
BASKILARA KARŞI MİLLİ DİRENİŞ – Ruhittin SÖNMEZ
BASKILARA KARŞI MİLLİ DİRENİŞ - Ruhittin SÖNMEZ
Dünyadaki çoğu gelişmiş veya gelişmekte olan devletler “karşılıklı bağımlılık” ilişkisi içindedir.
Tek başına dünyayı yönetebilen bir devlet yok.
Bunun için devletler çeşitli örgütlerin çatısı altında farklı ticari, siyasi, dini, teknolojik işbirlikleri ile
dünyayı daha yaşanabilir, daha gelişmiş bir gezegen haline getirme çabalarının paydaşıdırlar.
Elbette bu ülkelerin bir kısmı emperyalist ve sömürgeci zihniyetlerini tamamen terk etmiş değiller. Ancak bazı küresel sorunlarda insanlık birlikte çözüm üretmeye mecbur kalmakta. Savaş ortamına girmeden veya boyutu büyümeden bu mecralarda görüşmeler yoluyla çözüm aramaktalar.
İnsan hakları, özgürlükler geçen yüzyıla göre daha iyi durumdaysa bu da yine belli yapılar altında devletlerin bağımsızlıklarından kısmen feragat ederek ortak ilkeleri uygulama çabasının eseridir.
Türkiye “bağımsız bir devlet” olmasına rağmen, kendi iradesiyle Birleşmiş Milletler, AB, NATO gibi uluslararası örgütlerin üyesidir. Birçok uluslararası sözleşmenin de tarafıdır. Bu örgütlerin çatısı altında veya bu sözleşmeler kapsamında diğer devletler gibi Türkiye de tam bağımsız değildir.
Bu kapsamda Anayasamızın 90. Maddesi’ne göre, “milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. (Hatta) Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.”
Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine (AİHS) taraftır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kararlarına uyacağını taahhüt etmiştir. AİHS’ne taraf olmak Türkiye’ye çok şey kazandırdı.
YENİ ORTADOĞU TASARIMI VE TÜRKİYE – Ruhittin SÖNMEZ
YENİ ORTADOĞU TASARIMI VE TÜRKİYE - Ruhittin SÖNMEZ
Ortadoğu’nun yeniden tasarımındaki önemli aktörler, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve İsrail Başbakanı Netanyahu’nun son açıklamaları dikkat çekici.
ABD Büyükelçisi Tom Barrack Yunan gazetesi Kathimerini’ye verdiği röportajda şunları söylüyor:
“Eskiden Baharat ve İpek Yolları, Doğu’yu Batı’ya üç veya dört farklı güzergâhtan bağlıyordu. Ve bu refah yolu boyunca medeniyetler harmanlandı. Bu tekrar yaşanabilir ancak 1919’dan beri ulus devletler tarafından engelleniyoruz. Her devletin farklı bir hükümet türü tarafından yönetilmesi fikri pek iyi işlemedi.”
Açıkça bu şahıs; Ulus devlet yapılanmalarını kaldırmaktan, sınırları ve siyasal engelleri kaldırıp,
enerji ve ticaret hatları temelli, bölgede yeni bir yapı kurmaktan söz ediyor. “Her bir ulus devleti ikna etmek zor oluyor. ABD’nin kontrolünde üniter ve milli olmayan bir devlet kurmamız lazım” anlamında konuşuyor.
Sözün içindeki “1919’dan başlayan” ibaresi önemli. Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter milli devlet yapısından hoşnutsuzluğunun ve “1916’da İngiliz ve Fransızların Sykes–Picot ile çizdiği düz çizgilerden ibaret devletleri” istemediğinin ifadesi.
Barrack daha önce “İsrail bölgede güçlü ulus devlet istemiyor” demişti. Şimdi ABD’nin de istemediğini açıklamış oldu.
ABD Büyükelçisi, Kıbrıs konusunda, “Sağlıklı bir vücudun ortasında apse olamaz. Vücudun her
bir parçasının iyileştirilmesi gerekir” cümlesiyle KKTC için apse (irin) benzetmesi yaptı.
Barrack’ın birkaç ay önceki şu sözleriyle birlikte düşünelim: “Türkiye, İsrail, Körfez, Suriye, Lübnan, Irak, Ürdün, kuzeye çıkın Azerbaycan, Ermenistan… Bunları birleştirdiğinizde dünyanın en güçlü bölgesi ortaya çıkar.”
Kanaatimce, ABD Planının bölgesel hedefi İran’a karşı Türkiye-İsrail cephesi inşa etmektir.
Küresel boyutu ile de Çin’i karadan ve denizden Avrupa, Güney Asya ve Afrika’ya bağlayacak “Kuşak ve Yol projesini” işlevsiz bırakmaktır.
8 Şubat 2001 Dalgacı Restoran – Halıdere
Hamit Aykan, Ahsen Okyar, Av. Ruhittin Sönmez, Dr. A. Günden Sönmez
8 Şubat 2001 Dalgacı Restoran – Halıdere
Kocaeli Aydınlar Ocağı Hacılara hayırlı yolculuk