Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

4Nis/170

İLHAN KESİCİ İZMİT’E GELİYOR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezİLHAN KESİCİ İZMİT’E GELİYOR - Av. Ruhittin SÖNMEZ

Kocaeli Aydınlar Ocağı Nisan ayı toplantısının misafiri İstanbul Milletvekili İlhan Kesici. 7 Nisan Cuma akşamı Otel Asya’da yapılacak programda İlhan Kesici “2017 ve Sonrası Ekonomik ve Siyasi Gelişmeler” konulu bir konferans verecek.

16 Nisan’da yapılacak referandumdan dokuz gün öncesine denk gelen zamanlama ve konuşmacının özellikleri dikkate alınınca bu tercihimizi manidar bulanlar olacaktır.

Bu konferansın referandum sürecinde en az durulan ve fakat insanlarımızın hayatını doğrudan etkileyecek “ekonomi” ile referandum tercihimiz arasındaki ilişkiyi konu alması önemli.

AKP’nin “evet” kampanyasında “daha güçlü bir ekonomi” ve “daha fazla refah” için “evet” denilmesi gerektiği propaganda ediliyor. Bu nasıl olacak ve bugüne kadar gerçekleşmeyen ekonomik başarılar “partili cumhurbaşkanlığı” sisteminde hangi mekanizmayla sağlanacak belli değil. Buna rağmen “algı operasyonu” olarak bu temalar kullanılmakta.

Hayır” kampanyası yürüten CHP bütün etkili hatiplerini sahaya sürmüş durumda. Diğer hatipler de kısmen ekonomiden bahsediyor ama İlhan Kesici ekonomiyi herkesin anlayabileceği bir tarzda, güler yüzlü bir üslupla anlatabilmesi açısından öne çıkıyor.

Kesici, halkoylamasında anayasa değişikliğine “evet” çıkarsa ve ülkenin “tek adam” yönetimine geçmesi mümkün olursa “ekonomik olarak” ülkenin gelişmesinin yavaşlayacağı, uluslararası yarışta daha gerilere düşeceği, gelir dağılımının daha da bozulacağı, rüşvet ve iltimasın yaygınlaşacağı, işsizliğin ve fakirliğin artacağını bilim ve tecrübeler ışığında anlatıyor.

Geniş entelektüel bilgi birikimiyle tek adam yönetiminde (ortak akıldan uzaklaşmış, maceracı) dış politika uygulamalarının olabileceğini öngörüyor. Uluslararası hukuk çerçevesinden çıkarılmış ve yalnızlaşmış bir ülkenin yaşayabileceği felaketleri ve bunlarla ekonomik çöküntülerin ilişkisini ortaya koyabiliyor.

“Evet” oyları fazla çıkarsa sadece özgürlüklerimiz kısıtlanmış olmayacak, ekonomik ve siyasi açıdan da ciddi hasarlar alacağız. Bütün bunlar vatandaş olarak bizim hayatımızı doğrudan etkileyecek.

Bunları bilerek oy kullanmamız gerekli.

Neden İlhan Kesici?” sorusunun bir başka cevabı O’nun kimliği ve kişiliğinde ortaya çıkıyor.

İlhan Kesici sıradan bir milletvekili değil. Partisinin “ministrable” yani “bakan olmaya ehil”, bilgisi ve devlet tecrübesiyle temayüz etmiş isimlerinden. Partisi iktidar olduğu taktirde önemli bir Bakanlığa getirileceğini düşündüğümüz ve bu görevi hakkıyla yapabileceğine inandığımız, iyi yetişmiş bir vatan evladı. Entelektüel birikimi ve ülkemizi içeride ve dışarıda temsil kabiliyeti yüksek bir siyasetçi.

Kesici, merkez sağdan, ülkücü kesime kadar, partisi dışındaki kesimlere de sıcak gelen bir isim. Her kesimle diyalog kurabilmesinde Anadolu irfanı ile evrensel kültürü harmanlayan birikimi kadar güler yüzünün çok etkisi olduğunu sanıyorum. Siyasetçilerde görmeye alıştığımız o asık ve asabi surat onda yok.

Geçen ay Meral Akşener misafirimiz olmuştu. O da siyaset hayatımızın nadir bulunan güler yüzlü siyasetçilerindendir. Arkasından bu ay İlhan Kesici’yi davet etmemiz toplumdaki bu beklentiyi de karşılayan bir tercih olsa gerektir.

Tabii bu iki ismi tercih etmemizdeki bir başka sebep de “referandum kampanyaları arasındaki açık adaletsizliktir.”

Bir tarafta devletin bütün gücünü ve milletin imkânlarını kullanan, “hayır” diyeceklerin de parasını kullanarak yani “kul hakkı” yiyerek “evet” kampanyası yapanlar var.

TV’lerin, gazetelerin, bilboardların tamamına yakını “evet”çiler tarafından parsellenmiş durumda. Bu da yetmiyor “açılış törenleri” adı altında yapılan “evet” mitingleri. Adeta “devlet millete karşı kampanya yapıyor.”

