
AMERİKA’NIN, ÇOK ÖZEL STRATEJİK ORTAĞI – Prof. Dr. İbrahim ÖZTEK -2
AMERİKA’NIN, ÇOK ÖZEL STRATEJİK ORTAĞI - Prof. Dr. İbrahim ÖZTEK Anadolu Aydınlar Ocağı Başkanı
Egemen güçlerin sömürü düzeneği
a- Egemen/emperyal güçler, önce provakatörleri ile bir ülkede uzun süre sosyal güçler, etnik ve dini gruplar ile üniversite gençliği üzerinde oynadığı oyunlarla onları harekete geçirir ve yönlendirir. Etkinliği ile terör ve kaos oluşturur. Milleti birbirine kırdırır. Kan ve dehşet alabildiğine yayılır. Bir kısmı devrim adına, bir kısmı ise Allah adına kardeşini boğazlar. Türkiye’de Kürt devleti projesi de bunlardan biridir. Arkasından ajanları ve işbirlikçileri ile darbe yapar. İstedikleri kişileri devirir, istedikleri güçleri iş başına getirir. Sonra ajanlarını, provakatörlerini sahneden çekerler.
b- Kaos bir anda bıcakla kasilir gibi biter. Yeni iş başına gelenler artık kurtarıcıdır. Masum halk veya taraflarca alkışlanırlar. Bu nedenle her istediklerini uygulayabilirler.
c- Üçünçü aşamada o ülkeye ucuz ürünlerini ve ardından şirketlerini sokarak, o ülkenin ekonomisini çökertirler.
d- Hedefdeki ülke, yeni ithalatlar için giderek borçlandırılır ve borç batağına sürüklendirilir.
e- Zarar eden devlet işletmeleri kapatılır veya özelleştirilerek el konur.
f- Yollardan biri de yapay sorunlar sonucu iki komşu ülke savaştırılır. Değişik yollardan her ikisine de silah verilir. Savaş sonrası tüm zenginlikleri elden giden bu ülkelere yardım amacı ile girilir. Yaraları sarılır, ülkeleri onarılır, onlara ayrıca demokrasi götürülür.
AMERİKA’NIN, ÇOK ÖZEL STRATEJİK ORTAĞI – Prof. Dr. İbrahim ÖZTEK -1
AMERİKA’NIN, ÇOK ÖZEL STRATEJİK ORTAĞI - Prof. Dr. İbrahim ÖZTEK Anadolu Aydınlar Ocağı Başkanı
Amerika’nın Türkiye’ye olan aşırı ilgisi ve çok özel stratejik ortaklık
1. BOP (Büyük Ortadoğu Projesi/Büyük Amerikan Projesi)’nde Türkiye’nin eşbaşkanlığı nedeni ile yaklaşım
BOP’un masumane amacı:
a- Enerji kaynaklarının güvenli yönetimi
b- Bu coğrafyanın teröristlerden temizlenmesi
c- Bölgenin ekonomik kalkınmışlığı
d- Demokrasinin tesisi
![]()
Çakışan haritalar: Osmanlı İmparatorluğu-Amerikan Büyük Ortadoğu İmparatorluğu
Sene 1943. Ankara. / Yılmaz ÖZDİL
Sene 1943. Ankara. / Yılmaz ÖZDİL
Tır’ı vırı
*
Elyesa Bazna. Kosova doğumlu, Arnavut kökenli, Türk vatandaşıydı. Çankaya Köşkü’ne komşu İngiliz Büyükelçiliği’nde uşaktı. Aslında hep opera
sanatçısı olmak istemişti. Servet sahibi bir kazanova olarak, konteslerle baroneslerle aşk yaşarken görürdü kendini, rüyalarında... 40
yaşına gelmişti, cebinde üç kuruş yoktu, fırtınalı kaçamaklardan vazgeçtik, merhabalaştığı kadın bile yoktu. Üstelik, İngilizlerden nefret
ediyordu. Babasının ölümünden sorumlu tutuyordu onları... Bi gün, Almanya Büyükelçiliği Müsteşarı Jenke’nin kapısını çaldı. Gizli bilgilere
ulaşabiliyorum, isterseniz satarım dedi. Müsteşar, konuyu Büyükelçi Von Papen’e açtı. Papen vaziyeti Berlin’e bildirdi. 29 Ekim 1943
gecesi, Cumhuriyet Bayramı törenlerinden döndüğünde, Berlin’in cevabı masasındaydı: Deneyin...
