Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
27Tem/130

BEYAZ CEKET SİYAH PANTOLON – Mustafa Yıldız

indirBEYAZ CEKET, SİYAH PANTOLON - Mustafa Yıldız

Keten yolma zamanıydı. Kandıra şosesinin arka tarafında Akçaova’daki teyzemlerle ortak ektiğimiz Sarıcen tarlasındaki ketenleri annem, ablam ve teyzemin büyük geliniyle yoluyorduk.

Tarladaki keteni kadınlar, çocuklar yolardı, babalarımız, amcalarımız, inşaatlarda çalışırlardı, başka köylerde. O vakit babam, bizim köye yayan üç saat uzaklıktaki Erikli köyünde ev yapıyordu.

Hayvanları Ferhan güdüyordu. İki öküz: Akman ile Gökmen, ineğimiz Kocakız, bir de onun tosunu, onun daha adı konmamıştı. Hava açık, güneşliydi ama o tarla şoseden aşağıdaki dereye doğru eğimliydi, yoldan dereye doğru hep yel eserdi. Serin olurdu. Üst başında da bir ardıç ağacı vardı. Ferhan, öğleye doğru hayvanları Kocadere’ye suya götürdü, sudan sonra teyzemlerin damına kapamış. Teyzem de öğlen kumanyamızı Ferhan’la göndermiş. Zeytin, peynir, yoğurt, erik hoşafını hep birlikte yedik.

28Haz/131

KANDIRALI ŞAŞKIN’IN ŞAŞKINLIKLARI – ŞAŞKIN’IN TEK KALAN AYAKKABISINI DEREYE ATIŞI / Mustafa YILDIZ

imagesKANDIRALI ŞAŞKIN’IN ŞAŞKINLIKLARI - ŞAŞKIN’IN TEK KALAN AYAKKABISINI DEREYE ATIŞI / Mustafa YILDIZ

Kandıra'da düğünler Cuma akşamından başlar, Pazar gece yarısı damadın tekme tokat zifaf odasına sokulmasıyla sona erer.

Oğlan tarafı çalgıcılar eşliğinde Cuma öğleden sonra kız evine çeyiz almaya giderler.

Yine böyle bir çeyiz almaya giderken Şaşkın demlenmeye erkenden başlamış. İki kilometre ötede bulunan Selametli köyündeki kız evinden çeyiz almak üzere Akçaova’dan yola koyulan oğlan evlilerinin önünde oğlu ve yeğeninden ibaret ritm ve cümbüşçülerle klarnetini öttüre öttüre gidiyor.

Şaşkın, oyun havalarını çalarken herkes öyle neşeleniyor, öyle oynuyor ki kafile adeta iki ileri bir geri dura döne yürüyor, zaman geçiyor ama herkesin neşesi yerinde olduğu için kimse ne kadar zaman geçtiğinin farkında olmuyordu.

Şaşkın da hafif çakırkeyif, kafilenin neşesi arttıkça görevini hakkıyla yapıp aldığı üç beş kuruşu helal ettirdiğinden emin ve memnun adımlarla kafilenin önemli bir parçası olduğunu bilerek düğüncülerin istediği her parçayı maharetle çala çala yürüyordu.

24Haz/130

Kandıra Hatipler’de bir Petro Hüseyin vardı / Mustafa YILDIZ

indirBizim köyde bir Petro Hüseyin vardı, çobanlık yapardı, çocukluğundan beri sığırtmaçlık yapardı.

Petro Hüseyin, vakti geldiğinde, askere gitti, Ankara'ya.

İzinli olarak geldiğinde köy kahvesinde Ankara'yı anlatmasını istediler Petro Hüseyin'den. Nesini anlatayım dedi büyük bir şehir işte.

Ne kadar büyük? dediler.

Çok büyük çok, dedi.

Yani, İzmit'ten büyük mü? dediler .

Tabii İzmit'ten büyük Ankara canım dedi hem de çok büyük.

Peki Adapazarı'ndan büyük mü?

Hiç tereddütsüz yanıtladı Petro bu soruyu biraz da gülerek çok büyük yahu Ankara çok büyük dedi.

Peki Hüseyin, Kandıra'dan büyük mü Ankara? Aklından bir karşılaştırma yaptı Petro ve iyice tartıp biçtikten sonra Ankara'nın Kandıra'dan da büyük olduğunu söyledi.

