Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

ahsen okyar
18May/24Kapalı

ÇIRPINIRDI KARADENİZ ŞİİRİNİN YAZARI AHMET CEVAT – Dr. Şahin CEYLANLI

indirÇIRPINIRDI KARADENİZ ŞİİRİNİN YAZARI AHMET CEVAT - Dr. Şahin CEYLANLI

Ahmet Cevat, 5 Mayıs 1892 tarihinde, Azerbaycan’ın Şemkir İlçesi, Seyfali Köyü’nde doğmuş, 6 yaşına geldiğinde babasını kaybetmiş, annesi ve üvey kardeşleriyle birlikte hayata tutunmaya çalışmıştır. Daha sonraki yıllarda, Gence’de Şah Abbas Mescidi bünyesinde faaliyet gösteren medresede eğitim ve öğretime başlamış ve burada Rusça, Farsça ve Arapça dillerini öğrenmiştir.
Tarihe ve özellikle edebiyata büyük ilgi duymuş, edebiyat öğretmeni Abdullah Sur’dan etkilenerek ondan çok şey öğrenmiştir. Şiirlerini genellikle bu medresede yazmış, çeşitli dergi ve gazetelerde şiirleri yayınlanmıştır. Medresedeki eğitimini 1912 yılında tamamlamış ve arkadaşı Abdullah Şaik ile birlikte “ Kafkas Gönüllü Kıtası “na katılmıştır.
Trakya’da Osmanlı güçleriyle birlikte Bulgar ordusuna karşı savaşmış, daha sonra İstanbul’da milli şair ve yazar Mehmet Emin Yurdakul ile tanışmış, dost sohbetlerine katılmış ve bir müddet sonra Azerbaycan’a dönerek Gence’de öğretmenliğe başlamıştır. Ahmet Cevat burada şiirleri ve yazılarıyla halkına moral veriyor ve o debdebeli ve kargaşalı günlerde Türk dünyasına umut ışığı olan bir milli kahraman ve vatanseverdir. Birinci Dünya Savaşı yıllarında, Anadolu’da cereyan eden olayları muhtelif gazete ve dergilerde haber olarak yazmış ve 1915 yılında, Azerbaycan’dan Doğu Anadolu’da yaşayan Türklere yardım götüren heyete katılmıştır.

17May/24Kapalı

ARAPÇA TABELALAR VE ÖZGÜR ÖZEL – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

ARAPÇA TABELALAR VE ÖZGÜR ÖZEL - Ruhittin SÖNMEZ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin yerel seçimlerdeki başarısından sonra, kendi tabanının da seçimde CHP’ye emanet oy veren diğer partilerin seçmenlerinin de tepkisini çeken açıklamalar yapmakta.
Cumhurbaşkanını AKP Genel Merkezinde ziyareti ve Devlet Bahçeli’yi MHP Genel Merkezinde ziyareti nedeniyle Özgür Özel için de “değişti” ve “yumuşatıldı” gibi sözlerle endişeli ve eleştirel ifadeler kullanılıyor.
Hatta bazıları seçim zaferinden sonra göz ameliyatı olup gözlükten kurtulan Özel’in artık dünyayı ve siyaseti başka türlü görmeye başladığını söyledi.
Özgür Özel’in bazı CHP’li Belediye Başkanlarının “Arapça tabelaları sökme ve Suriyelilerin nikah ücretini 10 katına çıkartma gibi uygulamaları” üzerine yaptığı açıklama CHP’ye oy veren milliyetçi kesimde hayal kırıklığı yaratmış görünüyor.
CHP Genel Başkanının ifadeleri tümden yanlış değil. Ama iki hususu ben de çok sakıncalı buldum.
Özgür Özel “Seçmenler Türkiye’de açlık, yoksulluk, işsizlik var iken Türkiye’ye bu kadar göçmen gelmesinden rahatsız ve tepkili. Bu tepkiyi siyasete ciro için bu tip açıklamalar, CHP’li bir kamu yöneticisinin yapması gereken açıklamalar değil. Bu politikalar CHP politikalarıyla uyuşan politikalar değil. Suriyeli meselesi yerel yöneticinin çözebileceği mesele değil.”
“Arapça, Kur’an-ı Kerim’in yazıldığı ve okunduğu dildir. Belediye başkanının Arapça yazıyı yırtması vatandaşın bilinçaltında bir yara oluşturabilir.”

