Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

23Ara/140

ÇOK YAŞLI NÜFUSLU TÜRKİYE’YE HAZIR MIYIZ? – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avÇOK YAŞLI NÜFUSLU TÜRKİYE’YE HAZIR MIYIZ? – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Genç nüfus oranı azalırken, yaşlı nüfus oranı artıyor. Hem Türkiye’de ve hem de Dünyada eğilim böyle.

Dünya Sağlık Örgütü’nde 65 yaş ve üzeri, Birleşmiş Milletler çalışmalarında ise 60 yaş ve üzeri yaşlılık dönemi olarak kabul ediliyor.

Dünyada 2000 yılında 605 milyon civarında olan 60 yaş ve üzeri nüfusun 2025 yılında 1,2 milyara; 2050 yılında ise 2 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir.

2020 yılında Çin'de 274 milyon 65 yaş ve üzeri nüfusun yani ABD'nin bugünkü nüfusundan daha fazla yaşlı insanın yaşayacağı tahmin ediliyor.

DPT tarafından hazırlanan raporlar; Türkiye'de 2005 yılında 6,1 milyon olan 60 yaş ve üzerindeki kişilerin sayısının, 2015 yılında 8,5 milyon, 2025 yılında ise 12 milyon olacağını bildirmekte. Hayatta kalma beklentisi 2015 de 72,3 yıl, 2023 de ise 74,1 yıl olacağı öngörülmekte.

Bu verilerden hareketle, Türkiye'nin yaşlı nüfus açısından yakın gelecekte Avrupa'nın en kalabalık ülkesi olacağı ifade ediliyor.

Şimdiden hanelerin %21,7’sinde en az bir yaşlı bulunmakta olduğunu düşünürsek, yakın gelecekte her üç haneden birinde, orta vadede ise her iki haneden birinde yaşlı insanların bulunduğu bir Türkiye olacağını ön görebiliriz.

Türkiye’de 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus oranı 2013 yılında %7,7 iken nüfus projeksiyonlarına göre 2023 yılında %10,2, 2050 yılında %20,8, 2075 yılında ise %27,7’ye yükseleceği tahmin ediliyor.

Birleşmiş Milletler’in tanımına göre bir ülkedeki yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının %8 ile %10 arasında olması o ülke nüfusunun “yaşlı”, %10’un üzerinde olması ise “çok yaşlı” olduğu anlamına gelmektedir. Türkiye’nin yaşlı nüfus oranının 2023 yılında %10,2’ye yükseleceği ve “çok yaşlı” nüfuslu ülkeler arasında yer alacağı tahmin edilmektedir.

Türkiye’de 100 çalışanın bakması gereken (65+ yaş) yaşlı sayısı 2013 yılında 11 iken, bu sayının 2030 yılında 19, 2050 yılında 33 olması beklenmekte.

100 çalışanın bakması gereken (0-14 yaş) çocuk sayısı ise 2013 yılında 36 iken, 2030 yılında 29’a, 2050 yılında ise 25’e düşmesi beklenmektedir.

Demek ki çalışan nüfusun bakması gereken çocuk sayısı azalırken, bakması gereken yaşlı sayısı artacak. O halde bugün çocuklar için yapılan okullar, dershaneler, sağlık yatırımları vb yatırımların bütçe içindeki payı azalırken, yaşlı bakım evleri, hastaneler, emekli maaşı vd sosyal masrafların payı artacak.

Bugünden itibaren gidişata uygun planlamanın ve hazırlıkların yapılması şart.

***

NÜFUS PROFİLİ İTİBARİYLE EN ŞANSLI DÖNEMDEYİZ

Nüfusun yaşlanması ile ilgili göstergelerden biri olan ortanca yaş, nüfusu iki eşit parçaya böler. Alttaki genç, üsteki yaşlı nüfus grubunda birbirine eşit sayıda kişi bulunur. Türkiye’nin 2013 yılındaki ortanca yaşı 30,4 olup, dünya nüfusu için ortanca yaş 29,4’tür. Dünya’da en yüksek ortanca yaşa sahip ilk üç ülke 50,5 ile Monako, 45,8 ile Japonya ve 45,7 ile Almanya’dır. Türkiye bu sıralamada 104. sırada yer almaktadır.

Bugün çalışan nüfus yaş ortalaması itibariyle, Türkiye en şanslı döneminde. Avrupa çok yaşlı, Afrika çok genç nüfuslu. 20-25 sene sürebilecek, en verimli ve hızlı kalkınma şansına sahip olduğumuz bu dönemi ıskalarsak bir daha nüfus açısından böyle bir dönemi yakalayamayabiliriz.

