Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

7Ağu/231

KANDIRALI SAHHAF RAİF YELKENCİ – Adem ARI

IMG-2060_thumbKANDIRALI SAHHAF RAİF YELKENCİ - Adem ARI

Şehirlere kimlik katan mekanlardır. Mekanlara ruh veren, onların işlevselleştiren insanlardır. Sahhaflar Çarşısı Osmanlı’dan Cumhuriyet’e intikal eden İstanbul’un medeni-kültürel kimliğinin en önemli parçasıdır. Raif YELKENCİ buranın Reisü’s-Sahhafı. Sahhafların piri. Kendisini Raif Efendi’nin bir öğrencisi olarak gören Tarihçi İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI’ya göre; “Şeyhü’l-Kütüb.

Cuma günü Raif Efendi’nin torunu Halise Alkan Hanımefendi’yi Kocaeli Kandıralılar Derneği Denetleme Kurulu Başkanı Ahsen OKYAR, Kandıra Musiki ve Tiyatro Derneği Başkanı Rüştü UYGUR, Biz Kandırayız Kültür Platformu Başkanı Aygün AYNAGÖZ ve Sakarya Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü Öğretim Görevlisi Adem ARI ile ziyaret ettik.

Halise Alkan, Raif Efendi’nin terbiyesini aldığı tam bir İstanbul hanımefendisi idi. Yukarıdaki bazı bilgileri kendisinden aldık. Kendisine bir Kandıralı olarak Raif Efendi’yi sordum. Kandıralılarla ilişkileri nasıldı? Dedim aldığım cevap “Evimiz Kandıra oteli idi. Neden olmasın Mısırlı bir misafirini geldikçe altı ay kadar misafir eden Raif Yelkenci’nin evi herhalde hemşehrilerine de açık olmalıydı.

Halise Alkan Hanımefendi’yi ziyaret öncesi Raif Efendi hakkında bilgi almak için İstanbul’daki Kandıralı bir başka değerimiz Bestekar-Mevlidhan Hafız Amir ATEŞ hocamı aradım. Hemşehridirler ya belki İstanbul’da yolları kesişmiştir diye.

Amir ATEŞ hocam: “Raif Yelkenci beni Kandıra’da birkaç kere dinledi. İstanbul’a gelmek ister misin? dedi ben de evet, dedim bana kartını verdi. İstanbul’a geldim. Beni Hasan Akkuş’a yönlendirdi bir mektup bir de yanında kutu gönderdi. Meğer enfiye kutusu imiş. Hasan Akkuş’a gittim. Beni birkaç kere diğer öğrencileri ile birlikte derse aldı sonra bana bir diğer arkadaşımla birlikte sabah namazlarından sonra bizi özel olarak yetiştirdi” dedi.

Halise Alkan Hanımefendi’den aldığımız değerli bilgileri Raif Efendi’yi de dahil edeceğimiz Kocaeli-Kandıra’nın şahsiyetleri konulu çalışmamızda kullanmak üzere sizleri merak içinde bırakarak kendisi hakkındaki bilgilerimizden bir kısmını bir parmak bal çalmak misali buraya alıyoruz:

Raif Efendi 1894 yılında Kandıra’da doğdu. Babası Hasan Efendi yelken bezi diktiği için Yelkenci soyadını aldı.

Babasının ölümünden sonra 1905 yılında İstanbul Beyazıd’da kitapçılık yapan amcası Hafız Aziz Efendi Raif’i yanına aldı. Fatih Medresesi’nden 1911’de hafız olarak mezun oldu. Levazım eri olarak askere gittiği Urfa’da komutanının askeri malzemeleri satmasına ruhu dayanamadı, hastalandı, maluliyet raporu alarak İstanbul’a döndü. Maluliyet maaşını almadığı gibi varislerine de almamalarını tembihledi. Harbiye nezaretindeki katiplik görevini bırakarak amcasının dükkanındaki sahhaf-kitapçı mesleğine devam etti.

1930’lara doğru amcasının ölümü üzerine dükkanı tek başına işletmeye başladı. Bir Yunus aşığı idi. Yunus Divanının taşbaskısı tıpkı basımını gerçekleştirdi. Harf inkılabından sonra tamamen el yazmaları üzerine eğildi. Yazma kitaplar onun için bir değerdi. Sahhaflar Çarşısı 1950’de yangın geçirdikten sonra bugünkü yerine taşındı ancak Raif Efendi eski yerinde kaldı.

