Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
20Eyl/210

SONBAHAR SARISINDA 12 EYLÜL KARASI – Cafer GENÇ

SONBAHAR SARISINDA 12 EYLÜL KARASI – Cafer GENÇ

Bu köşemde 12 Eylül’ü anlatmak için 1 ay önce Ankara’da Ulucanlar Cezaevini (Müzesini) görmeye gittim. 12 Eylül zalimlerinin zulmünü yaşadım, okudum, duydum ama gördüklerim karşısında çok duygulandım, gözyaşlarımı tutamadım Özellikle hücrelerden efektlerle gelen işkence seslerinden, koğuşta çay içerek, kitap okuyarak -belki de idamlarından habersiz- bir şeylerle meşgul olanların canlandırıldığı mizansenden ve idam sehpasından çok etkilendim. Ulucanlar’da can veren masum insanların mağduriyetine şahit oldum. Görmenizi tavsiye ederim.

Ben, sizlere, EYLÜL sarısında, 12 EYLÜL karasından söz edeyim.   

Herhangi bir şeyi bulunduğu zamana, duruma, ortama, şartlara ve imkanlara göre değerlendirmek gerekir.
1980 öncesi sağcılar-solcular değil, milliyetçi ülkücülerle, komünist devrimciler vardı. Her iki tarafın sloganlarını, pankartlarını ve ellerinde (silahtan başka) taşıdıklarını bildiğiniz için kimlikleri ve niyetleri hakkında bilgi sahibi olduğunuzu düşünüyorum. Her iki taraf da kendi siyasi düşüncelerine göre "demokrasi, vatanseverlik, özgürlük, eşitlik...vs" gibi anlayışları vardı. Taraflı (bir tarafı) yazdığımı düşünebilirsiniz, haklısınız. Siyasi  görüşüm itibariyle "kendimi" anlatmam normal değil mi? Karşı görüşün de hayat hikayelerini yazanları vardır. "Bir sağdan, bir soldan" diyerek "denge" anlayışıyla hareket eden cuntacıların, 17 yaşında (çocuk) olan solcu bir gencin yaşını, mahkeme kararıyla büyüterek idam etmelerine hepimiz üzülmedik mi? "Önce insanım" demenin ahlaklı, vicdanlı, asil bir davranış olacağının bilinmesini isterim..

16Oca/210

KİTAP ÖNEMLİ DİYORUZ DA NEDEN OKUMA ÖZÜRLÜYÜZ? – Cafer GENÇ

KİTAP ÖNEMLİ DİYORUZ DA NEDEN OKUMA ÖZÜRLÜYÜZ? – Cafer GENÇ

2020 yılını korona salgını sebebiyle hapsolduğumuz evimizde geçirdik. Bu durum, 2021 yılında da devam etmektedir. Temennimiz, en kısa sürede normal hayata geçmemizdir.

Malumunuz, zaten çok vahim durumda olan, yerlerde sürünen eğitimimiz, bu süreçte derin darbe aldı. M. E. Bakanlığı, öğrencilere not vermek için sınav yapılacağını duyurduğunda çok şaşırmıştım. Olağanüstü bir durumda, yapılacak sınav için “neyi, nasıl, neden?” diye sorgulama ihtiyacı duymuştum. Bu konuda, ne yapılması gerektiği konusunu bir sonraki köşe yazımda ele alacağım için, çok eksikliğini hissettiğimiz kitap okuma konusunda etkinlikler, projeler düzenlenerek not verilmesinin isabetli olacağını düşündüm. Çünkü ortam, imkan ve şartlar çok elverişli olduğu için ücretsiz dağıtılan ders kitapları yerine, Türk ve Dünya klasikleri başta olmak üzere kitap teminine destek sağlanmasıyla “kitap okuma alışkanlığımın kazandırılması” gerçekleştirilebilirdi. Not vermek gerekecekse, kitap okumak yıl boyunca takip edilmek suretiyle bir seçenek olarak değerlendirilmeliydi. Böylece, kitap okuma eksikliğimizin giderilmesi için alt yapı oluşturulmuş ve alışkanlık kazandırmış olmakla da eğitim adına faydalı bir adım atılmış olunurdu.

