Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
21May/150

Şerefsizlerin iftirasına karşı dik duruş… / Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU

zeki hacıibrahimoğluŞerefsizlerin iftirasına karşı dik duruş… / Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU

Meral Akşener, kırk senelik dostum, dava arkadaşım, fikirdaşım Nihat Gürer bey’in kardeşidir. Nihat Gürer bey uzun yıllar MHP Kocaeli İl Başkanlığı yapmış Kocaeli’nde sigortacılık yapan ve Kocaeli Ticaret Odası Başkanlığı yapmış değerli ve saygın bir ailenin ferdidir. Değerli kardeşim Meral Akşener’ i de onun sayesinde tanıdım. Meral Akşener hayatı boyunca kişiliğinden taviz vermemiş makam ve mevki için eğilmemiş, zaman zaman bazı ahlaksızlar tarafından kırılmış fakat dimdik ayakta durmasını başaran bir kardeşimizdir.

Meral Akşener, eniştemiz olarak kabul ettiğimiz Rize’nin saygın ve kalabalık bir ailesine mensup olan hemşerimiz Tuncer Akşener ile evlidir. Bu sebeple beni kendi öz abisi kadar sever ve benimser ve çocuklarıma da her seferinde ben sizin halanızım bana hala diye hitap edeceksiniz diye söyler.

20May/150

BANDIRMA VAPURU GAYRİ 7 HAZİRAN SEÇİM SANDIĞIDIR – Süleyman PEKİN

BANDIRMA VAPURU GAYRİ 7 HAZİRAN SEÇİM SANDIĞIDIR – Süleyman PEKİN

Herşey Mustafa Kemal Paşa’nın 18 silah arkadaşıyla 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmasıyla başladı. 1 ay sonra Amasya, 2 ay sonra Erzurum, 3.5 ay sonraki Sivas organizasyonları hep bağımsızlılığı kazanma ve egemenliği yeniden tesis etme adımlarıydı.

Millî iradeyi hâkim kılmak esas”tı ve “Egemenlik kayıtsız - şartız milletin”di. Artık pek öyle değil. Milliyetini inkâr edenler Millî İradeyi milletin 4–5 yılda bir sandıkta verdiği yetkiden ibaret sanıyorlar. Tıpkı Millî Eğitim Bakanlığı’nın ‘Milli’liği gibi..

İster misiniz Ermeni Soykırım yalanlarına bile ağlama seansı düzenleme aşamasındaki İktidar’ımız, 19 Mayıs’ı da Rum Soykırımı olarak kabul ettirmek isteyen Yunanistan’a saf zeytin yaprağından yapılma süzme yağ sunsun.

Sandıktan çıkan yüzdelerle Tek DevletTek MilletTek Bayrak mevzularını Tek Adam’lığa getirenler o ‘tek’liğin ortak/şerik kabul etmezlik olduğunu bilmiyorlar mı? Yoksa şirket kurma alışkanlıkları gereği şeriksiz/ortaksız devlet düşünemiyorlar mı?

19May/150

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI MESAJI – Nurullah AYDIN

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI MESAJI - Nurullah AYDIN

Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a çıkışı ile Türk Milleti’nin tarih sahnesinden silinmesine kasteden dış güçler ve iç ihanet şebekelerine karşı bir büyük mücadele liderine kavuşur.

Bugün; Türk Milleti’nin bağımsız ve hür yaşama iradesinden güç alan ve zaferle sonuçlanan bir milli mücadele kıvılcımının çaktığı gündür.

Aradan geçen 96 yıl sonra bugün Türk Milleti’nin birliği, Türk Devleti’nin varlığı, Türk vatanının bölünmez bütünlüğü tehdit altındadır.

Türk Milleti’nin engin hoşgörüsü altında varlıklarını sürdüren ancak kin ve nefret duygularından sıyrılamayan azınlık kişi ve gruplar zehir kusmaya devam etmektedirler.

Türk Devleti; Türk düşmanı azınlıkçı kişilerce ve gruplarca sarsılmaktadır.

Türk vatanı; Türk düşmanı vatansızların etkili ve yetkili açık alanı haline getirilmiştir.

Türk Milleti; kimliksizler, kişiliksizler, etnik azgın azınlıkçılar, vatansız dincilerce teslim alınmaya çalışılmaktadır.

16May/150

TÜRK MİLLİYETÇİSİ BİR DÂHİNİN ARDINDAN… / Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU

zeki hacıibrahimoğluTÜRK MİLLİYETÇİSİ BİR DÂHİNİN ARDINDAN… / Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU

Oktay Sinanoğlu, Hayattayken değeri bilinmeyen, ölümünde de hak ettiği saygıyı görmeyen bir dahi…

Sinanoğlu, babası Nüzhet Haşim Sinanoğlu’nun Türkiye Başkonsolosluğunda görevli olması sebebiyle Bari’de dünyaya geldi. II. Dünya savaşının başlamasıyla birlikte ailesi ile birlikte Türkiye’ye döndü. 1953 yılında Ankara’da TED’in Yenişehir Lisesi’ni birincilikle bitirdi. 1956 yılında TED tarafından burslu olarak gönderildiği Amerika Birleşik Devletleri Kaliforniya Üniversitesi Kimya Mühendisliği’ni birincilikle bitirdi. 1959 yılında yine Kaliforniya Üniversitesi’nde Kurumsal Kimya doktorası yaptı. 1961 yılında hem Harward hem de Yale Üniversitesi’nde kendisinin yeni Nicem ( Kuvantum) Kimyası ve fiziği üzerine teorileri hakkında üst düzey derslerde yeni buluşlarını anlattı. 1962 yılında henüz 26 yaşındayken Yale Üniversitesi’nde dünyanın en genç profesörü unvanını aldı.

