Prof.Dr. Ali Bardakoğlu; ‘Kendi yanlışlarımıza fetva verir olduk’
Prof.Dr. Ali Bardakoğlu; ‘Kendi yanlışlarımıza fetva verir olduk’
Diyanet İşleri Başkanlığı’nda görevden almalar, mütedeyyin çevrelerin eleştiri odağındaki şatafat merakı, dünyayı sarsan DEAŞ terörü… Eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’yla bir araya gelip bu konuları konuştuk. “Kuran’ı Kerim ile aramız açıldı. Kendi yanlışlarımıza kendimiz fetva verir olduk” diyen Bardakoğlu’na göre çare, ‘güzellik, huzur, hoşgörü’ ayı ramazanda Müslümanların hayatlarını gözden geçirmesi’...
Diyanet İşleri Başkanı’yken verdiğiniz bir mesajda, ramazan ayını, “İradelerin merhametle eğitildiği ve özgürleştiği, ferdi hayatta dindarlığın, sosyal hayatta kaynaşma ve paylaşmanın yoğun olarak yaşandığı” bir ay olarak tanımlıyorsunuz. Bugün olsa neye dikkat çekerdiniz?
Ben ramazanı farklı algılıyorum. Hayat gelip geçiyor ve insanların zaman zaman durup kendini, hayatını gözden geçirmesi gerekiyor. Şirketler yapar ya, biz de onun gibi öz denetim ve muhasebe yapmalıyız. Ötekinin yapıp ettikleriyle, hatta ne kadar dindar olduğuyla ilgilenmek yerine kendimizin ne kadar iyi bir insan, iyi bir dindar olduğuyla ilgilenmemiz gerekiyor.
Siz her zaman ‘insan olma’nın altını çizdiniz. Peki niye kutuplaştık?
Toplum olarak ayrıştığımız, artık birbirimize öfke duyduğumuz doğrudur. Bunlar sosyal birlik beraberliğimiz açısından alarm noktalarıdır. Ortadoğu toplumları barut fıçısı gibi. Birbirlerine duydukları öfkeyi mezhep, din duyarlılığı veya öteki üzerinden dile getiriyor, onlar üzerinden kimlikler şekilleniyor. İslam dünyasının bir kısmı, mesela Şia kesimi 13 asırdır böyle bir öfkeyle yoğruldu. Sonra bu öfke kendilerine de zarar verdi. Sünni kesimde de hep ötekileştirme ve öfke var. Böyle giderse ateş ocağımıza düşer ve bizi de parçalar.
Kutsal kitap güzelliği, bağışlamayı, ahlaklı, düzgün olmayı emrederken DEAŞ neden bombalar patlatıyor, insanlar birbirine kıyıyor?
Kuran’ı Kerim ile aramız açıldı. Kuran’ı Kerim’in bize verdiği öğütlere kulak tıkadık ve kendi yanlışlarımıza kendimiz fetva verir olduk.
Neden?
Çünkü dini bilgi üretiminde metot kalmadı. Serbest pazar mantığıyla fetva arayan, müşteri memnuniyetine göre fetva verenler kapladı ortalığı. İslam âlimlerinin içinde yaşadığı hayatla ve gerçekliklerle bağı koptu. Üçüncü, beşinci asırda yazılan kitaplardaki bilgileri tekrar ederek insanlara dini anlattığımızı düşünemeyiz. 50 küsur İslam ülkesi var, paramparçayız. İslam barış dinidir diyoruz ama kimseyi inandıramıyoruz, çünkü birçok yerde Müslümanlar birbirinin boğazını sıkıyor. Birbirinin Müslümanlığını beğenmez oldular, birbirini itham ve tekfir ederek sürekli camdan aşağı atmakla meşguller.
Ama şiddeti üretenler ayetlerden hareket ettiklerini söylüyor...
Önce şiddete karar veriyor sonra Kuran’dan veya gelenekten ona uygun pasajlar seçiyorlar. Aynı kafadakiler dördüncü Halife Hz. Ali’yi de onun dindarlığını beğenmedikleri için öldürdüler. Burada din âlimlerine büyük iş düşüyor.