11Oca/210

BAYRAK SEVGİSİ (Arif Nihat Asya Anısına) – Cafer GENÇ

BAYRAK SEVGİSİ (Arif Nihat Asya Anısına) – Cafer GENÇ

1975 yılında Yozgat Lisesi’nden mezun oldum. “BAYRAK” şairimiz Arif Nihat Asya, 5 Ocak 1975 tarihinde (46 yıl önce bugün) vefat etti.
Şiirlerinden çok etkilendiğim birkaç şairimizden biri olan A.N. Asya’yı, 1974 yılında tanıma imkanım olmuştu. Yozgat Lisesinin daveti üzerine, okulumuzun pansiyonunda seminer vermişti. Hastaydı, halsizdi. Yanına gittim, elini öptüm, şiir yazdığımı ve kendisi gibi bir şair olmak istediğimi söyledim. Gençlik duygularımla milliyetçi, ülkücü olduğumu, ben de “BAYRAK” şiiri yazacağımı söyledim. Gösterdiğim birkaç şiirime baktıktan sonra, “yazmalısın” diyerek takdir ve teşvik etti. 20 yıl sonra “BAYRAĞIM” şiirimi yazdım. Sözünde durdum. Şiir kitabım 10 bin adet basıldı.

Şairimize rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun, ruhu şad olsun inşallah. Haykırdığı milli duygu ve manevi ruh ile millete ve memlekete çok hizmeti oldu, hakkını helal etsin...

Bir milletin bağımsızlığı bayrağının, istiklal marşının ve meclisinin olması ile mümkündür. Konumuz “bayrak” olduğuna göre;

Bayrak, bir milletin bağımsızlığının sembolüdür.

Bayrak, milli birlik ve beraberliğin ifadesidir.
Bayrak, vatanın varlığı için CAN, milletin yaşaması için KAN demektir.
Bayrak, namustur, şereftir, onurdur, gururdur...

Bayrak, istiklal ve istikbal demektir.

Bayrak, bayrak ve bayrak demek...

Arif Nihat Asya’ın "BAYRAK” şiirinde, İstiklal Marşı’mızda ve adına yazılmış yüzlerce şiirde övgü, sevgi, ruh ve duydu ile sahiplenme demektir...

23Kas/200

1980 ÖNCESİNNİN EFSANE DELİKANLILARI – Cafer GENÇ

cafer-genç_thumb

1980 ÖNCESİNNİN EFSANE DELİKANLILARI – Cafer GENÇ

Bazı günler ve olaylar vardır ki hafızalarda derin izler bırakırlar. Bunları unutmak mümkün değildir. İşte, 1980 öncesinin ülke ve ülkü davasında idealist gençliğin muhteşem hayat hikayesi bugün bile bütün tazeliğiyle ve samimiyetiyle yaşıyor desem de o dönemlerdeki hayat hikayelerinin kahramanları artık birer birer aramızdan ayrılıyorlar. Daha önce, pek çok dostumuzun vefatı ile sarsılmış olmakla birlikte en son Trabzonlu Nuh Koray Eren ve Elazığlı Rifat Kaya arkadaşlarımızı da bir gün ara ile peş peşe kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşadık. Hayatın tatlı bir yalan, ölümün, acı bir gerçek olduğuna şahit olduk.

Her ölüm erkendir, doğum gibi ölüm de Allah’ın emridir” diyerek rahmetli olan arkadaşlarımızın anısına ve tesellimiz olması adına, sizlere 44 yılı aşan bu dostluk hikayesinden söz etmek istiyorum.

14Eyl/200

Darağacında 9 Yiğit (12 Eylül Karası) – Cafer GENÇ

119143392_171275641230290_245652625991838124_nDarağacında 9 Yiğit (12 Eylül Karası) - Cafer GENÇ

Eylül... Sizler, eylülü nasıl bilirsiniz, eylülde neler düşünürsünüz, eylül için ne söylersiniz bilemiyorum ama, ben, sizlere eylülün bana düşündürdüklerini, çağrıştırdıklarını söylemek istiyorum.

Eylül, resmi olarak yaz mevsiminin sona erdiğini belirten aydır.

Eylül, yaşlılara, hayatın bitmekte olduğunu fısıldayan aydır.

Eylül, yeşilin, yaprakların solduğunu (hüznü) söyleyen aydır.

Eylül, şaire şiir yazmasını hatırlatan ilham ayıdır.

Eylül, çiftçiyi hasadındaki bereketi yaşadığı bağ, bahçe, tarla işlerine çağırdığı aydır.