16May/24Kapalı

VAN GEZİMİZİN AYAK İZLERİ – Ecz. Selçuk ARSLAN

ecz-selcuk-arslan-a-vefa-toplantisi-80039

VAN GEZİMİZİN AYAK İZLERİ - Ecz. Selçuk ARSLAN

Söz konusu seyahat olunca, tercihimi hep o yönde kullanmaya çalışırım. Akça Koca Kültür Platformu tarafından düzenlenen birçok seyahate, çalışma şartlarım sebebiyle çok fazla katılamadım. Ancak söz konusu; ülkemizin doğusundaki en büyük şehirlerden biri olan VAN ve çevresi olunca hiç tereddüt etmeden iştirak etmeye karar verdim. Bu tür seyahatlere evlatlarla birlikte katılınca daha çok keyif aldığımı söylemek isterim. Kızlarımın her ikisininde çalışma hayatları her zaman buna imkan vermiyor. Fakat birlikte seyahat ettiğiniz güzel dostların varlığı, bu boşluğu biraz olsun hafifletiyor.

2003 ve 2008 yıllarında VAN ve çevresindeki bazı illere gitmiş olmama rağmen, o günkü şartlarda doyurucu olarak gezemediğim için katılmamın doğru bir tercih olduğunu düşündüm.

Bu tür gezilerin amacı; gidilen yörenin tarihi, dini, kültürel, ekonomik değerlerinin yanında doğal güzelliklerini, iklimini,yöresel lezzetlerini, yöresel el sanatlarını ve yöre insanını keşfetmeye yönelik olmalıdır. Evet, “VAN” gezimizin bu amaçlara uygun gerçekleştiği kanaatindeyim.

15May/24Kapalı

Prof. Dr. Rona Turanlı hoca diyor ki!.. CİMER!…

CİMER DUYURDU !
3. 000.000.000.000 $
( ÜÇ TRİLYON DOLAR)
Y a z ı
Prof Dr. Rona Turanlı
CİMER, bir vatandaşın sorusunu yanıtlayarak 18 yılda satılan kurumlar, yerler ve fabrikaların listesini açığa çıkardı.
*SATILAN TERMİK SANTRALLER*
1. Seyitömer Termik Santrali
2. Kangal Termik Santrali
3. Yatağan Termik Santrali
4. Çatalağzı Termik Santrali
5. Yeniköy Termik Santrali
6. Orhaneli Termik Santrali
7. Tunçbilek Termik Santrali
8. Soma Termik Santrali
*SATILAN HİDROELEKTRİK SANTRALLERİ*
1. Ataköy Hidroelektrik
2. Beyköy Hidroelektrik
3. Çıldır Hidroelektrik
4. İkizdere Hidroelektrik
6. Kuzgun Hidroelektrik
6. Mercan Hidroelektrik
7. Tercan Hidroelektrik
8. Murgul Hidroelektrik
9. Denizli Jeotermal Santrali

14May/24Kapalı

Prof. Dr. Yavuz Kaya diyor ki:

362236119_768759178584237_5744887547951118916_n

Prof. Dr. Yavuz Kaya diyor ki:
Bir kez daha düşünün, Bu ülkede;
-Neden ağır bir ekonomik yıkım yaratıldı?
-Neden varlıklarımız satıldı?
-Neden altın rezervimize kadar ihtiyat akçemiz harcandı?
-Neden inanılmaz bir dış borç yaratıldı?
-Neden Londra mahkemeleri yetkili kılındı?
-Neden maliyetinin çok üzerinde alt yapı çalışmaları yapıldı, 30 yıllık garantiler verildi hem de enflasyona indeksli kur ile?
-Neden Atatürk ismi silinmeye çalışılıyor?
-Neden T.C. tabelası kaldırıldı?
-Neden sınır güvenliği yok ve vasıfsız milyonlarca sığınmacı ülkeye dolduruldu?

14May/24Kapalı

ÜRKİYE VE BULGARİSTAN’DA HUKUK VE REFAH İLİŞKİSİ – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

TÜRKİYE VE BULGARİSTAN’DA HUKUK VE REFAH İLİŞKİSİ - Ruhittin SÖNMEZ

“Hukuk devleti talebi” sadece aydın kesimi ilgilendiren soyut ve felsefi bir konu değildir. Doğrudan ülkenin ve insanların refahını ilgilendirir. Bu yüzden zaman zaman “ne kadar hukuk o kadar refah” mesajlı yazılar yazıyorum.