*
İngiliz Büyükelçi Sir Hugessen, gizli belgelerin tutulduğu kasanın anahtarını boynunda taşıyordu. Uyurken bile çıkarmıyordu. Elyesa,
balmumumdan kalıp hazırladı, banyoda büyükelçinin sırtını sabunlarken, anahtarın ölçüsünü aldı. Bu taktiği Almanlar vermişti. Bir de
fotoğraf makinesi vermişlerdi. Büyükelçi her öğleden sonra piyano çalmaya başladığında, Elyesa kasanın bulunduğu odaya sızıyor,
Almanların yaptırdığı kopya anahtarla açıyor, dokümanları şakır şakır fotoğraflıyordu.
*
KANDIRALILAR GECESİ – Abdullah KÖKTÜRK
KANDIRALILAR GECESİ - Abdullah KÖKTÜRK
Mükemmel bir organizasyon…
Saatinde başlayan bir program. Davetlilerde tam zamanında gelme olgunluğunu her zamanki gibi gösterdiler. Herkesin yeri hazırlanmış ve kargaşa yok. Gülen yüzler, hal ve hatır sormalar ve de aylarca birbirini görmeyen insanların hasretle, gözlerde ki o sevgi bakışları eşliğinde kucaklamalar…
Kandıralılar Derneğinde görev yapmış tüm başkanlar, sanki görevleri devam ediyormuş gibi yaptıkları ev sahipliği…
Özelliklede 21 yıldan beri Kandıralılar Derneğinin başarılı olması ve varlığını devam ettirmesi için bütün gücüyle uğraşan-didinen Ahsen OKYAR.
Ahsen Bey’in çalışmalarına pozitif enerji katan muhterem eşi ve çocukları.
Genç ve dinamik, bu dönemin başkanı Harun Reşit KOCAGÖZ ve eşleri. Hepsi, bu gecenin oluşumunda katkıları olan insanlar.
Tabiki, Dernek yönetiminin de, bu gecenin organizasyonun sağlanmasında büyük katkılarına ve uğraşlarına şahit olduk.
Böyle başkan ayakta alkışlanır – Nurettin KOLAYLI
Böyle başkan ayakta alkışlanır - Nurettin KOLAYLI
22 Ocak 2014 Çarşamba Saat: 15:14
Biz onu 2006 yılında AK Parti ilçe başkanı seçildiği gün tanıdık. İlçe başkanı olmasıyla birlikte AK Parti’ye inanılmaz bir ivme kazandırdı.
İlçesinde gitmediği köy, adım atmadığı sokak kalmadı.
İlçe başkanlığında gösterdiği büyük başarı onu 2009 yılında belediye başkanlığına taşıdı.
İnsanlar vardır.
Başarılarına ve yaptıklarına rağmen değerleri geç anlaşılır.
Başarılı işler yapıyorsan vay haline!
Küçük hatalarınızı bile abartı ile büyütülerek karşınıza gelir.
Kimden bahsettiğimizi sanırım anlamışsınızdır.
Kandıra Belediye Başkanı Cengiz Kan’dan bahsediyoruz.
Seçilir seçilmez karşısına türlü engeller çıktı.
Kandıra’nın menfaati için kimi gün “meclis üyeleri” kimi gün ”gazeteciler” kimi gün “Büyükşehir yönetimi” ile ters düştü.
Ama o hiçbir zaman yılmadı hep dik ve onurlu duruş sergiledi.
Şirkete Yeni Giren Ortağın Geçmiş Dönemle İlgili Düzeltici Beyanname Vermesi ve Borçtan Sorumluluk – Mehmet Mollaismailoğlu
Paylaşımda bulunan AYGÜL MUDURLU Üstada teşekkürlerimle..
