Prof.Dr. Atilla ÇETİN SOHBET ve ANMA TOPLANTISI
SOHBET ve ANMA
Hemşerimiz, ilimizin tarih alanında yetiştirdiği en önemli isimlerden olan; Kent ve KYÖD tarihi ile ilgili her konuda gönüllü katkıda bulunan, değerli hocamız Prof.Dr. Atilla Çetin’i doğum yıldönümü vesilesi ile 1 Mart Çarşamba saat 15.30 da KYÖD Sosyal Tesisinde birlikte anacağız.
Tüm dostlarımızı bekliyoruz.
18 Mart 2017 Cumartesi Saat: 14.30 İzmit Fuar içi Çağlayan Restoran
Tarih ve yer kesinleşti;
18 Mart 2017 Cumartesi
Saat: 14.30
Fuar içi Çağlayan Restoran – İZMİT
TAKİYYE – Ruhittin SÖNMEZ
Takiyye “dini, manevi veya dünyevi zararları önlemek için kişinin inancını gizlemesi” olarak tarif ediliyor.
Dini içerikli internet sitelerinde “takiyye her Müslüman’ın şer’i görevlerinden biridir” diye tarif ediliyor.
Türkiye’de AKP’nin İslamcı tabanı ile Cemaat/ FETÖ içinde takiyye uygulayanların oranının çok yüksek olması bu inanışın eseri olsa gerektir.
Buna delil olarak gösterilen ayetlerde “can korkusu ve tehlikeleri önleme söz konusu olduğu zaman” Müslümanın inancını gizleyebileceği ifade ediliyor.
Bu ayetleri bazıları “hayatınızın ve bazı uzuvlarınızın imha edilmesinden korkmanız halinde”, bazıları buna ilave olarak “dünyevi bazı zararlara uğramak” hallerinde takiyye yapılabileceği şeklinde yorumluyor.
Ancak mesela Bilal-i Habeşi gibi ilk Müslümanların korkunç işkenceler altında bile inancını vurgulaması gibi örnekler bu yoruma ihtiyatla yaklaşmamızı gerektiriyor. Uzmanı olmadığım bir konuda ahkam kesmek istemem ama takiyyenin bir görev değil, belli durumlarda verilen bir ruhsat olduğunu düşünüyorum.
“Baskı ve istibdat ortamında, varlığınızı tehdit eden zulüm fırtınası karşısında” takiyyeden başka kurtuluş yolu bulunamayabilir. Ancak “dünyevi bazı zararlara uğramak” ihtimali karşısında da takiyye meşru mudur?
Daha da açalım. İktidarın sunduğu bazı nimetlerden mahrum olmak, muhalif olmanın bazı risklerine katlanmak da takiyye için gerekçe olabilir mi?
MERAL AKŞENER ÇALIŞIYOR BİZ DESTEKLİYORUZ!.. / Av.Özcan PEHLİVANOĞLU
MERAL AKŞENER ÇALIŞIYOR BİZ DESTEKLİYORUZ!.. / Av.Özcan PEHLİVANOĞLU
Türk Milleti yine bir badire ile karşı karşıyadır. İnşallah 16 Nisan 2017 günü bu badireden “HAYIR”lısı ile çıkılacaktır...
Duygu Mert’in düzenlediği ‘İzmit Buluşmaları’ yine muhteşem bir organizasyona ev sahipliği yaptı.
İlimizin radyo ve basın camiasının sevilen ismi, kent sevdalısı Duygu Mert’in düzenlediği ‘İzmit Buluşmaları’ yine muhteşem bir organizasyona ev sahipliği yaptı. Dillerden dillere dolaşan aşk şarkılarının yazarı Aşkın Tuna geceye renk katarken, kanser hastaları için düzenlenen programda kentimiz ses sanatçıları Tuna’nın eserlerini seslendirdi
YENİ ANAYASA İLE İLGİLİ BAZI DEĞERLENDİRMELER – Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL
YENİ ANAYASA İLE İLGİLİ BAZI DEĞERLENDİRMELER – Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kritik ve milât kabul edilebilecek bir dönemini yaşamaktadır. 1982 Anayasası bugüne kadar 18 defa değişikliğe uğramış ve 12 Eylül darbe anayasası olmaktan çoktan uzaklaşmıştır. Günümüzde yapılmak istenen bir anayasa değişikliği değildir. Yapılmak istenen toptan yeni bir anayasa hazırlamaktır. Oysa ülkemiz ne bir savaştan yenik çıkmış; ne de bir ihtilal sonrası dönem yaşamaktadır. 16 Nisan’da referanduma sunulacak olan 18 maddeyi ileride yeni ve değişik birçok madde takip edecektir. 18 madde dışındaki maddeler için ileride de bir referandum yapılacak mıdır sorusu akla gelmektedir. Son 7-8 senedir oluşturulan çalışmalarda 18 madde dışındaki diğer maddelerin nasıl olacağı konusu gizli değildir. Milli kimliksiz, milli kimliği etnik çağrışım yapıyor diye devre dışı bırakacak yanlışlar, artık Batı Avrupa ülkelerinin de şikayetçi olduğu çokkültürlülük ve etniklikleri esas alan, milletleşmeyi hesaba katmayan, farklılıkları kutsallaştıran sözde ideolojisiz ve T.C.’nin kurucu iradesini dışlayan bir anayasanın hazırlanacağı endişesi sürmektedir.