Bu yazdıklarımın önemini kısa bir gezi yaptığım Bulgaristan’da daha iyi anladım. Bu gezi esnasında çeşitli gözlemler, görüşmeler ve okumalar yaptım. Bulgaristan hakkında öğrendiğim bazı bilgileri özetliyorum:

Bulgaristan Avrupa Birliği üyesi ve AB’nin vizesiz seyahat bölgesi Schengen’e dahil bir ülke. Fakat “Bulgaristan’da yaygın yolsuzluk önemli bir sosyoekonomik sorun. Bulgaristan AB’de en çok yolsuzluk olan ülkelerin başında gelmekte.

Ülke ayrıca nüfusun 1990’dan bu yana her yıl azalması sorunu nedeniyle demografik bir krizle karşı karşıya. 1988’de yaklaşık 9 milyonu gören ülke nüfusu şu anda 6 milyonun birazcık üzerinde.”

Araştırmalara göre dünyada nüfusu en fazla azalan ülke Bulgaristan. 2050’ye kadar nüfusunun dörtte birini daha kaybedeceği hesaplanıyor. Şu anki trend devam eder ise Bulgaristan'ın nüfusu bu yüzyılın sonunda 3 milyonun altına düşecek.

Şu anda resmen 6 milyonun üzerinde olduğu bildirilen nüfus gerçekte 6 milyonun da hayli altında imiş. Çünkü “bazı siyasi amaçlar yüzünden” ölen kişilerin hepsinin nüfustan kaydı düşülmezmiş.

Bulgaristan, gezilerimde gördüğüm kadarıyla, cennet gibi tabiata sahip bir ülke. Müthiş verimli topraklara sahip, yemyeşil bir ülkenin bu kadar göç vermesi akıl alır gibi değil. Tek izahı kötü yönetim olabilir.

Nüfusun neredeyse üçte birinin kaybı korkunç bir durum. Bunun iki temel sebebi var: İlki doğurganlığın azalması, ikincisi hukuku ve ekonomisi gelişmiş ülkelere yoğun göç.

Bulgarlar Bulgaristan’da yaşamak istemiyorlar.

Göçenler daha çok genç ve işgücü olarak nitelikli nüfus. Mesela çok sayıda doktor göç etmiş. Bu bakımdan aktif nüfus oranı düşüyor. Bulgaristan nüfusunun üçte birden fazlası 60 yaşın üzerinde.  Doğurganlık azalırken ölüm oranları yükselmekte.

12May/24Kapalı

İNSANLIĞIN İLK DİLİ TÜRKÇEDİR – Muazzez İlmiye ÇIĞ

imagesMuazzez İlmiye Çığ yazmış:

Dün gece geç saatte kişinin biri boyundan büyük söz etmiş:

“Türkçeden arapça ve farsça sözcükleri çıkarırsanız Türkçe kalmaz!”

Gibi köksüz bir söz savurmuş…

Bayramı da unutmamış, kutlamış.

(Önce yine farsça, arapça sanılan Bayramını BAY’ladım!

Bey BAY Eden,

Ay gibi görünen ışık/kişi olur.

AY-ET (delil-kanıt) olur!

RAM rama’dan gelir. Barış/Mutluluk…

11May/24Kapalı

Dün ve bugün kendi ülkesinde esir alınan paşalar – M. Tanzer ÜNAL

tanzer-unal (1)

Dün ve bugün kendi ülkesinde esir alınan paşalar - M. Tanzer ÜNAL

O günleri hatırlıyor musunuz?

*Herkesin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üstüne çullandığı…

*Darbeci diye general ve amirallerin sabahın köründe evlerinden toplandığı…

*Tüm ordu mensuplarının itibarsızlaştırıldığı…

*Yandaş ve yalaka basının tetikçilik yaptığı…

Günleri…

Yok Balyoz, yok Ergenekon!

Çok zaman geçmedi, yaşananların “kumpas” olduğu ortaya çıktı, adalet yerini buldu.

Adalet yerini buldu bulmasına da, ölen öldüğüyle, Silivri zindanında yatan yattığıyla kaldı.

