Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

ahsen okyar
19Nis/24Kapalı

HAYRETTİN NUHOĞLU VE İYİ PARTİ’DE GELİŞMELER – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sHAYRETTİN NUHOĞLU VE İYİ PARTİ’DE GELİŞMELER - Ruhittin SÖNMEZ
Nokta TV’de yaptığım Geniş Açı programının konuğu bu hafta Hayrettin Nuhoğlu idi. Çünkü son günlerde siyasetin en dikkat çekici konusu İYİ Parti’deki gelişmeler idi ve bu gelişmeleri en iyi yorumlayabilecek yetkin kişilerin başında Hayrettin Nuhoğlu geliyor.
Hayrettin Nuhoğlu genç yaşlarından beri siyasetin içinde olan tecrübeli bir siyasetçi. İYİ Parti hareketini başlatan ilk birkaç isimden biri. İYİ Parti’nin programını hazırlamada görev yaptı. Partinin tüzüğünü yazan (ben, Tolga Akalın ve Günay Kodaz’ın da içinde bulunduğu) 22 kişilik tüzük
komisyonunun da başkanı idi. İYİ Parti’nin ilk Başkanlık divanında (Genel Başkan Yardımcısı statüsünde) Genel Muhasip idi. 27. Dönem İstanbul milletvekili olan Nuhoğlu halen Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi.
31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinden sonra İYİ Parti lideri Meral Akşener partisinin oy kaybının sorumluluğunu üstlenerek 27 Nisan’da Olağanüstü Kurultay yapma ve bu kurultayda aday
olmama kararı verdi.
Seçim başarısızlıklarından sonra parti liderlerinde görmeye alışık olmadığımız bir tavırdı bu. Bu karar her kesimi ilgilendiriyor. Çünkü İYİ Parti’nin varlığı ve yokluğu Türk siyasetindeki dengeleri tamamen değiştirebilecek bir olgu.
Mayıs 2023’te yapılan Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra seçimin kaybedenlerinin başında gelen CHP’nin, örgütleri ve seçmeninde de müthiş bir moral bozukluğu yaşanmıştı.
CHP Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası kongre yaptı ve tekrar aday olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine Özgür Özel Genel Başkan seçildi.
Cumhuriyet tarihimizde (Bülent Ecevit’in İsmet İnönü’ye karşı seçilmesi hariç) pek rastlanmayan böyle bir değişim sonrası, CHP 31 Mart Yerel Seçimlerinde büyük bir başarı kazandı. Yüzde 25’lik cam tavanı kırıp yüzde 38’e yakın bir oyla birinci parti oldu. Türkiye ekonomisinin yüzde 70’ini üreten il ve ilçeleri yönetir hale geldi.

19Nis/24Kapalı

Başbuğ Türkeş’i Anlamak İçin Vefalı ve Vicdanlı Olmak – Cafer GENÇ

Başbuğ Türkeş’i Anlamak İçin Vefalı ve Vicdanlı Olmak – Cafer GENÇ

     "Bir lider niçin, neden vardır?" diye soracak olursam sanırım hepinizi cevabı, "kendisinin başbakan, cumhurbaşkanı olması ve partisini iktidar, hükümet yapması için vardır" dersiniz. Ben de "bir insanın SÖZÜ ne ise ÖZÜ de o olmalıdır veya ÖZÜNDE ve  SÖZÜNDE çelişki olmamalıdır" diyeyim. Lider, sözünün arkasında durmalı, kendini kabul ettirmeli, inandırmalı ve güven vermelidir. Milli ve manevi değerlerine sahip çıkmalıdır. Gençliğini, geleceğini davası uğruna feda eden, sürgün olan, sakat kalan, yıllarca kayıp olarak yaşayan, aklını kaybeden ülkücülerin çoğu rahmetli oldu,  yaşamıyorlar ama bunların  AHI yaşıyor.

Cezaevinde yatarak bedel ödeyen bir Ülkücü olarak durumun böyle olması büyük üzüntü yaşatmaktadır. Balıkesir’den okul ve cezaevi arkadaşım Elazığlı rahmetli Ömer Ekinci, "ey gençliğim, değmeyecek kişiler için seni perişan ettim, özür dilerim" diyerek Balgat’a gönderme yapmıştı. Söylemek istediklerimi siz anladınız diyerek günün anlamı ile ilgili konuya geçeyim.