Eylül, mahsullerdeki alın terinin tadını, bağbozumu şenliklerinde yaşatan aydır.

Eylül, okulların açılmasıyla zil sesini, öğrencilerin sevinç çığlıklarını duyduğumuz, öğretmenlerin tatlı telaşlarındaki heyecanlarını gördüğümüz aydır...

Eylül, evet, bu güzellikler içerisinde bir başka eylül daha vardır. Bu eylül, hiç de hak etmediğimiz bir zulmü yaşatan, darağacındaki 9 yiğidi hatırlatan kara ve kahpe 12 Eylül'dür...

19Haz/201

BEN BİR ÖĞRETMENİM (Şehit Aybüke Öğretmen Anısına) – Cafer GENÇ

BEN BİR ÖĞRETMENİM (Şehit Aybüke Öğretmen Anısına) – Cafer GENÇ

Ben Bir Öğretmenim, biz öğretmeniz, hepimiz Aybükeyiz...

SİZ; hiç, "size mektup yazdım, şiir yazdım..." denilmesindeki, sevginin anlatıldığı bir söz ile bir kitap yazılabileceğini biliyor musunuz?

SİZ; hiç, okul boş iken duvarlarındaki sevinç çığlıklarının yankılarını duydunuz mu? Gülümseyen hayallerin yansımalarını gördünüz mü?

SİZ; hiç, oyun oynarken mağlubiyet yaşamasın, hep kazansın, sevinsin diye kaybetme numarası ile sanatkarlık yaptınız mı?

SİZ; hiç, "hadi bir türkü söyle" dediğinizde, yanık nağmelerin okulu titrettiğini, yüreğinizin parçaladığını hissettiniz mi?

SİZ; hiç, kurduğu hayallere ulaşması, çocuksu dünyasını yaşaması için, niçin "hayallerime dokunma" demesindeki masumiyetin sırrını çözebildiniz mi?

Aybüke öğretmenimizin 9 Haziran 2017 günü, Batman’da, teröristlerce şehit edilmesi milletimizi derinden sarsmıştı. Çok sevdiği öğrencilerine karne dağıtmak üzere okuluna giderken üzerine kurşun yağdirılması, bizleri de yüreğimizden vurmuştu..

6Haz/200

65 YAŞ ÜSTÜ İHTİYAR DELİKANLILARA SESLENİYORUM – Cafer GENÇ

65 YAŞ ÜSTÜ İHTİYAR DELİKANLILARA SESLENİYORUM – Cafer GENÇ

1 Haziran tarihi itibariyle normal hayata dönüş başladı. Her alanda olmasa bile pek çok hususta kısıtlamalar kaldırıldı,

Bu konuda iki şey söyleyeceğim.

Birincisi; koronavirüs salgını henüz tam anlamıyla bitmediği için bu karar, bana göre, çok erken alındı. İnşallah, ikinci dalga tehlikesini yaşamayız. Kurallara uymayı, tedbirli olmayı,, gevşememek gerektiğini hatırlatmış olayım.

İkincisi ise; yasaklamanın yaş sınırları itibariyle devam ediyor olmasıdır. 18 yaş altı gençlerin pek söz dinlemedikleri, en hareketli dönemlerini yaşadıkları malumunuzdur. Asıl meselenin 65 yaş üstü ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Ben henüz bu yaşa gelmemiş olmama rağmen, bu yaştakilerin kendilerini dışlanmış hissetmeleri beni de çok rahatsız etti. Çünkü, bu yaş grubu, yaşadıkları yılların bedel ödeyerek sorunlarla ve sıkıntılarla olgunlaşmışlardır ve hayat tecrübesi kazanmışlardır. Hak etmediklerini düşündükleri için mağdur olmalarına ve mahrum edilmelerine üzülmektedirler.

Hazır yeri gelmişken bu mikrobun genç-yaşlı demediğini, sağlıkçıları (profesör, doktor, hemşire) bile dinlemediğini biliyorsunuz. Haksızlık yapmamak adına, herkesin bu işi ciddiye alması gerektiğini önemle ve özellikle belirtmek istiyorum.

26May/200

NEREDE (BURADA) O ESKİ BAYRAMLAR – Cafer GENÇ

NEREDE (BURADA) O ESKİ BAYRAMLAR – Cafer GENÇ

Dini ve milli bayramlarımız hayatımızın müstesna günleridir. Bayramlar, birliğin ve dirliğin, ilginin ve sevginin özel ve güzel tarifidir.    

