2019 yılına veda ederken – Mesut UĞUR
2019 yılına veda ederken – Mesut UĞUR 31-12-2019
Kıymetli dostlar,
Yıl sonu veda yazısı yazma alışkanlığımı sürdürmek için beynim aralık ayı başından beri telkinde bulunuyor. 2019 yılı nasıl geçti, neler yeni yazacağım yazının içinde olmalı diye genelde araç kullanırken aklıma geliyor. 2019 yılı film şeridi gibi gözümün önünden akıp gidiyor. Aklıma gelenleri unutmadan yazmalıyım diye kendi kendime telkinde bulunuyorum. Öncelikle 2018 vedası için yazdığım yazıyı bir okuyayım dedim. Tabiri yerindeyse 8 sayfa döktürmüşüm. 2018 yılı için güzel bir kayıt olmuş. 2019 bana neleri öğretti? Daha önce öğrendiklerimden değişenler oldu mu? Ben bildiklerimi istediğim şekilde paylaşabildim mi? Değişim ne kadar basit ne kadar zor? Ülkemizin içinde bulunduğu durumla alakalı ve dünyadaki gelişmeleri takip etmek için seminerlere, çalıştaylara, kongrelere, fuarlara katıldım. Literatür okudum. Yazılı, görsel ve sosyal medyayı izledim. Bunları irdelemeden önce bana kritik düşünmeyi öğreten Prof. Dr Frederic Vester’den bahsetmek isterim.
Prof. Vester geliştirdiği düşünme tekniği ağ düşünme tekniğidir. Almancası Vernetztes Denken, İngilizcesi Network Thinking dir. Bu tekniği öğrenenler yaptıkları bir işin başka işlere nasıl etkisi olabilir, etkileşimi nedir öğrenirler. Prof Vester bu düşünme tekniğini öğretmek için kişisel bilgisayarda çalışan “ECOPOLICY” diye sibernetik strateji oyunu geliştirmiştir. Hayatımda aldığım 3 bilgisayar oyunu budur. Önce MS-DOS işletim sisteminde çalışan sürümünü almıştım. Windows işletim sistemi çıkınca Almanca sürümünü aldım. Sonra çevremdekiler Almanca bilmiyor diye İngilizce sürümünü aldım. 1990 ların başında bu oyunu Türkiye’deki siyasilere ve bürokratların eğitimi için kullanma hedeflerim vardı. Ama kurduğum işler profesyonel yönetici eğitimiyle alakalı olmadığı için bu hayalim gerçekleşmedi. Kendi yaşamımda dünyayı değerlendirirken ağ olarak düşünme tekniklerinden çok istifade ettim ve halende etmekteyim. Bu beni sanırım faklı yapıyor. Birçokları beni müzmin muhalif olarak görebilirler. Oysa benim amacım muhalefet yapmak değil; yapılan eylemlerin daha farklı nelere nasıl etki edeceğini göstermektir. Tabi bu muhakemeleri yapmak için insanın belirli ölçüm mesnetleri olmalı. Bir örnekle anlaşılır şekle getirmek istiyorum: İGDAŞ’ın sloganı “Gökyüzüyle arkadaş”. Bundan kasıt havayı kirletmiyor demek. Doğalgaz diğer fosil yakıtlara göre daha az emisyon çıkarsa da sonuçta fosil yakıt. Karbon içerir, kükürt içerir.
Mesut Uğur üstattan, “Eski yıla veda, yeni yıla hoş geldin” mesajı
Ölçemediğin şeyi yönetemezsin. Zaman farklı birimlerle ölçülmekte. Yaptıklarımız; zaman ölçüleri birimleri dakika, saat, gün bazında anlamsız kalabilirken ay, yıl, dekad bazında daha fazla anlam ifade ediyor.
Bazı şeylerin zaman bazında netice vermesi anlam kazanması için uzun intervallere ihtiyaç var. Siyasi seçimler 4 yılda bir, bazı atamalar 4 yıl için gibi. Bu intervallerde iz bırakmak kısmen kendi irademizde kısmen ortamın şartlarına bağlı; mevkiin ne kadar yüksekse karar verme yetkinde o kadar fazla, yani iz bırakabilme olasılığın o kadar fazla oluyor. İnsanın bilgi birikimi, görgüsü, vizyonu değişim ve dönüşüm yapabilecek seviyede olsa dahi mevkii yeterli olmayınca kalıcı etki bırakacak, iz bırakacak işler yapamıyor.
Ben 3 Aralık 2017 itibarıyla kamudaki danışmanlık görevinden emekli oldum.
Brexit oylamasında kendisinin görüşünde olmayanların galip gelmesi nedeniyle Büyük Britanya başkanı David Cameron’un söylediği şu söz çok hoşuma gitmişti: Büyük Britanya çok köklü, kurumsal ve büyük bir devlettir. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra yeni liderler çıkaracaktır. Bu nedenle başbakanlık görevimi bırakıyorum.
İngiltere daha çok mesleki eğitim değil, derece ihtiyacı – Mesut UĞUR
Çıraklıkla yapılan meslek eğitimi (3-4 gün iş yeri, 1-2 gün okul) olan ülkelerin ürettikleri malların kalitesi hem üst düzeyde, hem de genç işsizlik en az bu ülkelerde var.
Bir çok ülke üniversite mezunu genç işsizleri kendilerine dert yaparken Türkiye olarak biz bunu dert yapmıyoruz. Her gencimiz üniversiteyi bitirsin, ondan sonra işsiz kalırsa İşkur’un sınırsız kaynaklarıyla onlara tekrar meslek edindiririz diye düşünüyoruz. İşkur kaynakları da sınırlı. Bu kaynaklar üniversiteden yeni mezun olup iş bulamayanlara değil uzun yıllar çalıştıktan sonra orta yaşta işten çıkarılmış veya kendi işini kurup başarılı olamamış kişilerin tekrar meslek hayatına döndürülmeleri için kullanılmalı.
Üniversiteye gitmesi normalde mümkün olmayan fakat ülkemizdeki gibi bir şekilde üniversiteye yerleştirilen (YÖK insan kaynakları planlamasını ciddiye aldığını, ihtiyaca göre kontenjan açtığına 18 yıldır tanık olmadım), 2 yıl veya 4 yıl doğru dürüst bir şey öğretilemeyen on binlerce gence ayrılan kaynak ve daha sonra ellerindeki bu diplomalarla iş bulamadıkları için İşkur tarafından meslek edindirme kursuna gönderilen, cebine harçlık konulan bu on binlere ayrılan kaynak, bizi şimdiye kadar koyduğumuz hedeflere taşımadığı gibi bundan sonra da taşıması zor olacak. (Kamu plansız şekilde üniversite bitirtilen gençleri kendi okudukları meslekleri dışında istihdam etmektedir, mesela polis olarak).