. Dolmabahçe'de oturma düzenini bile belirlediler. Şimdi dönmüşler Cumhuriyet Halk Partisi'ni suçluyorlar!" diyor, sosyal medyada da Oslo, Habur, İmralı ve Dolmabahçe skandalları gündeme getiriliyor ama, bu olayları, resimli ve görüntülü olarak her gün geniş kitlelerle paylaşmak gerekir ki yalanlarla mücadele edilebilsin.

24Ağu/160

AKP, önce bu sorulara cevap vermeli! – Arslan BULUT

arslan bulut  AKP, önce bu sorulara cevap vermeli! - Arslan BULUT

Gaziantep'te düğüne yönelik saldırı ve katliam, diğer saldırılar gibi 15 Temmuz işgal girişiminin devamıdır! Hedefleri, Irak ve Suriye'de olduğu gibi etnik ve dini kışkırtmalarla iç savaş başlatmaktır.

Yalnız bu saldırılara karşı cumhuriyetin kuruluş felsefesinde birlik olmak gerekirken siyasi iktidarın icraatları, derin şüphelere sebep olmaktadır.

Meselâ kanun hükmünde kararname ile Harp Akademileri, askeri liseler ve astsubay hazırlama okulları kapatıldı.

Ünlü tarihçi Sinan Meydan, 13 Ağustos'ta kendisine sorulan "Askeri okulların kapatılması ne anlama geliyor?" yönündeki soruyu şöyle cevaplandırdı:

"Sevr Antlaşması'nın 168. maddesinde, 'Türkiye'de ancak izin verilen birlikler için gerekli subay ve astsubayların yetiştirilmesi için kesinlikle zorunlu olan okullar kalacak diğer okullar kapatılacaktır' denilir. Yani Sevr Antlaşması askeri okulları kapatıyor. Bu trajik bir durum! 2. Abdülhamit bile kendisine karşı büyük bir muhalefetin olduğu Harp Okulu'nu kapatmamıştır."

8Şub/161

Yeni Anayasa’yı kim ne için istiyor? – Arslan BULUT

arslan bulutYeni Anayasa'yı kim ne için istiyor? - Arslan BULUT arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr

Gençlik çağlarımızda "Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi" diye bir kitap yayınlanmıştı. Yazarı Ayhan Tuğcugil idi. Türk Milliyetçilerini en çok etkileyen, bütün yurtta ülkücülerin söylem birliğini sağlayan eserlerin başında o kitap geliyordu.

Ayhan Tuğcugil'in aslında İskender Öksüz olduğunu o zaman da biliyordum. Öksüz, tıpkı o günlerde yaptığı gibi bu defa da ihtiyaç ve Millî Düşünce Merkezi'nin talebi üzerine "Millet ve Milliyetçilik" adıyla konuyu yeniden ele aldı. Aradan geçen 40 yıl içinde dünyada ve Türkiye'de geliştirilen yeni teorileri, yeni bakış açılarını ve tabii ki millet ve milliyet üzerindeki operasyonları da inceleyip, "bilimin millet ve milliyetçilik hakkında söylediklerini uzman olmayanların da anlayacağı bir dille" açıkladı.

17Nis/150

Yalan söylüyorsun Papa Franciscus! – Arslan BULUT

hac-ibrahim-ylmaz-010_thumb (1)Yalan söylüyorsun Papa Franciscus! - Arslan BULUT arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr

Katoliklerin dini lideri Papa Franciscus'un "20'nci yüzyılın ilk soykırımı Ermeni soykırımıdır" sözlerine Türkiye'den gelen tepkiler çok cılız.

Çünkü iktidardaki parti, halk tarafından sıfırlanmaktan korkmasa, neredeyse Ermeni soykırımını tanıyacaktı! 2014 yılında Tayyip Erdoğan, 1915 ve sonrasında hayatını kaybeden Ermenilerin torunlarına taziyede bulundu. Bu arada Ömer Çelik, tehcir edilen Ermenilerin ve mübadelede giden Ortodoksların torunlarını, yerleşmek üzere Türkiye'ye davet etti! Bu daveti Ahmet Davutoğlu da Başbakan olarak tekrarladı!

CHP de "Ermeni soykırımı"nı kabul eden bir kişiyi birinci sıradan aday yaptı! 
*** 
Biz 10 yıl önce, "Başta Tayyip Erdoğan olmak üzere, işi gücü, Türkiye'nin bütün maddi değerlerini satmak olan kadrolar, Türkiye'yi tasfiye etmekle görevli değillerse, neyle görevlidir?" diye sorduk.  

Şimdi Devlet Bahçeli, "Sistem değişikliğini gündemine alan Erdoğan ve Davutoğlu ateşle oynamakta, oldubittiye getirerek Türkiye'yi tek taraflı feshetmeyle oyalanmaktadır" diyor. Tespit doğru tabii ama burada, "Böyle bir kadronun Türkiye'yi yönetmesinde kimlerin rolü var?" diye bir soru akla gelmiyor mu? 
***