Bu dönemi iyi değerlendirirsek, bugünün çalışanlarının ve çocukların gelecekte, Avrupa’nın bugün gelişmiş ülkelerindeki yaşlı nüfus gibi, mutlu bir yaşlılık dönemi yaşamaları mümkün olacak.

Bu ülkelerde “aktif yaşlanma” sürecini mutlu olarak yaşayan insanlar gibi, aktif ve mutlu bir yaşlı neslimizin olmasını sağlamalıyız.

Aktif yaşlanma kavramı içerisinde en azından şu unsurları sayabiliriz:

· “Hayatın erken dönemlerinde alınan önlemlerle bireylerin hastalıklarına bağlı engellilik durumu yaşamamaları;

· Bireylerin ileri yaşlarında da yaşamaktan zevk alabilmeleri;

· Yaşlı bireylerin toplumun sosyal, politik, ekonomik içerikli faaliyetlerine katılabilmeleri;

· Sağlık harcamalarının daha az maliyetli olması ve bu giderler için devletin sorumluluğunun sağlanmasıdır.”

*******************************************

NEVZAT YALÇINTAŞ HOCA’DAN GENÇLERE TAVSİYELER

Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, “hocaların hocası, duayen bilim adamı ve siyasetçi, Türk ve İslam Dünyasının aksakalı” olarak bilinen, hayatı çok yönlü ve dolu dolu yaşamış bir bilge kişidir.

Hoca 81 yaşında bir delikanlı. Sağlığı yerinde, bilgi ve tecrübesinin zekâtını vermekle meşgul. Hala üretiyor, yazıyor, anlatıyor, paylaşıyor. Yaşamaktan zevk alan, etrafını da Onunla olmaktan mutlu eden “aktif yaşlanma” dediğimiz bir süreci yaşıyor.

Kocaeli Üniversitesi İİBF Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü duayen hocaların katılımıyla gerçekleştirdiği “Sosyal Politika Tartışmaları” kapsamında Nevzat Hoca’yı davet etmiş. On sene boyunca Aydınlar Ocakları Genel Başkanlığını yapan Hoca’nın konferansını dinlemek üzere biz de Kocaeli Aydınlar Ocağı yöneticileri olarak üniversiteye gittik.

Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş öğrencilere yaptığı ve kendi hayatından örneklerle süslediği konuşmasında, başarılı olmak için çok özel tavsiyelerde bulundu. Hoca’nın bilgi ve tecrübelerinden damıttığı ve öğrencilerin çok büyük dikkatle ve hayranlıkla izlediği tavsiyelerinden bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle şu İNSANLIK SIFATLARI’nı kişiliğinizin bir parçası haline getirin:

1- Dürüst olun.

2- Merhametli olun.

3- Vefalı olun.

4- Cömert olun (müsrif değil).

5- Cesur / Şecaatli olun.

BU HAZİNELERİ MUHAFAZA ET:

1- İnanç (Bir Yaradan ve hesap günü var)

2- Sağlık (Kendinin ve sevdiklerinin sağlıklarına dikkat et, hastalanmadan veya hastalanınca derhal tedbir al.)

3- Şeref (Toplum içinde yere baktıracak davranışlarda bulunma.)

4- Aile ve vatan sevgisi

5- Sır tutmak

İLKELER

1- İstişare edin. Hiçbir kimse her şeyi bilemez. Akıllı insanlar danışır.

2- İtimat edilir (güvenilir), ahde vefa gösteren, dostlarına ve ilkelerine sadık insan olun.

3- İntibak (uyum) sağlayın. Bulunduğunuz ortamın şartlarını gözetin.

4- İlim (ya tahsil edin ve/veya âlimlerin sohbetinde bulunun. İlim erbabını destekleyin ve sevin.)

5- İş (eser bırakmaya ve iyilikler yapmaya çalışın.)

Hayatta üç OTORİTE KAYNAĞI vardır. İdeal olan bu üçünün bir arada olmasıdır.

1- Yaş/ tecrübe sebebiyle sağlanan otorite.

2- Mevzuattan kaynaklı, belli bir makama tayin edilmek veya seçilmekle kazanılan otorite.

3- Bilgiden kaynaklanan saygı ve otorite.

Üç şeyi UNUTMA!

1- Bir Yaratanın olduğunu, O’nun her şeyinden haberdar olduğunu;

2- Hesap gününü, yaptığın her iyi şeyin mükâfatı, her kötülüğünün de cezası olduğunu;

3- Size yardım/ iyilik yapanı UNUTMAYIN.

İki şeyi UNUT!

1- Başkalarına yaptığınız iyilikleri;

2- Size yapılan kötülükleri UNUTUN.

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.