Dört yıl, beş yıl suçsuz yere cezaevi çilesi çektiler.

Mesleklerinden, terfilerinden oldular.

Adli sicilleri lekelendi.

Emekli olmayıp çalışmak zorunda olanlar, iş bulamadı.

Çoluk çocukları sefil oldu.

Operasyon günlerinde “Ben bu davanın savcısıyım” diyen dönemin başbakanı, baktı pabuç pahalı, “Biz de aldatıldık” numarasına yattı.

Beraat kararı çıkınca, bir de baktık, dünün “cellatları” bir anda “demokrasi kahramanı” oluverdi.

Dünün “kan emicileri”, askere yapılan haksızlıkları savunmaya başladı.

Dün yapılan zulümleri “Askeri vesayet kalkıyor” diye göbek atarak karşılayanlar, “sahte bir üzüntü” içine giriverdi.

10May/24Kapalı

Kırk Kuyu’dan – Fahri TUNA

    images 

Kırk Kuyu’dan -  Fahri TUNA

"Bir Gün Şehre Efsane Bir Kaymakam Gelir; Adı Yusuf Ziya Çelikkaya"

Rivayetlere göre, bir ilde yarı meczup orta yaşlı bir yazar yaşamaktaymış. Mühendis kökenliymiş bu yazar abimiz. Son yıllarda her şeyin proje ile anılır olmasına gıcık oluyormuş. Yürüme projesi, sağa bakma projesi sola bakma projesi. Proje adı birçok saçma sapan işler yazılıp devletten para koparma projesi. Nefret ettiği iki şey varmış olgun yazarımızın: Bir, her sosyal faaliyete proje denmesi, iki, her güzel düşüncenin parasızlığa toslaması.

10May/24Kapalı

VİCDANLARINIZI KANATMAYA DEVAM EDECEĞİM – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sVİCDANLARINIZI KANATMAYA DEVAM EDECEĞİM - Ruhittin SÖNMEZ
Milli görüş geleneğinin ilimizdeki önemli isimlerinden olan, fakat çok sonraları Ak Parti’li olan bir dost beni
yazılarım hakkında uyardı. Özellikle gündemde olan “yolsuzluk ve rüşvet” iddiaları sonrası yazdığım
yazıların üslubu hakkında.
Bu dostumuz parti içinde bir kısım yetkililerin, ahlaki zafiyet içinde olduklarını ve çok yanlış işler yaptığını kabul ediyor. Kendisinin ve yakın arkadaşlarının partideki bu yanlışlara ortak olmak için değil, düzeltmek için orada bulunduklarını ifade ediyor.
Bana uyarısı ise şöyle: “Bizi ayakkabı kutuları, yatak odalarındaki çelik kasalar gibi sembol kavramları kullanarak düzeltemezsiniz. Bu kavramlarla yazılan yazıla kumpasçıların ve CHP’lilerin üslubudur. Bizler ‘ayakkabı kutusu’ ibaresini gördüğümüz anda yazının gerisini okumayız. Oysa siz AK
Partililerle aynı manevi iklimden beslenmiş bir kitleyi temsil ediyorsunuz. Bizi düzeltmek istiyorsanız bu üslubunuzu değiştirmelisiniz.”

