Ötekileşmenin Farkında mıyız? – Nuray Savcı GÜÇLÜ
Ötekileşmenin Farkında mıyız? – Nuray Savcı GÜÇLÜ
- Kalemi eline alıp yaz dediler, yıllardır…
Bir tembellik bir ölü toprağı atılmıştı sanki üzerime; halbuki çocukluktan beri hayalim yazmak ve yazılı eser bırakmaktı dünyaya...
“Kalem” yüce kitabımda 68.surede 52 ayette Nun(hokka ile)kaleme ve (ehl-i kalemin hak olarak)yazdıklarına yemin olsun ki diye bahseder.
Şimdi kalemin vazifesini klavye yapmakta,
Kalemi eline almayanlar, klavye üzerinden aslan kesilmekte ahkam kesmekte...
Açıkçası toplumda ciddi bir ayrılma gözleniyor. Kimse kimseye tahammül etmiyor evdeki karı-koca, gelin-kaynana, işteki mesai arkadaşı, okuldaki öğretmen-öğrenci, sokaktaki komşu, siyasetteki rakip…
Toplum bilimciler, içinde oldukları durumlara göre asli görevlerini icra etmek zorundalar. Yoksa bu vebal herkesi vurur. Toplumda yozlaşma var diyoruz ama farkında mıyız acaba? Kendimiz de o yozlaşmanın aktörü olduğumuzun.
Biri çıkıp yemekteyiz programı ile yemeği eleştiriyor, milyonlarca insanın önünde,
Çöpten karanlıkta yiyecek toplayanları görüyor ama idrak etmiyor.
Açlığın farkında değil. Moda programları adı altında, kişilerin fiziki kusurları ve psikolojik durumları hiçe sayılıp, rencide ediliyor. Toplumda eleştirinin dozu ayarlanmadan ayrışmanın temelleri atılıyor. Acımasız eleştiriler kırılan kalpler bozulan ilişkiler….
Siyasette durum çok farklı değil, çok partili rejimlere geçildiğinde; Faktörel olarak oluşan izlenimler bir çok ekonomik ve siyasal görüşü meydana çıkarmıştır. Toplumların kurtuluşunda kendi ideolojilerinin mutlak doğruluğundan yola çıkılmış ve topluma adeta dikte ettirilmeye çalışılmış ya da algı ve benzeri propaganda yolları ile beyinlere terk edilmeye çalışılmıştır. Milletlerin temellerini kendi öz değerleri oluşturur. Örfü adeti, inancı...
Globalleşen dünyada ise hüküm birkaç egemen gücün empoze edilmesiyle idrak edilmektedir. Minimal değerlerden başlayan çekirdek bozulmalar, maksimal değerlere doğru yol almaktadır. Siyasi partiler kurulurken birtakım değerleri baz alırlar bu hayat felsefesi, ekonomik yapı, kişilerin ekonomisi başta olmak üzere detaylanır. Fikri akımlar Fransız İhtilali sonrasında milletlerin asli unsurlarına hitap ederek insanların millet ve devlet olmalarını sağlamıştır.
Görünen güçler, görünmeyen güçler olarak sınıflamayı yaparsak;
Hiçbir fikir veya din tekelleşemez. Kimsenin hegemonyasında değildir. İnsanlar beğendikleri uygun gördüklerinin, topluma getirisi olacağını yaşamak ister. Bu anlayış siyasal fikirlerde de kendisini aynı şekilde hissettirmektedir. Sosyal yaşam da bir zamanlar başörtüsü kavgası vardı. Başörtüye tahammül yoktu şimdi de, durum münferit hareketlerle, farklı şekillerde tezahür etmekte olup, başı açık veya kılık kıyafetlerle sorgulamadan yargılama yapılmaktadır. İnsanlar bu sebepten birbirlerinden uzaklaşmaktadır. Halbuki kalem suresi 10,14 ayetlerindeki emir “şunların hiçbirine itaat etme! Durmadan yemin eden alçağa, kusur güdücü dedikoducuya iyiliği önleyici haddini aşan ve günaha düşküne kaba, bundan başka da kulağı kesiğe, yardakçıya, servet ve evlat sahibi olduğu için (ayrıcalık tanıyarak) bunları dinlenme “der.