Din iyi anlatılırsa düzelir mi?
Elbette hayır. Her şeyin altüst olduğu, fırsat eşitliğinin olmadığı, işgaller altında umutların tükendiği, siyasal katılımın olmadığı toplumda sadece din anlatarak insanları mutlu edemeyiz. İslam dünyası acilen bilgi, çalışma, üretme, temizlik, sosyal barış, sosyal adalet, insan hakları, kadın hakları, çevre, özgürlükler, ötekinin hakkı gibi temel konularda zihnini durultmak ve bu konularda mesafe almak zorunda. İslamiyette ibadet sadece kıldığımız namaz değildir. İnsanlığa, dünyanın imarına, sulha, barışa hizmet eden her davranış ibadettir.
Yani İslamiyet bize, her işi bırak, namazını kıl, orucunu tut, ondan sonra dünyanın en gelişmiş ülkesi olursun gibi bir vaatte bulunmuyor, öyle mi?
İslamiyet bize bazı ibadetleri yerine getirdiğin zaman anahtar teslim bir mutluluk da vaat etmiyor. Diyor ki, başarmak ve iyiliğe ulaşmak istiyorsan elini taşın altına koyacaksın. Çalışma, üretme, hak, hukuk, adalet, bir toplumun kalkınması, özgürlüğün korunması için bir şeyler yaparsanız gelişirsiniz. İslam dini dünyada yaşansın diye gönderildi, ahirette değil. Yani dünyayı terk et, hiçbir şey yapma, ahirette kazanırsın mesajını vermiyor. Müslümanlar dünya-ahiret dengesini yitirdiler.
ZENGİNİN YANINDA OLAN BİR SÖYLEM
Din ve para ilişkisi, şatafatlı yaşam da tartışılan konulardan biri. Zengin Müslüman olamaz mı, olmamalı mı?
İslam düşüncesi maalesef bu yüzyılda kapitalizmin ve serbest piyasa ekonomisinin payandası haline geldi. İslam’ın ana kaynaklarının verdiği mesaj sosyal adalet ve hakkaniyet eksenindedir. Ama ne hikmetse İslami düşüncede bu sosyal adalet fikri, fakirin ve mağdurun yanında olma fikri zayıflayıp, giderek güçlünün, zenginin yanında olan bir dini söylem gelişti. Gönlüm isterdi ki, evrensel ilâhî din olan İslam’ın günümüz uleması dünyada kanıksadığımız bunca eşitsizlik, sömürü, adaletsizlik, güçlü ve egemenin oldu bittileri karşısında hakkın sesi olsun, her türlü ayırımcılığa karşı çıksın, bizlere hepimizin Âdem’in çocukları kardeşler olduğumuzu, insan olarak eşit ve değerli olduğumuzu, insanca bir hayatın hepimizin temel hakkı olduğunu hatırlatsın. Ama öyle olmadı ve olmuyor. Olup bitene eleştirel baktığımızda bunu açıkça görüyoruz.
SADAKA KÜLTÜRÜYLE OLMAZ
Kimin suçu?
Burada birçok kesimin suçu var ama İslam âlimlerinin de var. Bizim çağdaş ulema, sermaye ve ekonomik ilişkiler konusunda çağın gerektirdiği bütün taleplere uygun fetvalar üretmeye başladı. İslam uleması tıkandığımız ekonomik alanlarda sorunları aşmada son derece mahirler. Ama insan hakları, kadın hakları, ötekinin hakkı ve özgürlüğü, cinsiyet ayırımcılığı, sosyal adalet gibi daha geniş tabanlı konuları gündeme taşımaya pek istekli değiller. Sadaka ve iane kültürüyle ya da retorikle bunları sağlayamayız.