I- GİRİŞ
Uygulamada limited şirketlerde şirketin ileride doğabilecek SSK veya amme borcu dolayısıyla şirkete yeni giren ortaklar açısından önemli bir sorun gündeme gelebilmektedir. Özellikle şirketi yeni devralmış yeni ortakların şirketle ilgili geçmiş dönemler için ek beyan veya pişmanlıkla beyan yoluyla şirkete yeni borç tahakkuk ettirmeleri halinde durum ne olacaktır? Özellikle, yeni ortakları açısından kendi dönemleri ile ilgili böyle bir beyan da bulunulması halinde önemli bir sorun bulunmamaktadır. Ancak eski ortakların dönemini ilgilendirir pişmanlıkla beyan yapan yeni ortaklar bu beyanla ilgili sorumlulukları nedir? Uygulamada bu tür sorunlarla sık sık karşılaşmaktayız. Geçmiş dönemlerde şirketten ayrılan eski ortaklar yönünden şirkete yeni katılan ortaklar hisse devrini aldıktan 2 yıl sonra geçmişle ilgili matrah artırımı yapmışlardır. Bu gibi durumlarda eski ortakları açısından ve eski kanuni temsilci yönünden herhangi bir sorumluluk bulunmadığı, yeni ortakların sorumlu olacakları yönünde gelir idaresinin muktezaları bulunmaktadır.
Bilindiği gibi, limited şirketlerin ortaklarının şirketin vergi borcu dolayısıyla sorumlulukları 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesinde düzenlenmiştir. Öte yandan yine aynı Kanun’un mük. 35. maddesinde de kanuni temsilcileri yani limited şirket müdürlerinin sorumlulukları belirlenmiş bulunmaktadır.
TÜRK MİLLETİ MORGDA DİRİLDİ – Alptekin CEVHERLİ
TÜRK MİLLETİ MORGDA DİRİLDİ - Alptekin CEVHERLİ
Sevgili okurlar, inşallah bundan sonra haftada 2 gün birlikte olacak, dünya ve ülke gündemine ilişkin sizlerle görüşlerimizi paylaşacağız. Ne diyelim, hayırlı olsun...
* * *
Kenya'nın başkenti Nairobi'deki P. Mutora Naivasha Hastanesi'nin morg personeli, Paul Mutora adlı "ölü" titremeye ve nefes almaya başlayınca korkarak kaçmış. Doktorlar, böcek ilacı içerek intihar etmek isteyen Mutora'nın Çarşamba gecesi öldüğünü açıklamış. Ancak hasta bir kaç gün sonra morgda dirilmiş.
Hastanenin başhekimi Dr. Joseph Mburu, tedavi için kullandıkları ilacın nabzı yavaşlattığını, hatanın bundan kaynaklanmış olabileceğini söylemiş.
Dr. Mburu, Kenya'da yayımlanan Standart gazetesine "Karışıklığa bu neden olmuş olabilir. Ama çok şükür hastayı definden önce kurtardık" demiş(?) Ailesi ise sabah morgda gördükleri Mutora'yı öğleden sonra cenaze hazırlıklarını yaparken karşılarında görünce şoke olmuşlar...
* * *
KUMPAS YA DA ZAMANLAMASI MANİDAR – Ruhittin SÖNMEZ
Aklı başında ve iradesi elinde olanların okuması ricası ile… Ahsen Okyar
KUMPAS YA DA ZAMANLAMASI MANİDAR - Ruhittin SÖNMEZ
17 Aralık’ta başlayan “Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu” sonrası AKP cephesinden en çok duyduğumuz cümle bu: “Zamanlaması manidar.”
Yani hem 4 Bakanın hükümetten ayrılmasına yol açan ve hem de içlerinde bakan çocukları ile Halkbank Genel Müdürünün de bulunduğu şüphelilerin tutuklanmasına yol açan soruşturmanın (siyasi sonuç doğuracağı için) zamanlaması manidarmış!
Bu soruşturmadan başka hükümetin bu güne kadar görülmemiş bir pervasızlıkla yaptığı engellemelere maruz kalan ikinci büyük yolsuzluk operasyonun ucu da, Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan ile bizzat Başbakan’a ulaşmakta imiş. Her iki soruşturmanın maksadı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde R. Tayyip Erdoğan’ın seçilmesini engellemekmiş. Bu sebeple bu operasyonun zamanlaması da manidarmış!
AKP ve hükümet yandaşlarına öncelikle sormamız gereken soru şu: Önümüzde 30 Mart tarihinde yerel seçimler, Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve Haziran 2015’de Milletvekili Genel Seçimleri var. Bu yolsuzluklar Cumhurbaşkanlığı veya genel seçimlerden önce ortaya çıksaydı, zamanlaması manidar olmaktan çıkacak mıydı?