Yelkenci, eski kitap alıp satan bir tüccar değildi sadece. Kendine ulaşan her yazmayı dıştan içe inceler; eseri içeriği ile kavramaya çalışır, eserin kime yarayacağını anlar ve kitap dostlarını bilgilendirir gerekirse ilgilisine ayırırdı.

Her yazma eser Raif Efendinin gözünde hattıyla, cildiyle, kağıdıyla, aheri, tezhibiyle, mürekkebiyle biçimsel bir değerdi. Eserin kendisi ise bambaşka bir alemdi. Eser tek ise başlıbaşına bir değerdi. Başka nüshaları varsa da onun için ayrı bir değerdi. Eserler dolaştığı ellerde kenarlarına iliştirilen notlarla ayrı bir değer ve kimlik kazanırdı.

Meslek erbabı ilgilendiği malzemenin özelliklerini iyi bilmelidir. Marangoz keresteyi, öğretmen öğrenciyi, çiftçi tarlayı, ekeceği tohumu hatta tarlasını işleyeceği koşum hayvanlarını iyi bilmelidir.

Ayrıca meslek erbabı velinimeti olduğu müşteri kitlesini de iyi tanımalıdır.

Raif Efendi’de bunlar fazlasıyla vardı. İşte Raif Efendi’yi Sahhaf’ın da ötesinde “KİTAP SARRAFI” yapan bu özelliği idi. Bu özelliği Raif Efendi’ye Reis-üs-Sahhaf ünvanı kazandırdı. Bilgin-sahhaf idi.

Sahhaflar çarşısındaki esnaf arasında telif eserler verenler vardır ancak Raif Efendi yazma eserlere olan hakimiyeti ile ön planda idi. Mütevazı dükkanı tarih, edebiyat, hat sanatı, dini-tasavvufi sohbet mekanı idi. Genel olarak Sahhaflar Çarşısını “Kitap Akademisi” olarak da nitelemek gerekir. Buraya gelen insanlar devrin ünlü ilim-fikir adamları idi.

Dükkanı Edebiyat tarihçisi Fuat Köprülü’den, Tarihçi Mükremin Halil Yinanç, Geleneksel Türk Sanatları uzmanı Uğur Derman’a devrin yerli, Franz Babinger ve Franz Teashner gibi yabancı ilim adamlarının buluştukları mekandı. Ancak Muallim Cevdet, Osman Nuri Ergin ve Süheyl Ünver ile oluşturdukları dörtlünün ilişkileri bilimsellikten öteye geçerek dostluk derecesine varmıştır ki belki bunları birleştiren tasavvuf sohbet halkasına birlikte dahil oldukları Abdülaziz Mecdi Efendi idi. Ki bunların birbirlerini sevmelerinin temelini İlmi Türkçülüğün olgunlaşmasındaki temsilcilikleri olacaktır.

Raif Efendi Cumhuriyet Dönemi Sahhaflar Çarşısı’nın en önde gelen kişiliği idi. 1974 yılında ölümünden sonra Sahhaflık çarşıda 6 yıl dayanabildi. 1980’den beri Sahhaflar Çarşısı alelade kitapçılar çarşısı niteliğinde devam etmektedir. Ben Adem ARI Üniversiteye başladığım 1981 yılında çarşı ile tanıştım. Birkaç matbu da olsa Osmanlıca kitap aldım. Kütüphanemde o haşmetli dönemlerin kokusunu yayan kitaplarımın bulunmasıyla kendimi avutuyorum.

1987 yılında Cağaloğlu’ndaki Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığında göreve başladığımda Edirnekapı’dan işyerime yayan gelişte yolumun üzerinde olan -veya yolumu özellikle düşürdüğüm-Sahhaflar Çarşısı’nın içinden geçmem bana ayrı bir hava verirdi.

Halise Alkan Hanımefendi’ye güzel ağırlamaları için tekraren buradan da teşekkür ediyoruz.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (1) Geri izlemeler (0)
  1. Ahsen Abim çok güzel olmuş teşekkür ederim.


Leave a comment

Geri izleme yok.