18Nis/24Kapalı

Ne güzel şey Kandıralı olmak. – Abdurrahman KAYMAK

438101135_1874590076300717_3799048832361923695_n
Ne güzel şey Kandıralı olmak. - Abdurrahman KAYMAK

İnci pastanesinde kol böreği limonata,
Cambaz Osman abi de köfte möfte,
Şanlı abilerden kömür, yeşillik,
Yakup abinin kahvede soğuk ayran,
Burak Marketten lipton soğuk çay, (teneke kutuda-cuma günleri namaz sonrası-buz gibi)
Adnan Güneş amcadan bisiklete fren lastiği ( Galatasaylıdır, Liseyi de Galatasaray da okumuştur)
Aytekin abide saç traşı ( fena fenerlidir benim gibi)
Ender abiden kışın kitap defter yazın şort terlik ( kim inanır o küçük dükkanın dünyalara açıldığına)

16Nis/24Kapalı

İYİ PARTİ VE AK PARTİ’DE DEĞİŞİM ŞART – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

İYİ PARTİ VE AK PARTİ’DE DEĞİŞİM ŞART - Ruhittin SÖNMEZ
İdeoloji partileri hariç, partilerin sadık seçmen kitlesi genellikle lideri için oy verir. Seçmen, partisinin
“karizmatik liderine” çok geniş bir kredi açar ve bu aşamada çok sayıda hatasını görmezden gelir.
Bu durum zaman içinde parti liderlerini birer “seçilmiş kral” haline getirir. Liderin konumu ve gücü tartışılamaz hale geldiğinde “parti içi demokrasi” söylemleri lafta kalır.
Liderin her kararı, O’nu denetlemesi gereken partinin organları tarafından, “hikmetinden sual olunmaz” anlayışı ile kabul edilir. Zaten parti içindeki siyasi gücü dengelemesi ve denetlemesi gereken organların üyeleri de bizzat lider tarafından belirlendiği için bu durum yadırgatıcı değildir.
Karar Gazetesi’nde Semra Alkan’ın köşe yazısında belirttiği gibi bu aşamaya gelen partilerde “nevrotik bir örgüte doğru dönüşme eğilimi başlayabilir.” Yani bu partilerde “yaratıcılık yerine ya da değer katan ekipler yerine örgüt içinde ‘iç çekişmeler, çatışmalar, iletişim kopuklukları’ yaşanabilir.”
Semra Alkan “nevrotik örgüt belirtilerini AK Parti üzerinden örneklerle” anlatmış. Ben bu örnekleri son seçimin iki kaybedeni AKP ve İYİ Parti üzerinden anlatılabileceğini düşünüyorum.
Bugüne kadarki başarıların (ve son seçimdeki başarısızlığın) en büyük payı AKP’de R. Tayyip Erdoğan’a ve İyi Parti’de ise Meral Akşener’e aittir.

10Nis/24Kapalı

Bayramları, bayramların özüne uygun kutluyor muyuz? – M.Tanzer ÜNAL

tanzer ünalBayramları, bayramların özüne uygun kutluyor muyuz? - M.Tanzer ÜNAL

Önce “samimi duygularımı” dile getireyim…

Bütün okurlarımın bayramını kutluyor, sağlıklar diliyorum.

Bayram günlerini sevdiklerinizle mutlu ve eğlenceli geçirin.

İzin verirseniz şimdi de “samimi düşüncelerimi” sizlerle paylaşmak istiyorum.

Her şeyi eleştiriyorum da; bayram günlerini, bayramlardaki davranışımızı neden eleştirmeyeyim, temennilerimizin neden işe yaramadığını neden sorgulamayayım?

76 yaşındayım, kendimi bildim bileli bayramlarla ilgili hep aynı şeyleri dinler, aynı sözleri okurum.

Benim yaşımın ötesinde; yüzlerce, binlerce yıldır da hep aynı şeyler söylenir, yazılır.

Nedir bunlar?

Dini bayramlar, yani Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı…

*Birlik ve beraberliğin pekiştiği günlerdir.

*Kardeşlik, dostluk, sevgi ve saygı duygularının paylaşıldığı günlerdir.

7Nis/24Kapalı

GÜLEGÜLE GİT CAN RAMAZAN – Seyfettin KARAMIZRAK

seyfettin-karamzrak

GÜLEGÜLE GİT CAN RAMAZAN - Seyfettin KARAMIZRAK
Güzel şeylere sahip olduğumuzun kıymetini, elimizden gittiğinde anlamaktayız çoğu zaman. Fakat gidenler asla geri gelmiyor. Bize sadece hüzünler ve burukluklar kalıyor. İşte Mübarek Ramazan ayı da bunlardan biri.
Bir aya yakın; tattığımız huzurun ve mutluluğun, bitmeyecek sandığımız eşsiz paylaşımların, devşirdiğimiz nadide duyguların, tatlı tebessümlerin, gönülden perçinleşmenin, hatır sormaların, engin hoşgörünün sonu mu geldi acaba? Umudum ve temennim, bu hasletlerin bizlerde kalıcı olması yolunda elbette ki.
Güzel anlar hızlı yaşanır, tez bitermiş meğer. İnsan sevdiği kadar da ayrılık acısını tadarmış. Ramazanın sonuna varmamızdan ötürü, yüreğimizi hüzün kapladı bir nebze. “Kadir Gecesi”nin lezzetini tattıktan sonra, bu ayrılık burukluğunu, daha somut olarak yaşadık içimize.
“Alışılan uhrevi havanın, paylaşmanın, hatırlamaların, gönül almaların, güzel dileklerin, sabrın, metanetin vefanın, sürpriz sevinmelerin, hediyeleşmelerin” vb.
iyiliklerin yaşantımızdan çıkması korkusu yüreğimizi burktu doğrusu.

