Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
10Şub/160

Geleneksel Türkiye-Rusya Dostluğu Bozuldumu -Prof.Dr. Tuncay GÜLOĞLU

tuncay güloğluGeleneksel Türkiye-Rusya Dostluğu Bozuldumu -Prof.Dr. Tuncay GÜLOĞLU tguloglu96@yahoo.com

Geçtiğimiz Kasım ayında Türk hava sahasını ihlal eden bir Rus uçağının düşürülmesi sonucu Türkiye-Rusya ilişkileri gergin bir döneme girdi. Olaydan sonra Rusya Türkiye’ye karşı açıkça düşmanca bir tavır içine girdi ve ilk olarak Türk ürünlerine ambargo koyarak tepkisini gösterdi.

Diğer taraftan Türkiye’de kamuoyunda ferdi veya organize olarak çeşitli reaksiyonlar ortaya çıktı. Özellikle bazı kişi ve gruplar Rusya’nın resmi söylemini referans alarak yetkilileri suçladılar ve gereksiz yere Türkiye-Rusya ilişkilerinin bozulduğunu iddia ettiler.

Meselenin romantik yanını bıraktığımızda aslında tarihi süreçte Türkiye-Rusya dostluğunun 500 yıllık tarih içinde 50 yıllık süreyi bile kapsamadığını görürüz. Yani birilerinin bahsettiği gibi geleneksel Türk-Rus dostluğu söz konusu değildir.

13Oca/160

Avrupa Birliği’nin mültecilerle imtihanı – Prof.Dr. Tuncay GÜLOĞLU

2011.08.07profdrnevzatyalntaiftar061_thumbAvrupa Birliği'nin mültecilerle imtihanı - Prof.Dr. Tuncay GÜLOĞLU tguloglu96@yahoo.com

Suriye’de 2011 senesinde başlayan iç savaş başlangıçta birçok kişinin düşündüğünün aksine kısa sürede sonuçlanmamış,  süreç olarak uzamış ve tahminlerin aksine global bir çatışma alanı oluşturmuştur. Savaşın ilk dönemlerinde beklenenin aksine de Esed liderliğindeki Baas rejimi tasfiye edilememiş, çok parçalı ve dağınık muhalefet grupları günümüze kadar bir sonuca da ulaşamamıştır.

Savaşın uzamasının ve bütün ülkeye yayılmasının en dramatik sonucu ise bütün bölgeyi etkileyen mülteci sorunudur. Dört milyondan fazla Suriyelinin yaklaşık 2 milyonu Türkiye’ye sığınmış, geri kalanlar ise başta Lübnan ve Ürdün olmak üzere dünyanın değişik ülkelerine dağılmışlardır.

2011 yılından itibaren Türkiye, Lübnan ve Ürdün mülteci akını ile karşılaşırken Avrupa Birliği konuya oldukça ilgisiz ve uzak kalmıştır. Avrupa Birliği ülkeleri ilginç bir şekilde Suriyeli mültecileri uzun süre görmezden gelmeyi tercih etmiş hatta insan hakları şampiyonluğu yapan Avrupa Birliği ülkelerinden Slovakya ve Çek Cumhuriyeti insan haklarıyla ilgili bütün temel sözleşmeleri hiçe sayarak ülkelerine sadece Hıristiyan mülteci kabul edeceklerini ilan etmişlerdir.