7May/24Kapalı

İTİBARDAN TASARRUF – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

İTİBARDAN TASARRUF - Ruhittin SÖNMEZ
AKP döneminde etkili ve yetkili makamları işgal edenlerin “itibardan tasarruf olmaz” ilkesine sadakati gözlerimi yaşartıyor. Devletimizin önemli makamlarında oturanların bu makamların itibarını yüceltmek adına yaptıklarını takdirle karşılama gerek. Ama tam tersine bir kısım kıskanç münafıkların eleştiri yağmuruna tutmasını anlamak mümkün değil.
Mesela son günlerde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın kiraladığı 25 milyonluk Alman otomobili (Audi A8) muhalif basının dilinde. Ne yani bunun yerine milyonlarca Müslümanın temsilcisi 1-2 milyonluk arabalara mı binsin?
Aslında biz bu sorunu 2015 yılında çözmemiş miydik?
Zamanın Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e de böyle pahalı bir zırhlı makam aracı tahsis edilmişti. O zaman da bazıları “İsraf haramdır” anlamındaki ayetleri ve hadisleri hatırlattılar. Diyanet İşlerinin başında bulunan zatın örnek olma gibi bir sorumluluğu olduğunu söylediler.
Diyanet yayınlarında Müslümanlara şu telkinde bulunulmakta olduğunu ortaya çıkardılar: “İsraf; fert,
aile ve toplum hayatında onulmaz yaralar açar ve toplumsal bozulma ve çürümeye sebep olur. Her israf haramdır, büyük günahtır, tövbe edilmesi gerekir.”
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de yanlış yaptığını düşünerek “bu aracı kullanmayacağım ve ibret-i âlem için iade edeceğim” dedi.
Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyanet İşleri Başkanına bu araçtan daha pahalı olan zırhlı bir Mercedesi makam aracı olarak tahsis etti.
Zırhlı Mercedes yetmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Görmez’e bir de uçak tahsis edileceğini söyledi.
İlginç olan bir başka husus uçak tahsis etmenin gerekçesi idi: “Vatikan”da dini liderin özel uçağı var, özel araçları var, zırhlı araçları var. Niye bunları görmüyorsunuz? Biz sıradan bir ülke miyiz?
Vatikan’da yapı bu olacak, bizim dini liderimiz tarifeli uçakla seyahat edecek.”
Zamanın CeHaPe Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Sayın Cumhurbaşkanımıza, “Papa’yı niye örnek gösteriyorsun? Sevgili Peygamberimizi niye göstermiyor, nasıl yaşadığını niye anlatmıyorsun?” deme küstahlığında bulundu. Tabii ki ilk seçimlerde halkımız O’na gereken cevabı verdi.
Türkiye’de bunlar olurken, Vatikan utanmadan bir de resmi kanaldan, Papa’nın özel uçağı olmadığını, İtalya Hava Yollarından kiralanan uçakla yurtdışı seyahat yaptığını, Papa hariç yolcuların kendi uçak biletlerini ödediklerini açıkladı. Sayın Cumhurbaşkanımızın kendisini yanıltan bürokratlara
gereken dersi vermiştir sanıyorum.
Galiba bu yüzden Diyanet İşleri Başkanlığı’na bir özel uçak tahsis edilmedi. Ama Sayın Cumhurbaşkanı tarafından özel uçak bile layık görülmüş böyle mübarek bir makamda oturan
muhterem zata 25 milyon TL’lik bir makam aracı çok görülebilir mi? Dolar veya Euro bile değil, nihayet 25 milyon liracık bu.
Yok efendim! Bu aracın günlük kiralanma değeri 25 bin lira imiş. Bu da her bir gün için 2 buçuk aylık emekli maaşı veya bir buçuk aylık asgari ücretinin ödenmesi demekmiş.
“Biz sıradan bir ülke miyiz?” Bizim dini liderimiz ucuz araçlara mı binsin? Bakın Papa Hazretleri İstanbul’a geldiğinde, küçücük ucuz mu ucuz bir araca bindi. Adamda itibar mı kaldı? Bizim dini liderimizi o hale düşürmek bize yakışır mı?
Yok efendim! Muhterem D.İ. Başkanımızın 6 makam aracından biri yerli ve milli aracımız TOGG iken neden bu aracı kullanmıyormuş? Ne yani bizim dini liderimizin şehirler arası yolculuk yaparken aracının şarjı biter ve şarj istasyonunda kuyruğa girerse bize yakışır mı?
Biz bu meseleyi 2015 yılında çözdük efendiler. Çözümü “itibardan tasarruf olmaz” vecizesi ile gösteren Sayın Cumhurbaşkanımızı halkımız iki defa daha seçti. Bu desteği veren halkımız bugün de muhterem Diyanet İşleri Başkanımızın “itibardan tasarruf olmaz” ilkesine katkısını
alkışlayacaktır.