5Nis/24Kapalı

Kadir Gecesi’ni anlayabilmek – Fahri SAĞLIK

fahri sağlık

Kadir Gecesi’ni anlayabilmek - Fahri SAĞLIK

Sözlükte kadir (kadr) kelimesi “hüküm, şeref, güç, yücelik” gibi anlamlara gelir. Dinî literatürde ise “leyletü’l-Kadr” şeklinde Kur’an-ı Kerîm’in indirildiği gecenin adı olarak kullanılır. Aynı adı taşıyan 97. sûre bu gecenin fazileti hakkında nazil olmuştur. Surede Kur’an’ın Kadir gecesinde indirildiği ve sözü edilen gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilir. Müfessirler hayırlı olanın bu gecede yapılan ameller olduğunu, bin ayın ise içinde Kadir gecesinin bulunmadığı bir süreyi ifade ettiğini belirtirler.

Demek ki bu gece; içerisinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlı. Yüce Allah’ın insanlara Hz. Muhammet (s.a.v.) vasıtasıyla son hitabı ve nihaî mesajı olan Kur’an’ı indirmesi insanlığın hidayetinde bir dönüm noktası teşkil ettiği için bu olayın gerçekleştiği geceye özel bir anlam yüklenmiştir.

5Nis/24Kapalı

İYİ PARTİ VE MERAL AKŞENER – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

İYİ PARTİ VE MERAL AKŞENER - Ruhittin SÖNMEZ
31 Mart 2024 Yerel seçimlerine “hür ve müstakil” başka bir ifadeyle “özü başına” girme kararı alan İYİ Parti seçimden büyük kayıpla çıktı. 14 Mayıs 2023 Milletvekili Genel Seçimlerinde yüzde 9,9 oy alan İYİ Parti yerel seçimlerde yüzde 3,8 oy alabildi.
Sade bir vatandaş gözüyle bakınca, bana göre, oy kaybının sebebi seçim işbirliği yapılmamasından ibaret değil.
28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra Genel Başkan Meral Akşener’in konuşmalarında gelecek değil, hep geçmiş konu edildi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığında ısrar etmesi, altılı masada kendisine karşı bir nevi tuzak kurulmasının yani “Millet İttifakı’nın CB adayını 6 parti oy birliği ile belirleyeceğiz” diye yapılan mutabakata uyulmamasının Meral Akşener’de derin gönül kırıklığı ve
öfke yarattığı görüldü.
Bu duygularında haksız değildi. Ancak seçmen partilerin kendi içlerindeki ve birbirleriyle ilişkilerindeki olaylarla pek ilgilenmez. Seçmen geleceğe dair umut veren, heyecan veren ve devleti başarıyla yöneteceğine inandığı parti ve liderleri sever ve izler.
“Muhalefete muhalefet etmek” bir muhalefet partisine hiçbir şey kazandırmaz.
Son bir yılda, İYİ Parti Genel Başkanı, vatandaşa umut ve güven vereceğine, hırçın bir görüntü verdi.
CHP’nin sembol isimleri, iki büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’na karşı sert sözler ters etki yarattı. İstanbul ve Ankara’daki İYİ Partililerin neredeyse tamamının bu isimlere oy vermesine sebep oldu.

2Nis/24Kapalı

YUMUŞAK ATIN ÇİFTESİ PEK OLDU – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

