ALLAH’LA İLETİŞİMİN ARACILARI – Ruhittin SÖNMEZ
ALLAH’LA İLETİŞİMİN ARACILARI – Ruhittin SÖNMEZ
Genel olarak, İslam’ın indiği coğrafyada cahiliye döneminde insanların çok sayıda putlara taptığını, İslamiyet’ten sonra çok tanrılı inanıştan tek ve yüce bir tanrı inancına geçildiği kanaati yaygındır.
Oysaki Prof. Dr. Mehmet Azimli’nin “Cahiliyye’yi Farklı Okumak” adlı eserinde belirttiğine göre;
Müşrikler de Allah kelimesini “yeri göğü yaratan” anlamında kullanıyordu. İslam öncesi bazı Arap şiirlerinde “Allahu ekber / Allah en büyüktür” denilmiştir. Ya Allah, Allahümme, Rahman gibi tabirleri kullanıyorlardı. Bir “Yüce Tanrı” inancına sahiptiler.
Cahiliyye döneminde Mekke’deki nüfusun büyük çoğunluğunun Allah inancı vardı. Onların Allah inancındaki sorun, Allah ile iletişim sorunu idi. Allah ile aralarına aracı varlık dedikleri putları koyuyor, bunların Allah’a yaklaştırıcı varlık olduğunu söylüyorlardı.
Yani Allah’ı gökte ve en büyük ilah kabul etmelerine karşın, makam ve mevki olarak O’nun altında gördükleri başka ilahları da vardı. Allah çok yüce, aşkın ve erişilmez olduğu için bu aracı ilahlar vasıtasıyla ona yaklaşacaklarını söylüyorlardı. Allah ile birlikte başka ilahlar da kabullendikleri için “ortak koşan” anlamında MÜŞRİK kelimesi ile nitelendirildiler.
Müslümanlar ile müşrikler arasındaki çatışmanın sebebi Bakara 170’de şöyle açıklanıyor: “Ne zaman onlara (Müşriklere): 'Allah'ın indirdiklerine uyun' denilse, onlar: 'Hayır, biz atalarımız neye uyduysa biz ona (geleneğe) uyarız' derler. (Peki) Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler?”
İNOSAM: Gençliğe İnovatif Öğütler!
İnovatif Stratejik Araştırmalar Merkezi (İNOSAM) tarafından düzenlenen ve Genç Demokratlar Vakfı ile Ankara Girişim Grubu’nun katıldığı ‘Gençliğe İnovatif Öğütler!" başlıklı yılın son konferansında ‘Eğitimde Gelecek Araştırmaları Enstitüsü’ kurma çalışmalarının da devam ettiğini kaydeden İNOSAM Başkanı Gürkan Avcı, gençlere şu yönde telkin ve tavsiyelerde bulundu;
Bilim insanları yapay zekânın başımıza bela olacağını, artırılmış gerçeklik için de korku veren şeyler söylüyor. Ekonomistler emekçilerin sıfır saat sözleşmesiyle çalıştırılacaklarını, robotlardan vergi alınması gerekeceği ve evrensel temel gelir kriterleri gibi konular hakkında konuşuyor. Siyasetçiler gelir eşitsizliğinin artışından, kaos, hoşgörüsüzlük ve aşırılığın yükselişinden dem vuruyor.
ESKİ DOSTLARIN 378.TOPLANTISI
27 Aralık 2019 Cuma / “Eski Dostlar” grubunun 378.Geleneksel toplantısı Mercan Balık Restaurant’ta yapıldı. Toplantıya grubun en eski üyelerinden Kuyumcu Selahattin Öztop ev sahipliği yaptı.
Emin Saka ile Rahmetli Fikret Balcı ve Mustafa Ersoy tarafından 1966 yılında kurulan “Kocaeli ve Kocaelispor’u seven Eski Dostlar Grubunun” 378. toplantısı Mercan Balık Restaurant’ta gerçekleşti.
