Tutunacak dalım yok – Zafer PORTAKAL
Tutunacak dalım yok - Zafer PORTAKAL
Ne hayalim var
Ne bir beklenti
Ekinimi öğütür >
Bir zaman değirmeni.
Soluklanacak yer arar
Bu köhne yaşlı vücut
Sızım sızım sızlar belim
Bankın tam ortasındasın
Müsaadenle delikanlı
Köşeye ilişeyim
MARANGOZ ADEM – Zafer PORTAKAL
MARANGOZ ADEM – Zafer PORTAKAL
Orhan cami karşısı
Çırlağın yokuş başı
Üstü ev, altı dükkan
Ay tenli akça pakça
Nur yüzlü ve hatıınaz
Marangoz Adem amcam
Yumuşacık yüreği
Taşımaz ki çirkini
ATSIZ MİSALİ – Cevat NAS
ATSIZ MİSALİ - Cevat NAS
Gönül bir sevdanın peşine düşmüş,
Aklı yok , fikri hür , deli misali…
Şu sisli havada , bu tuzaklarda,
Hep yollara düşmüş derviş misali.
*
Gönül adamları vardı bir zaman,
Çıkarsız , hilesiz canlar misali.
Birçoklarını da tanımamışız,
Şerefi kaybolmuş , adam misali .
*
Kale burçlarında dolaşırlardı,
Mangalda kül bırakmazdı o hali.
Koltuk , çıkar düşlerine girince ,
Kurtlar yol değişti ,tilki misali…
*
Neyleyim ki deynek puştun elinde,
Su başılar hırsız , soysuz misali.
Birileri makam ,mevki görünce,
Oldular hepsi de , tilki misali…
*
Kopar zincirleri, Gülsarı kopar,
Haksızlığa diklen Kürşat misali,
Türke ait ne var ise sahiplen ,
Turana el uzat , Atsız misali!
İSYANLI SÜKUT – Abdurrahim KARAKOÇ
İSYANLI SÜKUT - Abdurrahim KARAKOÇ
Gitmişti makama arz-ı hâl için,
'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Bir azar yedi ki oldu o biçim...
'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı,
Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...
Bir baktı konağa alttan yukarı,
'Vay' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Çekti ayakları kahveye vardı,
Açtı tabakasın, sigara sardı.
Daldı.. neden sonra garsonu gördü,
'Çay' dedi, yutkundu, eğdi başını.
İçmedi, masada unuttu çayı;
Kalktı ki garsona vere parayı,
Uzattı çakmağı ve sigarayı,
'Say' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş,
Sandım can evime döktüler ateş.
Sordum: 'memleketin neresi gardaş? '
'Köy' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden,
Ağzına küfürler doldu zehirden;
Salladı dilini... vazgeçti birden,
'Oy' dedi, yutkundu, eğdi başını.
7 Haziran 2012 tarihinde ebediyete uğurladığımız Abdurrahim Karakoç büyüğümüze Allah Rahmet eylesin…
HAMAL BAYRAM – Zafer PORTAKAL
HAMAL BAYRAM – Zafer PORTAKAL
Tekke meydanı arkası
Bereketli sofrası
Güleç yüzlü agamın
Evi kireç boyalı
---
Ağzından kem söz çıkmaz
İnan kimseyi kırmadı
Adı Hamal Bayramdı
Benim yurdum insanı
---
Av. Abdurrahman KAYMAK demiş ki!…
Av. Abdurrahman KAYMAK
Benim ayaklarım toprağa değdi çocukluğumda,
Gözlerim yeşili ve maviyi öyle çok hapsetti ki,
Tutsaklığı siz onlara sorun.
Yüzmek, bisiklete binmek mi, yoksa saklambaç mı
İçinde çocuk geçen tüm cümlelerin yüklemiydim ben.
Babannem yaz başında çilek reçeli yapar,
Dedemin yeşil 504'ünde Müzeyyen Senar çalar,
Babam sezon sonu sandalyeleri beyaza boyarken,
Annem fırını yakar mancarlı pide yapardı
Ramazan da her gece farlı bir sofrada iftar açılır,
Konu komşu kim bilinir,
Yaşlı teyzelerin kışlık odunları taşınır,
Otobüste yer verilir, utanma nedir iyi bilinirdi
Kandıra görece küçüktü ama kendi içinde bir derya,
Bakmasını bilene çok şey anlatan bir seyyah gibiydi.