YUMUŞAK ATIN ÇİFTESİ PEK OLDU - Ruhittin SÖNMEZ
Seçimden bir hafta önce yazdığım yazımın başlığı “SEÇİMİN KADERİ EMEKLİLERİN ELİNDE” ve son cümlesi “Yumuşak huylu atın çiftesi pek olur” idi.
Sessiz, sakin, mülayim ve uysal olan kesimlerin sinirlendiklerinde kendilerinden beklenmeyen şiddetli tepkiler verebileceklerini bu atasözümüzle hatırlatmıştım.
Dar ve sabit gelirli kesimlerin gelirleri hemen tamamı açlık ve yoksulluk sınırının altına düşmüştü.
Bunların içinde en kötü durumda olan emeklilerdi ve 16 milyon emeklimiz vardı.
Bunların çoğu Mayıs 2023’te AKP+ MHP’ye oy vermişti. Şimdi tavırları neden değişti?
Bu soru önemli. Çünkü AKP en düşük oy oranını gençlerden, en yüksek oy oranını da emeklilik yaşındaki seçmenlerden alıyordu. Bu seçimde muhtemelen en düşük oy aldığı yaş grubu emeklilerin yaş grubudur.
Çünkü Mayıs 2023’te “beka sorunu” olduğuna ve fakat yakın gelecekte ekonomik sıkıntılardan “Reis” sayesinde çıkacağına inandırılan bu kesim “aldatıldığını” gördü. Son seçimden bu yana geçen 10 ayda hayat pahalılığı dar gelirlileri / emeklileri silindir gibi ezdi. İktidar (Hazine tamtakır olduğu için) iyileştirici hiçbir önlem almadı / alamadı. Büyük çoğunluğu açlık sınırının ve asgari
ücretin altında ücret alan bu kesim sokağa çıkamaz oldu, adeta hayattan tecrit edildi.
Artık bardak dolmuştu, iktidara verilen kredi tükendiği gibi öfke ve “ders verme” duygusu yerleşti.
Demiştim ki, “Emekliler genellikle çalışma dönemlerinde iyi günler görmüş, yoksulluğu tatmamış insanlar. Bu yüzden emekliler ömür boyu yoksulluk içinde yaşayan, sosyal yardımlarla bağımlı hale getirilen kitlelere benzemezler.”
Elbette bu duyguya sahip olanlar sadece emekliler değildi. En yüksek ilk gelir grubundaki yüzde 20’lik bir kesim haricindeki herkeste az veya çok bu duygu oluşmuştu. Ancak en güçlü tepki emeklilerde idi. Ve her 4 seçmenden biri emekli idi.

29Mar/24Kapalı

RAMAZAN’DA SİYASİ AHLAK – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

RAMAZAN’DA SİYASİ AHLAK - Ruhittin SÖNMEZ
Uygar insanların ve inanmış Müslümanların “adalet, ahlak, eşitlik, kul hakkı” gibi kavramlarla özdeşleşmiş kişilikleri olması gerekir.
Adalet ve eşitlik talep etmeyen, ahlaksız bir dindarlık ve insanlık olabilir mi? “Kul hakkı” kavramını görmezden gelen bir hukuk sistemi veya dini inanca saygı duyabilir misiniz?
Ramazan ayında bu tür sorulara cevap arayıp duruyorum. Nokta TV’de yaptığım dini içerikli iki programımda konuk ettiğim Osman Oktay ve Doç. Dr. Banu Gürer’le sohbetlerimde de benzer sorular sordum.
Mübarek Ramazan ayının feyiz ve bereketinden anlamamız gereken ilk şey yaptığımız ibadetlerin ahlakımızı güzelleştirmesi olmalı.
Zira Hz. Peygamber “ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” diyerek İslam’ın temel amacını ortaya koymuş. Yani İslam’dan önce de güzel ahlaklı olanlar vardı, İslam bu güzel ahlakı daha da geliştirmek için gönderildi.
Oysaki toplumumuzda namaz, oruç gibi dini ritüelleri yapmanın dindar olmaya yeteceğine inananların oranı hayli yüksek. Ama bu çok değerli dini ritüellerin amacı güzel ahlakı beslemektir.
Bir Müslüman’ın en temel özelliği “güvenilir” olmasıdır. Hz. Peygamberin kendisine vahiy gelmezden önce sıfatı “Güvenilir Muhammed” (Muhammed-ül emin) idi. Oysaki, kendisine güvenilen, emin olunan insan olmayı başarabilenlerimizin oranı çok düşük. Toplumumuzun çoğunluğu sözüne güvenilmeyen, kendisine bir şey emanet edilemeyen, yalan söyleyen, aldatan, kandıran,
zulmeden bireylerden oluşuyor.
“Dosdoğru olması” emredilen bir ümmetin, “güvenilir” olması gereken Müslümanların “yaşadığı gibi inanmak yerine inandığı gibi yaşaması; verdiği sözlere sadık olması” gerekir. Ama yüzde kaçımız böyle?
Diyanet İşleri E. Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu bir araştırmadan bahsetmişti:
Araştırmada “Dindar olmak ahlaklı olmayı gerektirir mi?” sorusuna cevap verenlerin yüzde 80’i “hayır, gerektirmez” cevabını vermiş. “Ahlaksız bir dindarlık” olabileceğini söyleyenlerin bu kadar yüksek oranlı olması vahimdir. “Bu soruya bir Müslüman ülkede “hayır efendim, bir insan dindarsa ahlaklıdır” denilmesi gerekirdi.”