Kocabayramlar da Altınten Ailesini ziyaret
28 Aralık 2019 Cumartesi / Kocabayramlar da Altınten Ailesini ziyaret
Kandıra’nın Ulu Çınarı Salih Zeki Uztürk ağabeyi ziyaret ettik..
28 Aralık 2019 Cumartesi / Bugün Kandıra’nın Ulu Çınarı Salih Zeki Uztürk ağabeyi ziyaret günü..
Bugün İstanbul’dayız..
Akça Koca Kültür Platformu’nun 5. Kuruluş Yıldönümü etkinlikleri kapsamında; 29 Aralık 2019 Pazar günü saat:17.00 - 20.00 arası;
1. Prof. Dr. Aziz Akgül hocamız “Değişen Dünya Düzeninde Yoksulluğun Azaltılması” konusunda bilgi verecektir.
2. Platformumumuzun 2019 yılı Türk Kültürüne İz Bırakan Ödülü de Oğuz Çetinoğlu’na takdim edilecektir.
3. Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Öğretim Üyesi Nurhan Hacıibrahimoğlu Yaprak’a Dr ünvanını almaya hak kazandığı için başarı ve tebrik plaketi verilecektir.
Yemekli toplantı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Beykoz Korusu Sosyal Tesisleri ( Eski Hasır Restoran - Gümüşsuyu Mah. Kemerüstü Sok. No:17/A Beykoz/İSTANBUL)’nde yapılacaktır.
Hasan UZUNHASANOĞLU Akça Koca Kültür Platformu Başkanı 0532 581 11 33
Arkadaşlarını asla unutma
Babamla hiçbir zaman bir koltukta oturmadım ve evliliğimden sonra da onu çoktan terk etmiştim.
"Yıllar önce, evlendikten sonra babamı bir ziyaretim sırasında, sıcak ve nemli bir günde bir kanepede oturuyor ve soğuk meyve suyumu yudumluyordum.
Yetişkin hayatından, evlilikten, sorumluluklardan ve yükümlülüklerden bahsederken, babam bardağındaki buz küplerini düşünceli bir şekilde karıştırdı ve bana net ve ağırbaşlı bir bakış attı.
"Arkadaşlarını asla unutma" diye önerdi, "onlar yaşlandıkça daha da önem kazanacaklar." “Aileni ve sahip olduğun çocukları ne kadar sevdiğine bakmaksızın, her zaman arkadaşlara ihtiyacın olacak. Onlarla zaman zaman dışarı çıkmayı, onlarla aktiviteler yapmayı, onları aramayı unutma… "
"Ne garip bir tavsiye!" diye düşündüm. "Evliler dünyasına yeni girdim, yetişkin biriyim ve kesinlikle karım ve başlayacağımız aile hayatımız, hayatıma anlam katmak için gereken tek şey olacak."
Mehmet Âkif Ersoy’un Ölüm Günü Münasebetiyle – Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER
Mehmet Âkif Ersoy’un Ölüm Günü Münasebetiyle - Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER
Doğum tarihi: 20 Aralık 1873, İstanbul-
Ölüm tarihi ve yeri: 27 Aralık 1936, İstanbul)
Mehmet Akif Ersoy'a cenaze töreni bile çok görülmüştü.
Mehmet Akif’in Cenaze namazına bir hukuk fakültesi öğrencisi iken katılan Prof. Dr. Sulhi Dönmezer 5 Ocak 1987 de Tercüman gazetesinde “ Akif’in Cenaze Töreni” başlıklı yazısında o günü şöyle anlatacaktı :
‘…O zamanların ülkemizde egemen tek partinin otoriter düzeni içinde kimse idare ile çelişkiye düşmek istemediği için basında Mehmet Akif’in yurda dönüşü ve hastalığının seyri hakkında pek fazla haber yayınlanmazdı….