Zamanlamanın manidar bulunmaması için, savcılar size göre ellerindeki delillere rağmen hangi vakte kadar soruşturmayı bekletmeliydi?
İnanabilmek…/ Mecit ÜNAL
İnanabilmek…/ Mecit ÜNAL
Aslında seçim dizisini sürdürmek istiyordum. Başbakan böyle konuşunca dayanadım.
Başbakanın grup konuşmasını dinledim.
Başbakan yavaş yavaş kendini bulmaya başlamış.
Konuşurken kendinden emin, ne söylediğini bilen bir havası vardı.
Grup konuşmasında Başbakan Erdoğan, “Demokrasimize yönelik en büyük, en ağır ve en ahlaksız darbe girişimine tevessül edildi. 17 Aralık Türkiye’nin demokrasi ve hukuk tarihine kara bir leke olarak geçmiştir” dedi.
Burada itirazım var. O gün darbe yada benzeri bir gariplik olmadı. Sadece “yolsuzluk ve rüşvet” operasyonu yapıldı. Ancak ilerleyen süreçte bu ülkede bir darbe oldu, hükümetin yargıya bir darbesi oldu. Şark kurnazlığı içinde yaptığınız yönetmeliğin anayasaya aykırı olduğunu bile bile değişiklik yaptınız. Size yeterli olacak süre içinde gerekli hamlelerinizi yaptınız. Şimdide ağlamaya devam ediyorsunuz.
Yanlış hatırlamadığımdan eminim, Dolmabahçe’de gazeteciler, yazarlar ve STK temsilcileri ile yaptığı toplantıda Başbakan, Hatay’daki şüpheli TIR konusunda, “Aynı çetenin komplosu” dememişmiydi?
Şehrimizin Çınarlarından Bir Muayenehane Hekimi Dr. Rıdvan Atay – Dr. H. İbrahim Kahraman
Şehrimizin Çınarlarından Bir Muayenehane Hekimi Dr. Rıdvan Atay - Dr. H. İbrahim Kahraman
Dr. Rıdvan Atay İzmit’imizin sevilen, sayılan, mesleğinde aranılan bir Çocuk Hekimidir. Kendisini 07.01.2014 tarihinde ebedi hayata uğurladık. Cenazesine iştirakin yoğunluğu hem İzmitlilerin hem de meslektaşlarımızın ona olan sevgi ve saygısını gösterecek çoğunluktaydı. Allah’tan rahmet ve mekan cennetliği, yakınlarına sabırlar ve hayırlı ömürler dilerim.
Dr. Rıdvan Bey İzmit’e 1963 yılında gelmiştir. İzmit Lisesi mezunu olup Tıp Fakültesi eğitiminden sonra İstanbul Zeynep Kamil Eğitim Hastanesinde çocuk hastalığı uzmanlığını tamamlamış ve İzmit’e yerleşmiştir. Mesleğini herhangi bir hastane görevi yapmadan tam gün muayenehanesinde sürdürmüştür. Bu şekilde 50 yıla yakın çocuk hekimi olarak sağlık hizmeti vermiştir. Verdiği hekimlik hizmetiyle ailelerin hem çocuklarının sağlık sorunlarına çare olmaya çalışmış hem de anne ve babaların çocuk yetiştirmelerin de dikkat etmeleri gereken her hususta kendi birikimi ile bir eğiticilik hizmeti görmüştür. Tatlı sert tavrı ile insanların çocuk yetiştirme sorumluluğunda ciddi destekleri unutulamaz. Belirli bir süre sonra kendisine başvuran hastaları için o şehrimizin bir Dr. Rıdvan amcasıdır.
GÜNLERDEN EROL TAŞÇI..! – TOLGA HAVUÇ
GÜNLERDEN EROL TAŞÇI..! - TOLGA HAVUÇ
Kandıralı olmanın ayrıcalık olduğu, zamanın değerini anlatmak yada yazmak için kelimelerin kifayetsiz olduğu anlamına gelir…
Sakın yanlış anlaşılmasın ‘Kandıralı olmak ayrıcalıktır’ derken hiçbir üstünlük kaidesi olarak söyleme niyetim veya derdim yok, birileri çarpıtmasın!
