
MİRAC KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN – Mehmet SÖNMEZOĞLU
MİRAC KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN - Mehmet SÖNMEZOĞLU
- İçinde bulunduğumuz Recep ayının 27. Gecesi, üç aylarda bulunan kandiller geçidinin ikincisi olan Miraç Kandili’dir.
Miraç Kandili; Yüce Allah’ın, Sevgili Peygamberimize büyük hakikatlerin ilâhî sırlarını gösterdiği, arada hiçbir vâsıta olmaksızın ilâhî vahye muhatap kıldığı kutlu bir gecedir. Miraç gecesi; biz mü’minlere Rabbimizin ihsan ve ikramı olarak; beş vakit namazın farz kılındığı, Allah’a şirk koşmayan bütün mü’minlerin affedilebileceğine dair müjdenin verildiği, inananların sorumluluklarının hafifletildiğini bildiren ayetlerin (Bakara, 2/286) Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’e verildiği çok müstesna bir gecedir.
Bu gece, Yüce Allah, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’e özel bir ihsanda bulunarak, Efendimizi önce Mescid-i Haram’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürmüş (İsrâ,17/1), oradan da semaya, daha sonra da hiçbir varlığın erişemeyeceği yüce makamlara yükseltmiştir. İşte bu büyük İsrâ ve Miraç hadisesi Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in en büyük mucizelerinden birisidir.
Miraç hadisesinin, Müslümanlar için önemli sonuçlarından birisi hiç şüphesiz, beş vakit namazın bu gecede farz kılınmasıdır. Namaz biz mü’minlere bir Miraç hediyesidir. Bundan dolayı “Namaz mü’minin Miraçı” (İbn-i Mâce, I, 313) olmuştur. Günde beş vakit namazını huşu içerisinde eda eden mü’min için namaz, Cenab-ı Hakk’ın huzuruna çıkma ve O’na yaklaşma vesilesi olmaktadır. Zira ayet-i kerimede; “Secde et ve Rabbine yaklaş” (Alâk, 96/19) buyrulmaktadır. Böylece Hz. Peygamber (s.a.s.)’in Miraç’da Allah’ın huzuruna kabul edilmesi, namaz ile sembolik olarak yaşanmış olur.
ÜMİT ÖZDAĞ’IN TUTUKLANMASI – Ruhittin SÖNMEZ
ÜMİT ÖZDAĞ’IN TUTUKLANMASI - Ruhittin SÖNMEZ
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın “mahkeme kararıyla” tutuklanması Türkiye’nin yepyeni bir dönemece girdiğini gösteriyor.
Tutuklama sürecinin işleyişi ve mahkeme kararının metni, yargılamanın “hukuki değil, siyasi” olduğunun işaretleri ile dolu.
“Yargının siyaseti dizayn aracı olarak” kullanılmasının çok örneğini yaşamış ve de bunun çok zararlarını görmüş bir ülkenin vatandaşı ve hukukçu olarak, siyasetin doğal işleyişine bu tür müdahaleleri endişe ile izliyorum.
Herkes ne diyor? “Milyonlarca taraftarı olan bir siyasi parti lideri ve ülkemizin tanınmış bir bilim adamı olarak Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın dahi kendi fikrini söylemesine izin vermeyen bir ülke olduk.”
Bu algıya sebep olmak için demokratik bir hukuk devleti olmak iddiasından vaz geçmiş olmamız gerekir.
Siyasi alanda iktidarı denetleyen, iktidarın aleyhine konuşan hatta onu çok sert şekilde eleştiren bir muhalefetiniz yoksa demokrasiden bahsedemezsiniz. Zira “iktidar bütün rejimlerde var, muhalefet ise sadece demokrasilerde vardır.”
Ümit Özdağ’ın bazı fikirlerine ve hatta tüm görüşlerine karşı olabilirsiniz. Ama O’nun iktidarı denetleyen, yanlışlarını eleştiren, halkı yakın ve uzak tehlikelere karşı uyaran bir aktör olarak önemli bir görev yaptığını kabul etmeniz gerekir. Bu görev de ancak fikirlerini kamuoyu ile paylaşarak yapılabilir.
Öncelikle, bu yargılama hangi saikle başlatılmış olursa olsun, arkasında siyasi maksatlar olduğunu düşünmemize yol açan sebepleri açıklayalım.