Türkiye Cumhuriyeti'nin içtimai yapısındaki birtakım oluşumlar olmuş ve kurumsallaşma yolunda ciddi mücadele verilmiştir ve verilmektedir de, bu insanların beklentileri, toplumsal beklentilerden kaynaklanmıştır. Bunlara da cevap verebileceğine inanan Sayın Meral Akşener yeni bir parti kurmuş ve adını İYİ Parti olarak legal hale getirmiştir.
İsra Suresi 36. Ayet hakkında bilginin bulunmadığı şeyin ardına düşme, çünkü kulak göz ve gönül onların hepsinden sorumludur. Bugün toplumlarda yaratılan kaos, hırstan kaynaklanıyor toprakların işgali insanların köleleştirilerek, devletlerin sömürülmeleri hep birkaç kişinin rahatı ve hırsı yüksek egosundan kaynaklanıyor. Tarihte ki savaşları incelediğimizde genellikle temeli kişinin veya zümrenin rahat yaşaması içindir.
Kızgınlık, akılla bir midir?
'Her gösteriye, her seyre bir şeyler öğrenmek için koşanalar filozoftur öyleyse” der Platon.
Bunların çoğalmasını umut edelim. İnsan bir bilge liderdir, ister olumlu ister olumsuz. Siyasallaşan kurumlarda ötekileştirmeler olmamalıdır. Devlet ilel ebet müddettir. Onu yönetenler gelip geçicidir. Hancı sarhoş, yolcu sarhoş olmayan sivil toplum kuruluşlarını işlevsel bir biçimde olmalarını makbuldür. Bir yerlere emme basma tulumba misali, kafa sallayan kişi ve örgütler, o erkin bulunduğu zaman söz sahibi olduklarını sanırlar. Oysaki yuları elinde tutulan attan farksız olunur. Sahip nereye isterse oraya çekilirsin, İletişim olmayınca, model oluşturamazsınız modelini oluşması ile bazı şeyler şekillenir bütüne doğru yol alır.
İyi Parti'de oluşturulan mevzu insanlık için genel geçerliği olan tüm kabullerle yola çıkarak hümaniter kavramlar ışığında toplumların ihtiyaçlarına cevap veren bir kitle hareketinin oluşturulmasıdır. Tabi ki tüm bu faaliyetlerin kesintiye uğramadan ve ilerleyerek devam ettirilmesi özgürlüklerinden taviz vermeyen içinde rahatça yaşanılan ve güven ortamının tesisi edildiği VATAN kavramında yatmaktadır.
Vatan kavramının önemi hepimizin kabulü olmakla birlikte bütünü oluşturan parçaların kusursuzluğu olmazsa olmazlarındandır. Bu bağlamda ele aldığımızda yerel yönetimlerin önemi demokratik katılımın ve hizmetlerin ötekileştirmeden bireylere ulaştırılması, sosyal devlet kavramının işleyişine canlılık getirecek unsurlarıdır.
Yerel yönetimlerde bireysel hizmetin ayna gibi gözümüzün önünde olduğuna şahidiz, bireysel hizmetler toplumda ötekileşen yorgunlaştırılan bir toplumu meydana getirmiştir. Bunun önlenmesi milli ekonominin millileşmesi öz kaynak ve değerlerimizin Atatürk'ün de söylediği gibi yabancı istila ve mandasından kurtarılması gerekir. Sağlam fikir ve irade karşısında hangi güç durabilir ki siyasi, kültürel sosyal, ekonomik ve psikolojik boyutlar birlikte ele alınıp yeni stratejiler geliştirilecektir.
Her egemen fikir; iktidar olmayı hedefler.
Kendine muktedir değilsen, başkalarına da hükmedemezsin...
http://www.bugunkocaeli.com.tr/makale/1481187/nuray-savci-guclu/otekilesmenin-farkinda-miyiz
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.