
BAYRAM SEVİNCİ – Ruhittin SÖNMEZ
BAYRAM SEVİNCİ - Ruhittin SÖNMEZ
Rahmetli Barış Manço’nun “Bugün bayram erken kalkın çocuklar / Giyelim en güzel giysileri / Elimizde taze kır çiçekleri / Üzmeyelim bugün annemizi” diye bir şarkısı vardı.
Toplumun tamamını kuşatan bir bayram sevincinin izlerini taşıyordu. Fakat kaybettiklerimizle bu bayramı paylaşamamanın hüznünü de yaşatan bir şarkıydı bu.
Bugün Kurban Bayramı. Toplumun tamamını kuşatan bir bayram sevinci yaşayabiliyor muyuz?
Yoksa içimizde geçmişe olan özlemin sızısıyla ve geleceğe dair titrek bir mum alevi gibi kalan umutlarımızla baş başa mı kaldık?
Bilmem kaç bayramdır kutlama mesajı yerine, “bayram olsun bayramlarımız” temennisini paylaşıyorum.
YÜREĞİNE SIZMAK İNSAN’A YAKIŞIR – Sadi Şirazi
29 Ocak 2013 tarihinde İran Şiraz’daki makamında ziyaret etme imkanı bulmuştuk..
YÜREĞİNE SIZMAK İNSAN'A YAKIŞIR - Sadi Şirazi
Varlığın yüreğine sızmak...İnsana yakışan budur. Anlam asıldır, sûret yırtılır fakat mânâ sonsuzdur.
İlim, cömertlik ve Allah korkusundan uzak olan insan, anlamsız, kuru bir sûretten ibarettir.
Hükümranlığında halkın rahat uyuduğu kişi, toprak altında rahat uyur.
Sana âhiret hayatında gerekecek olan azığı sağlığında elde etmelisin. Öldükten sonra yakınlarından, dostlarından ve çocuklarından senin için iyilik yapmalarını bekleme, buna güvenme.
Sadi Şirazi
Fuat Akcan’a, “medya’da KOCAELİ KANDIRALILAR DERNEĞİ -10 (28.03.2018/20.06.2020)” kitabı..
26 Temmuz 2020 Pazar / Kocaeli Kandıralılar Derneği Danışma Kurulu üyesi Fevzi Genç, yeni yayınlanan “medya’da KOCAELİ KANDIRALILAR DERNEĞİ -10 (28.03.2018/20.06.2020)” kitabını yıllarca Türk Silahlı Kuvvetlerinde fedakarca çalıştıktan sonra şimdilerde Erdek’te emekliliğini geçiren hemşehrimiz Fuat Akcan’a takdim etti.
Ayasofya ve İstanbul’un iki fatihi – Fazlı KÖKSAL
Ayasofya ve İstanbul’un iki fatihi - Fazlı KÖKSAL
Geçtiğimiz haftanın en önemli olayı şüphesiz Ayasofya Camisinin 86 yıl sonra ibadete açılmasıydı. Görkemli bir açılış yapıldı. Koronayı, salgını umursamayan müthiş bir kalabalık, sabah saatlerinden itibaren Ayasofya çevresini doldurmaya başladı… “Davetiye gelirse Ayasofya’da kılınacak Cuma Namazına katılırım” diyen Muharrem İnce’ye, “Ezan bütün Müslümanlar için umumi davet anlamı taşır.” Diye cevap veren Diyanet İşleri Başkanı, bu sözü ile çelişen bir şekilde 500 özel kişiye Ayasofya’da kılınacak Cuma namazı için davetiye gönderdi.
Beklenenin aksine Ayasofya’nın ibadete açılmasına ne Atatürkçü çevrelerden ne de CHP’den bir itiraz gelmedi… Ama farklı bir gerginlik yaşandı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Cuma hutbesinde, Diyanet İşleri Başkanlığı Sitesinde yayımlanan hutbe metninde olmadığı halde “Bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar. Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar” demesi, “Atatürk’e lanet okumak” olarak algılandı… Gerek medyada, gerek sosyal medyada bu konuda çok sayıda değerlendirme yapılmasına karşılık, Ali Erbaş’tan herhangi bir açıklama ve düzeltme gelmedi…
Anacığım Şükriye Okyar’ı 30 Temmuz 2010 tarihinde kaybetmiştik.. Tam 10 yıl geride kaldı.. İnsanın inanası gelmiyor.. Sanki dün gibi..
Anacığım Şükriye OKYAR'ı kaybedeli onbir yıl olmuş...
Güzeller güzeli 89 yaşındaki anacığım Şükriye OKYAR'ı 30 Temmuz 2010 Cuma sabahı İzmit’te kaybettik ve aynı gün öğle namazına müteakip Kuruçeşme Merkez Camii ve Kandıra Orhan Camiinde kılınan cenaze namazı sonrasında da Kandıra Asri Mezarlıkta ebediyete tevdi ettik.
Güzel ve biricik Anacığım başta olmak üzere bütün ebedi aleme yolcu ettiklerimize Rabbim rahmeti ile muamele eylesin. Kabirleri cennet bahçesinden bir bahçe, mekanları da cennetin en güzel yeri olsun.
Bu Kurban Bayramının arife gününde Anacığım ve kaybettiğimiz bütün yakınlarınız için bir dua lütfedermisiniz!..