Sadece ve sadece bizim Kandıralı hemşerilerimizle aramızdaki şakalaşma, birlik ve beraberliğimizin daim olduğunu kanıtlayan bir cümledir…
Kumcağız Saygın Apart Otel’in sahibi Erol Taşçı ağabeyimizin Kocaeli Kandıralılar Derneğimize olan daveti sebebiyle katıldığım akşam yemeği programı son derece anlamlı ve saygı dolu zamanlar geçirmemize sebep oldu…
Zaten Kandıralılar Derneği’nin her organizasyonu bu şekilde geçer, çizgisi hiç bozulmaz hele ki böylesine siyasetin tavan yaptığı dönemlerde bile…
BU LİSTEYİ NOT EDİN..! – GÜNGÖR ARSLAN |
BU LİSTEYİ NOT EDİN..! - GÜNGÖR ARSLAN
Bugün İzmit’te adına Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri adı altında oluşan oluşum saat 12.30’da Merkez Bankası önünden Sabri Yalım Parkı’na kadar bir yürüyüş yapacak.
Yürüyüşün adı ‘Küresel operasyona karşı kardeşlik yürüyüşü’.
17 Aralık’ta İstanbul’da başlayan Büyük Rüşvet Operasyonundan sonra oluşan tepkileri bertaraf etmek ve Başbakan Erdoğan’a destek vermek için yapılıyor bu yürüyüş.
İşin aslında başında AKP var.
Ama işi Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri’ne ihale etmişler.
Olabilir.
Herkes kendine yakın siyasi bir düşünceye destek verebilir, onu savunabilir. Bunun için ilimizde de ülkemizde de kurulmuş onlarca, yüzlerce hatta binlerce dernek, vakıf veya başka adlarda oluşumlar var.
Amma..!
Bugün Başbakan Erdoğan’a destek vermek için yürüyecek dernek ya da kuruluşlar içinde öyleleri var ki şaştım kaldım.
Mesela KTO.
Mesela İKM.
Mesela GKD.
Mesela Kent Konseyi.
Mesela Türk- İş.
Mesela Lastik- İş.
Mesela hemşeri dernekleri.
Bunları görünce şok oldum.
GAZETECİLER GÜNÜ KUTLAMA MESAJI – Prof. Dr. Nurullah AYDIN
GAZETECİLER GÜNÜ KUTLAMA MESAJI – Prof. Dr. Nurullah AYDIN
Muhbirlikle muhabirliğin içiçe geçtiği,
Gerçek haberle saptırılmış haberin karıştığı,
Patronun çıkarına göre haberlerin şekillendirildiği,
Din’e, mezhep’e göre gazeteciliğin sürdürüldüğü,
İdeolojiye göre gazeteciliğin yürütüldüğü,
Çıkara göre gazeteciliğin yapıldığı,
Küresel ve bölgesel oyunlarda gazetecilerin örtülü ajan olarak kullanıldığı,
Dürüst, namuslu, ahlaklı, mesleğin tarafsız yansız temel özelliğini hertürlü olumsuzluklara rağmen yürüten gazetecilerin onur savaşı verdiği bu süreçte; gazeteciler günü kutlanıyor.
YENİ YILDA TÜRK MİLLETİNE DUALARIMIZ – Av. Zeki Hacıibrahimoğlu
YENİ YILDA TÜRK MİLLETİNE DUALARIMIZ - Av. Zeki Hacıibrahimoğlu
Yüce Allah’ım, Türk Milletini, Türk Yurtlarını koru. Türk’ü yiğitlikle daim et, Türk’ü erlik davasıyla yaşat. Türk’ü gerçekçi yap. Türkün gönlüne her şeyden önce, hatta kursağına ekmek koymadan önce Türklük sevgisini koy. Türk’ü ideal yaşat ve ideallerini hakikat yapmaya çalışsınlar. Törelerini canları gibi saklat. Türk’e zevk ve rahat verme, bilakis zahmete alıştır. Zahmetle yürekleri bedenleri demir olsun. Bu sayede onlara yüksek çalışma kudreti ver. Türk’e değişmez bir seciye ver. Zamanla seciye değişmesin, milli kuvvet, namus azim, sebat ideal Türkçülük ruhu, yurt severlik, ilim, sanat teşkilatı, intizam, beden kuvveti ve zenginlik ile hasıl olduğundan Türk’e bunları ver.
