Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
8Mar/160

CEMAATLEŞME VE SİYASETE ETKİSİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

CEMAATLEŞME VE SİYASETE ETKİSİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez

PKK uzantısı partiyi bir yana bırakırsak, iktidar alternatifi olabilecek CHP ve MHP’nin oy toplamı dahi AKP seviyesine ulaşamadığı için muhalif kanat “bunlar hiç gitmeyecek” kaygısı içinde.

Cumhuriyet Halk Partisi ne kadar gayret ederse etsin oyları yüzde 25 mertebesine sıkışmış durumda.

Kılıçdaroğlu karizmatik bir lider değil ama ekip çalışması yapan bir genel başkan. Liderinin birikimi, çalışkanlığı ve kendi seçmen profili dışındakilere de açılma gayretine rağmen CHP bu çizgiyi aşamıyor.

CHP’de bir sosyolojik kilitlenme söz konusu.

Türkiye’de sol seçmen kitlesinin en yüksek oy oranına ulaştığı yıllar Bülent Ecevit’in Karaoğlan olduğu dönemdi. Ancak o dönemde CHP’ye verilen oyların bir kısmı bugün HDP’ye gitmekte. Ayrıca sosyal demokrat bir görüntü veren 1980 öncesi CHP’nin arkasında çok güçlü sendikalar, sivil toplum kuruluşları, ana akım medya desteği ile yüksek yargıdaki sol yapılanmanın tesiri büyüktü.

Bugün CHP bu sosyal desteklerden mahrum.

CHP’nin sosyal projeleri AKP iktidarlarının sosyal yardımlarına alışmış kitleleri heyecanlandırmıyor.

CHP’nin sadık seçmen kitlesi olarak, ortada sadece Cumhuriyetin getirdiği kazanımları ve kendi hayat tarzını koruma gayretindeki kitleler kaldı.

1Mar/160

ENERJİ POLİTİKASI SAKAT OLANIN DIŞ POLİTİKASI KÖTÜRÜM OLUR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avENERJİ POLİTİKASI SAKAT OLANIN DIŞ POLİTİKASI KÖTÜRÜM OLUR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın bu ay konuk ettiği uzman Ahmet Necdet Pamir oldu. Pamir, Türkiye’de enerji politikalarını en iyi bilen isimlerden biri. Türkiye’nin en seçkin üniversitelerinde bu konuda ders veriyor. Ayrıca düşünce kuruluşlarında çalışan, Türkiye’yi temsilen uluslararası bilimsel toplantılarda tebliğler sunan, oturumlar yöneten bir uzman. O’nu sık sık petrol, doğalgaz, nükleer ve temiz enerjiler konusunda TV’lerde görüşüne başvurulduğunda izlemiş olabilirsiniz. Siyasi tarafı da var, CHP’nin Enerji Komisyonu Başkanı.

Ben kendisini ilk defa 2002 yılında ASAM’da (Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde) tanıdım. O sıralarda Kocaeli TV’de “Geniş Açı” adlı bir program yapıyordum. Kendisini programıma davet ettim. 2 saat civarında canlı yayında “Enerji Güvenliği” konusunu ve Türkiye’nin Enerjide dışa bağımlılığının yarattığı riskleri anlatmıştı.

Pamir’in 14 sene önce anlattığı riskler ANAP iktidarlarının (özellikle Mesut Yılmaz döneminin) izlediği yanlış enerji politikalarının eseriydi. AKP iktidarları enerji politikalarındaki hataları artırarak devam ettirdi. Enerjide dışa bağımlılığımızı çok daha endişe verici boyutlara getirdi.

23Şub/160

CUMHURİYET TARİHİNİN EN ZOR GÜNLERİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avCUMHURİYET TARİHİNİN EN ZOR GÜNLERİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, artan terör saldırılarına ilişkin geçen hafta (19 Şubat’ta) yaptığı değerlendirmede “Cumhuriyet tarihinin en zor günlerinden geçiyoruz” dedi.

Aynı Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olarak görev yapmakta iken Mart 2009'da "yakında çok güzel şeyler olacak" diyerek “müjdeler” vermişti.

Bu müjde ile “çözüm süreci” başlatıldı. Bu müjde ABD’nin Irak’tan çekilme kararı sonrası Türkiye’nin önünde açılan aydınlık geleceğin işareti olarak değerlendirildi.