27Mar/24Kapalı

RAMAZANIN GÜZELLİKLERİ – Seyfettin KARAMIZRAK

seyfettin-karamzrak

RAMAZANIN GÜZELLİKLERİ - Seyfettin KARAMIZRAK

“Gerçek oruç, sadece yiyip içmeyi değil, boş ve hayasızca sözleri de terk ederek tutulan oruçtur.” [Hakim]

İslam Dininin beş şartından biri de, mübarek Ramazan ayında, her gün oruç tutmaktır. Oruç, hicretten 18 ay sonra, Şaban ayının onuncu günü, Bedir gazasından bir ay evvel farz oldu.

Ramazan, “yanmak” demektir. Bu ayda oruç tutan ve tövbe edenlerin günahları yanar yok olur. Bu ayda, Allah için az bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmış gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak, başka aylarda yetmiş farz yapmak gibidir.

Ramazan, sabır ayıdır. Sabredenin gideceği yer cennettir. Bu ay, güzel huylu olmak, sabretmek, iyi geçinmek, iyilik yapmak, insan olma hasletlerimizin eksiklerini tamamlama ayıdır.

Kimseyi; “kırmamalı, üzmemeli, rencide olabileceği kaba söz, gıybet, alaya alma, küçük görme, öteleme” vb. kötü kelam ve davranışlardan kaçınmalıdır. Hayvanlara da eziyet etmemeli, onları korumalı, sevgiyle davranarak korumalı, yedirip doyurmalıdır. Çevreyi korumalı temiz tutmalıdır.

26Mar/24Kapalı

SEÇİMİN KADERİ EMEKLİLERİN ELİNDE – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

SEÇİMİN KADERİ EMEKLİLERİN ELİNDE - Ruhittin SÖNMEZ
31 Mart 2024 yerel seçimine bir hafta kala en büyük belirsizlik şu: İktidar emeklileri ikna edebilecek mi?
Korkunç hayat pahalılığının en çok ezdiği kesim emekliler. İşçiler, köylüler ve diğer çalışanların durumu da hiç iyi değil. Ama bu kesimlere yapılan gelir artırıcı önlemler ve diğer sosyal yardımlar ile -durumları iyileşmediyse de- yoksullaşma hızı düşürüldü.
16 milyon emeklinin büyük çoğunluğu açlık sınırının ve asgari ücretin altında ücret alıyor.
Bu yıl en düşük emekli maaşı 10 bin lira oldu, açlık sınırı 16 bin lirayı aştı. Yoksulluk sınırı ise 53 bin liraya yakın. Asgari ücret 17 bin lira.
Kayıtlı seçmen sayısının yüzde 26,1’i emekli, yani kabaca her 4 seçmenden biri emekli.
Emekliler genellikle çalışma dönemlerinde iyi günler görmüş, yoksulluğu tatmamış insanlar. Fakat son yıllarda, özellikle Mayıs 2023 seçimlerinden bu yana derin bir yoksulluk içine itildiler. Eskiden asgari ücretin 1,5- 2 katı maaş alan emeklilerin maaşı asgari ücretin ve açlık sınırının altına düştü.
Bu yüzden emekliler ömür boyu yoksulluk içinde yaşayan, sosyal yardımlarla bağımlı hale getirilen kitlelere benzemezler.
Bundan önceki seçimlerde AKP en yüksek oyu yaşlı seçmenlerden alıyordu. Çoğunu emeklilerin oluşturduğu bu yaş grubu ilk defa kanaatkarlığın, şükretmenin son sınırına geldiler.
TV’de gördüğüm 80 yaşlarında bir hanımefendinin “Ramazan pidesi mis gibi kokuyor ama alamıyorum” derken, yüzünde gördüğüm acı ve yanındaki öfke milyonlarca emeklinin ortak yüz ifadesi gibiydi.
Tahammül edilmez yoksulluğu hak etmediğini düşünen, “ben yıllarca milletime hizmet ederken primlerimi eksiksiz ödedim. Ben lütuf veya ihsan istemiyorum, hakkımı istiyorum” diyen emeklilere haksızsın demek mümkün mü?

22Mar/24Kapalı

MHP İLE AKP NEDEN BİRLEŞMİYOR? – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

MHP İLE AKP NEDEN BİRLEŞMİYOR? - Ruhittin SÖNMEZ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin 14. Olağan Kurultayında yaptığı konuşma ile AKP Genel Başkanına biat anlamına gelen sözler söyledi.

Önce “"Benim için bu bir final, yasanın verdiği yetkiyle bu seçim benim son seçimim” diyen Tayyip Erdoğan’a “Bizi bırakma” diye adeta yalvardı:

“Ayrılamazsın, Türk milletini yalnız bırakamazsın. Yeni yüzyılın kurtarıcı lideri olarak sizi görmek istiyoruz.”

