Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

28Eki/170

EĞİTİM MESELESİNİN ÇÖZÜMÜNE İLK ADIM – Cafer GENÇ

EĞİTİM MESELESİNİN ÇÖZÜMÜNE İLK ADIM – Cafer GENÇ

Eğitim sisteminde KÖKLÜ ve KALICI değişiklikler yapılması gerekmektedir. O kadar çok eksiklikler ve yanlışlıklar var ki, “nereden başlasak” diye tereddütler içerisinde kalıyoruz. “Bin km’lik bir yola bile bir adımla başlanır” diyerek, samimi ve ciddi bir niyetle el atmış olalım. Bu işin mutfağında olan 40 yıllık eğitimci, yönetici olarak, ideal bir eğitim sistemi anlayışından hareketle yeniden yapılanma adına aşağıda belirteceğim 2 önemli konudan başlamak gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, “EĞİTİM” bilimsel bir konudur. Araştırılmadan, değerlendirilmeden, yerine daha idealinin tespiti yapılmadan hemen, oldubitti ile aceleye getirilmemelidir. Ayrıca, senin, benim isteğime göre değil, uzmanların, danışmanların ele alıp değerlendirmelerinden sonra, öğretmenlerin, öğrencilerin, velilerin memnuniyeti ile gerçekleştirilmelidir.

Daha önceki bir köşe yazımda ele aldığım ve açıklamasını da yaptığım eğitimin şu 5 temel sorunu, öncelikle ve ciddiyetle ele alınmalı, bilimsel ve güncel bir anlayışla çözümü gerçekleştirilmelidir. Eğitimimizdeki 5 temel soruna kısaca değinelim:

1) TEMEL MESELELER OLARAK:

a) EĞİTİM SİSTEMİNDEKİ BELİRSİZLİKLERİN GİDERİLMESİ: Yönetime gelen her siyasi partiye ve milli eğitim bakanlarına göre değişen bir eğitim sistemi olmamalıdır. Bunların uygulanma dönemleri, denenmeleri, bir neslin ve zamanın kaybına sebep olmaktadır. Kalite, başarı ve verimlilik esasına dayalı, oturmuş bir eğitim sistemi, siyasilerin el atamayacağı bir şekilde düzenlenmeli ve ulaşamayacakları bir yerde olmalıdır!..

b) ALTYAPI EKSİKLİĞİNİN, FİZİKİ YETERSİZLİĞİN VE OKUL İHTİYAÇLARININ KARŞILANMASI: Nüfus artışı ile birlikte günümüzün ihtiyaçları göz önünde bulundurularak yapılacak istatistiki planlamalarla bu sorun, altından kalkılamayacak ağırlığa ulaşmadan halledilmelidir. Çözüm olarak da özel okulların teşvik edilmesi ve yerel yönetimlere devredilmesi de düşünülmelidir.

c) MÜFREDATIN GÜNCELLEŞTİRİLMESİ, İHTİYACA CEVAP VERECEK ŞEKİLDE DÜZENLENMESİ: Müfredat, öncelikle okulu ve okumayı sevdirmelidir. İlgi alanlarına göre, hayata ve mesleğe hazırlayacak şekilde düzenlenmelidir. Güncellenmelidir ve gerekli bilgiler az ve öz verilerek hafifletilmelidir. Mutlaka, bütün sınıflarda “Hayat Bilgisi” dersi bulunmalıdır. Ayrıca, bütün sınıflarda Hayat Bilgisi dersi ile birlikte Türkçe-Türk Dili ve Türk Edebiyatı, İngilizce-yabancı dil dersleri de ağırlıklı dersler olmalıdır. Öğrenciler, “bilginin hamalı” değil, yapanı, yaşayanı olmalıdır.

d) İKİLİ EĞİTİM-ÖĞRETİM (SABAHÇI, ÖĞLECİ) VE DERS SAATLERİ DURUMU:Öğrencilerimiz günün çok erken saatlerinde, uykulu haliyle ve kahvaltı yapmadan okula gelmektedirler. Akşamın karanlığında evlerine dönerken korku ve endişe yaşamaktadırlar. Oyun, eğlenme ve dinlenme zamanları olmamaktadır. Normal eğitim ile 09.00’da gelip 15.00’te çıkacak olursa bu ihtiyaçlarını karşılamış olacağı için rahatlayacak, dolayısıyla başarılı olacaktır. Ders saati, sabah 3 saat, öğleden sonra 3 saat olmak üzere, günde 6 ders saati, haftada 30 saat olmalıdır. Eğitimin önemine istinaden, 190 iş günü olması ve cumartesi günleri öğleye kadar da sosyal etkinlik ağırlıklı eğitim yapılması mümkün olur diye düşünüyorum.

d) YÖNETİCİ VE ÖĞRETMEN YETİŞTİRİLMESİ: Öğretmen yetiştiren müstakil yüksek eğitim-öğretim kurumları olmalıdır. Maaş ve özlük hakları itibarıyla cazip hale getirilerek yüksek puanla alınmalı ve öncelikle tercih edilir hale getirilmelidir. 5 yıllık müstakil bir eğitim fakültesinin son senesi, yöneticilik dersleri ile ilgili olmasının, bilimsellik ve kalite açısından anlamlı olacağına ve ihtiyaca cevap vereceğine inanıyorum. Öğretmen ve yönetici yetiştirmede bilimsellik ve profesyonellik esas alınmalıdır.