Yaşı kemale ermiş olanların, her bayramda, akıllarına gelen ilk soru, (daha doğrusu sitem ve özlem) "Nerede o eski bayramlar?" sözü olur.

Bugün, eski bayramlara bir bayram gezisi yapalım da, "Burada o eski bayramlar" demiş olalım. Böylece, geçmişimizi hatırlayarak nostaljik bayram duyguları yaşamanın tadını almakla birlikte, kültürümüzü yaşatmanın sorumluluğunu da yerine getirmiş olalım.

Öncelikle şunu söylemeliyim ki herhangi bir şeyi bulunduğu zamana, şartlara, imkânlara ve ortamına göre değerlendirmek gerekir. Değişen ve gelişen zamana göre, hayatımızı kolaylaştıran teknolojinin, yaşayışımızı yönlendirdiğini ve yenilediğini görmekteyiz.

En güzel bayramlarımı çocukluğumda, rahmetli dedem zamanında yaşadım. "Nerede o eski bayramlar?" sözünü dedemden duymadım ama rahmetli babamın arada bir söylediğini hatırlıyorum.

Eski bayramların tadını, ben de çocuklarıma söylüyorum. Çocuklarımdan torunlarına kadar bu sözlerin bu şekilde söylenmesi devam edecek gibi görünüyor. Çünkü bayramlara tatil anlayışı yerleşmiş, mutlaka gidilmesi gereken üç, beş ev ziyareti gerçekleştirilmiş ve sadece akrabaya gelip gitme yeterli bulunmuş olmaktadır.

Şimdiki çocukların, topladıkları naylon torba dolusu çeşit çeşit şekerleri yok artık(!) Yastığın altına saklanan ayakkabıların ve bayram giysilerinin yerinde anılardaki hayaller kaldı. Mendil içerisinde verilen paraların yerini, süslü paketlerdeki bayram hediyeleri aldı.   

 

23Şub/200

BENİM, "DESTANSIN DELİKANLIM" DEDİĞİM BİR YİĞİT FIRAT’IM VARDI – Cafer GENÇ

 

BENİM, "DESTANSIN DELİKANLIM" DEDİĞİM BİR YİĞİT FIRAT'IM VARDI – Cafer GENÇ
Yıl 2015, gün 20 Şubat...

Bazı günler ve olaylar vardır ki, insan hafızasında derin izler bırakırlar. Bunları unutmak mümkün değildir.
Dumlu'dan doğan, Dicle'nin yoldaşı bir Fırat nehrimiz var da benim " tarih yazan, destan kahramanım" dediğim, gönüllere akan bir yiğit ülkü eri Fırat'ım da vardı.
Önce, Fırat'ın kız arkadaşının ağabeyi Fırat'ı tanıtsın, sonra ben anlatayım.
“Sene 2010, kız kardeşimi birisi seviyormuş.
Kim olduğunu bilmiyorum, sadece iri yarı boylu poslu ve boksör birisi olduğunu annem söyledi..
Olsun, ben de boksörüm!” dedim kendi kendime.
Adını sonradan öğrendim, Fırat Yılmaz Çakıroğlu’ymuş.
O gün Beyza’yı ilk kez eve bırakacaktı. Duyar duymaz dolmuştan inecekleri yola koştum.
Belimde silah vardı, laftan anlamazsa vuracağım. Kafama koydum çünkü. Neyse indiler dolmuştan, yanıma doğru geldiler.

27Haz/180

ZAMANA SESLENİŞ – Cafer GENÇ

İHTİYAR DELİKANLILARA İTHAFIMDIR

ZAMANA SESLENİŞ – Cafer GENÇ

Bir gün gelir geçer ömür dediğin,
Anılar hayata bağlar diyorlar...
Arayıp da soran olmazsa eğer,
Yaşlı gözler gülmez, ağlar diyorlar..

Titreyen ellerde sevgi oldunuz,
Kol kanat olmaya sezgi oldunuz,
En güzel sözlere ezgi oldunuz
Ezelden ebede çağlar diyorlar...

Sonbahar yaprağı umut bağları,
Çile çekip aşmış yüce dağları,
Zamana sığdırmış asrı, çağları,
Sesi yürekleri dağlar diyorlar...

Sahipsiz sevgiler anlamsız desen,
Mahsun bakışlarla yarına ersen,
Ak düşmüş saçların sırrını bilsen,
Erir yüreğinde yağlar diyorlar...