Kışın kömür kokusu odun kokusuna karışırdı
Henüz doğalgaz gelmemiş ve mertlik hüküm sürmekteydi
Diyorum ya çok şanslıydım ben.
Akıllı telefon, doğalgaz, internet, bilgisayar, onlarca TV kanalı yoktu
Gün başlarken bitmez,
Zaman ağır başlı bir delikanlı gibi yavaş yavaş yol alırdı.
Suya para vermezdik örneğin, Asım Pınarın'dan alırdık,
Ekmek komşu fırında pişen bir şeydi ve asla yalnız pişmezdi
Büyük marketler yoktu, araba ile bakkalın kapısına kadar gidilmez,
Yürümenin erdemli bir davranış olduğu düşünüldüğünden değil...
Bugünden bakanlar hiçbir şey yokmuş diyebilirler,
Oysa komşuluk vardı, yardımlaşma vardı, saygı vardı, sevmek gizlidendi.
Neyse boş verin "bu dünya kimseye kalmaz,... hiçbir kitap yazmaz"
Şanslı olduğumu söylemiş miydim?
Bir Küçük Dünyam Var İçimde Benim – Aşık Veysel ŞATIROĞLU
Bir Küçük Dünyam Var İçimde Benim - Aşık Veysel ŞATIROĞLU
Bir küçük dünyam var içimde benim
Mihnetim ziynetim bana kafidir
Görenler dar görür geniştir bana
Sohbetim ülfetim bana kafidir
İstemem dünyanın saltanatını
Süslü giyimini Arap atını
Bilirsem Türklüğün var kıymetini
Vatanım milletim bana kafidir
İsterdim hayatta düşmanla savaş
Milletime kurban olaydı bu baş
Nasip değil imiş şehitlik kardaş
İmanim niyetim bana kafidir
Dünya geniş olsun ister dar olsun
Yeter ki kalbimde iman var olsun
Her zaman milletim bahtiyar olsun
Rütbemle mesnedim bana kafidir
İçimde beslerim bir büyük ordu
Çiğnesin düşmanı yükseltsin yurdu
Azmi zihniyeti Veysel'in derdi
İşte bu niyetim bana kafidir
Aşık Veysel İstiklal Harbine görme engelli olduğu için katılamadı ve şu şiiri yazdı; Ruhu Şad Mekanın Cennet Olsun. Recep SABİT
Derler Bizde
Derler Bizde
Davete “OKUNTU” yengeye“ GUMA”,
İnceden açılmış ekmeğe “YUKA”,
Saciçinde “KÖMBE”, üstde “BAZLAMA”,
Savrulan buğdaya “CEÇ” derler bizde.!!!
Babaanneye “EBE”, halaya “BİBİ”,
Amcaya “EMMİ” der, çocuğa “SABİ”,
Uzağa “IRAK” der, yakına “BERİ”,
Birin çağırırken “HİŞ” derler bizde.!!!
Kuluk Ismayıl – Zafer PORTAKAL
Kuluk lsmayıl - Zafer PORTAKAL
Ufak tefek bir adamdı
Gözleri neşe saçardı
Naif herkese saygılı
Kuluk Ismayıl abi
---
Saçları sırma değildi
Başı yaldır yaldır parlardı
Bahar yeşiliydi gözlüğü
Dünyaya yemyeşil bakardı
---
Hareketli kıpır kıpır
Küçücük kaytan bıyıkları
Herkese gülümseyen
Minnacık yüzü vardı
---
Babam hangi hakla
Bana mandolin aldı
Öyle başladı fasıl
Ismayıl abi hocamdı
---
Rüya gibi kaçan yıllar
Biraz durun.durun biraz
Avni Anıl bestesi
Hicaz şarkıda andım ismini
Allah ömür verseydi
Sahi!! ne güzel söylerdi
FASIL – Zafer PORTAKAL
FASIL - Zafer PORTAKAL
Haziran başıydı Cumartesiyi Pazara bağlayan gece
Fasıl geçiliyordu o akşam eski ahşap meyhanede
Klarnette Fikri ağabeyim
Ritm sazda Dudak Şükrü
Suzidil makamından Hüseyniye geçişi
Tamburi Nedim ağabeyim
İçimin yağları erirdi
Hitamında bir KANDIRA türküsü
El ayak çekilir gecenin diğer yarısı
Nurettin hocanın sol omuzu düşük
Sağ elinde cümbüşü
Sessizce açılırdı bahçe kapısının sürgüsü...