Böyle bir anayasanın ülke ihtiyaçlarından çok; sözde bölünmeyi engelleme amacıyla, çeşitli tavizlerle dolu olacağı tahmin edilmektedir. Türkiye terörle müzakereden mücadeleye dönüşü ile büyük ölçüde terör baskısıyla bir anayasa yapma şartlarından uzaklaşmıştır. Aslında etnik ırkçılığa teslim olacak bir anayasa hazırlık çalışması ne demokratik olabilir, ne de toplumun bütününe hitap edebilir. Sadece marjinal bazı grupları mutlu edebilir.
Anayasa hazırlıklarında tepki anayasacılığının sürdürülmesine fırsat verilmemelidir. Ülkemizde her nesil, kendinden önceki nesilleri küçümsemekte ve daha iyisini yapabileceğini zannetmektedir.
Şükürler olsun ki, İş hayatında 43 yıl, Meslekte 32 yıl geride kalmış..
02 Aralık 1974 tarihinde başlayan iş hayatımda, Meslek Mensubu olarak tescilimizin üzerinden 32 yıl geçmiş.. Odamız yetkililerine teşekkür ederim.
Fuar karşısındaki üst geçit te.. Saat: 16.02
25 Şubat 2017 Cumartesi / Hocalı Katliamının değerlendirileceği toplantı için Dr. M.Şefik Postalcıoğlu salonuna giderken Fuar karşısındaki üstgeçit üzerinden anayol ve trafik..
Beka filan… / Yeliz KORAY
Bahçeli 2015 “
Erdoğan’ın PKK ve bölücü çevrelerde
‘al özerkliği ver başkanlığı’ mutabakatı sağladığı anlaşılmıştır.
Erdoğan, tek adam olmak için bastırmaktadır.
Devletin bekası için izin vermeyeceğiz…”
Erdoğan 2015
“Bahçeli bugün milliyetçilikten bahsediyor. Senden olsa olsa kafatası milliyetçisi olur.
MHP sadece ırkçılık diliyle konuşuyor.
Biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına almış bir iktidarız.”
Bahçeli 2015
“Bunlar aile boyu rüşvet ve yolsuzluk çamuruna batmışlar.
Başkanlık sistemi demek yolsuzluk dosyalarının açılmamak üzere kapanması
yolsuzluk çarkının yeniden dönmesi
diktatörlüğünü ilan etmesi demek…”
Devletin bekası için izin…”
Erdoğan 2015
“Bunlar kandan beslenen vampirler.
Sayın Bahçeli, ben bozkurtlarla değil, eşref-i mahluk insanlarla dolaşıyorum.
Menim Anam – Yüksel ERCAN
- Savadsızdır /Adını da yaza bilmir/Menim anam../Ancak mene/Say öğredib/Ay öğredib/İl öğredib/En vacibi dil öğredib/Menim anam./Bu dil ile tanımışam/Hem sevinci/Hem de gamı/Bu dil yaratmışam/Her şiirimi/Her nağmemi,/Yoh men heçem/Men yalanam/Kitap kitap sözlerimin /Müellifi Menim anam..
Toplumsal yönü ağır basan ve Eserlerinde genellikle özgürlük, yurt sevgisi, din gibi temaları işleyen Azerbaycan'da "Halk şairi" olarak tanımlanan Bahtiyar Vahabzade'nin var olan 40'ı aşkın şiir kitabının nerede ise tamamını okumuş, kendisi ile de Lise yıllarında tanışma imkanı bulmuş iflah olmaz bir TURANCI olarak Vahabzade’nin yukarıdaki “Menim Anam” isimli şiirini yıllar yılı okur dururduk, Annemizin yaklaşık iki yıl önce aramızdan ayrılmasından sonra “Menim Anam” şiirini daha duygusal bir ortamda okuduğumuzu ve içlendiğimizi biliyoruz.
Sadece Türkiye’de değil dünyanın bütün ülkelerinde en çok okunan en çok sevilen eserler “Anne şiirleridir”,Sağlıklı, özverili bir anne ile büyümenin dünyanın en muhteşem seyahati olduğunu yaşayarak bilen birisi olarak yaşı kaç olursa olsun hep annelerin dizinin dibinde olmanın sıcaklığının da paha biçilemez olduğunu çok iyi biliyoruz.
Çok sevip saydığımız ve belli bir sürede beraber söyleşilere katıldığımız Yavuz Bülent Bakiler’in “Anam türkü söylerdi bana masal yerine /Hüzünlü, boynu bükük, hep Azeri türküler /Yüzüme bakamazdı, acısını anlardım. /Rüzgârlarla savrulur, yağmurlarla yağardım... /Ya yer yatağımda, ya serin sofalarda /Anamı dinlerken ağlardım. “diye başlayan “Anamın Türküleri” isimli şiiri de Anne şiirleri ile ilgili bir başyapıt gibidir.
Bizim Gençler Yürüyüş yolunda..
24 Şubat 2017 Cuma / 11:30’da Barış Tercümede buluşan arkadaşlar Cuma ezanı öncesi Yürüyüş Yolunda..
Özbekler Tekkesi’nde..
12 Şubat 2017 Pazar / Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadolu'ya asker ve cephane göndermede gizli bir üs ve hastane olarak hizmet veren Özbekler Tekkesi’ni ziyaret ettik.
Bu Cuma sabahında Ergün Altun hocamıza Allah’tan rahmet diliyoruz
Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Dr. Ergün Altun hocamız çok yakın bir zaman önce 56 yaşında vefat etti.