5May/24Kapalı

ANNELERİMİZ – Seyfettin KARAMIZRAK

seyfettin-karamzrak

ANNELERİMİZ - Seyfettin KARAMIZRAK
“Bana okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız, söyleyeyim: Annemdir.”
Her kadın anne adayı olarak dünyaya gelir. Sosyal çevre, eğitim ve kalıtım bu kavramı estetikleştirerek, “nadide ve eşsiz” hale getirir. Daha bir doyumsuz olur anne duygusu.
Anne olabilmenin “olmazsa olmazları” vardır. Bu duygu ve davranışlar sadece onlara özgüdür: “Merhamet, paylaşma, yaşama sevinci, olumlu davranışları kazandırma azmi ve
isteği, sınırsız ve koşulsuz sevgi, koruma kollama duygusu, şefkat, sahiplenme, inanılmaz bir bağlılık ve özveri, empati, değer verme, samimiyet, halden anlama, yardımlaşma, özenme, gıpta etme, gurur duyma, özlem, sorun çözme, rehabilite etme becerisi, vb.”
Aklımıza gelebilen en anlamlı ve değerli vasıfları sıralasak da, “anne” sözcüğünün içerdiği ve taşıdığı önemi anlatmamız yetersizdir.
Çünkü bir anne, bunlardan çok daha fazla güzelliklere, bulunmaz eşsiz hazinelere maliktir. Annelik bunlardan da öte, erişilmesi, anlaşılması ve anlatılması çok zor, fakat en
zevkli, nadide bir sanattır.

3May/24Kapalı

DÜNDEN BUGÜNE TÜRK YARGISI – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sDÜNDEN BUGÜNE TÜRK YARGISI - Ruhittin SÖNME

53 yıllık kıdemli bir avukat olan Zeki Hacıibrahimoğlu çok önemli davalarda avukatlık yapmış değerli bir hukukçudur. Nokta TV’de yapımcılığını ve sunuculuğunu yaptığım “Geniş Açı” programında ikinci defa konuğum oldu.

Üç ay önce yaptığımız ilk programda, avukat olarak görev yaptığı, önemli siyasi davalara dair anı ve görüşlerini paylaşmıştı.

Av. Zeki Hacıibrahimoğlu 1980 darbesi sonrası Alparslan Türkeş ile MHP ve Ülkü Ocakları yöneticilerinin idam talebiyle yargılandığı “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası”nın devamlı avukatlarından biriydi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır DGM’de yargılandığı, mahkum ve siyasi yasaklı olduğu davada avukatlığını üstlendi.

Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın yargılandığı İmralı’daki davaya 3 bin şehit yakınının müdahil avukatı olarak duruşmalara devamlı katıldı. Dava sonucunda teröristbaşı Öcalan’a idam cezası verildi. Dosyanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi aşamasında, elli şehit yakınıyla birlikte gittiği Fransa’nın Strasburg şehrinde yapılan yargılamaya müdahil vekili olarak katıldı.

Dönemin siyasi davalarına dair anlattıkları 1975- 2000 arası Türk yargısının siyasi davalar açısından bir aynası gibi idi. 1 Mayıs’ta yaptığımız programda ise 2000 yılı öncesi şahit olduğu ilginç siyasi olmayan davalara dair hatıralarını anlattı. İşte onlardan üç tanesi.

30Nis/24Kapalı

İYİ PARTİ KURULTAYINDAN İZLENİMLERİM – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s
İYİ Parti’nin, 27 Nisan’da yapılan Olağanüstü Kurultayında, Kurucu Genel Başkan Meral Akşener veda etti. Yapılan seçimde yerine Müsavat Dervişoğlu Genel Başkan olarak seçildi.
Medyanın ilgisi olağanüstü idi. Yarışan adayların birbirlerine ve taraftarlarının diğer tarafı destekleyenlere karşı herhangi bir nahoş hareketi olmadı. Son derece sakin, medeni ve gerginliğin olmadığı bir kurultay izledik.

26Nis/24Kapalı

ANLAŞILMASI GÜÇ SİYASİ MANEVRALAR – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

ANLAŞILMASI GÜÇ SİYASİ MANEVRALAR - Ruhittin SÖNMEZ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Mardin Büyükşehir Belediye Meclisinin açılışında ‘İstiklal Marşı’nın okutulmadığına’, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Meclisinin açılışında ise ‘Türk bayrağının kaldırıldığına’ ilişkin haberler üzerine tepki gösterdi.
Bahçeli “Türk bayrağını kabullenemeyen şerefsizlerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından derhal
çıkarılması, mallarına-mülklerine el konulması, bunun yanında DEM Parti hakkında kapatma davasının
açılarak bölücü milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, müfettiş görevlendirilmesiyle oyalanmaktan ve zamana oynamaktan vazgeçilmesi, tarihe, ecdada, vatana ve millete namus borcudur” dedi.