Perişan olmasın kalan günlerin
Yaşanmış sayılmaz yalan günlerin
Derin duygulara dalan günlerin
Az da olsa ümit sağlar diyorlar...

2Oca/180

ANILARIN ANLATTIKLARI – Cafer GENÇ

ANILARIN ANLATTIKLARI – Cafer GENÇ

Eğitim işi, öğretmenlik çok hassas bir konudur. Ham maddesi insan olduğu için diğer mesleklerden farklıdır. Mühendis, beğenilmeyen binayı yıkar yerine yenisini yapar. Meyve vermeyen ağacı söker yerine yeni ağaç diker. Eğitimde böyle bir telafi mümkün olmadığı için, yanlış yapma lüksünüz yoktur. Olumsuz bir söz, yanlış bir tavır ve tepki, bir hayatın, bir istikbalin kaybına sebep olabilmektedir. Olumlu ve olumsuz durumlar (iyiler ve kötüler) hayat tecrübesi için örnek teşkil etmesi ve ders alınması bakımından önemlidir.

Öğretmenlikte, elinizdeki malzemenizin (bilgi, donanım, tecrübe...vs.) iyi olmasının yanında, bunların pazarlanması ve satılması konusunda sıkıntı yaşanırsa malzeme bir anlam ifade etmeyecektir.

20Kas/170

"Sevgi"den "sevgili"ye – Cafer GENÇ

 "Sevgi"den "sevgili"ye – Cafer GENÇ

NETİCE
Ellerin ellerimi tuttuğu zaman,
Gözlerim gözlerine değerdi.
Yüreğimin olduğunu anlardım o an,
Duygularım muradına ererdi.

Ellerin ellerimi tuttuğu zaman,
Gökten yıldızlar yağardı.
Dört mevsim gibiydi bakışların,
Zaman, avuçlarıma sığardı.

Ellerin ellerimi tuttuğu zaman,
Denizin dalgaları durulurdu.
Benim sevdalı, zavallı gönlüm,
Saçının teline bile vurulurdu.

Ellerin ellerimi tuttuğu zaman,
Rüzgar dağın ardından eserdi.
Gölgeni, kokunu beklediğimde,
Hayallerim buz keserdi.

Ellerin ellerimi tuttuğu zaman,
Kuşlar uçmayı unuturdu.
Bekleyenin olduğumu bilselerdi,
Bu yollar yolcusuz olur muydu?

Ellerin ellerimi tuttuğu zaman,
Şiir yazdım diye sevinirdim.
Bin düşünce bir mısraya sığsa da,
Seni anlatamadığımı bilirdim.

Cafer Hocamın sosyal medya’da paylaştığı şiiri.. Hikayesini de dinleme imkanımız olsa..

15Kas/170

AYDINLAR OCAKLARI 46. BÜYÜK ŞÛRASI – Cafer GENÇ

AYDINLAR OCAKLARI 46. BÜYÜK ŞÛRASI - Cafer GENÇ
Dünkü köşe yazımda, Aydınlar Ocağı hakkında bilgi vermiştim. Bugün de sizlere, Aydınlar Ocakları’nın, Ankara, Başkent Öğretmenevi’nde,  27, 28, 29 Ekim 2017 tarihlerinde gerçekleştirdiği 46. Büyük Şura çalışmalarından söz etmek istiyorum.

Amacım, demokrasi anlayışından hareketle, sivil toplum kuruluşlarının, topluma hizmetlerini gündeme getirmektir. Böylece, sosyal hayatımızda önemli yer teşkil eden derneklerin varlık sebeplerini, amaçlarını, etkilerini, faaliyetlerini sorgulamanıza imkan vermiş olacağımı düşünüyorum.

27 Ekim 2017 Cuma günü saat 15.30 da, Açılış Toplantısı’yla başlayan 46. Büyük Şura çalışmalarının konusu ‘’21. YÜZYILDA TÜRK KÜLTÜRÜ VE MEDENİYETİ: MESELELER VE GELECEK TASAVVURU’’ ile ilgiliydi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile açılış yapıldı.