En son olarak peki dediler bizim köyden Hatiplerden büyük mü Ankara?

"Cık" dedi başını yukarıya kaldırdı Petro Hüseyin. (Ankara'nın ne haddine bizim köyden büyük olmak.)

Herkes güldü yüksek sesle, ama o kendisine neden güldüklerine anlam veremedi bir türlü.

13May/130

EROL KÖSE İLE KANDIRA ÜZERİNE GİRİZGAH – Mustafa YILDIZ

205_10151660136402122_832879200_n  EROL KÖSE İLE KANDIRA ÜZERİNE GİRİZGAH - Mustafa YILDIZ

11Kas/120

HALİT MOLLA’NIN ANILARI – Fahri Tuna

20118334851-kHALİT MOLLA'NIN ANILARI - Fahri Tuna

HALİT MOLLANIN KALEMİNDEN 1920'LER
"İzmit Körfezi Tarihinden Bir Sayfa" adıyla beş yılı aşkın süredir Özgür Kocaeli gazetesinin Pazar ekinde iki sayfa halinde bölgemiz tarihine ait belgeler/anılar/ araştırmalar yayınlamasıyla tanıdığımız Atilla Oral, söz konusu gazetenin 5 Ağustos 2007 tarihli nüshasında, Adapazarı'mızı çok ama çok çok yakından ilgilendiren bil belge/hatırat yayınladı:" Kuva-yı Milliye Kahramanı Halit Molla Kurtuluş Savaşı Anılarını Anlatıyor." (1)

20Mar/120

Gönül Deryamdan Annem Ferhunde ve Kandıra Folkloru – Prof. Dr. Atilla Çetin

Pclip_image002 rof. Dr. Atilla Çetin 19 Mart 2012

Gönül Deryamdan Annem Ferhunde ve Kandıra Folkloru

Kandıra doğumlu olan annem Ferhunde Çetin (Aile Soyadı: Öztuğ, d.1922 - ö.1995) 'Allah gani gani rahmet eylesin' , Kandıralı eski ve köklü bir ailedendi. Odun ve kereste tüccarı Emin Ağazâde Nazmi Bey'in tek kızı Remziye (ö.1995) ile kundura ustası Şaban Efendi'nin (ö.1957) en büyük çocuğuydu. İki kardeşi daha vardı. Annem Aydınlık Mahallesi'nde atası Emin Ağa'nın yaptırdığı büyük evde doğmuştu. Evin önünde bütün komşularının yararlandığı, büyük mermer taşlı, güzel bir su kuyusu vardı. Kuyuyu Emin Ağa açmıştı. Suyu soğuk ve lezzetliydi.

13Mar/121

Kandıra’nın Çerçili Köyünden Gazi Hasan Sert Dedenin Hatıraları /Hasan ÖZDEMİR

201112902356-b Kandıra'nın Çerçili Köyünden Gazi Hasan Sert Dedenin Hatıraları / Hasan Özdemir - Emekli Öğretmen

10Ara/118

Bölük dur! Kandıralı sen de dur! / Hasan Özdemir

2011.11.08 cercili ağva aptipaşa 001 Bölük dur! Kandıralı sen de dur!

Hasan Özdemir Emekli Öğretmen
turantck@hotmail.com

Bizim Kandıralı uzun boylu, yakışıklı, saf görünümlü aslında uyanık bir delikanlıydı.

Askere alındığında, Isparta Er Eğitim Tugayına gönderiliyor. Burada öyle insafsız bir astsubayın bölüğüne düşmüş ki her gün, marş marş diye koş emri verip, tam dikenli bir araziye gelince yat emri verip, sonra sürünmelerini emrederek askere eğitim değil, adeta eziyet ediyormuş. Bizim Kandıralı da ''Ne yapsam da bu adamın elinden kurtulsam.'' diye düşünüyormuş.

9Ara/119

Yaşanmış Kandıra Hikayelerine Başlarken

2011.11.08 cercili ağva aptipaşa 004 Kurban Bayramının 3. günü Ağva’da Bestakar Amir Ateş hocamızla saat: 14:00 sularında buluşmak üzere 11:45’te Kandıra’dan hareket ettik.