24Nis/24Kapalı

YEREL HALK – Zahide UÇAR

ZAHIDE-3 ·

YEREL HALK - Zahide UÇAR

İngiliz Şimşek T.C. Devletini işgal ettiklerini itiraf etti. Nasıl mı?

Türklere “yerel halk” tanımını koydu. Peki İngilizlerin yerel halk tanımı nedir?

Avrupa’nın beyaz adamı Afrika’ya gitti. Sömürdü. Afrika’nın gerçek sahipleri zenciydi. Kara derili oldukları için insan olarak bakmıyorlardı. Beyaz adam için sömürdükleri ülkelerin gerçek sahipleri kara derili insanlar yerel halktı.

Avustralya’ya gittiklerinde Avustralya’da Aborjinler vardı. Katlettiler. Katlettiklerini kabul ediyorlar ama özür dilemeyi reddediyorlar. Geride çok az nüfusu kalan Aborjinlere “yerel halk” diyorlar.

Amerika’ya gittiklerinde milyonlarca nüfusu olan Kızılderili vardı. Avrupa’nın aç beyazları Kızılderililere soykırım yaptı. Hem de en ahlaksız bir biçimde. Oysa Kızılderililer bu cani ruhlu beyaz adamı el üstünde tutmuştu. Kış ayında KITAYA ÇIKANLAR AÇ KALDI. Kızılderililer onlara yiyecek götürdü. Çok yüzlü Amerikalıların Şükran Günü nedir biliyor musunuz? Kış mevsiminde kıtaya çıktıklarında aç kalırlar, Kızılderililer bunlara hindi götürüp doyurur. Kızılderili soykırımı yapan beyaz adam, o yılların anısına Şükran Günü yapıyor. Kızılderililer tepki gösteriyor. Hem bizleri öldürdünüz, bir de bizimle alay edercesine Şükran Günü mü yapıyorsunuz diyorlar.

İşte o beyaz adam Amerika kıtasının soykırıma uğrayan gerçek sahibi Kızılderililere “yerel halk” diyor.

MR. Şimşek İngiliz ve ABD vatandaşı. Bunun anlamı nedir biliyor musunuz? Mr. Şimşek İngiliz devletinin çıkarına ters bir eylemde bulunursa İngiltere tarafından yargılanır. Amerikan vatandaşı olurken ettiği yemine uymazsa yargılanır. Kırmızı bültenle aranılan bir kişi olur. Bu konumda bir kişi Türkiye’de ekonomiden sorumlu bakan yapılmışsa, Duyun-u Umumiye imaj değiştirerek işleme konmuş demektir.

23Nis/24Kapalı

KORAY AYDIN’IN VERDİĞİ MESAJLAR – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

KORAY AYDIN’IN VERDİĞİ MESAJLAR – Ruhittin SÖNMEZ
İYİ Parti’nin Genel Başkan adaylarından Koray Aydın’ın İstanbul Üst Kurul Delegeleriyle yaptığı toplantıya davetliydim. 27 Nisan’da yapılacak olağanüstü kurultay öncesi düzenlenen bu toplantıdan izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.
Öncelikle salona gelen partililerin, seçim sonu ruh halini ve moral bozukluğu üzerlerinden büyük ölçüde atmış, yeni bir umut ve heyecan kazanmış oldukları görülüyordu.
Koray Aydın ile birlikte salonda bulunan kuruculardan 27. Dönem Milletvekilleri Hayrettin Nuhoğlu ve Naci Cinisli ile İstanbul Eski İl Başkanı Coşkun Yıldırım da Koray Aydın’a destek açıklamalarını yaptılar. Delegelerin iradesi elbette kimsenin tekelinde değildir. Ama bu destek açıklamalarının
delegeler üzerinde önemli bir etki yaratabileceği biliniyor.

22Nis/24Kapalı

İki konferans Bir davet – Ramazan BAKKAL

ramazan bakkal
İki konferans Bir davet - Ramazan BAKKAL

Birleşmiş Milletler Bilim Kültür kuruluşu UNESCO Fuat Sezginin 100. Doğum yıldönümünde etkinlikler yapılması kararı almış. Bu kararı uygulayan Bozüyük Kütüphane Müdürü Mukaddes Gündüz ile Pazaryeri Kütüphanesi yöneticisi Emin Cingöz bey bizi buldular…

24 Nisan Çarşamba günü 14.00 te Pazaryeri kütüphanesinde, 25 Nisan Perşembe günü 14.00 te Bozüyük Fen Lisesinde Fuat Sezgin’le bilime yolculuk konferansımızı sunacağız.

