Yaşanmış Kandıra Hikayelerine Başlarken
Kurban Bayramının 3. günü Ağva’da Bestakar Amir Ateş hocamızla saat: 14:00 sularında buluşmak üzere 11:45’te Kandıra’dan hareket ettik.
Saat: 12:00’de Çercili’ye ulaştığımız da öğle ezanı okundu. Muhtar Mustafa Satılmış ile bayramlaşmadan doğru camiye yöneldik. Cami çıkışında Kuruçeşme’den de komşumuz olan emekli öğretmen Hasan Özdemir hocamız bayram ikramı için evine buyur etti.
Günay Gülcü ve Recep Yıldız ile birlikte, hepsi de birbirinden nefis ikramların tadına bakarken “heryerin yaşanmış hikayelerinin toplandığı bir kitabı vardır, ancak çok eski bir yerleşim yeri olmasına rağmen Kandıramızın yok ve kısa zamanda bunu hazırlamalıyız” dediğimde, Turan Özdemir hocam ilk yazı için ben söz vereyim dedi.
Kısa zamanda hazırladığı yazıları hem ahsenokyar.com blogum da ve hem de www.kandiralilar.org sitemiz de yayınlayacağız. Yaşanmış Kandıra hikayesi olarak ilk yazıyı gönderme lutfunda bulunan sevgili hocama şükranlarımı sunuyor, sağlıklı ve uzun bir ömür diliyorum.
Vıdı vıdı laf etmek yerine, yarına isim ve hatıra bırakmak isteyenlere sağlanan bu fırsatı değerlendirmelerini rica ediyorum.
Davet, hikayesi olan genç, yaşlı demeden bütün Kandıralılaradır…
Şimdi hep birlikte “Çerçili Köyü” başlıklı bilgilendirme yazısını okuma zamanı…
Hasan ÖZDEMİR – Emekli Öğretmen
Çerçili Köyü
Çerçi: At, eşek, deve gibi hayvanlar üzerinde, köyden köye dolaşarak, incik boncuk, ayna, tarak, çakı, bıçak vb gibi şeyler satan seyyar satıcı demektir.
Köyümüzün hangi tarihlerde kurulduğu bilinmemekle beraber; Akçakoça zamanında buraların fethedildiği sanılmaktadır. Köyümüz içinde bulunan çok eski şehit mezarları da buralarda bir takım savaşların yapılmış olduğunu göstermektedir. Ayrıca köy mezarlığının güneybatısındaki Kışla diye adlandırılan bölgede bir askeri kışla olduğu ve bu kışlaya; köyümüz altındaki mağaradan çıkan suyun toprak künk borularla su gittiği, bu su yolu boyunca çıkan künk borulardan bilinmektedir.
Köyümüz; Ketencili, Cavarlar, Demirci köylerinden Çerçili'ye toplanması ile büyümüştür.
Köyümüz; İstanbul, Şile, Ağva, Kandıra, Adapazarı Anadolu kervan yolu üzerinde bulunmaktadır.
Köyümüzdeki şehit mezarlarının bulunduğu yerde 4-5 tane ulu karaağaçlar vardı. Bu ağaçların dibinde de bir kuyu vardı. Hatta biz çocukluğumuzda bu ulu ağaçların yanında saklambaç oynarken, gövdelerinde bulunan kovuklarda saklanırdık.
İstanbul'dan mal alıp Anadolu’ya giden ve Anadolu'dan İstanbul'a mal almaya giden ''Çerçi''ler bu ulu karaağaçların dibinde mola verir hayvanlarını sular ve dinlenirlermiş. Bu arada çerçilerini de serer alışveriş yaparlarmış. Bu sebeple her gün burada çerçi bulunurmuş. Komşu köylüler ''Haydi çerçili köye gidelim de çerçilerden bir şeyler alalım.'' dermiş. Böylece köyümüzün adı Çerçili Köyü kalmış.
18 Şubat 2014, 20:06
bunu kim yazdı yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
18 Şubat 2014, 20:16
çerçilide sikitır binen çocuklar varrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
18 Şubat 2014, 20:24
offf çerçili be yavrum
18 Şubat 2014, 20:32
yazıyı beğendim köyüm daha da güzel annem ömriye özdemir canım biricik yengem filiz özdemir hepsini ellerinden öperim.
18 Şubat 2014, 20:52
yazıyı çok beğendim köyüm çok güzel ömriye özdemir canım anam onu çok seviyorum. ablalarımı çok seviyorum selamlar
18 Şubat 2014, 20:52
canım abim
05 Mart 2014, 18:36
canım yengem Filiz ÖZDEMİR…
02 Nisan 2014, 19:56
canım annemmmm ömriye ÖZDEMİR kıskananlar çatlasın patlasın yumurta gibi kırak ses çıkarsın…
02 Nisan 2014, 19:59
çerçilili Ayşegül