YAŞAMIN DNA’SI SEVGİDİR – Seyfettin KARAMIZRAK
YAŞAMIN DNA’SI SEVGİDİR - Seyfettin KARAMIZRAK
“Önemli olan sözler değil, davranışlardır. Sevdiğini söyleyen biri yerine, Sevgisini gösteren birine inanın.” Erich Fromm
Sevgi, “insanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygudur.”
Sevgiyi arar, ona ihtiyaç duyarız. Severiz, seviliriz. Ekmek gibi, su gibidir sevgi.
Hayatın ana taşıyıcısı sevgidir. İnsana, doğanın içinde, doğanın bir meyvesi olduğunu belki de en çok sevgi anlatır.
Hayatta sevginin yerini tutacak hiçbir şey yoktur. Sevgi iyileştiricidir. Ne sevgiye ne de sevgiliye doyulur. Sevgi güven verir. Sevgi barıştır. Sevgi varlığın üzerindeki örtüyü alır.
Onun güneşle temasını sağlar. Sevgi, bir tür teslimiyettir. Sevgi, doğanın dilidir. Doğaya teslim olmak, yaşamı hissetmektir. Sevgi barışın can suyudur.
Gündüz Kuşağı TV Programları Toplumdaki Güven ve Dayanışma Duygusuna Zarar Veriyor, İnsan Sevgisini Zedeliyor!
Gündüz Kuşağı TV Programları Toplumdaki Güven ve Dayanışma Duygusuna Zarar Veriyor, İnsan Sevgisini Zedeliyor!
İNOSAM uzmanlarınca hazırlanan “Gündüz Kuşağı TV Programlarının Toplumsal Dejenerasyona Etkisi ve Medya Ahlakı Kodunda Devrim” başlıklı çalışması hakkında kamuoyunu bilgilendirme ve yetkilileri uyarma amaçlı toplantı düzenleyen İNOSAM Başkanı Gürkan Avcı, “Türk Halkı, Gündüz kuşağı TV programları üzerinden zihinsel bir taciz ve tecavüz saldırısı altındadır. İktidarı ve muhalefeti göreve çağırıyorum” cümleleriyle kaydettiği konuşmasında şunları söyledi;
Bugün burada, kamuoyuyla paylaşacağımız acı gerçekler, toplumumuzu derinden çürüten, insanımızı dejenere ve asimile etmeye dönük yürütülen en derin planlara dokunacaktır. Türk halkı gündüz kuşağı TV programları üzerinden asimile ve dejenere edilmeye ve vahşi kapitalist dünya düzeninin makbul toplumu haline getirilmek istenmektedir.
YENİ AÇILIMDA TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE – Ruhittin SÖNMEZ
YENİ AÇILIMDA TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE - Ruhittin SÖNMEZ
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşiktaş Belediyesi’ne yapılan 'ihaleye fesat karıştırma' operasyonu ve belediye başkanının tutuklanmasıyla ilgili olarak, “daha turpların büyükleri heybede” dedi.
Bu söz ile kastedilen asıl hedefin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olduğu yorumlanıyor. Çünkü İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve onun şirketlerinin yaptığı 51 ihale ile ilgili soruşturmaların yürütüldüğü biliniyor.
Erdoğan farklı bir maksatla söylemiş olsa da, ben “turpun büyüğü heybede” sözünün, iktidarın “Teröristbaşı Öcalan” ve “PKK’nın siyasi uzantısı DEM Parti” aracılığıyla yürüttüğü “Yeni Açılım” veya “Yeni Müzakere Süreci” için de söylenebileceğini düşünüyorum.
“Süreçte” turpların büyüklerinin henüz ortaya çıkarılmadığı, asıl büyük turpların halkı alıştıra alıştıra çıkarılacağını düşündüğüm için bu konudaki endişelerimi paylaşıyorum.
Kandıra ve Kandıralılar – Mustafa KÜPÇÜ
Kandıra ve Kandıralılar - Mustafa KÜPÇÜ
Rahmetli annem Kandıralıydı. Doğal olarak ben de “Kandıralı” sayılıyorum.
Kandıra, “insan ve toplum” kimliği ile örnek bir yaşam merkezidir.
Ne var ki, Kocaeli’nin en çok ihmal edilmiş ilçesidir.
Bundan 31 yıl önce, “Kandıralılar Derneği” kuruldu.
Dernek, özellikle Ahsen Okyar’ın emekleriyle çeşitli etkinlikler yaptı. Siyasal farklılıkları bir yana bırakarak, “Ben Kandıralıyım” diyenleri çatısı altında topladı.
