TÜSŞAD “Benim Annem Bir Melektir” Şiir ve Müzik Programı
TÜSŞAD “Benim Annem Bir Melektir” Şiir ve Müzik Programı Coşkulu Bir Kalabalıkla Gerçekleşti.
Yakın bir tarihte faaliyetlerine başlayan kısa adı TÜSŞAD (Tüm Sanatçılar ve Şairler Derneği) geçtiğimiz pazar kutladığımız anneler günü vesilesiyle KBB Sivil Toplum Merkezinde coşkulu bir kalabalıkla şiir ve müzik ziyafeti sundu.
“Benim Annem Bir Melektir” programının sunuculuğunu ilimizin yetiştirdiği genç yeteneklerden yerel sanatçı Hikmet Korkut yaptı. Korkut söylemiş olduğu şarkılarla konukları hem duygulandırdı. Hem de zaman zaman coşturdu.
Program saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın hep bir ağızdan okunmasının ardından TÜSŞAD Kurucu Başkanı Dilek Dila Mert’ in açılış konuşması ile başladı. TÜSŞAD Kurucular kurulu üyeleri de günün anlam ve önemine vurgu yaparak, konukları selamladılar. Şiirlerini seslendirdiler.
İlimizin tanınmış isimlerinden, kentimizin değerlerinden birbirinden başarılı projelere imza atan pek çok STK da görev alan Sevcan Tamer’ in konuşmasında salondakiler duygu dolu anlar yaşadılar.
İki saat süren programda TÜSŞAD’ı STK Başkanları ve temsilcileri, sendika başkanları, siyasi parti temsilcileri, şair ve yazarlar yalnız bırakmadılar.
48 sene önce Arkadaşlarımla…
Tarih: 1977 Yer: İstanbul Sultanahmet Meydanı
Arkadaki suliet :Dikilitaş ve İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Sultanahmet binası
Fotoğraftaki gençler; Zeki Bük, Alaattin Fidancı, Ayhan Özbek, Ahsen Okyar, Ahmet Alkaş, Abdullah Güzeltepe, Edip Tekkol, Ali Hakyemez, Yunus Emre Başol, Fehmi Kural, Necati Pilavcı
ŞİİR, FORMÜL VE TARİH EZBERLEMEK FAYDALIDIR – Ruhittin SÖNMEZ
ŞİİR, FORMÜL VE TARİH EZBERLEMEK FAYDALIDIR - Ruhittin SÖNMEZ
Milli Eğitim’in ilk amacı Türkçemizi iyi öğretmek, insanlarımızın okuduklarını iyi anlamasını, yorumlayabilmesini sağlayabilmek, duygu ve düşüncelerini güzel ve akıcı bir Türkçeyle anlatma becerisi kazandırmak olmalıdır.
“Formüle etme, yorumlama ve akıl yürütme” gibi becerileri olmayan, atasözleri ve vecizelerdeki soyut kavramları bile anlayamayan bir gençliğimiz var. Bu nitelikteki gençlerin eğitim alanında ve hayatta başarılı olmalarını beklemek hayal. “Başarılı” derken kastettiğim dünyadaki akranları ile yarıştıkları alanlarda rakiplerinden daha iyi olmalarıdır.
PİSAtestlerinde dünya sıralamasındaki yerimize bakmaya lüzum yok. Etrafınıza bir bakınız.Güzel Türkçe konuşan ve yazan kaç genç veya orta yaşlı tanıyorsunuz?
Konferans Cumartesi günü…
Kocaeli Aydınlar Ocağı tarafından,
25 Mayıs 2024 Cumartesi günü saat 14:00’de
Belsa Plaza’daki Leyla Atakan Kütüphanesi Konferans Salonu’nda, Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Doç. Dr. Esma Torun Çelik’in konuşmacı olarak katılacağı, “Atatürk, Cumhuriyet ve Türk Tarih Tezi” konulu bir konferans düzenlenmiştir.
İlgi ve teşriflerinizi…
Av. Gürkan UYSAL
KOCAELİ AYDINLAR OCAĞI BAŞKANI
Kandıra yolundayız…
15 Mayıs 2024 Çarşamba / Bizkandırayız Kültür Platformu Başkanı Aygün Aynagöz kardeşim ile Yelken Sinemasındaki program için Kandıra’ya giderken Türkan Özcan Başkanınında aynı otobüste olduğu gördük..
Kandıra’ya gidinceye kadar sohbet etme imkanı bulduk…
31 Mart 1909 – 31 Mart 2024: 115 yıl sonra gene istibdat mı?! – Ahmet SALTIK
31 Mart 1909 - 31 Mart 2024: 115 yıl sonra gene istibdat mı?! – Ahmet SALTIK
Belleklerdedir: 31 Mart Kalkışması (isyanı), Meşrutiyetin 2. kez ilanından sonra (ilki 1876) İstanbul’da başlatılan büyük bir ayaklanma ve darbe girişimidir. İttihat ve Terakki’nin desteklediği Hüseyin Hilmi Paşa, sadrazam (başbakan) idi. Önceki sadrazam Meclis’te güvensizlik oyu ile düşürülmüştü! Hareket Ordusu tarafından isyan bastırıldı. 2. Abülhamit’in 1878’de ilk Meşrutiyeti daha 2. yılında kaldırarak başlattığı “istibdat” (koyu baskı-mutlak sultanlık) rejimi sürsün istiyordu gerici-yobazlar. Oysa şimdiki yurdun iki katı alan yitirilmişti bu karanlık dönemde. Vatan toprağı Kıbrıs sözde “kiralanmıştı” İngiltere’ye! Ancak “hürriyet ilan edilmişti” bir kez, geri dönüş yoktu. Avrupa’nın çok gerisinden de olsa “ilerliyorduk”. Tarihin tekerleği ileriye dön(dürül)üyordu, 23 Nisan 1920’de açılan ilk TBMM, “Egemenlik bağsız koşulsuz milletindir” ilkesini benimseyerek gerçekte eylemli olarak (fiilen) saltanatı tanımadığını duyurmuştu. “Tebaa” sözcüğü yerine özen ve bilinçle “millet” sözcüğü konmuştu, Cumhuriyete giden yolun taşları döşeniyordu. Bağımsızlık savaşının görkemli askeri utkusunun (30 Ağustos 1922) hemen ardından, 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılmış ve son padişah Vahdettin, İngilizlere sığınarak kaçmıştı.