Bizler alana geldiğimizde, namaz saatinin yaklaşmış bulunmasına rağmen bir tabuta rastlamadık, hep birlikte bekliyoruz. Birden lokantanın ön kısmını bir cenaze otomobilinin geldiğini gördük, iki kişi üzerine örtü dahi konmamış bir tabutu indirdiler. Yoksul bir fakirin cenazesinin getirildiğini düşünerek bir kısım arkadaşlar yardıma teşebbüs ettiler. Fakat tabutun Mehmet Akif'e ait bulunduğu anlaşılınca bir anda yüzlerce genç ağlamaya başladı. …Gençler hemen Emin Efendi Lokantasının bayrağını alarak tabutun üstüne örttüler.
Sonra merhumun bir kısım arkadaşları gelmeye başladı ama ne vali, ne belediye reisi ve ne de tek partinin zimamdarlarından hiç kimse ortalarda yoktu.”
“İNSAN DOST FİKRE DOST” 15 Kasım 2014 – 31 Aralık 2016 kitabımız hazırlandı…
15 Kasım 2014 – 31 Aralık 2016 dönemi faaliyetlerini içine alan “İNSAN DOST FİKRE DOST” başlıklı ilk kitabımız yarından itibaren okuyucularımız ile buluşacak..
Bizkandırayız Kültür Platformunun çalışmaları devam ediyor
26 Aralık 2019 Perşembe / Bizkandırayız Kültür Platformunun müzik çalışmaları Yunus Emre Kültür Merkezi (Nikah Salonu B Kapısında)de devam ediyor.
Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Kemal Cerrahoğlu emekliliğe uğurlandı
22 Aralık 2019 Pazar / Pazar günü sabahı Başkanımız Mustafa Kemal Cerrahoğlu hocamızın emekli oluşunu değerli katılımcılarla birlikte Chicken Land’ta kutladık.
İstanbul’da 2020 Yılında Uygulanan Muhasebe Ücret Tarifesi
İstanbul’da 2020 Yılında Uygulanan Muhasebe Ücret Tarifesi
Hazine ve Maliye Bakanlığı 2020 yılı için yayımladığı muhasebe ücret tarifesinde 2019 yılı rakamlarını, yeniden değerleme oranınca arttırmıştır.
1- Gelir, kurumlar, muhtasar ve katma değer vergisi beyannamelerini, Vergi Usul Kanununun Mükerrer 227 nci maddesi ve bu maddeye bağlı olarak yapılan düzenlemelere göre Serbest Muhasebeci veya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlere imzalatan mükellefler, defter tutma ücreti dışında ayrıca beyanname imzalama ücreti ödemezler.
2- Tarifedeki ücretler aylık olup KDV dahil tutarlardır.
Nostalji; 20 – 21 Kasım 1999 Bursa Uludağ’da Prof.Dr. Oktay Sinanoğlu hocam ile.. (Allah rahmet eylesin..)
Türkiye'nin Einstein'ı olarak adlandırılan değerli bilim adamı, ülkemizin gururu, onuru, Türkçe savaşçısı, ülkesine milletine aşık Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, 19 Nisan 2015 Pazar günü vefat etmişti.
Alp Olmak – Ali DEMİREL
Alp Olmak - Ali DEMİREL Yazar - Ziraat Mühendisi
Alp sözcüğü yalnızca Türklere aittir, başka bir dilde bu sözcük yoktur. Eğer başka bir kültürün – dilin içinde ‘ALP’ varsa bu Türk töresinden o millete geçmiştir. Yaklaşık yedi bin yıl öce Avrupa kıtasına gelen Türk Töresini ve uygarlığını Avrupalı yerli barbar insanlara öğretmişlerdir. Elbette bu uygarlaştırma çalışmaları kolay olmamıştır yani askeri güç de gerekmiştir. Avrupa’ya uygarlık yolunun açılmasında ‘Alplar’; öncü, yol açan güç olmuşlardır. İşte bu yüzden; Avrupa’nın en uzun sıra dağlarının adı ‘ALPLER’ – ALP DAĞLARIDIR…