Açlığa mahkum ettikleri öğretmenden Türkiye’yi uçurmasını bekliyorlar!.. / Uğur DÜNDAR
Açlığa mahkum ettikleri öğretmenden Türkiye’yi uçurmasını bekliyorlar!.. / Uğur DÜNDAR
SÖZCÜ, Aralık 12, 2015
Yandaş bir gazetenin internet sitesi, öğretmenlerimizin aldığı maaşların, birçok yabancı ülkedeki meslektaşlarının gelirleriyle karşılaştırıldığı bir tablo yayınlamış.
Ortaya en iyiden kötüye doğru şöyle bir sıralama çıkmış:
1- Lüksemburg 99.000 dolar (yıllık)
2- Kanada 66.702 dolar (yıllık)
3- Almanya 65.843 dolar (yıllık)
25- Türkiye 26.730 dolar (yıllık)
* * *
Tabloya bakılırsa, ülkemizde 10 yılını dolduran bir öğretmenin eline ayda2.275 dolar, yani yaklaşık 6.500 TL geçiyor!
Peki bu rakam doğru mu?
Hayır, yalan!
Hem de kuyruklu yalan!
* * *
Haberi okuyunca hemen Vefa ve İstanbul Erkek Liselerinde yıllarca müdürlük yaptıktan sonra emekliye ayrılan Yrd. Doç. Dr. Sakin Öner’i aradım.
Emekli aylığıyla geçinemediği için halen İstanbul Kavram Meslek Yüksek Okulu’nu yöneten deneyimli eğitimciden aldığım gerçek rakamları sizlerle paylaşıyorum:
Prof.Dr. Mim Kemal Öke Namaza Nasıl Başladı?
Prof.Dr. Mim Kemal Öke Namaza Nasıl Başladı?
Tanınmış Akademisyen-Yazar Prof. Dr. Mim Kemal Öke namaza nasıl başladığını yazdı.
İşte Prof. Öke’nin ilk kez Konya’da yerel bir gazete de yayımlanan ve her paragrafı anlam yüklü, düşündüren öyküsü…
İmanı ibadetle tamamlamak gençlik yıllarıma nasip oldu. “Bu eşiği geçişim, gurbetteki eğitimim sırasında, kendimle yüzleşme ile başladı” gibime geliyor.
Avrupa’da Pazar günleri Hıristiyanların ibadet günleridir. Kilise çanlarıyla başlayan bu günde, Hıristiyanlar en temiz elbiselerini giyerek, ailece kiliselere koşarlar. O gün spor müsabakaları, hatta bazı yerlerde barlar, restoranlar bile kapalıdır. İşte böyle bir ortamda yedi yıl yaşadım ben…
Hop yahyalardan_Fehmi Efendilerden_Mal Müdüru Avni beylerden_Narcılardan-Şerbetcilerden GANDIRALIYIZ… / Kandıralı Fethi DURU
Hop yahyalardan_Fehmi Efendilerden_Mal Müdüru Avni beylerden_Narcılardan-Şerbetcilerden GANDIRALIYIZ... / Kandıralı Fethi DURU
Benim soyadım, hep DURU..
Anneannemin VAROL,
Anneciğimin SEVEN...
Ağva-İst Cad No.. 18
yazardı kapımızda.
Çarşı maaalesii...
Tahta-tokmaklı kapının üzerinde iki plaka üzerinde,
E..17
Su 23 yazardı...
Elektriği. 17. Suyu. 23.almışız. yaa.. ve vaay.
Vasıf abi (GÜNEŞ-Sevgili kardeşim AZİZ in babası) benle beraber, müracaaat etti, demişti.rahmetli, babam TERZİ. A. FERRUH DURU.
Allah’ın Gazabı Zalimlerin Üzerine Olsun mu ki – Karaçay AHISKALI
Allah'ın Gazabı Zalimlerin Üzerine Olsun mu ki - Karaçay AHISKALI
İslam Aleminin çektiği zulüm şiddetlenerek artıyorsa, uğradığı bu zulme Allah'ın Gazabı denebilir mi... Ve Allah'ın Gazabına uğradığımızı düşünürsek, "Allah'ın Gazabı zalimlerin üzerine olsun" bedduasının muhatabının da biz olduğumuz sonucuna varılabilir mi dersiniz... Hasılı, meseleye farklı bir açıdan baktığımızda Allah'ın Gazabı, Ruslar ya da Amerikalılar mıdır acep... Veya İngilizler ya da Yahudiler midir ki...
