Faiz Lobisine hizmet; YAP-İŞLET-DEVRET!.. / Mustafa KÜPÇÜ
Faiz Lobisine hizmet; YAP-İŞLET-DEVRET!.. / Mustafa KÜPÇÜ
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, her fırsatta “faiz lobilerinden” yakınıyor!
Peki, “faiz lobisine kimler ve nasıl hizmet ediyor?”
Somut örnek; “Yap-İşlet-Devret” modeli yatırımlardır!
“Küresel düzenin” bizim gibi ülkelere bu yöntemle attığı kazıkların kanıtını görmek isterseniz, John Perkins’in “Bir ekonomik tetikçinin anıları” adlı kitabı okumalısınız!
“Küresel düzen ve bu düzenin egemeni olan Küresel tekeller” konusunda ciddi bir araştırma yaparsanız, dünya finans kapitalinin dünyayı nasıl sömürdüğünü anlarsınız!
Bir belediye düşünün; çalışanlarının maaşlarını bile ödemekte zorlanıyor. Sonra bir gün, küresel bir şirketin Türkiye temsilcisi ziyarete geliyor.
Belediye Başkanına diyor ki;
- Size entegre bir arıtma tesisi yapalım” ya da; gelecek 50 yılın su ihtiyacını karşılayacak bir baraj yapalım.
Belediye Başkanı şaşkın;
- İyi ama bizim böyle bir bütçemiz yok. Sorun değil başkan. Siz tek kuruş harcamayacaksınız! Krediyi biz bulacağız. Tesisin projesi ve inşası da bizden. İşin siyasi rantı da sizin olacak! Peki sizin bu işten kazancınız ne olacak? Bu tesisi, dolar bazında 25 yıl biz işleteceğiz. Sonra size devredeceğiz. Bunun için “Hazine garantisi” isteyeceğiz. İşletme gelirlerini “dolar” üzerinden biz belirleyeceğiz Şanı şöhreti de size kalacak!
Aynı tuzak, hükümetler ölçeğinde de uygulanıyor!
Yabancı sermaye, yerli bir iş ortağı ile büyük projeler öneriyor; Köprüler, otoyollar, havaalanları inşa ediyor, belirli sürelerle ve dolar karşılığı işletme hakkını alıyor!
İşte; “Yap-İşlet-Devret” (YİD) sisteminin özeti budur!
Peki, YİD sisteminin “ülke geleceği” açısından önemi nedir?
- YİD, “Kamu-özel sektör ortaklığı” esasına dayanır. Yerli ve yabancı şirketlerin kamu ile ortak düzenidir. Tüm yatırım ve işletme maliyeti “dolar” bazında yapılır! Projeyi üstlenen konsorsiyuma (ortak girişim şirketine) dolar ölçüsüyle fiyat belirleme ayrıcalığı verilir. Ayrıca, “kullanım garantisi” verilir!
Osmangazi ve Yavuz Sultan Köprüleri, Avrasya Tüneli, Üçüncü Havalimanı ve İstanbul-İzmir Otoyolu, günlük ve yıllık araç geçiş garantisi ile ihale edilmiştir!
O köprülerden hiç geçmeyen, o havalimanından hiç uçmayan vatandaşlar da, bedel ödemektedirler! Ama, çoğu bu “gizli soygunun” farkında bile değildir!
Üstelik tüm anlaşmalar “dolar” üzerinden yapılmıştır!
Yani, dolar arttıkça geçiş ücretleri de artacaktır!
Bunun sonucu ne olur?
Garanti edilen geçiş sağlanamazsa, aradaki farkı HAZİNE yani vatandaş öder!
Bu köprü ve otoyollardan geçmek zorunda bırakılan otobüsler, kamyonlar ve TIR araçlarının taşıma maliyeti artar, bu bedeli de VATANDAŞ öder!
Sebze ve meyve fiyatları neden sürekli artıyor?
ŞEHİR HASTANELERİ de aynı yöntemle yapılmaktadır!
2000 yılı Sayıştay Raporu’nda, YİD modeli anlaşmaların;
- Daha pahalıya mal olacağı, Fayda-maliyet araştırmalarının yapılmadığı, Kamu yatırımlarında plansız gelişmeye yol açabileceği, Kamu kesimini aşırı risk altına sokacağı,
belirtilmektedir!
Bu sistemin, dünya “küresel tekellerinin” çıkarına uygun, “ulusal çıkarlara aykırı” olduğu kesindir!
Bu sistem, ülkeleri döviz bazında sömüren bir sistemdir!
Bu projelerin altına imza atan siyasal karar vericiler, kendi ülkelerine değil, küresel faiz lobilerine hizmet etmektedirler! Ve elbette, bu hizmetleri de karşılıksız kalmaz!..
Şimdi, “Kanal İstanbul” adı verilen “Çılgın Proje” de bu yöntemle yapılacak ve KÜRESEL FİNANS ve İNŞAAT şirketlerine çıkar sağlayacaktır!
Bu proje, içimizden birilerine de yeni zenginlikler katacaktır!
Örneğin, “arazi rantı” ile köşe dönenlere! Ve, kimi “siyaset tüccarlarına!”
Dolar artışını “yabancı güçlere” yüklemeye çalışanlar, o yabancı güçlerle YİD projeleri üzerine yeni anlaşmalar yapıyorlarsa, o siyasal karar vericilerin “Yerli ve Milli” söylemlerine inanmak mümkün değildir!
Eğer, özgür iradenizi o siyasal karar vericilere satmadıysanız!
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.