2) OKUL ÇEŞİTLERİ MESELESİ:

a) OKUL ÖNCESİ EĞİTİM VE İLKOKUL

b) ORTAOKUL

c) LİSELER: (*BİLİM-TEKNOLOJİ, SPOR VE SANAT LİSELERİ, *ANADOLU-FEN LİSELERİ, *GENEL LİSELER VE *MESLEK LİSELERİ

Okul çeşitleri ile ilgili düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Daha önce, altyapı eksikliği sebebiyle 4+4+4 eğitim sisteminin yanlışlığını belirtmiştim. Bunun yerine, okul öncesi (Anaokulu, ana sınıfı) ile ilkokulun 2+5 (7 yıl), ortaokulların 1 yılı (6. sınıf), yetenek tespiti ve yönlendirme olmak üzere, 2 yıl da bu alanda eğitim alması ile 1+2 şeklinde (3 yıl), liselerin ise son 1 yılı alan dersleri ağırlıklı olmak üzere, üniversiteye hazırlama şeklinde (alan-bölüm bilgileri, meslek ve üniversite tanıtımı şeklinde dershane hizmetleri gibi...) 3+1 (4 yıl) olarak, 7 (2+5) + 3 (1+2) + 4 (3+1) şeklinde düzenlenmesi çok daha faydalı ve isabetli olurdu diye düşünüyorum.

Bu düzenlemeyi şu şekilde açıklarsam konu daha iyi anlaşılacaktır:

İlkokulların, okul öncesi eğitiminin bölünmüş 2 yıllığı müstakil anaokulu şeklinde olabileceği gibi, 5 yıllık ilkokul bünyesinde anasınıfı şeklinde düzenlenmesi de mümkün olacaktır. Bu düzenlemede, yaş gruplarının sosyal, psikolojik ve fiziki durumları dikkate alınmalıdır. Okul öncesi eğitimin önemine binaen, zorunlu hale getirmekten ziyade, teşvik edilerek cazip hale getirilmesi ön planda olmalıdır. 10-11 yaş, ergenliğe geçiş dönemidir. 7-11 yaş grubu ilkokulun, ortaokuldan ayrı olması uygun olur. İlkokulda alınan eğitim ve öğretimle öğrencinin yeteneği, becerisi ve ilgi alanı kendini göstermiş, belirlenmiş olmaktadır. 5. sınıfta, sınıf öğretmeninin raporu doğrultusunda, bir komisyonun kararı ile öğrencinin bu durumu 6. sınıfta bilimsel olarak tespit edilmelidir. Yönlendirme ve branş sınıflarına yerleştirmeyle bu öğrencilere, yetenek ve ilgi alanlarının derslerini ağırlıklı olarak alacakları bir program uygulanmalıdır.

Mesela, 7 ve 8. sınıfta resme, müziğe, spora, edebiyata, fen ve matematiğe ilgi duyan öğrenciler, bu alanla ilgili dersleri haftada en az 10 saat almalıdırlar. Öğrencinin, branş sınıflarında eğitim-öğretim almasıyla, ilgi alanını ve yeteneğini olgunlaştırmış, şekillendirmiş olacaktır.

Liselerde ise tamamen alan-bölüm ağırlıklı dersler uygulanmalıdır.

Bu dersleri, ilgi alanına ve yeteneğine göre alacak olan öğrenci; okulu, okumayı, çalışmayı sevecek ve başarılı olacaktır.

Liseler, 4 bölüm olarak şu şekilde düzenlenmelidir.

Bilim - Teknoloji, spor ve sanat liseleri: Her ilden, çok üstün zekalı, yetenekli seçilmiş öğrenciler için eğitim verecek okullar olmalıdır. Bu öğrenciler, teknoloji üretecek ve geleceğin bilim adamı, sporcusu ve sanatçısı olacak şekilde eğitim-öğretim almalıdırlar. En iyi imkânlarla devlet tarafından yetiştirilmelidir. Bu okulların, pilot bölge uygulamasıyla belirli merkezlerde olmaları, toplanmaları düşünülmelidir.

Anadolu-Fen liseleri: Bu okulların fen bölümüne sayısal ağırlıklı (mühendis, doktor, sayısal branş öğretmeni... vs.),  Anadolu bölümüne sözel ağırlıklı (hakim, kamu yönetimi, sözel branş öğretmeni... vs.) öğrenciler alınmalıdır.

Genel liseler: Kamu kurum ve kuruluşlarının ara eleman, memur ihtiyacı amacıyla, akademik eğitim yapamayacak olan öğrenciler için zorunlu lise eğitimi olarak düzenlenmelidir.

Meslek liseleri: İllerin ve bölgelerin özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre, öğrenci ve velilerin istek ve talepleri doğrultusunda açılacak bölümlerin olacağı kurumlar şeklinde planlanmalıdır. Bu okullarda, meslek ve iş eğitimiyle, sanayi ve iş sektörünün eleman ihtiyacı karşılanmalıdır. Her ilde, hangi meslek liselerinin ve bölümlerinin olması gerektiği, Milli Eğitim Müdürlüğü’nde bir komisyonu tarafından kararlaştırılmalıdır. Meslek lisesi adı altında bu okullarda, alan-bölüm isteğine göre sınıflar oluşturulmalıdır.

En kısa haliyle özet olarak açıkladığım yukarıdaki bilgiler için, istatistiklerin ve planlamanın çok önemli olduğunu özellikle belirtmek isterim. Ayrıca, bu konularda uzman olanların incelemesine ve düzenleme yapmasına ihtiyaç vardır.

“Eğitimde siyaset olmaz” anlayışından ve yaklaşımından hareketle, eleştirilerimin yanlış anlaşılmasını istemiyorum. Hepimizin memnun olmadığı EĞİTİM konusunun halledilmesi gerektiğini söylüyorum. Siyaset yapmıyorum. Milletime, memleketime hizmet amacıyla yazdığımın bilinmesini istiyorum!..

http://www.yenidonem.com.tr/yazar/cafer-genc/egitim-meselesinin-cozumune-ilk-adim/6797.html

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.