Zeki Bük kardeşimi kaybettiğimizin bugün 48 yılı…
Zeki Bük kardeşimi 47 yıl önce kaybettik…
İİTİA Sultanahmet ülkücülerinin Başkanı da olan Zeki Bük, 17 Mayıs 1977 günü okulunun önünde göğsünden vurularak ebediyete uğurlandı.
İstanbul'da, Sultanahmet İktisadi ve Ticari ilimler Akademisi'nde okuyan, Atatürk Site Öğrenci Yurdu'nda kalan Zeki BÜK, Bolu'nun Seben ilçesine bağlı Bakırlı köyünden olup vurulduğunda 22 yaşındaydı.
Okul ve sınıf arkadaşım olan 101. ülkücü şehit Zeki Bük kardeşimin ruhu şad, mekanı cennet olsun.
Bugün, o günkü arkadaşları ile Bolu’daki Kabri başında olacağız…
Erol Köse ağabey ile Yaşayan Tarih Sohbeti..
3 Nisan 2024 Çarşamba / Kocaeli Dokümantasyon Merkezi, 1972-1977 dönemi İZMİT Belediye Başkanı ve 18. dönem Kocaeli Milletvekili Erol KÖSE büyüğümüz ile, Yaşayan Tarih Sohbetleri kapsamında bir söyleşiyi İzmit merkezde Tramvay Yolu üzerinde bulunan Kocaeli Sivil Toplum Merkezi'nde gerçekleştirdi.
Kandıranın Ulu Çınarı, kurulduğu günden bugüne Kocaeli Kandıralılar Derneğinin destekçisi, mütevazi siyaset insanı, Erol Köse büyüğümüzü dinlemek çok keyifli idi.
Böyle bir Söyleşiye katıldığı ve hatıralarını seslendirdiği için hemşehrim/büyüğüm Erol Köse Başkanımıza teşekkür ederim.
Müzeyyen Ünal hocamızın sunup yönettiği toplantıya; Mustafa Küpçü, Kocaeli Kandıralılar Derneği Başkanı Recep Yıldız (2008-2010), SAÜ Öğretim Görevlisi Adem Arı, Ekonomist Cihat Kaymas, Salim Yaşar ve çok sayıda İzmitli katıldı.
Erol Köse büyüğümüze sağlık ve huzur içinde dolu dolu ve uzun bir ömür dilerim…
ÇIRPINIRDI KARADENİZ ŞİİRİNİN YAZARI AHMET CEVAT – Dr. Şahin CEYLANLI
ÇIRPINIRDI KARADENİZ ŞİİRİNİN YAZARI AHMET CEVAT - Dr. Şahin CEYLANLI
Ahmet Cevat, 5 Mayıs 1892 tarihinde, Azerbaycan’ın Şemkir İlçesi, Seyfali Köyü’nde doğmuş, 6 yaşına geldiğinde babasını kaybetmiş, annesi ve üvey kardeşleriyle birlikte hayata tutunmaya çalışmıştır. Daha sonraki yıllarda, Gence’de Şah Abbas Mescidi bünyesinde faaliyet gösteren medresede eğitim ve öğretime başlamış ve burada Rusça, Farsça ve Arapça dillerini öğrenmiştir.
Tarihe ve özellikle edebiyata büyük ilgi duymuş, edebiyat öğretmeni Abdullah Sur’dan etkilenerek ondan çok şey öğrenmiştir. Şiirlerini genellikle bu medresede yazmış, çeşitli dergi ve gazetelerde şiirleri yayınlanmıştır. Medresedeki eğitimini 1912 yılında tamamlamış ve arkadaşı Abdullah Şaik ile birlikte “ Kafkas Gönüllü Kıtası “na katılmıştır.
Trakya’da Osmanlı güçleriyle birlikte Bulgar ordusuna karşı savaşmış, daha sonra İstanbul’da milli şair ve yazar Mehmet Emin Yurdakul ile tanışmış, dost sohbetlerine katılmış ve bir müddet sonra Azerbaycan’a dönerek Gence’de öğretmenliğe başlamıştır. Ahmet Cevat burada şiirleri ve yazılarıyla halkına moral veriyor ve o debdebeli ve kargaşalı günlerde Türk dünyasına umut ışığı olan bir milli kahraman ve vatanseverdir. Birinci Dünya Savaşı yıllarında, Anadolu’da cereyan eden olayları muhtelif gazete ve dergilerde haber olarak yazmış ve 1915 yılında, Azerbaycan’dan Doğu Anadolu’da yaşayan Türklere yardım götüren heyete katılmıştır.