Kıblem Kâbe deyip, paraya secde edenlere zalim denir mi sizce...
İslam'ın içini boşaltmak zulüm değil midir...
Ya, Allah'ın haram kıldıklarını meşruymuş gibi göstermeye çalışmak ya da helalleştirme gayretinde bulunmak zalimlik değil de nedir Allah Aşkına...
Millet'in malını haraç mezat satana, çatır çatır kul hakkı yiyene, kafirlerle işbirliği yapana, batılın önüne paspas olana zalim demeyelim de ne diyelim...
"Türkiye’yi Bekleyen Tehlike Hayal Edilemeyecek Kadar Büyük" – Hüsnü MAHALLİ
"Türkiye’yi Bekleyen Tehlike Hayal Edilemeyecek Kadar Büyük- " Hüsnü MAHALLİ
Şehirli muhafazakârlık üzerine… / Cem SÖKMEN
Şehirli muhafazakârlık üzerine… / Cem SÖKMEN -Ufuk Ötesi Kasım-2008 |
Geçtiğimiz ay katıldığımız bir anma toplantısı bize, iki güzel insanı daha yakından tanıma fırsatı vermesiyle mutluluk, söz verip gelmeyen konukları ve sözü aldıklarında duyurulan konuyu değil kendi meselelerini anlatan bazı konuşmacılarıyla burukluk verdi. Bu burukluk bizi “şehirli muhafazakârlığın ölçüleri neler olmalıdır?” sorusunun cevabını aramaya yöneltti. |
Hemşehrim Kandıralı Fethi Duru’nun daveti..
Bii tek keman olsa..
Masamda sevdiklerim, yani siz olsanız..
Bamyanın faydaları nelerdir? – Şebnem KANDIRALI
Bamyanın faydaları nelerdir? - Şebnem KANDIRALI
Uzman Diyetisyen Şebnem Kandıralı, bamyanın sağlık açısından faydalı bir gıda olduğunu belirtti.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMELERİ – Av. Abdurrahman KAYMAK / Stj. Av. Kemal DÖNER
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMELERİ – Av. Abdurrahman KAYMAK / Stj. Av. Kemal DÖNER
Giriş ve Teşekkür: Değerli okuyucularımız, aradan geçen zamanda sizlerden aldığımız geri dönüşler bizleri farklı konularda yazmaya teşvik etti. Gerek yurt içinden gerekse Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok noktasından aldığımız teşekkür mesajları Kocaeli Kandıralılar Derneği’nin dünyanın her noktasından ulaşılabilir bir topluluk olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi. Bu nedenle, uzak diyarlardan tutunda komşu bir şehre kadar bizleri takip eden siz değerli okuyuculara teşekkürü bir borç biliyoruz.
Aynı zamanda bizleri yazmak ve araştırmak konusunda cesaretlendiren Sayın Ahsen Okyar Ağabeyimize ve Sayın Erdal Baykara Ağabeyimize de bu vesile ile şükranlarımızı sunmak isteriz.
Bu çalışmamızda bizlere ofisimizden Stj. Av. Kemal Döner yardımcı oldu. Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden bu yıl derece ile mezun olan ve Özel Hukuk Anabilimdalı Master Programına da kabul edilen Sayın Döner’in, aşağıda Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi ile ilgili çalışmasını dikkatlerinize ve takdirlerinize sunuyoruz.
Sevgi ve Saygılarımızla;
Av. Abdurrahman Kaymak
Kandıra’nın geleceğiyle oynayan vatandaşı kahraman ilan etmek – Bülent EKİNCİ
Kandıra’nın geleceğiyle oynayan vatandaşı kahraman ilan etmek - Bülent EKİNCİ
Kandıra’da yapılması planlanan Gıda OSB projesi bir uyanık yüzünden başlamadan bitiyor. Kandıra’ya ve çevresine büyük ölçüde katkı sağlayacağı düşünülen OSB’nin kaderi Danıştay’ın vereceği kararın ardından netleşecek.
Kandıra sürekli göç veren ve gelişmişlikte giderek geride kalan bir ilçe haline geldi. Onun bu kötü kaderinin değişmesi için büyük ümitlerle hayata geçirilmek istenen Gıda OSB ise tükenen son ümit oldu.