İnternetin hayatımızda gerçek etkisi! – Uzm. Psk. Angela L. ORGE
İnternetin hayatımızda gerçek etkisi! - Uzm. Psk. Angela L. ORGE
İnternet en önemli bilgi kaynaklarından biri haline gelmesine karşın, internetin kontrolsüz patolojik kullanımı-yani internet bağımlılığı- okul performansı, aile ve arkadaşlık ilişkileri, duygusal durum üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir.
İnternet bağımlılığı özellikle bir psikolojik bağımlılığı, dürtü kontrol kaybı olarak tanımlanır ve belirtiler diğer bağımlılık davranışlarıyla karşılaştırılabilir( ör: patolojik kumar oynama)
1995 yılında ‘İnternet bağımlısı’ terimi bir şaka olmasına rağmen, yıllar içinde çok ciddi hale geldi ve artık ciddi bir bozukluk olarak kabul edilmektedir.
Yirmi Yıllık Sergüzeşt – Ayşegül TOKA
Yirmi Yıllık Sergüzeşt - Ayşegül TOKA
Aylardan mayıs günlerden hangisi olduğunun önemi olmayan karantina dönemlerindeyiz. Ailemizle birlikte olduğumuz bugünlerde eski defterler birer birer açılıyor. Kahvaltı sonrası odayı dolduran kahvelerimizin eşliğinde defterleri eşelemeye başladık ailemle birlikte.
Dr. Ayşe Zeynep Turan ile Bekir Cıvraz evlendi..
19 Temmuz 2020 Cumartesi / Emine – Remzi Turan çiftinin güzel ve başarılı kızı Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Ayşe Zeynep Turan ile Zehra – Salih Cıvraz çiftinin yakışıklı oğulları İnşaat Mühendisi Bekir Cıvraz evlendi.
Z KUŞAĞI NE İSTER? – Evrim KURAN
Z KUŞAĞI NE İSTER? – Evrim KURAN
Geleceğin yeni oyuncuları Z kuşağı bireyler, sürekli değişen dünyaya damga vurmaya hazırlanıyor
Sosyal medya ve tüm dijital mecralarda son günlerin öne çıkan konuları arasında Z kuşağı yer alıyor. Uzmanlar, 2000 yılı ve sonrası doğumlu bireylerin jenerasyonu olan Z kuşağını geleceğe damgasını vuracak kuşak olarak tanımlıyor. Z kuşağının hayatı ele alış biçimleri ve değerleriyle öncüllerinden belirgin farklılıklar sergileyeceği öngörülüyor.
Tuna Okyar bey ile İlke Sözer hanımefendi Kocabayramlar’da buluştu.. Mete Küçük beyde oradaydı..
10 Haziran 2020 Çarşamba / Tuna Okyar bey ile İlke Sözer hanımefendi Çardaktaki sabah kahvaltısında buluştu..
Tuna bey ile dayısı..
11 Temmuz 2020 Cumartesi / Tuna Okyar, dayısı Sabahattin Baykara’yı çok sever..
BİR AYASOFYA ÖYKÜSÜ – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
BİR AYASOFYA ÖYKÜSÜ - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
Ayasofya müze olduktan sonraki, ilk namaz ne zaman kılındı?
1965 yılında Rasim Cinisli MTTB Genel Başkanı seçildi. MTTB’de bu değişimle idrak, şuur, eylem ve dinamizm tamamen dönüştü. İlk faaliyetlerinden biri İstanbul Beyazıt Meydanında 29 Mayıs günü Fetih Mitingi oldu. Ben lise öğrencisiyim. Vefa’dan koşarak geldim mitinge. İsimlerini bildiğim, kitaplarını ve yazılarını okuduğum ama ilk defa gördüğüm aydınlar birbiri ardından konuşuyordu bu mitingde. Aklımda kaldığı kadarıyla Rasim Cinisli, Ahmet Kabaklı, Nevzat Yalçıntaş, İlhan Egemen Darendelioğlu, Nizamettin Nazif ve Mustafa Yazgan heyecanlı ve dolu dolu konuşmalar yaptılar. Mehter takımı gösteride bulundu. Beyazıt Meydanında çoğu katılımcının elinde pankartlar olan mahşeri bir kalabalık vardı. Pankartlarda mahzun, masum, yetim, öksüz Ayasofya şeklinde yazılar yer almıştı. Miting bitiminde bir grup MTTB’li öğrenci Ayasofya’ya doğru yürüyüşe geçti.
Yeniçeriler Caddesi’nden Divanyolu’na aktı kalabalıklar. Sultanahmet Meydanında kısmen yavaşladı ve içlerinden bir grup öğrenci Ayasofya’nın önüne gelerek bilet aldı ve içeri girdi. Müze ziyaretçisi gibi sessiz sessiz ilerlediler ve sonra mihraba doğru yaklaşınca ceketlerini çıkararak yere serdi ve namaza durdular. Turistler de Ayasofya’ya değil, gençleri izlemeye başladılar. İkinci rekatta sonra sanırım şikayet vaki oldu ki iki güvenlik görevlisi koşarak geldi. Namaz biter bitmez yaka paça gençler dışarı çıkarıldılar. Bu gençler kimdi bilmiyorum. Ama tümü de MTTB mensubu gençlerdi. Böylece Ayasofya’nın müze olduğu tarih 1934’ten 31 yıl sonra Ayasofya’da namaz kılınmış oldu. İkinci gün gazeteler haberi manşetten verdiler. Hükumet Ayasofya Meselesini gündemine aldı.(Daha geniş malumat için Rasim Cinisli’nin kaleme aldığı hatıraları Bir Devrin Hafızası – Doğan Kitapevi)