Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

13Oca/160

Avrupa Birliği’nin mültecilerle imtihanı – Prof.Dr. Tuncay GÜLOĞLU

2011.08.07profdrnevzatyalntaiftar061_thumbAvrupa Birliği'nin mültecilerle imtihanı - Prof.Dr. Tuncay GÜLOĞLU tguloglu96@yahoo.com

Suriye’de 2011 senesinde başlayan iç savaş başlangıçta birçok kişinin düşündüğünün aksine kısa sürede sonuçlanmamış,  süreç olarak uzamış ve tahminlerin aksine global bir çatışma alanı oluşturmuştur. Savaşın ilk dönemlerinde beklenenin aksine de Esed liderliğindeki Baas rejimi tasfiye edilememiş, çok parçalı ve dağınık muhalefet grupları günümüze kadar bir sonuca da ulaşamamıştır.

Savaşın uzamasının ve bütün ülkeye yayılmasının en dramatik sonucu ise bütün bölgeyi etkileyen mülteci sorunudur. Dört milyondan fazla Suriyelinin yaklaşık 2 milyonu Türkiye’ye sığınmış, geri kalanlar ise başta Lübnan ve Ürdün olmak üzere dünyanın değişik ülkelerine dağılmışlardır.

2011 yılından itibaren Türkiye, Lübnan ve Ürdün mülteci akını ile karşılaşırken Avrupa Birliği konuya oldukça ilgisiz ve uzak kalmıştır. Avrupa Birliği ülkeleri ilginç bir şekilde Suriyeli mültecileri uzun süre görmezden gelmeyi tercih etmiş hatta insan hakları şampiyonluğu yapan Avrupa Birliği ülkelerinden Slovakya ve Çek Cumhuriyeti insan haklarıyla ilgili bütün temel sözleşmeleri hiçe sayarak ülkelerine sadece Hıristiyan mülteci kabul edeceklerini ilan etmişlerdir.

AB mülteci krizinin başladığı 2011 yılından beri geçen 4 yıl içinde mülteciler için kayda değer hiçbir şey yapmamış, Türkiye gibi tüm maddi imkanlarını seferber ederek mültecilere sahip çıkan bir ülkeyi bile ne desteklemişler nede takdir etmişlerdir.  AB özellikle 2015 yılından itibaren yoğun mülteci akını kendi kapısına dayandığı zaman adeta kış uykusundan uyanmış ve sorunun çözümü için çalışmaya başlamıştır. Şu an görünen durumda 4 yıldır Türkiye, Lübnan ve Ürdün’de zor koşullarda yaşayan mülteciler bu ülkelerin sosyo-ekonomik şartları içinde kendilerini ve çocuklarını refah içinde bir geleceğin beklemediğini düşünmekte ve geleceklerini istihdam imkanlarının daha geniş olduğu zengin AB ülkelerinde görmektedirler. Bunun sonucu olarak milyonlarca Suriyeli özellikle Türkiye üzerinden Yunanistan’a oradan da uzun bir yolculuk sonucu AB ülkelerine ulaşmaktadır.

İşte bu noktada AB ülkeleri adeta kırmızı alarm vermekte ve bu mültecileri ülkelerine sokmamak için insanlık dışı yollara başvurmaktadırlar. Türkiye’ye de Suriyeli mültecileri ülkesinde tutması karşılığında 3 milyar Euro gibi Türkiye’nin mülteciler için yaptığı masrafların çok altından paralar vaat etmeye başlamışlardır. Mevcut durumda sadece nüfusu yaşlanan ve genç işgücüne ihtiyaç duyan Almanya mültecilere kucak açmış görünürken eski Doğu Bloku ülkeleri ile İngiltere sınırlı sayıda mülteci almaya dahi yanaşmamaktadırlar.

Ege'nin Ocak ayında iyice soğuyan sularında yüzlerce mülteci can verirken, Sırbistan ve Makedonya yollarında dondurucu Balkan soğuğu altında mülteciler yaşam savaşı verirken AB’nin gösterdiği duyarsız ve çıkarcı tutum kendisinin şampiyonluğunu kimseye vermek istemediği İnsan Hakları (Human Rights) konusunda gerçek yüzünü ortaya koymuş ve mültecilerle imtihanında AB sınıfta kalmıştır.

http://www.yanki24.com/kose-yazisi/62/avrupa-birliginin-multecilerle-imtihani.html

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.