Fakat Gül’ün bu iki sözü arasındaki zaman diliminde “çok güzel şeyler” bir türlü olmadı. Tam aksine “Cumhuriyet tarihinin en zor günlerini” yaşamaktayız.

Bu süreç herhalde devleti yönetenlerin bilgi ve iradesi dışında, doğal bir afet sebebiyle falan olmadı.

Öyleyse sorumluların hadi harakiri yapmak, istifa etmek gibi “onurlu” (haysiyetli) eylemler yapmayı, bir özür dilemeleri, hiç olmazsa bir özeleştiri yapmaları gerekmez mi?

Ne gezer…

16Şub/160

KEYFİ DÜZENDE ANAYASANIN ÖNEMİ OLMAZ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avKEYFİ DÜZENDE ANAYASANIN ÖNEMİ OLMAZ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Hukuk Devletinde zengin, fakir, güçlü, güçsüz demeden “herkesin kanun önünde eşit olması” ilkesi esastır.

Demokrasisi gelişmiş ülkelerde kırmızı ışıkta geçen devlet büyüklerine dahi ceza kesilir. Ülkenin en büyük spor kulübü başkanı alkollü olarak araç kullanınca eli kelepçeli olarak yargılanır, ehliyeti elinden alınır. Devlet parasıyla karısını, çocuklarını seyahat ettiren bakanlar istifa ettirilir. Futbol kulübünden 5 tane avanta bilet aldı diye eyalet valisi (federe devletin başkanı) istifa etmek zorunda kalır.

Bazı ülkelerde ise bunları hayal etmek bile imkânsızdır.

Bu ülkelerde hırsızlık yapan ne kadar yüksek makamdaysa yargılanması o kadar imkânsız hale gelir. Milletin anasına küfreden veya anaları ağlatanlar ne kadar zenginse ve rüşvet verdiği devlet büyüklerine ne kadar yakınsa o kadar dokunulmaz olur.

Anayasasında devletin “Parlamenter Sistem”, “Başkanlık” veya “Yarı Başkanlık” ile yönetileceğinin yazılmış olmasının bir önemi yoktur.

Mevzuatın “kuvvetler ayrılığı” ilkesi çerçevesinde belirlenmiş olması da bir şey ifade etmez.

Böyle bir mevzuata göre devletin yönetimine gelmiş olan ve anayasayı korumakla görevli muktedirin uygulamadaki tercihleri düzenin belirleyicisidir.

Bu ülkelerde muktedirler anayasal sistemi bekleme odasına alabilir. Kuvvetler çatışması değil, “kuvvetler uyumunu”savunur.

Devleti oluşturan yasama, yürütme ve yargı kuvvetleri bir kişinin şahsında birleşir. Hatta günümüzde 4. kuvvet diye anılan Basın ile Sivil Toplum Kuruluşları da aynı kişinin kontrol ve güdümüne girer.

Mevzuat yani Anayasa, kanunlar, tüzükler ve yönetmelikler ne derse desin, doğru bildiğini yapmakla övünür.

Böyle ülkelere “demokratik hukuk devleti” demek mümkün değildir.

9Şub/160

BÖYLE TOPLUMA BÖYLE YÖNETİCİLER – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avBÖYLE TOPLUMA BÖYLE YÖNETİCİLER – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Sizin de dikkatinizi çekiyordur.

Kalabalık yaya gruplarının yürüdüğü yerlerde, karşıdan gelenlerle çarpışmadan geçemiyoruz.

Diyelim ki, yaya geçitlerinde yeşil ışığın yanmasını bekledik. (Yayaların kırmızı ışık ihlallerini saymıyorum.) Biz karşıya geçeceğiz, karşıdan gelenler de bizim olduğumuz yere gelecekler. Ama hem biz ve hem de karşıdan gelenler yaya geçidinin tamamını kullanarak geçmeye çalıştığımız için, zikzaklar çizerek karşıya geçmeye çalışırız. Çoğu zaman da birkaç çarpışma veya sürtünme ile karşıya varabiliyoruz.

Oysa her iki taraftaki insanlarımız sağdan geçse, beklerken yığılma olduğunda, önce gelenin önde olmasına saygı göstererek sıraya girsek, son derece rahat ve düzenli bir şekilde geçebileceğiz.