‘KUTLU DOĞUM’UN FETÖ İLE ALAKASI YOK’
Diyanet İşleri Başkanlığı geçen haftanın gündemiydi. Önce Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özafşar görevden alındı, ardından Kutlu Doğum Haftası’nın adı değişti. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar hocayı çok beğenirim; iyi bir hadis âlimidir. Kendisinin FETÖ’yle de modernistlikle de en küçük bir ilgisi yoktur. Bildiğim kadarıyla kendisi ilmi çalışmalara dönmek istiyordu. Onun için ayrılmış olmalıdır. Ama onun bilgisi dışında bir görevden alma varsa bunu şık bulmam. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bugüne kadar Kutlu Doğum Haftası adıyla yaptıkları tamamen Hazreti Peygamber’i anlama ve anlatma etkinlikleridir. FETÖ ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Ve bunu böyle olduğunu “FETÖ’yle alakası vardır” diye yaygara koparanlar da biliyor aslında.
TARTIŞMANIN NEDENİ
Neden böyle bir tartışma yürüyor öyleyse?
Bazı Müslümanlarda İslam ahlakı eksik olduğu için. Kör bağnazlıklar ahlakımızı da buharlaştırıyor. Niyet okumalar, iftiralar da beraberinde geliyor. Bazı Müslümanlar söze din, ahlak, sevgi diye başlıyor, iki satır sonra dili kılıçlaşıyor, “sapık”, “modernist”, “şucu bucu” diye önüne geleni etiketliyor. Diyanet’e karşı “Kutlu Doğum haftaları, bir FETÖ projesidir” şeklinde bir iftirayı duyunca üzüldüm ve irkildim.
Niye irkildiniz?
Diyanet’in bu projesinin hiç de böyle olmadığını biliyorum. Demek ki insanlar kendi çıkarları, konumları, hesapları söz konusu olunca her türlü iftirayı atıyor, her yolu meşru görüyor. Artık FETÖ’cülük bir maymuncuk gibi, herkesin kendi konumunu güçlendirmek için ötekine doğrulttuğu bir silah oldu.
EKONOMİK SEKTÖR OLDU
Yani suçlamalar çıkar ilişkisinden mi kaynaklanıyor?
Bugün birçok dini cemaat birer ekonomik sektöre dönüştü. Unutmamalı, Türkiye’de dini gruplar kamusal alana sirayet etmeye başladığı, kapalı ve kayıtdışı olup kendilerine göre dini eğitim vermeye başlarsa sorun büyür, FETÖ’deki gibi. Ülke benzeri oluşumlara gebe demektir.
FETÖ’nün yerini yeni cemaatler doldurur mu?
Bazı kesim ve cemaatler FETÖ’den doğan boşluğu doldurabilmek için siyasetle, kamusal alanla, yaygın ve kayıtdışı dini eğitimle kendi kapsam alanlarını genişletme hesabı yapıyor olabilir. Öyle zannediyorum ki Diyanet İşleri’yle uğraşmaları da bu yüzden. Bir dini cemaat kendisini alternatif diyanet olarak görmeye başlarsa, sonra paralel kamu gücü olmaya doğru da gider. Dini cemaat ve tarikatlar siyaset, kamusal alan, yaygın din eğitimi ve ticaretten elini çekip kendi asli ve sivil hizmet alanlarına çekilmezse, kayıtdışılıktan çıkıp şeffaf ve denetlenebilir olmazsa yeni maceralar yaşamamız kaçınılmaz görünüyor.
İSLAM DİNİ MÜSLÜMANLAR YÜZÜNDEN MAHCUP
‘Yüzleşme’ kitabınızda, Mısırlı âlimlerin “İslam dini Müslümanların yüzünden mahcup durumdadır” sözüne atıfta bulunuyorsunuz. Sizi mahcup eden şeyler var mı?
Ramazanda olmamız nedeniyle hemen oradan örnek vereyim. Şimdi televizyon programlarını izleyeceksiniz. Reytingi en yüksek programlar en çok menkıbenin anlatıldığı, en çok gözyaşının döküldüğü programlar. Din artık melankoli ve gözyaşı olarak sunuluyor ve algılanıyor. Böyle bir din anlayışı sizi dünya sahnesinde yukarı çeker mi? Hazreti Muhammed’in hayatını öyle bir anlatıyorlar ki, öyle bir hayatın örnek alınması ve yaşanması mümkün değil. Bugün İslam dinini gizemli, esrarengiz bir din olarak sunanlar, asılsız kutsallıklar üretenler aslında kendi din ticaretleri için müşteri artırımı peşindeler. Bu da beni mahcup ediyor.