Geçtiğimiz hafta, 31. Kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen toplantıya ben de katıldım. Katılım, beklediğim ölçüde değildi.
Dernek kurucuları ve başkanlık yapmış olan kişilere teşekkür edildi, aramızdan ayrılanlar saygı ve rahmetle anıldı. Kısa söyleşiler oldu.
Aynı masaları paylaşanlar sohbetleriyle hasret giderdiler.
Nejat Çakır; “Kandıra’da tarım ve hayvancılık alanında büyük sıkıntılar olduğundan, kendisinin çabalarına karşın olumlu sonuçlar alamadığından” söz etti.
Geceye katılanlar arasında belediye başkanı Erol Ölmez de bir konuşma yaptı. Kandıra’nın bugünü ve geleceğine dair umutlandıran bilgiler verdi.
Kandıra’nın ana yol üzeri arazilerinin, özellikle İstanbul’dan gelen alıcılar tarafından satın alındığı, tarımsal alanlarda konutlar yapıldığı ve bu konuda ciddi bir çaba gösterilmesi gerektiği dile getirildi.
Her Dört Kişiden Biri Düzenli Sosyal Yardım Alıyor; Sosyal Yardım Politikaları Toplumsal Gelişim ve İlerlemeyi Sekteye Uğrattı, Bedavacılık Kültürünü Yaygınlaştırdı! – Gürkan AVCI
Her Dört Kişiden Biri Düzenli Sosyal Yardım Alıyor; Sosyal Yardım Politikaları Toplumsal Gelişim ve İlerlemeyi Sekteye Uğrattı, Bedavacılık Kültürünü Yaygınlaştırdı! – Gürkan AVCI
Sosyal yardım politikalarının toplumsal ilerlemeyi ve sosyal gelişimi sekteye uğrattığını ve toplumda bedavacılık, avantacılık, harçlıkçılık kültürünü yaygınlaştırdığını kaydeden İNOSAM Başkanı Gürkan Avcı, şunları söyledi:
TRUMP ERDOĞAN’I NEDEN ÖVDÜ? – Ruhittin SÖNMEZ
TRUMP ERDOĞAN’I NEDEN ÖVDÜ? - Ruhittin SÖNMEZ
Önceki döneminde, ABD Başkanı Donald Trump zaman zaman CB Erdoğan ile anlaşmazlığa düşmüştü. Trump bu anlaşmazlıkların çözümünde bir devlet adamı vasfıyla değil, adeta bir mafya lideri gibi kaba ve çirkin üslup ve yöntemler kullanmıştı.
Trump’ın, Barış Pınarı Harekatı’nın başladığı gün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’;a gönderdiği mektup hatırlardadır.
“Sert adamı oynama. Aptallık etme!” ifadelerinin yer aldığı girişten sonra şu çirkin tehdit ifadelerini unutmak ne mümkün?
”Binlerce kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulmak istemezsiniz ve biz de Türk ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemeyiz ve bunu yaparız. Size bunun bir örneğini Pastör Brunson olayında yaşatmıştım.”
Erdoğan’ı binlerce kişinin öldürülmesinden sorumlu tutarak yargılamak, Türk ekonomisini mahvetmekle tehdit eden ve örnek olarak Rahip Brunson vakasını gösteren bu mektup hala ABD’de Trump Tower’da sergileniyor.
Trump’ın, 07 Ekim 2019 tarihli tiviti de halen X’ te duruyor: “Daha önce de açık bir şekilde söylediğim gibi, tekrar ediyorum, eğer Türkiye benim müstesna ve eşsiz bilgeliğimle belirlediğim sınırların dışına çıkarsa (daha önce yaptığım gibi) Türkiye ekonomisini mahvederim.”
BEN TÜRK’ÜM DİYORSANIZ BUNLARI DA BİLMEK ZORUNDASINIZ…
BEN TÜRK'ÜM DİYORSANIZ BUNLARI DA BİLMEK ZORUNDASINIZ...
