Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

ahsen okyar
19Ağu/140

Büyük Taarruz’dan Önce Ankara İle İstanbul Arasında Saltanatın Akıbetini Tayin Eden Bir Görüşme / Yrd. Doç. Dr. Ömer Akdağ

Büyük Taarruz'dan Önce Ankara İle İstanbul Arasında Saltanatın Akıbetini Tayin Eden Bir Görüşme / Yrd. Doç. Dr. Ömer Akdağ

Giriş

Milli mücadele, Türk Milleti'nin yediden yetmişe her ferdinin bütün imkanlarını seferber ettiği bir direniştir. Bu mücadelede önemli hizmetler üstlenmiş gerek siyasi gerekse askeri şahısları tanımak, millet olarak her ferdin görevi olmalıdır. Milleti için hayatını ortaya koymuş şahsiyetler, o milletin baş tacıdırlar ve onlara saygı duymak, onların hatıralarını yad etmek bizim milli görevlerimiz arasındadır. Bir millet, tarihiyle bütünleştiği oranda güçlenir ve saygıdeğer olur. Bu toprakları bizlere canı ve kanı pahasına bırakan şahsiyetlere minnet duymak her Türk için öncelikli bir görev olmalıdır. Tarihi şahsiyetlerin unutulduğu toplumlarda idealist bir gençliğin zemin bulması mümkün değildir. İdealist ve mefkure sahibi olmak için öncelikle mazi ile sağlıklı bir şekilde bütünleşmek esastır. Mazi ile yani tarihle bütünleşemeyen toplumlarda geleceğe güvenle bakmak mümkün değildir. Zira "gelecek" denilen kavram "mazi" ile güç bulur. Tarihimiz ile "sorumlu tarih" anlayışı çerçevesinde bütünleşmek milli bütünlük açısından bir gerekliliktir. Sorumlu tarih anlayışı, "dün"e mıhlanıp kalmak değil, "dün"den "ibret" alarak hataların tekrarını önlemek ve vakur bir hayatı realize etmektir.
Milli Mücadele, bilindiği gibi sadece silahla yapılmamıştır. Belki son sözü silah söylemiştir, ancak bütün olumsuz şartlara rağmen başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Milli Mücadele'nin önderleri daima siyasi teşebbüslerde bulunma yolunu tercih etmişlerdir.
Bu çalışmamızda başlığımızdan da anlaşılacağı gibi saltanatın akıbeti ile ilgili sarayda gerçekleşen bir görüşme inceleme konusu yapılacaktır. Hemen belirtelim ki, bu görüşmede gündemin konusunu saltanat meselesi teşkil etmemekteydi. Aslında Ankara hükümetinin Hariciye Vekili, Avrupa'ya kendi ifadesiyle "tenvir ve tenevvür" seyahati yapacaktı. Yani Büyük Taarruz'un arefesinde İtilaf Devletleri kamuoyunun bakış açısını yerinde tespit etmek amacıyla bir seyahati düşünmekteydi.
Bu seyahatin güzergahı İstanbul'dan geçecekti. Dolayısıyla Hariciye Vekili İstanbul'da bazı temaslarda bulunacaktı. Bu temaslardan birisi ve en ilginci Saray'da gerçekleşen bir akşam görüşmesiydi. Bu akşam görüşmesinde ilginç gelişmeler yaşandı. Bu makalemizde bu görüşmenin detaylarıyla ilgili bilgiler verilmeye çalışılacaktır.