ANADOLU İNSANIMIZA ÜZÜLÜYORUM
Halk neden bu programları izliyor?
Çünkü onları böyle besledik, “Din, acı, gözyaşı, melankoli ve menkıbedir” dedik. Ya geçmişe özlemle ya da bir kurtarıcı bekleyerek vakit geçiriyoruz. Bireyi ve birey bilincini, birey sorumluluğunu yok ettik. Başımıza geleni de hep “ya Allah’ın gazabı ya da ötekinin kötülüğü” diye anlattık. “Sen sadece dua et, hatta en etkili ve gizemli duayı ve zamanı bul yeter, bunlardan kurtulursun” diyerek piyangocu bir anlayışı besledik. Halkı böyle besleyince onlar da buna uygun hoca tipi istemeye başladı.
Bu anlayış insanlara ne yapıyor?
Geniş halk kitlesi istiyor diye menkıbe ve hurafe dolu bir din anlatanlar farkında olmadan dinin toplumları uyuşturduğu tezini de desteklemiş oluyor. Anadolu’dan gelip, bunu dini bilgilendirme sananlara, boynu bükük dinleyen garip Anadolu insanımıza üzülüyorum.
İSLAMOFOBİ MAHALLEMİZE İNECEKTİR
Sırf bu yüzden dinden uzaklaşanlar oluyor mu?
Harika bir konuya değindiniz. Böyle bir dini anlayışın, çocuklarımız, torunlarımız tarafından nasıl karşılanacağından emin değilim. Artık yavaş yavaş yol ayrımına geliyoruz. Çocuklarımız, torunlarımız sorguluyor, görüyor, biliyor. Bireyin olmadığı, kadın hakkı, insan hakkı, çevre bilinci, bilgi üretimi, sosyal adalet, hukuk, özgürlük, düşünce gibi temel değerlerin yeterince gelişmediği, sadece melankoli, sadece menkıbe, gözyaşı, ötekileştirme ve öfkenin yer aldığı bir din anlatımı İslamofobi’yi mahallemize indirecektir. Bizim çocuklarımız, torunlarımız da büyük sorular soracaktır.
DİN ANLAYIŞIMIZ SIĞLAŞTI
İslam dünyası neden sanat üretemiyor, bilimde başarılı olamıyor?
Biz Müslümanlığı sadece inanma ve namaz, oruç, hac gibi belli ritüelleri yerine getirme olarak algıladığımız sürece bu mahcup edici durum devam edecektir. Allah, “Dünyaya inanan ve yararlı iş işleyenler egemen olacaktır” diyor. İslam’ın parlak dönemlerinde biz yararlı iş deyince bilim, teknoloji, insanlara faydalı olma, tıp alanında gelişmeyi anladık. Astronomi, denizcilik, haritada, fende birçok alanda en öndeydik. Demek ki, dinin mesajını anlarsak bunlar olur. Bizim din anlayışımız sığlaştı. Dindarlığı dar bir alana hapsettik. Müslümanlar şeklen dindarlaştıkça, dünyevileşmesi de artıyor. İslam, seccadeni ser ibadetle ömrünü geçir demiyor. Düşünce, bilgi, yararlı iş, temizlik, haklının ve mağdurun yanında olma, iyiliği destekleyip kötülüğü önleme, insanı insan olduğu için sevme hepsi ibadettir.
http://www.hurriyet.com.tr/kendi-yanlislarimiza-fetva-verir-olduk-40472669
Bu yazıyı beğendiniz mi?
Blogumu Beğenir misiniz?