1. Tarihte Kurulan İlk Türk Devleti, Asya Hun Devleti
2. Türk Adı İle Kurulan İlk Milli Türk Devleti, I. Göktürk Devleti
3. Yerleşik Yaşama Geçen İlk Türk Devleti, Uygurlar
4. Yazıyı İlk Kullanan Türkler, II. Göktürk ( Kutluklar )
5. Avrupa’da Kurulan İlk Türk Devleti, Avrupa Hun Devleti
6. İstanbul’u İlk Kuşatan Türkler, Avarlar
7. Alfabeyi İlk Kullanan Türkler, Türgişler
8. Parayı ilk kullanan Türkler, Sibirler
9. İlk Türk Parasını Basan Türkler, Türgişler
10. Bizans’la Siyasal İlişki Kuran İlk Türkler, Göktürkler
DERVİŞOĞLU’NUN KOCAELİ’DEN VERDİĞİ MESAJLAR – Ruhittin SÖNMEZ
DERVİŞOĞLU’NUN KOCAELİ’DEN VERDİĞİ MESAJLAR - Ruhittin SÖNMEZ
“Yeni çözüm süreci” de denilen gelişmeler konusunda, gün geçtikçe safların netleşmesi bekleniyor. Malum süreci MHP ve Genel Başkanı Devlet Bahçeli başlattı. Bu ortak projelerini CB Erdoğan ve AKP temkinli bir mesafeden desteklemekte.
Meclis’te grubu olan muhalif partilerden, sadece İYİ Parti “sürece” net bir şekilde karşı çıkıyor. Meclis’te temsil edilmeyen partilerden ise Zafer Partisi. Diğer muhalif partiler “bekle gör” anlayışı içindeler. “Süreç” denilen, “yeni paradigma” denilen şeyin içeriğinin belirginleşmesini bekliyorlar.
Modernleşme sürecinde aile, evlilik ve nikah – Fahri SAĞLIK
Modernleşme sürecinde aile, evlilik ve nikah - Fahri SAĞLIK
2024 yılının son iki haftasında aile, evlilik ve nikâh kavramlarının kültürümüzdeki yeri ve önemi hakkında sizlere bilgi sunmuş, modernleşme sürecinde bu kavramların epeyce örselendiğini ifade etmiştim. Bu yazımda din, aile, evlilik ve nikâh kurumlarında gözlenen değişim ve dönüşümleri arz etmeye çalışacağım.
İnsanlık uzun bir dönemden beri modernleşme adı verilen bir süreci tecrübe etmektedir. Modernleşme sürecinde bireysel özgürlükler alanında önemli mesafeler alınmış olmakla birlikte, değerler alanında belirgin bir aşınma yaşandığı herkes tarafından kabul edilmektedir. Büyük bir değişim ve dönüşüm süreci olan modernleşmenin, sosyokültürel alanda aidiyet bilincini, şahsiyeti, kültürel değerleri ve mahremiyet sınırlarını derinden etkilediği, hatta dönüştürdüğü bilinmektedir. Bu bağlamda din, aile, evlilik ve nikâh kurumlarında gözlenen değişim ve dönüşümler en çarpıcı olanlarıdır.
ANAYASANIN KİLİDİNİ KIRDIRMAYACAĞIZ – Dr. Sakin ÖNER
ANAYASANIN KİLİDİNİ KIRDIRMAYACAĞIZ - Dr. Sakin ÖNER
HÜDA- PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu çıktığı bir televizyon programında "Biz, Anayasa’nın 4'üncü maddesi olmasın diyoruz. Değiştirilemez maddelerin olması hukuk tekniği açısından da siyaseten de doğru değil. 4. madde gelecek nesillerin iradesine ipotek koymaktır." dedi.
Anayasa; devletin kuruluşunu, yönetim biçimini, niteliklerini, yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını, kişilerin devletle ilişkilerini ve yurttaşların kamu haklarını düzenleyen temel hukuki metindir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 4. maddesi, “devletimizin şekli, Cumhuriyetin nitelikleri, devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti” ile ilgili ilk üç maddenin “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” hükmünü ortaya koyan maddedir. Bu madde, Anayasa’nın kilididir. HÜDA- PAR, bu kilidi zorluyor.
TÜKETİM VE İSRAF – Seyfettin KARAMIZRAK
TÜKETİM VE İSRAF - Seyfettin KARAMIZRAK
İsraf, kişinin harcamalarında haddi aşmasıdır. Haddi aşma, beşeriyet kadar eski bir olgudur. Tarih, israfın kölesi olmuş milletlerin mezarlığı gibidir. Nice medeniyetler israf ve
sefahatin içinde yok olup gitmişlerdir. Diğer bir ifade ile tüketirken adeta tükenmişlerdir.
Günümüzde israf ve savurganlık, bir yaşam biçimine ve kitlesel boyutlara ulaşmıştır.
Neticede toplumlar hızla tüketim süreçlerinin tutsağı haline gelmiş, kendine has özellikleri ve yaşam tarzı olan bir tüketim toplumu türemiştir.