Tren, otobüs gibi toplu taşıma araçlarında bu araçlardan inerken ve çıkarken başkalarıyla bedensel temas yapmamak pek mümkün değil.

Asansörlerin yoğun kullanıldığı yerlerde de asansöre girip çıkarken birileriyle çarpışmadan bu işi başaramıyoruz.

Oysaki binmek isteyenler kapıda beklerken, çıkanların rahatça çıkabilmesi için kapının bize göre sağ tarafında ve bir metre kadar gerisinde beklesek, inecekler indikten sonra sırayla kabine girsek bu düzensizlikler olmayacak.

Hava güzel, mesela Sekapark’ta sahilde veya Yürüyüş Yolu’nda geziyoruz. Yaya yolunun tamamını kaplayan gruplar, yolun solundan, sağından, ortasından geçen kişiler, çiftler.. Bazısı yavaş yavaş seyrana çıkan, bazıları tempolu yürüyüş yapanlar… Her iki tarafta da yolu böyle kullanan yayalar büyük bir düzensizlik içinde yürümekteler.

Her iki tarafta yürüyenler sağdan yürüse, ortadaki alanı daha hızlı yürüyenlerin sollayarak geçişi için boş bıraksa hiçbir düzensizlik, çarpışma, bekleme olmayacak…

2Şub/160

“MEVZUATI UYGULAMAYIN” EMRİNE UYMAK SUÇTUR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez“MEVZUATI UYGULAMAYIN” EMRİNE UYMAK SUÇTUR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Devletimizi 14 senedir yöneten partinin adında “Adalet” var. Hatta bu partinin kökeni olan partilerin hedefi “adil düzen” idi.

Adaleti veya adil bir düzeni hedefleyen kişi veya partilerin “hukuk devleti” ve hatta “hukukun üstünlüğü” kavramlarını içselleştirmiş olması gerekirdi.

Oysa Adalet ve Kalkınma Partisi’nin fiili ve manevi lideri R. Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları ile bir kere daha açığa çıktı ki, bu ekip mevzuatı bir kenara koyarak iş yapmayı alışkanlık haline getirmiş.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda buluştuğu kaymakamlara talimat verdi: “Yeri geldiği zaman koyun mevzuatı bir tarafa, zihinsel inkılabınızı devreye sokun; ‘Ben bunu bu şekilde yaparım’ deyin ve yapın.”

Erdoğan kendisinin ve partisinin böyle başarılı olduğunu söyledi.

26Oca/160

ABD samimi değil, Türkiye’nin bütünlüğü tehlikede – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmezABD samimi değil, Türkiye’nin bütünlüğü tehlikede – Av. Ruhittin SÖNMEZ

IŞİD, PKK ve PYD konusunda gözümüzün içine baka baka yalan söyledi.

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’dan bahsediyorum.

Önce İstanbul'da AK Parti, CHP ve HDP'den milletvekilleriyle görüşen Biden, sonra Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüştü. Bu görüşmelerde neler dediği basında açıklandı.

***

IŞİD KONUSUNDA söylenenler doğru olamaz

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden açıklamalarında “IŞİD (DAEŞ) dünyanın en büyük sorunudur. IŞİD hem ABD hem Türkiye için en büyük tehlikedir. IŞİD ile mücadele için daha fazla işbirliği için faaliyete devam ediyoruz.. IŞİD/ DAEŞ'in Türkiye’nin güney sınırında ayrı bir devlet kurmasına engel olacağız..” dedi.

Görünüşe ve ABD yetkililerinin açıklamalarına göre ABD, IŞİD (DAEŞ) ile savaşmaktadır.

Bu savaşın ne kadar süreceği konusunda ABD yetkilileri 3-30 yıl arasında süreler vermekte.

Mesela Obama’nın Suriye sorunu özel temsilcisi olan Büyükelçi Brett McGurk, “IŞİD o coğrafyadan temizlendikten sonra bile nokta eylemlerle terör tehdidi olmayı bir süre daha devam ettirebilir” kaydını koyarak, IŞİD’i etkisizleştirmek “3 yıl sürebilir” diyor.

19Oca/160

1128 AKADEMİSYENİN BİLDİRİSİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez1128 AKADEMİSYENİN BİLDİRİSİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

· “1128 Akademisyenin” imzalayarak yayınladığı bildiri akademik nitelikte bir bildiri değil, siyasal bir eylemdir.

· Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve uluslararası camianın terör örgütü olarak vasıflandırdığı PKK’nın eylemleri hakkında, “Bildiri”de değil bir lanetleme veya kınama, bir sitem dahi yoktur.

· Bildiride çatışmaların sürdüğü bölgelerdeki halkımızın “özgürlük ve güvenlik” haklarını ihlal eden PKK terörü hakkında bir eleştiri dahi yapılmamıştır.

· “Devlet, bölge halklarına karşı uyguladığı katliam ve bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmeli…”, “Bu kasıtlı ve planlı kıyım…” “Ancak savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak…” “Hükümetin, Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritası oluşturmasını talep ediyoruz…”  gibi PKK terör örgütünün propagandası olan beyanlar tekrar edilmiştir.

12Oca/160

YAŞAR YAKIŞ’I DİNLERKEN – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avYAŞAR YAKIŞ’I DİNLERKEN – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Başkanlığını yapmakta olduğum Kocaeli Aydınlar Ocağı olarak Dışişleri E. Bakanı ve E. Büyükelçi Yaşar Yakış’ı davet ettik. Konu günceldi, “Ortadoğu’daki Gelişmeler, Suriye Politikamız ve Rusya Krizi” üzerine konuştu.

Konferanstan 2 gün önce partinin resmi açıklamasına göre,  “AK Parti kurucu üyesi Yaşar Yakış, devlet içine nüfuz etmiş, ulusal güvenliği tehdit eden legal görünümlü illegal yapının yayın organlarından yaptığı açıklamalar” sebebiyle, partiden kesin ihracı için Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edildi.

Bu yeni durum konferansı daha ilginç hale getirmişti.

Konferans öncesi yaşanan bu gelişme katılımı iki türlü etkiledi. Özellikle resmi görevlerde bulunan dostlarımızdan bir kısmı Yaşar Yakış konferansına katılmaktan vaz geçti. “Damgalanmak” korkusunu haklı bulduğumuz bu dostlarımızı anlayışla karşıladık.

“Her gün TV’lerde AKP adına çok sayıda kişi dinliyoruz. Yine aynı şeyleri dinleyemem. Bu yüzden gelmeyeceğim” diyen bir kısım arkadaşımız ise disipline sevk haberinden sonra geldi.

Sonuçta katılımcı sayısı ve kalitesinin yüksek olduğu başarılı bir organizasyon gerçekleştirebildik.

5Oca/160

BATIDA EĞLENCE DOĞUDA SAVAŞ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avBATIDA EĞLENCE DOĞUDA SAVAŞ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Her yeni döneme yeni ümitlerle başlamak, üzerimizde var ise karamsarlık duygularından sıyrılmaya çalışmak insani bir davranış ve iyi bir şeydir.

Bu yeni dönem bir yılı geride bırakıp yenisine başlamak gibi bir sebebe dayanıyorsa böyle davranmak makul bir tavırdır.

Dahası yılın ilk karının yağması, tabiatın bembeyaz bir örtü ile kaplanması genellikle insanları mutlu ediyor. Böyle bir olayın yılbaşına denk gelmesi sebebiyle de geçen yılın bütün sıkıntı ve streslerinden birkaç günlüğüne de olsa kurtulmaya çalışmak anlaşılabilir ve hatta gerekli bir davranış sayılmalı.

Diğer taraftan yurdumuzun doğusunda PKK terör örgütünün fiili özerk bölgeler oluşturmasına karşı TSK’nın yürüttüğü askeri harekât devam ediyor. Bölgeden her gün gelen şehit haberleriyle canımız yanıyor. Çatışmalar ve sokağa çıkma yasakları masum halkı göçe zorluyor. Yılın ilk gününde bile 4 şehit verdik.

Buna rağmen ülkenin batısında yılbaşını eğlencelerle geçirenleri de anlamaya çalışıyorum.

Şahsen abartılmış kutlamalara, Noel baba figürleri, kukuletalarla, alkollü olarak ve batı kopyası eğlencelerle yılbaşına girenlere mesafeliyim. Alternatif İslami kutlama adı altında tarihi gerçeklere aykırı olarak (miladi takvime göre 11 Ocak olan Mekke’nin Fethi’ni 1 Ocak’a çekerek) yapılan zorlama ve Arap tarzı bir kültürün kötü kopyaları olan kutlamalara da uzağım. Ancak herkesin tercihi kendisine, istediği tarzı seçebilir.