Türk’ten hırsız, namussuz, türerse hemen kahret. Türk’ü muhakemeli ciddi adam olarak yarat. Hissiyatına kapılıp öfke ile ayaklanmasın, birden barut gibi parlamasın. Daima soğukkanlı olsun. Türk’ü her milletten cesur yarat. Öç almayı Türk asla unutmasın. Namusuz bir tek Türk yaratacağına, dünyayı yık daha iyi. Ne kadar korkak Türk varsa hepsini helak et. Türk her şeyi mukayese etsin. Yalnız akıl ve mantık denen şeylere bırakma. Onu sabırlı derde dayanıklı olsun. İradesi çelik gibi olsun.
Takasa gidiyoruz!.. / Ahmet TAKAN
Takasa gidiyoruz!.. / Ahmet TAKAN
17 Aralık operasyonun ardından at izinin it izine karıştığı bir sarmala girdik. Bir zamanlar nalıncı keseri gibi her şeyi kendi menfaatlerinden yana yontanlar birdenbire demokrasi havarisi kılığında ortada cirit atmaya başladı. Bunlara, en sıkıntılı günlerde kem küm ederek yarım ağızla bile konuşmaya cesaret edemeyenler de eklendi.
Baskının, zorbalığın, adaletsizliğin tek hükümdar olduğu günlerde "bana dokunmayan yılan bin yaşasın"cılar bugünlerde her türlü duygu sömürüsünü kullanarak reçeteler sunmaya başladılar.
Mekik diplomatlar baş aktörler oldu!..
Kendimce çok önemli bir noktaya bir daha dikkatinizi çekmek isterim.
Recep Erdoğan'ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın "milli orduya kumpas kuruldu" sözlerinin ardından peş peşe yaşadığımız gelişmelere dikkat edin. Önce, ortaya genel af reçeteleri atıldı. Bunun sakıncaları ve haksız yere yatan onurlu insanların haklı tepkileri dikkate alınarak geri vitesine takıldı. Vee!.. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun kanlı bıçaklı olduğu Recep Erdoğan'la buluşmasına kadar varan mekik diplomasisi, sunulan çözüm önerileri..
"Reçete" ne diye takdim ediliyor kamuoyuna?;
"Ergenekon ve Balyoz reçetesi"
MANZARA-İ UMUMİYE – Cüneyt Ülsever
MANZARA-İ UMUMİYE - Cüneyt Ülsever
OdaTV’ye 27.09.2011’de yazdığım yazıda da aynı başlığı kullanmış ve yazıma şu cümlelerle başlamışım:
“Yazılarımda sık sık ‘Manzara-i Umumiye’ başlığını kullanırım. Bu başlıkla yazılmış yazılarımda iki amacım vardır:
1) Resmin tümünü bir arada görmek,
2) Bağımsız gibi gözüken olguları birleştirmek.”
***
17 Aralık sonrası Türkiye’sine bakınca, siyasi arenada muazzam bir kargaşa görüyoruz. Her gün karmakarışık gelişmelerle başlıyor, beter karışık gelişmelerle sona eriyor.
İnsanların kafasında net olan sadece şunlar:
AKP ile Cemaat kavga ediyor! Kavga her geçen gün büyüyor!
Millet kakofoninin detayını ise, haklı olarak yerli yerine koyamıyor.
Ben bugün aklımın erdiği kadarıyla kavgaya biraz daha yakından, adeta elime bir mercek alarak bakmaya çalışacağım.
***
YILBAŞI – TAKVİMLER – Prof. Dr. Nurullah AYDIN
YILBAŞI – TAKVİMLER – Prof. Dr. Nurullah AYDIN
Dünya’da farklı takvimler uygulanmaktadır. Ancak evrensel genel kabul gören ve uygulanan takvim Miladi takvimdir. 1 Ocak günü de Miladi takvimin ilk günüdür.
2014 Miladi yılı (Hıristiyan takvimi başlangıcı; 0 yılı)
1392 Hicri yılı (İslam takvimi başlangıcı; İÖ 622 yılı)
5775 Musevi yılı (Yahudi takvim başlangıcı; İÖ 3761 yılı)
3014 Hindu yılı (Hindu takvimi başlangıcı; İÖ 1000 yılı)
4712 Çin Yılı (Çin takvimi başlangıcı; MÖ.2698 yılı).