28Eki/170

EĞİTİM MESELESİNİN ÇÖZÜMÜNE İLK ADIM – Cafer GENÇ

EĞİTİM MESELESİNİN ÇÖZÜMÜNE İLK ADIM – Cafer GENÇ

Eğitim sisteminde KÖKLÜ ve KALICI değişiklikler yapılması gerekmektedir. O kadar çok eksiklikler ve yanlışlıklar var ki, “nereden başlasak” diye tereddütler içerisinde kalıyoruz. “Bin km’lik bir yola bile bir adımla başlanır” diyerek, samimi ve ciddi bir niyetle el atmış olalım. Bu işin mutfağında olan 40 yıllık eğitimci, yönetici olarak, ideal bir eğitim sistemi anlayışından hareketle yeniden yapılanma adına aşağıda belirteceğim 2 önemli konudan başlamak gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, “EĞİTİM” bilimsel bir konudur. Araştırılmadan, değerlendirilmeden, yerine daha idealinin tespiti yapılmadan hemen, oldubitti ile aceleye getirilmemelidir. Ayrıca, senin, benim isteğime göre değil, uzmanların, danışmanların ele alıp değerlendirmelerinden sonra, öğretmenlerin, öğrencilerin, velilerin memnuniyeti ile gerçekleştirilmelidir.

Daha önceki bir köşe yazımda ele aldığım ve açıklamasını da yaptığım eğitimin şu 5 temel sorunu, öncelikle ve ciddiyetle ele alınmalı, bilimsel ve güncel bir anlayışla çözümü gerçekleştirilmelidir. Eğitimimizdeki 5 temel soruna kısaca değinelim:

2Eki/170

İLGİ VE SEVGİ İÇİN VELİLERE SESLENİYORUM – Cafer GENÇ

İLGİ VE SEVGİ İÇİN VELİLERE SESLENİYORUM – Cafer GENÇ

“Eğitim Dünyası” köşemde, öğretmenlerimize, yaptıkları mesleklerinin gereği olarak görev ve sorumluluklarının öneminden söz etmiştim.

   Öğrencilerimize de tavsiyelerde bulunmuştum.

   Bugün de velilerimize seslenmek istiyorum.

   Çocuğun eğitimi ailede başlar.

Okul ve çevre eğitimi ile kimliği, kişiliği şekillenmektedir.

   Okul çağına kadar, ailesinden alacağı eğitim, alışkanlıklarının temelini oluşturmaktadır.

   “Aile terbiyesi” dediğimiz olgunun, eğitim hayatındaki başarısında önemli etkisinin ve katkısının olduğu unutulmamalıdır.

   Anne ve baba olarak sizlerin de önemli görev ve sorumlulukları vardır.

   En iyi şekilde yetişmesini istediğiniz, mükemmel insan haline gelmesini arzu ettiğiniz, iyi bir meslek sahibi olmasını düşündüğünüz evlatlarınız için sizleri, eğitime "ilgi" ve "sevgi" göstermeye davet ediyorum.

22Nis/150

ZAMANA SESLENİŞ – Cafer GENÇ

ZAMANA SESLENİŞ - Cafer GENÇ .. Bursa - 2014

Bir gün gelir geçer ömür dediğin,
Anılar hayata bağlar diyorlar...
Arayıp da soran olmazsa eğer,
Yaşlı gözler gülmez, ağlar diyorlar..

Titreyen ellerde sevgi oldunuz,
Kol kanat olmaya sezgi oldunuz,
En güzel sözlere ezgi oldunuz
Ezelden ebede çağlar diyorlar...

Sonbahar yaprağı umut bağları,
Çile çekip aşmış yüce dağları,
Zamana sığdırmış asrı, çağları,
Sesi yürekleri dağlar diyorlar...

Sahipsiz sevgiler anlamsız desen,
Mahsun bakışlarla yarına ersen,
Ak düşmüş saçların sırrını bilsen,
Erir yüreğinde yağlar diyorlar...

Perişan olmasın kalan günlerin
Yaşanmış sayılmaz yalan günlerin
Derin duygulara dalan günlerin
Az da olsa ümit sağlar diyorlar...

ÖĞRENCİLERİM, YAŞLILARI ZİYARET İÇİN HUZUREVİNE GİDERLERKEN BENDEN DE BİR ŞİİR YAZMAMI İSTEMİŞLERDİ,, YAZDIM, BEĞENDİLER, PAYLAŞAYIM BAKALIM SİZLER DE BEĞENECEK MİSİNİZ... EEEE, BİZLER DE YAŞLANIYORUZ ARTIK.. Cafer GENÇ