Diğer tarafta gönüllülük esasına göre yapılmış toplantılarda “Hayır” kampanyası yapmaya çalışanlar.

Biz Kocaeli Aydınlar Ocağı olarak “adil ve dürüst” olmayan seçimlerin ülkeleri felakete götürebileceğini gören ve “güçlüden” değil “adaletten” yana tavır koyan bir sivil toplum kuruluşuyuz.

Müthiş adaletsizliği dengelemeye gücümüzün yetmeyeceğini biliyoruz. Ancak Nemrut’un ateşine bir damlacık su taşıyan karınca misali “tarafımız” belli olsun diyoruz. Haktan ve adaletten yana olduğumuzu haykırmak için bu toplantıları yapıyoruz.

Kimseden yardım almadığımız için buyruk da almıyoruz. Bunun için bir STK olarak güçlüyüz, itibarlıyız.

Herkesin yemeğinin ücretini kendisinin ödediği yemekli toplantılar yapıyoruz. Entelektüel seviyesi yüksek, ülke meselelerini dert edinmiş samimi ve seçkin katılımcılarla çok nitelikli toplantılar gerçekleştirmekten onur duyuyoruz.

Sayın İlhan Kesici’nin konferans vereceği bu toplantımıza da (0505 357 24 50 nolu telefondan) rezervasyon yaptırarak katılmak üzere bütün Kocaelili hemşerilerimizi davet ediyoruz.

************************************************

BBP’LİLER MUHSİN YAZICIOĞLU’NU ARIYOR

Muhsin Yazıcıoğlu sadece Büyük Birlik Partililerin değil, sadece ülkücü camianın da değil, siyasi yelpazenin her kesiminden insanımızın saygı duyduğu bir isimdi.

Çünkü O “Peygamber ahlakını yaşamaya çalışan; şahsiyetli, dürüst, vefalı, inandığı gibi yaşayan, adam gibi adamdı.”

Sekiz yıl önce şüpheli bir helikopter kazasında kaybettiğimiz bu vatan evladının “şehit” edildiğine dair toplumsal vicdanda yaygın bir kanaat var.

Cumartesi günü ölüm yıldönümü vesilesiyle İzmit Türk Ocağı ve Kocaeli Alperen Ocaklarının düzenlediği iki ayrı toplantıya iştirak ettim. Hep birlikte Muhsin Başkan’ı andık.

Özellikle Alperen Ocaklarının düzenlediği toplantıda, sinevizyonda Muhsin Başkan’ın sağlığındaki konuşmalarından alınmış kısımları dinlemek beni çok etkiledi.

Büyük Birlik Partisinin Genel Başkan Yardımcısı, Muhsin Başkan’ın yol ve dava arkadaşı, Selahattin Şenler öğrencilik yıllarından, hapishane hayatından ve siyasi hayatından şahit olduğu vakalarla O’nu anlattı. Ben bu esnada Muhsin Başkan’ın BBP üyeleri ve Alperenlerin kişiliklerinde ne kadar derin izler bıraktığını gözlemledim.

Şimdi BBP’liler ve Alperenlerin çok az bir kesiminin kafası karışık, çoğunluğu ise şaşkın ve öfkeli. Bunun sebebi yıllardır inandıkları ilke ve ülkülere zıt olduğu halde; referandumda tercih tespiti için partinin yaptığı temayülde yüzde 90 “hayır” çıktığı halde Genel Merkezin “evet” kararı açıklamış olması.

Benim özel görüştüğüm herkes kesinlikle “hayır” diyeceğini söyledi.

Muhsin Yazıcıoğlu’nu Anma” programında konuşan Alperen Ocakları Kocaeli Şube Başkanı, Alperen Ocakları Genel Başkanı, BBP mevcut ve bir önceki dönem İl Başkanları ve BBP Genel Başkan Yardımcısı dâhil hiçbiri referandumu gündeme getirmedi.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin “kerhenevet dediği kanaatindeyim. “Evet”e inanan bir partinin böyle bir toplantıda en azından Genel Başkan Yardımcısının ağzından bir yönlendirme yapması beklenirdi.

Muhsin Başkan’ın “Bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bir hayatta fırıldak  olmanın anlamı yoktur. Dik duracağız, doğru gideceğiz”ilkesini şiar edinmiş bir kitlenin davasına, ilkelerine ve ülkülerine ihanet etmeyeceği kanaati edindim.

Her kitlede olduğu gibi BBP’lilerde de bu krizi fırsata çevirip, iktidarla yakınlaşarak ticari ve şahsi faydalar temin etmeye çalışanlar olabilir. Ben bu “çürük elmaların” sayısının fazla olmadığına ve BBP’lilerin en az yüzde 90’ının “fırıldak olmayacağına”, ilke ve ülkülerine uygun tercih yapacağına inanıyorum.

03.04.2017

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.