6018 Yaratılışçı yılı (Yazı bulunma takvim başlangıcı; MÖ. 4004 yılı)
Zaman; genel olarak olay ve olguların geçtiği, geçmekte olduğu ve geçeceği süreye denir.
İnsanlar zamanı ölçerken; ölçü aracı olarak Güneş'i ve Ay'ı gözlemişlerdir.
Takvim; zaman ölçü birimidir.
HUKUK ve PROPAGANDA!.. / Mustafa Küpçü
HUKUK ve PROPAGANDA!.. /Mustafa Küpçü
Okunuş biçimiyle “Gobels”, 1933-1945 yılları arasında, Hitler faşizminin yaşandığı ve dünyanın kana bulandığı dönemde Almanya’da, “Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığı” yaptı.
Gobels’in “Propaganda İlkeleri” vardı.
İşte, o ilkelerden örnekler;
· Amacımız doğruları söylemek değil, insanları etkilemektir.
· Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar.
· Yargı, devlet hayatının efendisi olamaz, devlet politikasının hizmetkarı olmalıdır.
· Bana vicdanı olmayan bir medya teslim edin, size bilinçsiz bir halk sunayım.
· Hatalı olduğunu veya yanlış yaptığını asla kabul etme.
· Sadece bir rakibine odaklan ve kötü giden her şeyin sonucunu onun üzerine yık.
· Halk, büyük yalanlara küçük yalanlardan daha çok inanır.
Siyaset, “propaganda yoluyla halkı ikna ederek iktidar olma sanatı” olarak da ifade ediliyor. Propaganda ile demokrasi ilişkisi üzerine düşünürken, arşivimden bazı anılar önüme saçıldı. Paylaşmak istedim.
24 TÜRKÇENİN 24 FARKLI KULLANIMI İLE YENİ YIL MESAJLARI… / Yrd. Doç. Dr. Muhsin Kadıoğlu
24 TÜRKÇENİN 24 FARKLI KULLANIMI İLE YENİ YIL MESAJLARI... / Yrd. Doç. Dr. Muhsin Kadıoğlu
Okuduğunuzda ne denli yakın olduğumuzu ve neden "Türk Birliği" istediğimizi daha iyi anlayacaksınız.
-Yeni yılınız kutlu olsun (Türkiye Türkçesi).
-Yeni iliniz mübarek olsun (Azeri Türkçesi)
-Canga cılıngız kuttı bolsın (Kazak Türkçesi)
-Cangı cılıngız kuttu bolsun (Kırgız Türkçesi)
-Yengi yılıngız mübarek bolsun (Özbek Türkçesi)
-Teze yılınızı gutlayaarın (Türkmen Türkçesi)
-Yengi yılıngızğa mübarek bolsun (Yeni Uygur Türkçesi)
-Canga cılıngız kuttı bolsın (Karakalpak Türkçesi)
-Sezne yanga yıl belen tebrik item (Tatar Türkçesi)
YENİ YIL DUASI / BILDIRIN BEDDU – Süleyman PEKİN
YENİ YIL DUASI / BILDIRIN BEDDU – Süleyman PEKİN
– “ Yolsuzluk yapanların vay haline! ” (Mutaffiifîn 1)
Noel Baba geyiğini eleştirme hakkını çeyrek asırlık cihad geleneği sayan halkımız kul halkının, kamu malının, tüyü bitmemiş yetimin parasının harman edilmesine seyirci. “Doğrusu siz kokuşmuş bir halksınız.”(A’raf 81)
Neydi bir zamanlar iddiamız: Müslüman çalmaz-çırpmaz. Koyun İmam - Hatipliyi kasaya, gerisini düşünmeyin. Alnı secde görenden zarar gelmez. Neymiş; “Para hırsıyla kendi yaptıklarına; bu Allah’tandır diyenlerin vay haline! Üstlendikleri vebalden dolayı onların vay haline!” (Bakara 79)
Arap şekilciliğiyle Göktanrı dininin alışkanlarını birleştiren / biriktiren halkımız ŞAMANİK ŞEKİLPERESTİZM’e İslam diyor ve Kur’andan tek ayet bilmiyorsa hüküm nedir erenler? “Yoksa sizin bir kitabınız varda ondan ders mi görüyorsunuz? Canınız neyi istiyorsa o caizdir diye mi yazıyor orada?” (Kalem 37-38)