Eskiden yılbaşında TRT tek kanalken kaliteli solistlerin, müzik gruplarının seçkin eserleri seslendirdiği programları izlerdik. Şimdi yüzlerce kanalımız var ama o tür müzikleri yayımlayan yok. Piyasadaki eğlence mekânlarında da bizim beğendiğimiz müzik kalitesini bulmak mümkün değil.

29Ara/150

JET SELO, AK-GÜNDÜZ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avJET SELO, AK-GÜNDÜZ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Jet Fadıl olarak bilinen Fadıl Akgündüz 1989’da Jetpa Holding diye bir şirket kurdu. Jetpa Holding, pazarlama, inşaat, elektronik, medya, bankacılık gibi sektörlerde faaliyet gösterdi.

Jetkent-2, Jetkent-3, Jetkent-4 diye bir dizi toplu konut yapmaya başladı. Binlerce insanımız bu konutlara para yatırdı. Yurtdışındaki çok sayıda mütedeyyin vatandaşlarımızdan da “kâr payı dağıtacağım” diyerek 230 milyon euro topladı.

Bütün bu vatandaşlarımız mağdur oldu.

Devasa reklamlarla tanıttığı ilk yerli otomobil (İmza) ve Malezya’dan ithal Proton otomobilleri de fos çıktı.

22Ara/150

ASKERİN DEVREYE GİRMESİ HUKUKA UYGUN DEĞİL – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmezASKERİN DEVREYE GİRMESİ HUKUKA UYGUN DEĞİL – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Asker terörle mücadelede yeniden devrede. Diyeceksiniz ki jandarma zaten devrede idi.

Kanuna göre, “terörle mücadele, teröriste müdahale ve operasyon yapma görevleri, sadece İçişleri Bakanlığı'na bağlı olan jandarma ve polis teşkilatının yetkisinde.”

Ancak dikkat ederseniz TSK’nın Jandarma haricindeki Kara ve Hava Kuvvetleri birlikleri de artık fiilen tam işin içinde.

Güneydoğu’da 5 ilçede (Diyarbakır’ın Sur ilçesi, Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde, Mardin Dargeçit ve Nusaybin’de) Türk Silahlı Kuvvetleri generallerin komutasında on bin kişilik askeri birlikler ile operasyon yapıyor.

TV haberlerine göre, “Yetki valiliklerde ancak komuta askerde.”

Buralarda Suriye’deki iç savaş görüntülerine benzer bir durum yaşanmakta. Günler süren sokağa çıkma yasakları, bölgeyi terk eden 25 bin vatandaşımız, günler ve geceler boyu süren çatışmalar… Bombalanan, kurşunlanan, yakılan binalar, tarihi camiler, araçlar..

Genelkurmay’ın açıklamalarına göre operasyonun 4. gününde 110 terörist öldürülmüştü. Pazar günü yapılan açıklamaya göre de 18 terörist daha etkisiz hale getirildi. Bu arada her gün birkaç kahraman askerimizi ve polisimizi şehit veriyoruz.

Bütün bunlar zaruri ve hatta gecikmiş bir müdahalenin olduğunu göstermekte.

15Ara/150

ÜLKÜCÜLERİN SADAKATİ LİDERE Mİ, DAVAYA MI? – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmezÜLKÜCÜLERİN SADAKATİ LİDERE Mİ, DAVAYA MI? – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Milliyetçi Hareket Partisi’nde değişim isteyenler olağanüstü kurultay için üst kurul delegelerinden imza toplamaya devam ediyor. Kurultay taleplerine karşı MHP Genel Merkezi ile Devlet Bahçeli inanılmaz bir tavır içindeler.

Olağanüstü kurultaydan kaçma çabaları bir yana, Genel Başkan adayı olacaklarını açıklayan Meral Akşener, Sinan Ogan ve Koray Aydın’a çok antidemokratik, kaba ve hatta yakışıksız bir üslupla saldırıyorlar. Bu adaylar hakkında Rus ajanı / Sarayın adamı / Cemaatin adamı / CIA ajanı / MHP’yi CHP’lileştirmek istiyor gibi çirkin, ipe sapa gelmez ve partiyi yıpratıcı suçlamaları duyuyoruz.

Oysaki olağanüstü kurultay için lüzumundan fazla gerekçeler var.