Bahçeli’nin bu sözlerinde üç husus dikkat çekiyor:

İlk olarak “yasanın verdiği yetki” yani “Anayasanın ‘bir kişi iki dönemden fazla Cumhurbaşkanı adayı olamaz’ kuralını bir kere daha delmenin bir yolunu buluruz” mesajı vermek…

İkincisi, “Türk Milleti (“bu millet” mi desek acaba?) senin gibi lider bir daha çıkaramaz” mesajını vermek.

Üçüncü olarak da “Kurucu lider Atatürk” ifadesini “eski yüzyıl” sandığına kilitleyip, “yeni yüzyıl” için “kurtarıcı lider Erdoğan” sloganı yaratmak…

“Yeni yüzyıl”dan kasıt 21. yüzyıl olmasa gerektir. Muhtemelen AKP’nin “Türkiye Yüzyılı” sloganına göndermedir.

“Kurtarıcı lider” tanımının sebebini ben anlayamadım.

“Türk milliyetçisi” olmadığı gibi “milliyetçiliği ayakları altına alan” Tayyip Erdoğan “yeni yüzyılda” Türkleri kimden ve nasıl kurtaracaktır?

Benim bildiğim Devlet Bahçeli bu cümleyi kurduysa bir bildiği olmalı. Bundan sonraki aşamalarda siyasi hamlelerini yorumlayabilmek için bu cümle hep kafamızın bir köşesinde kalmalı.

19Mar/24Kapalı

EMANETÇİLER MALLARINI AÇIKLASIN – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sEMANETÇİLER MALLARINI AÇIKLASIN - Ruhittin SÖNMEZ

CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş’ın mal varlığını açıklamasından sonra AKP’nin ve MHP’nin ortak adayı Turgut Altınok da mal varlığını açıkladı. Bu mal beyanının çeşitli yönlerden tartışması yapılıyor.

Benim açımdan önemli gördüğüm hususları açıklamadan önce kısaca Turgut Altınok hakkında derlediğim bilgileri özetleyelim:

TURGUT ALTINOK 1994 yerel seçimlerinde MHP’den, 1999 yerel seçimlerinde ise FP'den Keçiören Belediye Başkanı seçildi. 2004 yerel seçimlerinde AK Parti'den Keçiören Belediye Başkanı oldu. 2019’da yeniden AK Parti'den Keçiören Belediye Başkanı seçildi.

Turgut Altınok 4 dönem (20 yıl) belediye başkanlığı yapmış. Altınok, Belediye Başkanı seçildikten 2 sene sonra, dışarıdan Keçiören Kalaba lisesinden diploma almış.

Keçiören Belediyesi’nin resmi sitesinde yer alan bilgiye göre de “Yükseköğrenimini uluslararası hukuk alanında yapan Altınok, Azerbaycan Uluslararası Vektör İlim Merkezi ve Kazakistan Abay Devlet Üniversitesi`nden ‘Profesör’ payesi aldı.”

Çok eski bir arkadaşı olan gazeteci Yavuz Selim Demirağ, Turgut Altınok’un “hukuk diploması aldığı Bakü’deki üniversitenin Fetöcülerin olduğu ve devlet tarafından kapatıldığı” bilgisini veriyor.

Anlaşılan, Turgut Altınok orta ve yüksek öğretim diplomalarını öğrenci olarak okula devam etmeden almış. Profesörlüğü de “fahri profesör” denilen bir taltif unvanı olsa gerektir.

18Mar/24Kapalı

584 kahraman Kocaeli evladı – Nurettin KOLAYLI

432553478_7340834629296567_568158800907104069_n

584 kahraman Kocaeli evladı - Nurettin KOLAYLI
Onlar Çanakkale, Seddülbahir’de, Kirte’de, Conk Bayırı’nda, Kereviz Dere’de, Çatlak Tepe’de şehit düşen Kocaelilili atalarımız…
Kimi henüz 17 kimi 40 yaşındaydı. Tam 584 kişiydiler…
Tarihten silinmek istenen bir milletin bütün yokluk ve imkansızlıklara rağmen, sarsılmaz bir imanla vatanını canı pahasına nasıl koruduğunu tüm dünyaya gösterdiler.Onların torunları olarak bizler söz veriyoruz.
Aldığımız her nefesi, bastığımız her karış toprağı ve üzerimizde dalgalanan bayrağımızın varlığını aziz şehitlerimize ve kahraman gazilerimize borçlu olduğumuzu unutmayacağız.

18Mar/24Kapalı

İbadet… – Raif KANDEMİR

İbadet… - Raif KANDEMİR

raif kandmirSöze kestirmeden gireyim.

