Kandıralı FETHİ Üstad diyor ki!..
Kandıralı FETHİ Üstad diyor ki!..
Sarı kağıtlara sarılı, üç soba borusu, biii dirsek taşıyan, biii kardeşi gördüm bu gün...
EMAYE borular... EMAYE..!!??
Bizim boruları, SOBACI FİKRİ
veya
SOBACI BİLAL yapardı..
Saçdan - tenekeden...
Haa keza, üç ayaklı ördek sobalarımızı, misafir odası kurduklarımızı, banyolardaki GAZANLI ZOBA'larımızı da onlardan, alırdık..
Demek ki, KIŞ hazırlıkları başladı...
Kömür mü aldınız,,? YOOOO...
Odun mu aldınız.? yooo...
Kalorifer var,
Doğalgaz var,
Klima, elektrikli ısıtıcılar var...
Şimdiki nesil veya siz... Biliyormusunuz..?
SAFALI'dan
GIŞLA'dan
HEDİYELİ'den
ÖKÜZ arabası ile,
bu gece - sabaha karşı ORMANCIlar görmeden, odun gelecek...
Beklediniz mi hiç...
Yarı belini camdan dışarda, köyden gelecek odunu..
Ağva köprünün oralardan duyulurdu, gelecek ÖKÜZ ARABASININ TEKERLEK SESİ...
Gacır - gucur öten, öküz arabasının tekerlerine, ormancılara yakalanmamak, SESİ DUYULMASIN diye, hindi tüyü ile yanık yağ sürüldüğünü bilirmisiniz..???
Sobalar kurulurdu evlerimizde..
Borular geçmez birbirine, GEÇEN YIL UYAN DİRSEKLER, bu yıl nedense, UYMAZ dı.. ..
Bağırış çığırış..
Kilimlere dökülen kurumlar,
Soba altlıkları..
Sahi, maşa vardı, maşa... nerede..? yok. Harala gürele...
ZOBA'yı Hadi, kurduk diyelim... Binbir meşakket..
BOYADINIZ mı hiç, oysa boyanması lazım...
250 gr’lık, YALDIZ boya alıceksiniz pasajdaki CENGİZ abiden...
Hadi boyayın, ZOBA'YI - BORULARI....?
SOBANIZI önce, Tutuşturmanız lazım, yaldız boyanın kokusu gitsin diye,
hemen ve evin BÜTÜN, cam – pencere - kapılarını açacaksınız..
DUMAN - Dumanı götürecek... Sinecek o dumanın kokusu, GÜZELİM EL ÖRGÜSÜ perdelerinize..
Çok meşakkatliydi, kışa girişler çokkk
Odunlar, kapı önlerinde, duvar bitişik yığılı...
BALTACI beklersin günlerce...
Sonraki yıllarda, DEMİR TEKERLEKLİ "HIZARCI" abiler...
Kesilir odunlar, gabuklar toplanır, çinko leğenlere, GAPI ÖNLERİ, süprülür, temizlenir...
GUCAK - Gucak taşınır odunlar, mahallenin BÜTÜN ÇOCUKLARI ile, odunluklara,
yarım saat de.
Bakır mangallar çıkarılır, merdiven altlarından.. LİMONLA - KÜLLE OVULUR...
Pırıl pırıl çıkar, misafir odalarının, ORTA YERİNE...
biz hazırız artık..
Çişil Çişil yağmaya başlasın, yağmur.. GANDIRA'ya
Namazgah boyundaki GAVAKLAR, yapraklarını döksün.
GURBA sesleri, KESİLDİ zaten..
Hocaoğlu Fatma ablamın osuruk hurmasında, Benal ablamların dut'unda, Şükriye hanım teyzenin şeftalisinde, YAPRAK KALMADI..
Soğudu havalar...
Babam bile...
-EMEL, akşamları zobayı, biii PIRRRYANDI yap dediğine göre...
Bize, KIŞI beklemek düşer..
Hani, insan boyu - pencerelere kadar yağan KAR günlerini...
Onları da,YAZMAK ümidi ile HOŞCAKALIN..
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.