8Ara/150

TÜRKİYE DARÜL HARP Mİ, EN İSLAMİ DEVLET Mİ? – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmezTÜRKİYE DARÜL HARP Mİ, EN İSLAMİ DEVLET Mİ? – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Bir kere daha anladım ki, Türkiye’nin ekmek kadar, su kadar, hava kadar dinimizi doğru ve güzel anlatan, bilgili ve basiretli hocalara ihtiyacımız var.

Kocaeli Aydınlar Ocağı davet ettiğimiz Prof.Dr. Mustafa Yıldırım’ın doyumsuz sohbetini dinledikten sonra içimden geçen duygu bu oldu.

Bu değerli hocamızı dinleyenler de seçkin insanlardı. Aydınlar Ocağımızın üye ve gönül dostlarından oluşan entelektüel birikimi yüksek bir gruptu. Dinleyicilerin hepsinin Hoca’nın bu ilginç değerlendirmeleri ve pek alışık olmadığımız tespitleriyle örülmüş sohbetten zihnen ve ruhen ferahlamış olarak çıktıklarını gördüm.

Prof.Dr. Mustafa Yıldırım Hoca yayımlanmış bilimsel makale sayısının Türkiye’de yılda 5 bin adet iken Avrupa’da 100 bin, ABD’de 200 bin adet olmasından şikâyetçi.

Çünkü O’na göre, Kur’an’ın ilk suresiyle bildirilen “oku” emrine biz değil Batı uyuyor. Biz “oku” emrini tilavet anlamında yani manasını anlamadan tekrarlamak olarak uyguluyoruz. Batı ise “oku” emrinin gerçek manası olan kıraat anlamında uygulamakta.

Kur’an’ı anlamak yani kıraat etmek için İnsan kitabını, kâinat kitabını ve Vakıatı (olayları, tarihi, müspet ilimleri) okumak gerekir.

Cemal Sofuoğlu Hocanın “dünyada 2 dini TV kanalı var, biri National Geografic diğeri Discovery” dediğini hatırlatan Yıldırım, bunu insan ve kâinatı anlama çabasına duyduğu saygıyla ifade ediyor.

Şikâyetçi olduğu bir başka zümre de içinde olduğu dini camia. “Türkiye’de dini camia hoşgörüsüz, farklı fikirlere tahammülsüz, tekfir edicidir.” (Müslümanlıktan çıktın diye suçlayıcıdır.)

Oysaki milletimizin ehl-i sünnet anlayışına göre “ehl-i kıbleyi tekfir, küfürdür.” Yani bir kere de olsa, bayram namazında veya cenaze namazında bile olsa kıbleye dönmüş, namaz kılmış insana kâfir, inançsız demek küfürdür.

1Ara/150

ADALAR MI ÖNEMLİ, HAVA SAHASI MI? – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avADALAR MI ÖNEMLİ, HAVA SAHASI MI? – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Ege’de 16 adamız (2004-2009 arasında) Yunanistan tarafından işgal ve ilhak edilirken bütün olanları görmezden gelenler aynı yöneticilerdi. Sadece unvanları biraz değişti. O zaman R. Tayyip Erdoğan Başbakan, Ahmet Davutoğlu ise Dışişleri Bakanı idi.

TRT 26 Aralık 2012 de “16 Ada Yunanistan’a geçti” haberini verdi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bu konuda CHP ve MHP milletvekillerinin verdiği soru önergesine verdiği cevapta, bazıları Büyükada’dan daha büyük olan adalarımız için, “adacık” tabirini kullandı. Ve TBMM’de yaptığı cevap konuşmasında “bu adaların aidiyeti ihtilaflıdır, görüşmeler devam ediyor” dedi. Yunan Dışişleri Bakanlığı iki gün sonra Davutoğlu’nun bu sözüne cevap verdi: “Herhangi bir görüşme yok, söz konusu 16 ada Yunan adalarıdır.”

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da TBMM’deki konuşmasında “Adalar hukuken Türkiye Cumhuriyeti egemenliğindedir. Bu adaların üzerindeki mevcut olan fiilî Yunan uygulamaları hukuki statüyü değiştirmez”diyerek bize ait adaların fiilen Yunan işgalinde olduğunu itiraf etti.

