Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

9Oca/180

DEMOKRASİ UMUDUNA SALDIRI – Av. Ruhittin SÖNMEZ

r sönmezDEMOKRASİ UMUDUNA SALDIRI – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Şu sözlerden birkaçını mutlaka siz de duymuşsunuzdur:

“Meşru yoldan AKP’ye karşı seçim kazanmak imkânsız. Mutlaka bir hile yapar gene kazanırlar.

İYİ Parti’nin kurulmasına izin vermezler.

Meral Akşener’i tutuklayacaklar.

İYİ Parti’yi seçime sokmazlar.

Bunlar seçimleri kaybetse bile gitmez. OHAL’i kullanır, YSK’yı kullanır, Anayasa Mahkemesini kullanır yine gitmez. Hatta silahlı milislerini devreye sokar, iç savaşa bile sürüklerler.”

Bu ve benzeri sözlerin adeta normal bir siyasi yorum gibi rahatça konuşuluyor olması bile dehşet verici.

Sadece bu algının doğmasına yol açan politikaları sebebiyle bile bu iktidarın gitmesi gerekir.

Nüfusumuzun büyük bir bölümü kendisini ötekileştirilmiş “öz yurdunda garip, öz vatanında parya”  hissediyor. Ülkesinin bir uçuruma doğru gitmekte olduğunu düşünüp umutsuzluk içinde kıvranan kitleler var.

Fakat bu kitleler demokratik bir değişim sürecini mümkün göremez halde.

Bu şekilde “öğrenilmiş çaresizlik” içine itilmiş durumda.

Ülke nüfusunun çoğunluğunun geleceğe dair mutlu hayaller kurmasına bile izin vermeyen bir karabasan içindeyiz.

Oysa bizim en büyük gücümüz; hayallerimiz, ümitlerimiz ve özgüvenimizdi.

İktidar bunları da elimizden almak isterken ülkemize en büyük kötülüğü yapıyor.

*************************************

DİRENÇ NOKTAMIZIN SONUNA GELDİK

Bu kadar yaygın bir vesvese olmaz. Bu kadar insanın karamsarlığı veya çaresizliği önceki tecrübelerin bir sonucudur.

Ak Parti iktidarı alıştıra alıştıra yaptı bütün bunları.

Öyle ki, demokratik bir ülkede olması söz konusu bile edilemeyecek şekilde devletin bütün imkân ve gücünü kullanarak seçim kampanyaları yapmış olması kabul edilemezdi. Ak Parti yapınca ne kadar da olağan karşılanmakta. Cumhurbaşkanının devlet imkânlarını sonuna kadar şahsı ve partisinin seçilebilmesi için kullanması da yadırganmaz oldu.

Adaletsiz, eşitsiz seçimlerde kazanmak bir zafer olarak kabul edilebiliyor. En dindar geçinenler bu haksız ve şaibeli zaferleri en çılgınca kutlamakta.

Yüksek Seçim Kurulu’nun seçimin kaderini değiştiren haksız müdahalelerine neredeyse itiraz eden olmadı.

Artık güçlü olanın haklı olduğu bir sistemi kabullenmiş gibiyiz.

Ne yolsuzluklara, ne hırsızlıklara, ne haksızlıklara tepki duyabiliyoruz.

Hak, hukuk, adalet gibi kavramlar hayatımızdan hızla uzaklaştı.

Bunun için toplumumuz “Meral Akşener engellenir, İYİ Parti seçime sokulmaz” iddialarını silecek bir direnç gösteremiyor.

Oysaki "Bir haksızlık/ kötülük gördüğünde elinle düzeltmeye çalış. Gücün yetmiyorsa, dilinle düzelt. Ona da gücün yetmiyorsa kalbinle buğz et. Karşı koy, kabul etmediğini hisset. Kalbî bir direniş geliştir. Bu ise imanın en zayıf noktasıdır" diyen bir peygamberi vardı bu asil milletin.

Yani son direnç noktamız kalbimizdi... Direncimizi kaybetmemeliydik...

Bu direnci kaybettirenler en fazla dindar geçinenler olsa da direnmeliydik…

Ama artık bir ümit güneşi doğdu. Sadece kalbiyle de olsa direniş gösterenler harekete geçti. Önce dilleriyle, sonra da elleriyle kötülükleri düzeltmeye talip oldular.

Şanlı Peygamberimizin talimatına uymak için…

İYİ olmak, toplumu İYİ yapmak için…

Bu yola çıkanlara cesur diyebilirsiniz. Oysaki Onlar Allah’tan en çok korkanlardı.

“Allah’tan korkan, kimden ve neden korkar?” dediler.

Ekonomik baskılara karşı “rızkı veren Allah’tır” dediler.

Siyasi ve hukuki baskılara karşı direndiler. Allah’ım “yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz” deyip yola çıktılar.

İşte bu merhaleye gelenler için korku bitmiştir. Onlara zalimlerin yapabileceği bir şey kalmamış demektir.

***************************************

İYİ PARTİLİLER AYAĞINI DENK ALSIN

Kocaeli’nin bir internet gazetesinde yazan genç gazeteci Bigman Çakman “İyi Partililer Ayağını Denk Alsın” başlıklı bir yazı yazdı.

Çakman, İYİ Parti’nin Kocaeli İl Yönetim Kurulunda görev alanları incelemiş. “Yönetimdeki bu isimlerle en az iki il başkanlığı daha kurulabilir”şeklindeki kanaatini paylaştıktan sonra bir uyarıda bulunmuş:

“Yönetimdeki hepsi birbirinden kaliteli insanların her birini ayrı ayrı büyük bir sorun bekliyor. Her biri ayağını denk alsın. Hatta yönetimde olmayıp destek veren herkes ayağını denk alsın!”

Bu genç gazeteci sebepsiz bir vesvese içinde değil. Yaptığı analizlere sizin de katılacağınızı sanıyorum:

“AK Parti, CHP ve MHP’yi hiçbir zaman kendine rakip olarak görmedi, görmez... Ne CHP ne de MHP bugüne kadar hiçbir zaman iktidar adayı olmadı, olamadı. Zaten bu gidişle de MHP baraj altında CHP’de en fazla yüzde yirmilerde kalır.

Şu an sokaktaki vatandaşın gözbebeği Meral Akşener.

Millet bitmek bilmeyen kargaşadan, haksızlıklardan, hukuksuzluklardan ve adamcılıktan bıktı.

AK Parti iktidarı, tarihinde ilk defa gerçek bir rakiple karşı karşıya!

Milletin karşısına yıllar sonra gerçek bir alternatif çıktı!               

Bu yüzden AK Parti, İYİ Parti’ye karşı sert bir tutum takınacak.

İYİ Partililer üstü kapalı birçok tehdit aldı ve almaya devam ediyor!

Üstü kapalı tehdit edilenlerin en başında da il başkanı Dr. Serdar Kaman geliyor.

Fakat bu tehditler bununla sınırla kalmayacak.

Aynı tehditlere ilçe başkanları il yöneticileri hatta ve hatta iyi partiye gönül verenler de maruz kalacaktır.

O yüzden; İYİ Partililer ayağını denk alsın!”

***

MİLLET YOLUNDA KARARIMIZDAN DÖNMEYİZ

İYİ Parti lideri Meral Akşener ve biz İYİ Partililer, Namık Kemal’in ifadesiyle, diyoruz ki;

Felek her türlü esbab-ı cefasını toplasın gelsin. Dönersek kahpeyiz millet yolunda azimetten. (Esbab-ı cefasını: tüm eziyetlerini; Azîmet: kesin karar vermek)

08.01.2018

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.