Kategoriler
- Aile (2.006)
- A. Efe (178)
- Ahsen (423)
- Burak Okyar (43)
- Diğer (1.113)
- Fevziye Baykara (20)
- M Murat (58)
- Mete Küçük (183)
- Tuna Okyar (102)
- Zeynep Gökçen (132)
- Akça Koca Kültür Platformu (1.464)
- Arkadaşlarım (2.092)
- Bağırganlı Taflan Koyu (65)
- Bestekar Amir Ateş (7)
- Cami (221)
- Danışman Nuri Avcı (32)
- Dernekler (304)
- Aydınlanma Derneği (47)
- Biz Kandıra'yız Korosu (213)
- Kandıra Çevre Derneği (10)
- Diğer (1.023)
- Dış Politika (13)
- Dr. M.Şefik POSTALCIOĞU (108)
- Eski Dostlar (225)
- Gelen kitaplar (264)
- Gezi (411)
- 2013.04.25-28 Urfa (17)
- 2013.06.28/07.01 bosna hersek ayvaz dede (2)
- 2013.06.28/07.02 Bosna-Hersek, Sırbistan (11)
- 2013.11.01-03 Çanakkale 39.Şura (33)
- 2013.11.16 Hatay/Kırıkhan Koruma Fabrika Açılışı (10)
- 2013.12.28 İstanbul (6)
- 2014.01.16 Kandıra (7)
- 2014.03.06-08 Antalya (6)
- 2014.04.25 İstanbul Topkapı Sarayı (5)
- 2014.05.18-23 Kosova (11)
- 2014.06.08 Sakarya Taraklı – Göynük (15)
- 2014.06.21 İnegöl – Bursa (13)
- 2014.07.01 İstanbul Prof. Yalçıntaş iftarı (4)
- 2014.09.11-16 Orta Avrupa Turu (19)
- 2015.03.13-15 Kıbrıs (35)
- 2015.09.01-07 Balkan Turu (17)
- 2015.11.20-22 Adana (11)
- 2016.03.12 Tekirdağ (8)
- 2016.04.15-25 Kosova (24)
- 2016.05.17-22 İran (8)
- 2016.07.13-16 Kudüs Turu (6)
- 2016.10.28-30 Sivas 44.Şura (12)
- 2017.04.15-22 Fas&Endülüs (7)
- 2018.05.01-07 Özbekistan (7)
- 2018.10.31 Diyarbakır – Mardin (3)
- 2021.09.25-29 Sivas, Tokat, Amasya, Çorum (12)
- Gezi-İran (12)
- Gezi-İstanbul, Darüzziyafe (9)
- Gezi-Kayseri (22)
- Gezi-Kurban Bayramı (13)
- Gezi-Antalya, Akseki, Değirmenlik Köyü (17)
- Güzel sözler – Gediğine konmuş taşlar (194)
- Hikmet Kutlu (20)
- İzmit Lisesi Okul Aile Birliği (5)
- Kandıra Fotoğrafları (82)
- Kandıra Türküleri (16)
- Kandıralı Mehmet Paşa kitabı (30)
- Karikatür (456)
- Kaza (19)
- Kişisel (910)
- Kitap-Bir Zamanlar Kandıra (57)
- Kitap-Kandıralı Mehmet Paşa (28)
- Kitap-Türkler nasıl ve niçin müslüman oldu? (34)
- Kocabayramlar – Kandıra (1.273)
- Kocaeli Aydınlar Ocağı (2.615)
- Kocaeli Fotoğrafları (14)
- Kocaeli Kandıralılar Derneği (3.244)
- Kocaeli SMMM (214)
- Kocaeli Türk Ocağı (15)
- Lütfü Türkkan Bursu (8)
- Makale (664)
- Ali Bardakoğlu Prof.Dr. (3)
- Bekir Günay Prof.Dr. (2)
- Burak Candaş (1)
- Can Pulak (3)
- Duygu Mert (1)
- Fahri Sağlık (16)
- Fethi Duru (62)
- Fevzi Genç (42)
- Hakan Hacıibrahimoğlu (11)
- Harun Demirkaya Prof.Dr. (2)
- İdris Türkten (3)