Adaların işgalinden bugüne kadar, bırakın Yunanistan’la savaşın eşiğine gelmeyi, 11 yıldır bu konuda Yunanistan’a bir notadahi verilmediği ortaya çıktı.

Şimdi aynı kişilerin yönettiği Türkiye, Suriye sınırını 17 saniye ihlal eden Rus uçağını düşürdü.

Adalarımızın işgaline bu kadar duyarsız olan yönetimin, konuyu izah için kullandıkları “sınırımızın delik deşik olmasına müsaade edemezdik” türü açıklamaları ne kadar inandırıcı olabilir?

17Kas/150

MHP’DE YENİ LİDER – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avMHP’DE YENİ LİDER – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Seçimden en fazla zayiatla çıkan parti olan Milliyetçi Hareket Partisi’nde nihayet hareketlenme başladı. Sinan Ogan ve Meral Akşener’in genel başkanlığa aday olacaklarına dair haberler bir heyecan yarattı.

Ülkücü taban seçim sonucunu bir hezimet olarak nitelendirmiş ve derin bir moral bozukluğu içine girmişti. Çünkü iktidara tek başına gelen AKP’nin “çözüm süreci” denilen ve aslında bir “çözülme süreci” olan politikaların buzdolabından çıkarılacağını ve buna MHP’nin TBMM’de muhalefet edecek gücü kalmadığını görüyordu.

Yeniçağ yazarı Adnan İslamoğulları’nın “Adanmış Çaresizlik” başlıklı yazısında belirttiği gibi, “MHP seçmeninin öncelikli kriteri'vatan'dır, devletin bekâsıdır, ülkenin bölünme endişesidir.” Bu sebeple “Görür aslında partinin iyi yönetilmediğini MHP seçmeni. Bilir aslında yapılmaması gerekenlerin çoğunun yapıldığını, yapılması gerekenlerin çoğunun da yapılmadığını. Anlar aslında vereceği oyun ne işe yarayacağını ya da yaramayacağını.” Fakat bir başka partiye de bir türlü oy veremezdi.

10Kas/150

SİYASETTE BİR SİSTEM TARTIŞMASI – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avSİYASETTE BİR SİSTEM TARTIŞMASI – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Seçim telaşıyla tartışamadığımız 5 temel siyasi meselemizi gündeme almanın belki de tam zamanıdır. Başkanlık tartışmasını kastetmiyorum. Daha temel konuları ele almaya çalışacağım. Bu 5 temel husus gelişmiş demokrasilerde çözülmüş, bizde ise gündeme bile getirilemeyen konulardır.

***

A- KAMU GÖREVİNDE ZAMAN SINIRI OLMALI

ABD’de bildiğiniz gibi en başarılı Başkan bile en fazla iki dönem yani 8 yıl görev yapabiliyor. Mesela son yüzyılın en başarılı Başkanı Bill Clinton idi. Döneminde Amerika Birleşik Devletleri hem ekonomik açıdan çok parlak bir dönem yaşamış ve hem de siyasi, askeri alanlarda da tartışmasız bir üstünlük sağlamıştı.

İki dönemlik görevi bittiğinde yaşı hayli gençti. Sağlığı mükemmel, tecrübesi de zirvedeydi. Ne O’nun ve ne de partisinden birilerinin aklına Anayasayı değiştirip, Clinton’un bir 3. Dönem daha Başkan olmasının yolunu açmak gelmedi.

13Eki/150

ANKARA İÇİNDE VURDULAR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avANKARA İÇİNDE VURDULAR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Cumhuriyet tarihimizin en kanlı terör saldırısı. Hem de başkent Ankara’nın en merkezi yerinde. Yüzden fazla vatandaşımız öldürüldü, yüzlercesi yaralandı.

Suriyelileşen, Pakistanlaşan bir Türkiye manzarası.

Bu şartlarda belki “olmayacak duaya âmin demek gibi” olacak ama yine de “Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın” diyorum.

Acaba kanlı saldırıyı kim hangi maksatla yaptı? Muhtemel şüpheliler kimler?

1- İlk bakışta “Suruç’un kopyası olan” bir terör saldırısı. Suruç’u kim yaptırdı sorusunun cevabı bulunamadığı için “büyük ihtimalle her iki katliamı aynı el yaptırdı” diyebiliyoruz. Fakat şu örgüt veya devlet sonucu çıkaramıyoruz.