Kandıra ve çevresindeki çiftçilerin ürünlerini satın alarak onları işleyip dünya ve türk pazarına sunmak için düşünülen OSB artık hayalden öteye geçemiyor. Ve bütün bunlara vesile olan zatı muhterem iki domatesi eline alarak sanki çok iyi bir halt işlemiş gibi gazetelere poz veriyor.
Kandıra Gıda OSB Müdürü Hamit Eroğlu ile önceki gün bir telefon görüşmesi yaptım. Bu görüşme sonrasındaki izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Nisan ayında temel atmayı düşünüyorduk. 1’inci derece tarım arazisi olan bölgede sanayileşmeye bende karşıyım. Ancak bu bölge bu kapsam içerisine girmiyor. Bu durum öyle bir hale sokuldu ki, bölge sanki Harran Ovası gibi görülmeye başlandı. Gıda OSB projesi Türkiye’de bir ilkti. Buradan sonra Türkiye’nin farklı 7 bölgesinde Gıda OSB’ler kurmayı düşünüyorduk. Burası örnek olacaktı. Ancak gelinen durum hiçte iç acıcı değil. Danıştay’ın vereceği karara göre proje tamamen yatabilir” diyen Erodğlu, “ Geçtiğimiz hafta farklı illerden teklif aldık. Mersin ve Bandırma’dan arandım ve gelin buraya OSB’nizi kurun dendi. Yeriniz yurdunuz hazır dendi” şeklinde konuşmasına devam etti.
Şehidim – Bekir Yunus UÇAR
Şehidim - Bekir Yunus UÇAR(Türkiye Motosiklet Federasyonu eski Başkanı)
Şehidim,
Sen o zırhlı olup da zırhı seni koruyamayan aracın tekerlekleri mayına bastığı anda biz evde çay içiyorduk. Bir ses duyuldu sanki evet ama rüzgardan kapı çarptı sandık.
O an sen şehit olmuşsun ya hiç anlamadık.
Şehidim,
Sen o akşam 16 Şehit silah arkadaşınla mayına doğru hızla giderken biz Manisa'da yerli üzüm mü daha tatlı diğerleri mi onu yeyip tartışıyorduk. Az bir acı hissettik o an ama üzümün çekirdeği sandık.
Şehidim,
Sen şehit olurken biz Adana'da rakıya az daha buz istiyorduk. Bilirsin bu meret başka türlü içilmez. Bir an sızladı evet dişimiz ama kusura bakma buzlu rakı dokundu sandık.
Şehidim,
Sen Dağlıca'da geceden karanlık o zırhlıda dua mırıldanan dudaklarınla ilerlerken biz İstanbul'da gece kulübü'nün kapısında bodyguardlarla boğuşuyorduk. Bizim de zor bir anımızdı. O telaştan patlayan mayının sesini duyamadık.
Şehit Komutanım,
Sen 16 evladınla zehir zıkkım kokan o araçlardayken biz de Kordon'da trafikte sıkışmış kalmış çile çekiyorduk. Korna sesleri, barlardan savrulan çığlıklar derken inan patlamayı fark edemedik bile, kusura bakma artık.
Şehidim, Şehitlerim... Bizim huzurumuzu, rahatımızı bir türlü sağlayamadınız gitti. Aşk olsun size...
Kanser en çok neyi sever? – Prof. Dr. Ahmet AYDIN
Her doktor öğrenciliği sırasında Otto Warburg'un buluşunu öğrenir. 1930'lu yıllarda Warburg kanserin en temel biyokimyasal sebebini, yani sağlıklı bir hücreyi kanser hücresinden ayıran şeyin ne olduğunu bulmuştur.
UNUTMAYIN, YARIN DEPREM OLACAK! – Talha KÖS
Ben de her Müslüman gibi, gaybı (geleceği) Allah’tan başka kimsenin bilmediğine iman etmiş biriyim. Tabii ki yarın deprem olur mu olmaz mı bilmemiz söz konusu değil.