İnsanoğlunun mayasında doymama duygusu mevcuttur. İhtiyaçlarımızı gidermek elbette hakkımız. Fakat bu ihtiyaçların sınırlarını iyi çizmemiz, ihtiyaçla, israf arasındaki
dengeyi iyi ayarlamamız gerekmektedir.
Herkesin kendi istek ve hedeflerine göre, bir ihtiyaç algısı var. Kimimiz geçinebilmeyi hedef olarak yeterli görürken, kimilerimiz, araba almayı, yazlık edinmeyi ihtiyaç görüyor.
Tabi bunların da üzerinde üst ihtiyaçlar belirlenebiliyor. Böylelikle harcamanın dozajı da ister istemez kaçıyor. Tüketimde esas olan; israfa ve müsrifliğe kaçmadan, dünya normlarına uygun, akılcı, bilimsel ve insani bir yolun izlenmesidir
SİYASİ AHLAK – Ruhittin SÖNMEZ
SİYASİ AHLAK - Ruhittin SÖNMEZ
31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerde AKP 22 yıl süren birinciliğini kaptırdı. 1977’den bu yana ilk defa CHP birinci parti olma başarısını gösterdi. Bu sonuç, iktidarda olan AKP+MHP’nin başını çektiği Cumhur İttifakı politikaları ve uygulamalarının beğenilmediğini ve halkın artık iktidara güvenmediğini gösteren son en büyük anketti.
Böyle bir durumda “halkın güvenini kaybetmiş” iktidar kanadından istifalar olması beklenir değil mi? Fakat tam tersi oluyor, muhalefetten milletvekilleri, belediye başkanları istifa ediyor ve bir kısmı iktidar partilerine giriyor. Bir kısmının daha AKP saflarına geçeceğine dair haberler yayılıyor.
İYİ Parti ve CHP listelerinden seçilmiş olan milletvekillerine oy veren seçmenlerin en büyük motivasyonu “mevcut iktidardan kurtulmak” idi. (Bu hükme CHP listelerinden seçilen DEVA, Gelecek P. ve SP milletvekillerini seçenler de dahildir.)
Transfer olan milletvekilleri seçim kampanyalarında ve öncesinde AKP ve ortaklarının ülkeye ne büyük kötülükler ettiğini anlatarak vatandaşlardan oy istediler. Ama şimdi, seçmenin kendilerine iktidarı yıkmaya çalışması için görev verdiği kişiler iktidarın gücünü artırmak için saf değiştiriyorlar. Bu seçmen iradesine ihanettir.
Milletvekilleri, seçildikleri partinin program ve politikalarına uygun hareket etmelidir.
Partiniz yönetimiyle temel konularda uyuşmazlığa düşebilirsiniz. Faydalı ve verimli olamayacağınız düşüncesiyle partinizden istifa edebilirsiniz. Bu normaldir. Ama zıt görüşteki bir partiye geçemezsiniz.
Ya bağımsız olarak göreve devam edersiniz ya da milletvekilliğinden de istifa etmeniz gerekir. Siyasi ahlak bunu icap ettirir.
DOLAŞICEM yine bu gece.. / Kandıralı FETHİ
DOLAŞICEM yine bu gece.. / Kandıralı FETHİ
DOLAŞICEM yine bu gece..
GANDIRA'da..
Garanlık sokaklarında,aklımdaki PIRIL PIRIL hatıratlar ile..
Gecenin biii vaktin de...
Bakkk,
Hüseyin ULUTAŞ , goyvermiş en son müşterini..
Çalgılar gitmiş, Cemal SARI’nın meyhanesinden
Nihat SARIÇAY’ın müdavimleri. Evlerine gavuşmuştur İnşallah...
Aydın Yilmazer ALBÜMÜNDEN… / Kandıralı FETHİ
Aydın Yilmazer ALBÜMÜNDEN... / Kandıralı FETHİ
KİMİN öleceği............
KİMİN sağ kalacağı..
KİMİN ne olacağı...
bilinmeyen YILLAR???
Yıl 1981
Ne oldu
Ne bitti
KOLU'dan -GOMŞU'dan arandığı yıllar..
Nadir evler, dükkanlar çevirmeli telefona yeni geçmiş..
BANDIRMA'dayım
Gönlüm, BU #GÜNKİ gibi hâlâ GANDIRA'da .
Aynı yıl 1981’de
2,5 yaşında Göker Duru
3 AYLIK Aşık Seher Duru var bende.
vaz geçemiyorum GANDIRA’dan,
vesile arıyorum – gelmeye / gitmeye..