Din, dindar, dinci, din tüccarı, dinsiz, din dostu, din düşmanı… Say sayabildiğin kadar.

Peki bunlar  ne zamandan beri gündemde bu derece önemli yer tutuyor? Yahut  da bu Akım; ne zaman, kimin, kimlerin zamanında başladı ve bu günlere geldi. İşte  bak burası önemli.

Fazla geriler  gitmeye  gerek yok. Son yirmi yıla   bakarsak;

Din, insanlarımızın özel hayatında ve siyaset  hayatında, işine gelenin işine geldiği gibi  anlatılıp kullanılmaya  başladı.

Daha  çok dindar nesiller yetiştirme çalışmaları ağırlık kazandı.

17Mar/24Kapalı

KOCAKAFA DOKTOR, DOKTORLARIMIZ VE TIP BAYRAMI – Zahide UÇAR

ZAHIDE-UCAR-1-1024x537KOCAKAFA DOKTOR, DOKTORLARIMIZ VE TIP BAYRAMI - Zahide UÇAR

Bugün Tıp Bayramı. Mesleğini ettiği yemine sadık kalarak yapan, emperyalizme direnebilen  bütün doktorlarımızın Tıp Bayramını kutlarım.

Tıbbiyelilerin İstanbul’da İngiliz İşgaline başkaldırdığı gün, 14 Mart 1919’dan beri Tıp Bayramı olarak kutlanmaktadır. 14 Mart Tıp Bayramı, emperyalizme başkaldırının da adıdır. Milli Mücadelenin isyan direnişlerinden biridir. 14 Mart direnişin öcülerinden birisi Tıbbiyeli Hikmet Boran’dır. Sivas kongresinde Mustafa Kemal Paşa’ya;  “Paşam, siz de manda fikrini kabul ederseniz sizi de reddederiz, vatan batırıcı olarak kabul eder lanetleriz” diyebilecek kadar yürekli bir gençtir. Tıbbiyeli Hikmet’in ruhu şad olsun.

16Mar/24Kapalı

ÇANAKKALE DESTANI – Seyfettin KARAMIZRAK

seyfettin-karamzrakÇANAKKALE DESTANI - Seyfettin KARAMIZRAK
Tarihe damgasını vuran bazı olaylar hüzünlüdür, acıları depreştirir. Fakat Çanakkale, öyle kutlu ve anlamlı ki, hüznü gurur vermekte, gözyaşı bağırları kabartmakta ve kederi
gönüllerde yanık türkülere beste olmaktadır.
Andıkça onurlandıran ve gururlandıran böylesine eşsiz bir destanı, nesillere yeni baştan “bütün bilinmezlerini ortaya çıkararak” tanıtmak elzemdir.
Çanakkale, modern çağın buhranlarına umut olabilecek, yeni bir nefes, insanlık düşmanlarına insan olduklarını hatırlatan bir ders, geçmişten geleceğe kutlu bir köprüdür.
Bu yüzden, yediden yetmişe her kesimin savaşın geçtiği yerleri gezip görmesi, gerçekleri öğrenmesi, yorumlaması, özümsemesi, dersler çıkarması ve ibret alması elzemdir.
Ülkeler, kitlelere ilham versin, yol göstersin, örnek teşkil etsin diye, devasa paralar, büyük emek ve onca zaman harcayarak; etkileyici filmler, eşsiz projeler, ya da kusursuz
anıtlar ortaya koymak isterler.
Çanakkale öylesine devasa bir filmdir ki, aynısının değil, benzerinin bile tekrarlanması, her bakımdan asla mümkün değildir. Sahnelerinde dublör kullanılmamış, bilgisayar oyunlarıyla aldatıcı efektler yapılmamıştır. Yapay görünüşler, sahte gülümsemeler, teknolojik gözyaşları akıtılmamıştır.
Sahnesi misk kokulu vatan toprakları, başrollerde yer alan kahraman Mehmetçik’tir.

15Mar/24Kapalı

KANDIR(MA) BİZİ EY İKTİDAR – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

KANDIR(MA) BİZİ EY İKTİDAR - Ruhittin SÖNMEZ

Mayıs 2023’te yapılan seçimlerden önce seçim rüşveti olarak verilenlerin seçimden sonra burnumuzdan getirilecek şekilde geri alınacağını her aklı başında olan vatandaşımız biliyordu.

Buna rağmen “bana güzel bir şey söyle, varsın yalan olsun” şarkısının sözleriyle avuttu kendini. İstediği beyaz yalanı söyleyen, üstüne de Karadeniz gazı, Raman petrolü, TOGG, savunma sanayi soslarını da boca eden, iktidarı ödüllendirip tekrar seçti.