- Kadir Cevrim (1)
- Kanat Atkaya (1)
- Kandıralı Fethi Duru (9)
- Karaçay Ahıskalı (3)
- Kemal Batanay (1)
- Kemal Döner (2)
- Kenan Akın (1)
- Lale Ataman (1)
- Levent Gültekin (4)
- Mehmet Ali Kalkan (1)
- Mehmet Ali Körpınar Prof. Dr. (1)
- Mehmet Kaynak (1)
- Mustafa Yıldız (15)
- Orhan Balcı (5)
- Serhat Duyar (4)
- Süheyl Çobanoğlu (7)
- Süleyman Coşkuner Doç.Dr. (5)
- Tanzer Ünal (5)
- Turgut Çakar (1)
- Uğur Bayram (1)
- Yüksel Ercan (8)
- Yümni Sezen Prof.Dr. (3)
- Zekeriya Tümer (9)
- Ziya Ünlüsoy (1)
- Makale (2.638)
- Abdullah Köktürk (6)
- Abdurrahim Karakoç – Şiir (2)
- Adem Öger Yrd. Doç. Dr. / Serkan Köse (1)
- Adnan İslamoğulları (1)
- Ahmet Akçaalan (1)
- Ahmet Hakan (1)
- Ahmet Haluk Dursun Prof. Dr. (3)
- Ahmet Takan (6)
- Ali Değirmenci Dr. (1)
- Alptekin Cevherli (56)
- Arslan Bulut (9)
- Atilla Çetin Prof. Dr. (4)
- Banu Gürer Yrd. Doç. Dr. (3)
- Bihter Gördü (11)
- Cafer Genç (16)
- Cazim Gürbüz (6)
- Celal Bayraktar (1)
- Cengiz Özdemir (1)
- Cevat Nas (9)
- Cihat Kaymas (1)
- Cüneyt Diler (3)
- Cüneyt Mengü Dr. (2)
- Engin Şahin (5)
- Fazlı Köksal (42)
- Feyzullah Budak (12)
- Feyzullah Divli (2)
- Galip Ataman (8)
- Güngör Arslan (5)
- Gürkan KARACAM (1)
- Hacı Duran Prof. Dr. (16)
- Halil Altıparmak (15)
- Halil İbrahim Kahraman Dr. (64)
- Hasan Dermenci Dr. (3)
- Hasan Günaydın Dr. (6)
- Hasan Onat Prof. Dr. (9)
- Hasan Yılman (4)
- İ. Yüksel Başer (1)
- İbrahim Öztek Prof. Dr. (12)
- İskender Öksüz Prof.Dr. (5)
- İsmail Kahraman (16)
- Kadir Durgun (4)
- Kemal Öner (1)
- Kemal Tekden Dr. (2)
- M. Fatih Doğrucan (1)
- M. Fatih Köksal Prof. Dr. (1)
- M. Tanzer Ünal (5)
- Mahmut Bülent Yıldırım (1)
- Mahmut Haldun Sönmezer (1)
- Mecit Ünal (1)
- Mehmet Cemal Çiftçigüzeli (88)
- Mehmet Eryürek (1)
- Mehmet Mollaismailoğlu (1)
- Mehmet Sönmezoğlu (1)
- Meral AKŞENER Dr. (2)
- Mesut Uğur (3)
- Mevlüt Soysal (7)
- Musa Ordu (18)
- Mustafa E. Erkal Prof. Dr. (34)
- Mustafa Enül (17)
- Mustafa Küpçü (25)
- Naci Kara Av. (3)
- Nevzat Artık Prof. Dr. (2)
- Nevzat Artık Prof.Dr. / U. Tansel Şireli Prof.Dr. (1)
- Nevzat Laleli (1)
- Neyzen Tevfik (2)
- Nurettin Kolaylı (4)
- Nurşen Mazıcı Prof. Dr. (1)
- Nurullah Aydın Prof. Dr. (43)
- Nurullah Çetin Prof.Dr. (3)
- Oğuz Çetinoğlu (10)
- Ömer Akdağ Yrd. Doç. dr. (1)
- Ömer Lütfi Taşçıoğlu (1)
- Orçun Oğuz (2)
- Ozan Arif (4)
- Ramazan Bakkal (9)
- Ruhittin Sönmez Av. (683)
- Sait Başer Yrd. Doç. Dr. (9)
- Sakin Öner Yrd. Doç. Dr. (42)