Suruç’taki intihar saldırılı katliamı IŞİD yaptı denildi ama IŞİD bu eylemi bugüne kadar kabul etmedi. Ayrıca IŞİD Türkiye'de başka bir eylem de yapmadı.

Yine de bu eylemi, belki de her iki eylemi IŞİD yapmış olabilir. Henüz bilmiyoruz. Ancak en önemli şüphelilerden biri IŞİD’dir.

6Eki/150

BU SIKINTILAR DA BİTECEK – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avBU SIKINTILAR DA BİTECEK – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Bu hafta sonu 12 Eylül 1980 dönemini anlatan “Kafes” adlı filmi seyrettim. 12 Eylül’e getiren olaylar ve sonrasında Mamak Askeri Cezaevinde yapılan işkence ve zulümleri anlatan sahneleri karmaşık duygular içinde izledim.

Önce ihtilali hazırlayan ve benim üniversitede öğrenci olarak yaşadığım “anarşi” olayları.

“Bu olaylar bitmeyecek” veya “ülke elden gidecek” kaygısıyla yaşadığımız bu kargaşa dönemi bir anda bitiverdi.

Daha sonra “ihtilal yönetimi hep devam edecek” kaygısı. Bu kaygı da bir süre sonra geçti ve o dönem de bitti.

Şimdi ise geniş kitlelerde bir yanda PKK terörü, diğer tarafta “diktatörlük rejimine geçiş” ile alakalı kaygılar ve “galiba bir daha güzel günler yaşayamayacağız” endişeleri hâkim.

Bu endişeleri besleyen makul şüphe var mı? Var.

Çünkü AKP ve HDP/PKK arasında yürütülen süreçte, “Dolmabahçe Mutabakatı” ile sondan bir evvelki durağa geldiğimizin işareti verilmişti.

Bereket 7 Haziran seçimleri sonucu ile bu iki endişe büyük ölçüde azaldı.

Çok şükür ki AKP ve HDP/PKK arasında anlaşma nasıl olduysa bozuldu. HDP, R.T. Erdoğan’a “seni başkan yaptırmayacağız” dedi. Erdoğan da “Dolmabahçe Mutabakatını” tanımadığını ifade etti.

Böylece bırakın “başkanlık sistemine” geçmeyi, AKP tek başına iktidar olma şansını kaybetti.

RTE/AKP de “Çözüm Sürecini” buzdolabına kaldırdı.

AKP+HDP oylarıyla Anayasa değiştirme şansı da kalmadığı için, hem ülkemizin bir bölümünün koparılmasının ilk adımı olacak “özerk Kürdistan” kurulması ve hem de ülkenin geri kalanında “tek adam rejimine geçiş” gibi iki felaketten kurtulduk.

Vatandaş olarak bizlere düşen görev, 1 Kasımda yapılacak seçimlerde bu iki felaketten temelli kurtulmamızı sağlayacak bir sonuç çıkmasını sağlamaktır.

*****

29Eyl/150

BAYRAM OLSA BAYRAMLARIMIZ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmezBAYRAM OLSA BAYRAMLARIMIZ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Bayramlarımız nasıl bayram olacak?

PKK terörü bitirilir, örgüt eylem yapamaz hale getirilirse… Şehit haberleri yerine kardeşlik türküleri konuşulursa…

Ekonomide kötüye gidiş durdurulursa… Büyüme artar, döviz kurları yerinde durur, gelir dağılımı düzelmeye giderse… Bölgesel gelişmişlik farkları azaltılırsa…

İşsizlik, fakirlik azaltılırsa… Kurban eti ve zekât verecek insan bulmakta zorlandığımızı görürsek…

Bayram tatillerinde trafik kazalarında yüzlerce kayıp, binlerce sakat vermez hale gelirsek…

Askere gönderdiklerimizle, Hac için uğurladıklarımızın sağ salim döneceğinden endişe duymaz olursak…

Adalet, hak, hukuk kavramlarına inancımız artarsa… “Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu” bir devlet ve sosyal yapı kurabilirsek…

Devletimizi yönetenlerin, din görevlileri ile kanaat önderlerinin ve yargı mensuplarının dürüst, ahlaklı, vicdanlı olduğuna ve konumlarının gereği olan sorumlulukları taşıdığına inanabilirsek…

Bayramlarımız bayram olacak…

Bütün bunlar olmadığı için bayramlarımız bayram tadında değil.

*****