Ancak, 9 ayda iktidar halkımızı derin yoksullaşma silindirinin altında öylesine ezdi ki, Hükümetin güvencesi olan balık hafızamız bile yaşanan şokla değişime uğradı sanki. İktidarın başımıza geleceği değil hoşumuza gideceği söylemesinin faydasının olmadığı görüldü gibi.

Şimdi en fazla ezilen emekliler başta olmak üzere bir kesim acı gerçeğin farkına varmış gibi gözüküyor. Mayıs 2023’te de Erdoğan’a, AKP’ye veya MHP’ye oy vermiş olan tanıdığım bazı emekliler “bu defa asla” diyorlar. “Ben bayramda memleketime gidemiyorum, eve gıda alamıyorum” gibi şikayetler sormadan dile getirilir oldu.

Bu defa oylarını AKP/MHP’ye vermeyeceklerini söyleyen bu küskünlerin gideceği yer tek değil. CHP, İYİ Parti, ZP ve YRP’ye vereceklerini söyleyenler içinde ilçe belediye başkanlığında, büyükşehirde ve meclis üyeliklerinde farklı partilere oy vermeyi düşünenler de var.

31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçim öncesi halkı rahatlatacak bir şeyler veremeyen iktidarın halkı ekonomik açıdan daha da zora sokacak tedbirleri ertelediği ve Nisan’dan itibaren bugünleri de mumla arayacağımızın da herkes farkında.

Kapalıçarşı’da altın bulunamaz hale geldi, döviz kurları hükümetin bütün bastırma çabalarına rağmen yükselişte. Çünkü herkes seçimden sonra TL’nin sert bir değer kaybı yaşayacağı beklentisinde. Cebinde üç kuruşu olan bile parasını TL’de tutmak istemiyor.

Ekonomiden sorumlu bakan Mehmet Şimşek, yabancılara yönelik olarak İngilizce yayınladığı mesajında, “Yerel seçimlerin ardından orta vadeli programı sürdürmek için seçimsiz uzun bir dönem olacak” demedi mi? Bizim sevgili halkımızın bu açıklamanın “seçimlerden sonra çok daha acı bir ilacın içirilecek” anlamına geldiğini bilmesi gerekmez mi?

12Mar/24Kapalı

RAMAZAN AYINDA SİYASET – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sRAMAZAN AYINDA SİYASET - Ruhittin SÖNMEZ
31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçim çalışmalarının Ramazan ayına denk gelmesinden iktidar partisi
AKP’nin çok memnun olduğu kanaatindeyim. 2018 Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini bir baskın seçim şeklinde erkene alırken de Ramazan’a denk getirmişlerdi. Çünkü Ramazan ayında yapılacak seçim çalışmalarının kendi lehlerine olacağını hesaplamışlardı.
Diyanet teşkilatı içindeki din görevlileri ile tarikat ve cemaatlerin geniş kitlelerle en etkili iletişim kurabildikleri aydır Ramazan. Bu ayda insanlarımız mübarek ayın feyiz ve bereketinden daha fazla nasiplenmek arzusu içinde olurlar. Bu yüzden Ramazan’da dini nasihatlerin içine
serpiştirilmiş siyasi mesajlara daha açık hale gelirler.
“Din görevlisi” veya “hoca” denilen şahısların çoğunluğunun AKP ile gönül veya menfaat birliği
kurmuş olduğu bilinen bir gerçek.
“Siyasal İslamcılar” bu camia içinde çok aktif çaba içindeler. Ama gerçek İslam’ı anlatma derdinde
olan hocalar yeterince etkin değiller.
İktidar partisi bu dev teşkilatı siyasi amaçla bir propaganda gücü olarak kullanmakta. Ayrıca tarikat
ve cemaat liderleriyle kurduğu iyi ilişkiler sonucu şeyhlerin, hoca efendilerin, gavsların, şıhların, melelerin mürit ve bağlılarına telkinleriyle blok oylar kazandığı biliniyor.
Oysaki ibadethanelerimizin, manevi terbiye vermesini beklenen mekanların siyasi görüş, mezhep ve meşrep farklılığına bakmaksızın manevi birlikteliğin sağladığı yerler olması lazım.
Hocaların kendilerini dinleyenlere daha iyi insan, örnek Müslüman olmak için eğitim ve telkinler vermesi gerekir.
Bu resmî veya yasal statüsü belirsiz organizasyonların, iktidarın birer uzantısı gibi hareket etmesi, din adı kullanılarak devleti ele geçirme, siyasi güç ve nüfuz sağlama çabalarına zemin hazırlamakta.
Zaman içinde manevî değerler dünyevî amaçlara ulaşmak için sadece birer araç olarak kullanılmakta ve bu organizasyonlar birer menfaat birlikteliğine dönüşmektedir. Bu durumda bu gruplara ve içinde görev alan kişilere halkın güveni azalmaktadır.