- Savaş Süzal (4)
- Savaş Yıldız (1)
- Saygı Öztürk (3)
- Selcan Taşçı (2)
- Selçuk Çelebi (1)
- Semih Ergün Av. (1)
- Sevgi Alkan (1)
- Seyfettin Karamızrak (20)
- Sezgin Çelik Prof.Dr. (1)
- Sibel Edmond (1)
- Sinan Meydan (1)
- Siyami Boylu (1)
- Soner Altaş (1)
- Soner Polat Amiral (1)
- Sönmez Kutlu Prof.Dr. (3)
- Süleyman Çoşkuner Yrd. Doç. Dr. (43)
- Süleyman Pekin (142)
- Tevfik Karabulut Av. (47)
- Türker Ertürk (1)
- Ümit Özdağ Prof. Dr. (1)
- Ümit Yalım (1)
- Vahdettin Engin Prof. Dr. (2)
- Yahya Arıkan (1)
- Yalçın Bayer (1)
- Yavuz Bülent Bakiler (1)
- Yeliz Koray (2)
- Yılmaz Özdil (6)
- Yılmaz Öztuna (1)
- Yüksel Ercan (11)
- Yunus Özen (4)
- Yusuf Ünel (2)
- Zahide Uçar (2)
- Zekeriya Soydaş (3)
- Zeki Hacıibrahimoğlu Av. (20)
- Zülfikar Özkan Yrd. Doç. Dr. (31)
- Mali Mevzuat, SGK, SMMM (131)
- Mali Sözlük (7)
- Mesaj-Kutlama (5.067)
- Dr. Alaattin Büyükkaya (37)
- Duyuru (885)
- Mesaj (3.713)
- Nihat Gürer (18)
- Nostalji (2.596)
- Röportaj (2)
- Sağlık (41)
- Şiir (217)
- Cafer Genç (5)
- Erdoğan Alkan (2)
- Fevzi Genç (3)
- Ozan Arif (4)
- Sakin Öner Dr. (1)
- Salih Altun (1)
- SMMM (223)
- Söz Sırası Kandıralı Gençlerde (15)
- Sözlük (10)
- Şükrü Topallar (3)
- Taflan Koyu (14)
- Uğraş Çiftçi (1)
- Uzunhasanoğlu (20)
- Yaşanmış Kandıra hikayeleri (213)
- Yazım Kılavuzu (15)
- Zafer İlkokulu (1966-1967) (21)
Arşiv
- Temmuz 2025
- Haziran 2025
- Mayıs 2025
- Nisan 2025
- Mart 2025
- Şubat 2025
- Ocak 2025
- Aralık 2024
- Kasım 2024
- Ekim 2024
- Eylül 2024
- Ağustos 2024
- Temmuz 2024
- Haziran 2024
- Mayıs 2024
- Nisan 2024
- Mart 2024
- Şubat 2024
- Ocak 2024
- Aralık 2023
- Kasım 2023
- Ekim 2023
- Eylül 2023
- Ağustos 2023
- Temmuz 2023
- Haziran 2023
- Mayıs 2023
- Nisan 2023
- Mart 2023
- Şubat 2023
- Ocak 2023
- Aralık 2022
- Kasım 2022
- Ekim 2022
- Eylül 2022
- Ağustos 2022
- Temmuz 2022
- Haziran 2022
- Mayıs 2022
- Nisan 2022
- Mart 2022
- Şubat 2022
- Ocak 2022
- Aralık 2021
- Kasım 2021
- Ekim 2021
- Eylül 2021
- Ağustos 2021
- Temmuz 2021
- Haziran 2021
- Mayıs 2021
- Nisan 2021
- Mart 2021
- Şubat 2021
- Ocak 2021
- Aralık 2020
- Kasım 2020
- Ekim 2020
- Eylül 2020
- Ağustos 2020
- Temmuz 2020
- Haziran 2020
- Mayıs 2020
- Nisan 2020
- Mart 2020
- Şubat 2020
- Ocak 2020
- Aralık 2019
- Kasım 2019
- Ekim 2019
- Eylül 2019
- Ağustos 2019
- Temmuz 2019
- Haziran 2019
- Mayıs 2019
- Nisan 2019
- Mart 2019
- Şubat 2019
- Ocak 2019
- Aralık 2018
- Kasım 2018
- Ekim 2018
- Eylül 2018