Göçmen kuşlar – Zafer PORTAKAL
Göçmen kuşlar - Zafer PORTAKAL
Kendimden kaçsam da zaman zaman
Yalnızlık dostum
Yalnızlık arkadaşım
Küskünüm aynalara
Yokuş başın da merdivenlerdeyim
Şu an soluk soluğa
Adımlarım yorgun
Adımlarım ağır
Korku azda olsun umuttur yaşananlar
Geri geri gitse de ayaklarım
Vakitsiz havalanıyor göçmen kuşlar
Nerede sınıf arkadaşlarım
Nerede Seyfi? nerede Ömer?
Yaşca benden küçük Namık
Saatçilerin Tezer?
Hüzün makamıdır ölüm
Gelmez heyhat geçmiş günler
Akar zaman su misali
Bu su hiç durmaz akar
Dönülmez ufkun yolcusuymuş göçmen kuşlar
Kanatlarına değince soğuk bir rüzgar
Sisli bulutlarda kayboldular
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
ÜLKÜCÜ ŞEHİTLER DESTANI - Nebi KARAKUŞ
Yiğit mi yiğit, er mi er idi;
Bir nesil geldi, geçti bir nesil
Aka ak, karaya kara derdi
Bil nesil geldi, geçti bir nesil.
Adı Dursun’du, adı Süleyman;
Soyadlar Gümüş ve Kılıçkıran.
Yağlı ipte Mustafa Pehlivan:
Bir nesil geldi, geçti bir nesil
Orhan Camii – Zafer PORTAKAL
Orhan Camii – Zafer PORTAKAL
Yine bir bayram sabahı
Şadırvanda su sesleri
Elveda ey şehri Ramazan
Hoş geldin faslı bitti
Artık ayrılık vakti
Çocukluğumun düşleri
Minberde Nurettin Hocam
Vasıf hocanın ezan sesi
O nefeslerde bitti
Gelmez o yıllar geri
Sanma ki seher yeli
Esen rüzgarı Mekke'nin, Medine'nin
Osmanlı mirası
Şubesidir Kabe'nin
La ilahe illallahu vallahu ekber
Selatı selamı
Kubbenden semaya yükselir
Buhurizade Mustafa ltri Dedenin
Dua – Nurettin BÖLÜK
Dua - Nurettin BÖLÜK
Bazı şeylere de aklım ermiyor.
Bir anda dünya çöplüğe dönüyor.
Yüce kudret! Bir nefes ver, ölüyor.
Bir sarsıntı ile ocaklar sönüyor.
Yer, gök senin gücünü andı bugün.
Teslim oldu insanlık, düşkün mü düşkün.
Üç dört değil, istedikleri tek öğün.
Açılmış eller, en tepeye göğün.
Sana hamd, sana dua, sana zikir.
Bu deprem bize, tekrar versin fikir.
Senin rahmetin, gazabına galiptir.
Bu kuru arzu değil, candan istektir.
Halâ nefes alan kuluna zaman ver.
Acılarını dindir, Sevenleri bekler.
Sana açık eller, göçükte gözler.
Nefesler tutuk, yok mu mutlu haber.
Nurettin Bölük 06.02.2023
Zafer Portakal şiiri…
Kandıra İzmit yolu – Zafer PORTAKAL
Masal masal maniki
Planı merkep çizdi
Çift ayaklı eşekler
Onun peşinden gitti
*
Kandıra İzmit yolu
Sanki dönme dolaptı
Bir saatlik yolumuz
Üç saatte çıkardı
*
Yol insanı tutardı
Yolcuyu ter basardı
Ellerde naylon poşet
Çoluk çocuk kusardı
*
Havasından suyundan
Bilinmez başka neden
Araca ayık binen
İnan sarhoş inerdi
*
Adapazar yolunun
Mimarisi katırdı
Aklı yetmez beyler
Katırı takip etti
*
Kitap yükle eşeğe
Eşek yine eşekti
Palan vursan altından
Katır yine katırdı.
Zafer Portakal