AYDIN Kardeşimin
var
dediler...
Ahhh beee AĞVA yolu… / Kandıralı FETHİ
Ahhh beee AĞVA yolu... / Kandıralı FETHİ
Çatal'dan,
YILDIR abimlerden ayrılır yol..
aşşaa doğru..
yan façası, amannn haaa,
hocam ALİ SAĞLAM... Korkarım....
Sol taraf ORHAN CAMİ...
TATAR LÜTFİ
ve biiii CAN ARKADAŞIM Hicran Örk
sonrası AKALIN'lar..
KAFAM BOZUK… / Kandıralı FETHİ
KAFAM BOZUK... / Kandıralı FETHİ
Harbiden...
Şimdi, Bandırma'da değil de Kandıra'da olsam..
Ne yaparım..
DUR BAKALIM..
Gecenin /hatta sabahın 2/50 si olmuş
Yani, üçe -on kaldığı saatlerde.
Şuan
BANDIRMA’da,
BAR’lar, DİSKO’lar, PAVYONLAR -GECE KULÜPLERİ, 3-4 -5 YILDIZLI OTELLERİN barları açık..
kimilerinde CANLI MÜZİK var gümbür gümbür...
Seç -beğen -gir
Parana geçer --sözün...
SARMAdımı seni... YÜRÜ git..
ÜÇ SAZ ve ORTAM.. / Kandıralı FETHİ
ÜÇ SAZ ve ORTAM.. / Kandıralı FETHİ
GANDIRA' da
Biiii yere oturup, biii cıgara içesim geldi
(gerçi 12 yıl oldu bıraktığım)
Biraz da demlenmek.
Misss gibi burnuma geldi, teneke bacalardan sızan KÖFTE kokuları..
İnsanı adeta davet ediyor..
CEMAL SARI amcanın lokantasına uğrayıp, biii keyf-i neşe yapayıp bâri..
KARİDORU uppp uzun lokanta,
Cemal amcam /boyundan takmalı önlükle ızgara başında..
RIZA SARI abim, koşturuyor, masalara,
hısım FERİT ERDOĞAN yardımlarda..
Arka taraf, Tıklım-tıklım..
Protokol var..
Tekel Müdürü/Esnaf Kefalet başkanı, amirler, memurlar..
Hadiii buyur,#ŞAŞKIN'da geldiii.. (1) #klarnet ve Ekibi ile.. TAKSİM ile ağır dan...
Bana uymaz ...
Ayıptır BÜYÜKLERİMİZ var.
PILI’yı yı kim bilir… ve de PIRTI’yı.. – Kandıralı FETHİ
PILI'yı yı kim bilir... ve de PIRTI'yı.. - Kandıralı FETHİ
PILI'yı yı kim bilir...
ve de
PIRTI'yı..
hele bi dee PALA var dı..
Karidorlara, sofa boyu serilen.
El dokuma tezgahlar da
ŞAKADA ŞUK
Merdivenlere -DAŞLIK boyuna ..uzatılan..
RULO yapıldı, iftihar ile TOP/top/gelirdi
GIZ evinden-GOCA evine..
Ahhh o kilimler.
Ben çok taşıdım...
Evdeki kilimleri, NAMAZGAH deresine..
ARAP SABUNU ile fırçalananları.
Getir-götür
TAHTA FIRÇALAR satılırdı dükkanlar da..
ARİEL,/BİNGO neee, nerede.
Halı mı...!!!???
Güldürmeyin ..!! kimde var...
... Bembeyaz TAHİRAT bezleri/mendilleri, asılır dı HELA larımıza. .
Suları AKMAYAN tuvaletlerimize...
#ÇİVİT ile çırpılır dı sular, ÇİNKO leğenlerde...
#AKİF çamaşır suyunun katkısı ile
Çarşaflar, yastık - yorgan gılıfları APAK
Yemmm yeşil akardı NAMAZGAH
Gapı önlerinde gaynatılır dı
GARA GAZANLAR.....
büyük çamaşırlar
ve
için......
ÇARŞI CAMİİNİN apteshanesinden,
ŞEFİK ve ORHAN Caminin alt gatından SU TAŞINIR de evlere. .
GÜZEL di GANDIRA......
Biz mi güzeldik..??
yoksa
O zamanlar mı..???
#ANAMIZ vardı Bİİİİİ TANEMİZ
Ona güvendik #BABAMIZ vardı bizim..