- Ağustos 2018
- Temmuz 2018
- Haziran 2018
- Mayıs 2018
- Nisan 2018
- Mart 2018
- Şubat 2018
- Ocak 2018
- Aralık 2017
- Kasım 2017
- Ekim 2017
- Eylül 2017
- Ağustos 2017
- Temmuz 2017
- Haziran 2017
- Mayıs 2017
- Nisan 2017
- Mart 2017
- Şubat 2017
- Ocak 2017
- Aralık 2016
- Kasım 2016
- Ekim 2016
- Eylül 2016
- Ağustos 2016
- Temmuz 2016
- Haziran 2016
- Mayıs 2016
- Nisan 2016
- Mart 2016
- Şubat 2016
- Ocak 2016
- Aralık 2015
- Kasım 2015
- Ekim 2015
- Eylül 2015
- Ağustos 2015
- Temmuz 2015
- Haziran 2015
- Mayıs 2015
- Nisan 2015
- Mart 2015
- Şubat 2015
- Ocak 2015
- Aralık 2014
- Kasım 2014
- Ekim 2014
- Eylül 2014
- Ağustos 2014
- Temmuz 2014
- Haziran 2014
- Mayıs 2014
- Nisan 2014
- Mart 2014
- Şubat 2014
- Ocak 2014
- Aralık 2013
- Kasım 2013
- Ekim 2013
- Eylül 2013
- Ağustos 2013
- Temmuz 2013
- Haziran 2013
- Mayıs 2013
- Nisan 2013
- Mart 2013
- Şubat 2013
- Ocak 2013
- Aralık 2012
- Kasım 2012
- Ekim 2012
- Eylül 2012
- Ağustos 2012
- Temmuz 2012
- Haziran 2012
- Mayıs 2012
- Nisan 2012
- Mart 2012
- Şubat 2012
- Ocak 2012
- Aralık 2011
- Kasım 2011
- Ekim 2011
- Eylül 2011
- Ağustos 2011
- Temmuz 2011
- Haziran 2011
- Mayıs 2011
- Nisan 2011
- Mart 2011
- Şubat 2011
- Ocak 2011
- Aralık 2010
Bağlantılar
- Kocaeli Aydınlar Ocağı
- Kocaeli Kandıralılar Derneği
- Göksu Özen
- Yunus Özen
- Süleyman Pekin
- Bihter Gördü
- Akça Koca Kültür Platformu
Son Yorumlar
- PROF.DR. ALİ OSMAN ÖZCAN AŞKI BIRAKIP GİTTİ – Aysel FERAH ÖZCAN için Emrullah Toprak
- Ömer Seyfettin’in "PİÇ" adlı kitabından güzel bir hikaye.. için Fahri
- Ömer Seyfettin’in "PİÇ" adlı kitabından güzel bir hikaye.. için FATMA
- Geceyi onaran mimar – Yunus ÖZEN için Hüseyin
- Neşe-i Sağlık TSM Korosunun konseri!.. için Hüseyin
- Neşe-i Sağlık TSM Korosunun konseri!.. için behance
- Ayasofya meselesi…; – Prof. Dr. Zeki PALALI için Mahmut Esat Ertekin
- Ayasofya meselesi…; – Prof. Dr. Zeki PALALI için Mahmut Esat Ertekin
- Kandıra Kaymaz Erikli köyünde 100. Yıl Cumhuriyet konferansları ve mevlid… için Adem
- Dört Parmak.. Rabia.. İlginç!.. için M. K.
- KANDIRA KAYMAZ ERİKLİ KÖYÜNDE 100. YIL CUMHURİYET MEVLİDİNE DAVETLİYİZ için Adem Arı
- Şehitlerimizin ruhu şad olsun.. için Ahsen Okyar
- Şehitlerimizin ruhu şad olsun.. için Ayip
- KANDIRALI SAHHAF RAİF YELKENCİ – Adem ARI için Adem Arı
- Ayasofya meselesi…; – Prof. Dr. Zeki PALALI için Dr. Azmi Güran. PhD, Prof.El.Eng. (UPenn)
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.