Anonim Şirket Sermaye Azaltılmasında Aktiflerin Tesbiti – Cevdet AKÇAKOCA
Anonim Şirket Sermaye Azaltılmasında Aktiflerin Tesbiti - Cevdet AKÇAKOCA
Yeminli Mali Müşavir Bağımsız Denetçi Tarih: 04.08.2015
Bursa Ticaret ve Sanayi Odasındaki ticaret siciline 40-50 senedir işimiz düşer, şimdiye kadar her gelen Ticaret Sicil Müdürü veya elemanları ile iyi ilişkilerimiz oldu.
Biz, bilgilerimizi, düşüncelerimizi onlarla paylaşmaya çalıştık.
Onlar da yol gösterici olmak için ellerinden geleni yaptılar.
Birkaç gün önce Bursa Ticaret Sicili Müdür Yardımcısı Sayın Onur Yılmazdan bir bilgilendirme yazısı aldım. Yazıyı çok beğendim.
Özellikle, bilgilerini paylaşmak ve yol gösterici olma açısından kendilerini tebrik ettim ve burada da ediyorum.
Yazıyı paylaşmak üzere izin istedim.
Gerekli izni verdiler.
Terör Organizatörleri ve Şeytan – Prof. Dr. Hacı DURAN
Terör Organizatörleri ve Şeytan – Prof. Dr. Hacı DURAN
Terör, hiçbir zaman sadece terör eylemini yapan kişi ya da gruptan ibaret değildir. Terör bir sanayidir, bir sektördür. Teknik olarak düzenlenmiş kaynaklardan, kitlelerden ve siyasal faaliyetlerin koordinasyonundan meydana gelir
–Ses getirici kitle imha olaylarında, seçilmiş olan Gaziantep, Adıyaman, Şanlıurfa illeri acaba rastgele mi seçilmiştir? Yoksa Güneydoğu Anadolu Bölgesinde olup da teröre en az prim veren iller olduğu için bir intikam mı söz konusudur?
Terör, hiçbir zaman sadece terör eylemini yapan kişi ya da gruptan ibaret değildir. Terör bir sanayidir, bir sektördür. Teknik olarak düzenlenmiş kaynaklardan, kitlelerden ve siyasal faaliyetlerin koordinasyonundan meydana gelir. Ciddi bir sermaye, istihbarat ve yönetim bütün terör organizasyonlarının arkasında vardır. Bütün terörist faaliyetlerde; teröristler, terör eylemleri sonucunda ölenler, siyasi ve ekonomik güçlerini yitirenler ise figüran olarak işlev görür.
Suriye olayları başladığında ve Türkiye açık kapı, yani kontrolsüz mülteci göçü politikası izlediğinden beri, Güneydoğu Anadolu bölgesinin terörün içine çekileceği ihtimali her zaman vardı. Çünkü benzer bir durum daha önce Pakistan’ın Afganistan sınır bölgelerinde yaşanmıştı. Maalesef yeterli tedbir alınmadı ki bu acı olaylar bölgemize sıçradı.
Vali Güzeloğlu’na Akçakoca Gazi Çağrısı – İsmail KAHRAMAN
Vali Güzeloğlu’na Akçakoca Gazi Çağrısı - İsmail KAHRAMAN
Kocaeli bölgesi tarih ve kültür bakımından çok büyük zenginliklere sahip. Ama ne acıdır ki bu tarih ve kültür zenginliklerini ne Kocaeliler olarak kendimiz tanıyoruz ne de buraları Türkiye tanıyor. Kocaeli Orhangazi döneminin Büyük komutanlarından Akçakoca Gazi tarafından fethedilmiş, ilimiz Kocaeli’nin adı da Bu büyük komutandan Akçakoca’nın eli anlamına gelmektedir.
Geçtiğimiz yıl Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından “Akçakoca Gazi Seöpozyumu” düzenlendi. Biz de bu sempozyuma araştırmacı gazeteci ce Devri Alem Belgesel programı yapımcısı olarak “Akçakoca Gazi’den günümüze Marka Kent Gebze” bildirisi sunarak tarihimize karşı vefa borcumuzu ödedik. Ama sempozyuma katılan çok sayıda Bilim adamı maalesef Akçakoca Gazi’nin mezarının bulunduğu Kandıra bölgesine götürülmedi. Keşke bu Akademisyenler Kandıra bölgesinde bilimsel araştırmalar yapabilselerdi.