“Bilim her şeyden, bilim insanı herkesten önemlidir” sözümüze inananlar davetli.

Konferansın son cümleleri:

18.Bu konferanstan sizde bir şeyler kalsın isterim:

20Nis/24Kapalı

BAYRAMIN ARDINDAN… – Seyfettin KARAMIZRAK

seyfettin-karamzrakBAYRAMIN ARDINDAN… - Seyfettin KARAMIZRAK
Eski bayramların özlenen tadını vermese de, bu yılki bayram yine de birçok mutluluğu birlikte yaşamamıza vesile oldu. Geçici olsa da çekirdek aileleri birleştirdi. Torun, dede, nine,
akraba ve dostları bir araya getirdi. Özlemlerin hüznü, sevince dönüştü. Değerli duygular paylaşılarak huzurun tadına varıldı. Ramazan ayında topladığımız güzel hasletleri bir nebze birlikte paylaştık.
Hele yalnızlıktan bunalan yaşlılarla cıvıl cıvıl torunların kavuşması tadına doyulmaz bir durumdu. Az da olsa çocukların şeker toplaması, büyüklerin harçlık dağıtmaları da
unutmaya yüz tutmuş mutluluk kırıntılarıydı doğrusu.
Bunlarla birlikte akrabaların, arkadaşların ve komşuların buluşması, yemeklerin topluca yenilmesi de ayrı bir huzur paylaşımıydı.

19Nis/24Kapalı

HAYRETTİN NUHOĞLU VE İYİ PARTİ’DE GELİŞMELER – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sHAYRETTİN NUHOĞLU VE İYİ PARTİ’DE GELİŞMELER - Ruhittin SÖNMEZ
Nokta TV’de yaptığım Geniş Açı programının konuğu bu hafta Hayrettin Nuhoğlu idi. Çünkü son günlerde siyasetin en dikkat çekici konusu İYİ Parti’deki gelişmeler idi ve bu gelişmeleri en iyi yorumlayabilecek yetkin kişilerin başında Hayrettin Nuhoğlu geliyor.
Hayrettin Nuhoğlu genç yaşlarından beri siyasetin içinde olan tecrübeli bir siyasetçi. İYİ Parti hareketini başlatan ilk birkaç isimden biri. İYİ Parti’nin programını hazırlamada görev yaptı. Partinin tüzüğünü yazan (ben, Tolga Akalın ve Günay Kodaz’ın da içinde bulunduğu) 22 kişilik tüzük
komisyonunun da başkanı idi. İYİ Parti’nin ilk Başkanlık divanında (Genel Başkan Yardımcısı statüsünde) Genel Muhasip idi. 27. Dönem İstanbul milletvekili olan Nuhoğlu halen Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi.
31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinden sonra İYİ Parti lideri Meral Akşener partisinin oy kaybının sorumluluğunu üstlenerek 27 Nisan’da Olağanüstü Kurultay yapma ve bu kurultayda aday
olmama kararı verdi.
Seçim başarısızlıklarından sonra parti liderlerinde görmeye alışık olmadığımız bir tavırdı bu. Bu karar her kesimi ilgilendiriyor. Çünkü İYİ Parti’nin varlığı ve yokluğu Türk siyasetindeki dengeleri tamamen değiştirebilecek bir olgu.
Mayıs 2023’te yapılan Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra seçimin kaybedenlerinin başında gelen CHP’nin, örgütleri ve seçmeninde de müthiş bir moral bozukluğu yaşanmıştı.
CHP Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası kongre yaptı ve tekrar aday olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine Özgür Özel Genel Başkan seçildi.
Cumhuriyet tarihimizde (Bülent Ecevit’in İsmet İnönü’ye karşı seçilmesi hariç) pek rastlanmayan böyle bir değişim sonrası, CHP 31 Mart Yerel Seçimlerinde büyük bir başarı kazandı. Yüzde 25’lik cam tavanı kırıp yüzde 38’e yakın bir oyla birinci parti oldu. Türkiye ekonomisinin yüzde 70’ini üreten il ve ilçeleri yönetir hale geldi.