MUHTEŞEM TUGAY’A VEDA… / Cem ŞAKOĞLU
MUHTEŞEM TUGAY’A VEDA… / Cem ŞAKOĞLU
Uzun bir süreden bu yana aramızdan ayrılanların ardından bir veda yazısı yazmamıştım. Allah yüreğimi biliyor ya çok da yazmak istemiyorum bu tarz yazıları. Çünkü sebebini daha öncelerde de yazmıştım. Bazen kimi dostlar bu yazıları beğenip, ‘Bir gün ben de aynı duruma geldiğimde acaba Cem benim için de yazar mı?’ ya da ‘Ne yazar merak ediyorum’ diye düşünüp bu fikirlerini bana da aktarmışlardı ve bu beni inanılmaz derecede üzdü.
Evet bu tarz yazıları aslında yazmak istemiyorum ama kimi zaman oluyor ki yürek sızınız, giden dostunuz, dostunuzun yakınları, çoluk çocuğu, kimi zaman birlikte geçirdiğiniz zamanlar, kimi zaman sevgi, paylaşımlar, yaşanmışlıklar falan diye daha bir ton sebep sayabilirim.
Prof . Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu – Tarık BAĞDAT
Prof . Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu - Tarık BAĞDAT
Hafta başı Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafsız halkın genelini kucaklayan kişi olması gereken Cumhurbaşkanı adaylarını açıkladılar.
Evet! Cumhurbaşkanı olacak kişiyi artık halk olarak bizler seçeceğiz. Cumhur’u yani halkı ayırım yapmadan, ötelemeden ve herkesimi kucaklayan bir aday gerekiyordu. Aday partiler üstü olduğu kadar geldiğimiz noktada da Türkiye’nin getirildiği siyasi konjektörü de gören bilen aday olmalı.
Şu bir gerçek ki siz sol kökenli bir tarafsız aday getirseniz % 65 hayır diyecekti. Milliyetçi ve tarafsız birini getirseniz % 82 hayır diyecekti. Böylece toplumu ayıran sadece belli bir kesimin ve ehven işer aday yok buna vereceğim diyenlerin olduğu bir topluluğun adayı çıkacak kazanacak. Türkiye hak etmediği kötü mecrada daha fazla ayrışarak bir birine kötü gözle bakan, dedikoducu tarzda bir aday Cumhurbaşkanı olacak. Nerden bakarsanız bakın % 49’u temsil etmeyecek kişi o koltuğa oturacak işler ülke’de daha daha kötüye gidecek. Yaşananlar ortada. İnsanları siyasi görüşüne göre değerlendirilerek yok etmenin her şekli ortada, yaşıyoruz.
Aday ismi telefuz edildiği zaman oğlum Bilgutay, Prof Dr Ekmeleddin İhsanoğlu’nun İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden hocası olduğunu söyledi. Muhafazakar ama herkesin görüşüne saygılı adaletli kişiliğinden bahsetti. Kişileri siyasi görüşüne göre değil yaptığı işteki başarısına göre değerlendirdiğinden bahsetti.
HİZMET SEKTÖRÜNDE ÖFKE VE STRES YÖNETİMİ – Yrd. Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER
HİZMET SEKTÖRÜNDE ÖFKE VE STRES YÖNETİMİ - Yrd. Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER
Ekonomi biliminin bir ayağı tüketim ise, diğeri de üretimdir. Üretimin de mal ve hizmet olarak iki ayağı vardır. Hizmet üretimi, adı üzerinde insanlara hizmet etmekle ilgilidir. Halı temizleme sektörü de, hijyene ve sağlığa verilen önem, yaşam kalitesinin yükseltilmesi, zaman kazandırması ve insanların mutluluğunu artırması bakımından büyük bir önem arz etmektedir.
Halı temizleme sektörü, siparişin alınması, temizlenecek malzemenin müşteriden teslim alınması, nakliyesi, fabrikada temizleme işine tabi tutulması, paketlenmesi, yeniden nakledilerek müşteriye ulaştırılması, teslim sonrası hizmetler gibi önemli görevleri içermektedir.
Siparişin alınması, telefon veya internet ortamından olabilmesiyle birlikte, müşterinin direkt fabrikaya müracaatı ile de olabilir. Hangi yöntemle olursa olsun, siparişin alınması aşaması müşteri ile ilk iletişimin kurulduğu safhadır ve bu yönüyle büyük önem arz etmektedir.