14May/150

GÜÇLÜ İNSAN KİMDİR? – Yrd.Doç.Dr. Zülfikar ÖZKAN

  zülfikar özkan y doçGÜÇLÜ İNSAN KİMDİR? - Yrd.Doç.Dr. Zülfikar ÖZKAN

Hayat bir sınavdır. Bu sınavdan başarılı olarak çıkabilmemiz, öncelikle aklımızı etkili bir şekilde kullanmamıza bağlıdır.

Yüce Tanrı her insanı, kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal bir varlık olarak yaratmıştır. Her insanın kendine ait üretici (yaratıcı) yetenekleri vardır. Bu yetenekler eğitim yoluyla, keşfedilebilir.

Üstün yetenekler çoğu zaman çok geç keşfedilmemekte, ya da hiç kimse farkına varmamaktadır. Eğitimin görevi bu yeteneklerin keşfedilmesini sağlayarak, kişinin kendini tanımasına yardımcı olmaktır.

Mutluluk, bu yeteneklerin keşfedilmesine ve ortaya çıkmasına bağlıdır. Üreticiliği engellenen insanlar asla mutlu olamazlar.

13May/150

MÜSLÜMANLARDAKİ ADALETSİZLİK VE AHLÂKSIZLIK – Süleyman PEKİN

MÜSLÜMANLARDAKİ ADALETSİZLİK VE AHLÂKSIZLIK – Süleyman PEKİN

Hz. Ayşe’ye atılan “İfk” iftirası sonucu Nur Suresi’nin 11’nci âyeti ve diğer âyetler gelir: “O iftirayı getirenler, içinizde beraber hareket eden mutaassıp bir topluluktur. Onu sizin için şer sanmayın. Aksine o sizin için hayırdır. Onlardan her birine o günahtan bir pay vardır. En büyük azap da onlardan elabaşılık yapanadır.” Dahası yalan yere iftira atanlara 80 değnek sopa vurulmuştur. Şahitlikleri de ebediyen kabul edilmemiştir.

Risaletin yayılması sırasında büyük zorluklarla karşılaşan Müslümanlara hicret / sığınma için ilk olarak Habeşistan tavsiye edilmiştir. Hem de Peygamberimiz tarafından.. Habeş Kralı Necaşi Hıristiyan’dı ama adaletliydi. Bugünkü Müslümanlar neden adaletli değil?

Her Cuma; “İnnellahe ye’muru bil adli…” ile başlayan ve “Muhakkak ki Allah adaleti emreder…” ilâhi sözünü duyup - dinleyip sonra da adaletsizlikte tavan yapmak neyin nesi? Sanki adaletsizlikte tarih ve dünya rekoru kırma denemesi..

Devletin dini adalettir” der Hz. Ali; “Dinin devleti de hürriyettir” diye ekler. Adalet yoksa devlet dinsiz; özgürlük yoksa da din devletsiz demektir. 98 yaşında ölen Gamsız İhtilâlci’nin adalet ve özgürlük anlayışından ne farkınız var? Bir tek elinizde silahınız yok!

28 Şubat sürecinde adaletsizliğe mahkûm ve temel özgürlüklerinden mahrum edilen kitlelerin temsilcilerinin siyasal ve ekonomik gücü ellerine geçirdikten sonra başkalarına reva gördükleri muamele kendi gördüklerinin aynısı. Güçsüzken direnemediler, güçlüyken imtihanı veremediler. Kazanmış görünseler de onlar Kayıp Kuşak.

11May/150

TAŞI ERİTİP KADİM ŞEHİRLERİ KONUŞTURAN TARİHÇİ – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

mehmetcemal-iftigzeli2TAŞI ERİTİP KADİM ŞEHİRLERİ KONUŞTURAN TARİHÇİ - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ

Bugün sorsalar “günümüzde en fazla hangi ilim dallarına ihtiyacımız var?” diye cevabım hemen “tarihçi ve sosyolog ” biçiminde olur. Diğer sektörlerde o kadar maruf insanımız var ki saymakla bitmez. Ancak sokaktaki insana birkaç tarihçi ismi sorsanız bilmez, aydınlarımız da “Prof. İlber Ortaylı ve Prof. Dr. Erhan Afyoncu” deyiverir. Veyahut buna birkaç isim daha ekleyebilir. Peki yeter mi? Kesinlikle hayır. Dolayısıyla gençlerimizden tarih eğitimi alan birini görünce hem yüreğimin yağı eriyor, hem de onu hararetle kutluyorum.

Mekteplerimizde de tarih dersimiz hem yeterli değil, hem yönetimlerin rızası kadar okutuluyor. Orta mektepte Niyazi Akşit ve Emin Oktay’ın ders kitabını okurduk. Her baskısında bazı bölümler sil baştan değişirdi. Mesela Sultan İkinci Abdülhamit Han dönemi.

Benim kuşağım tarih dersiyle iktifa etmez günün tarihi kitaplarını mutlaka okurdu. Mesela Ziya Şakir’in, Feridun Fazıl Türbentçi’nin, Turhan Tan’ın, Abdullah Ziya Kozanoğlu’nun, Nihal Atsız’ın. İsmail Hami Danişment’in eserleri bize o yaşta ağır gelirdi ama mutlaka kütüphanemize yerleştirmiştik. Her ne ise.

9May/150

Dinimizi öğrenmek, Kuranı anlamak, İslam’ı yaşamak; – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN

h i kahraman drDinimizi öğrenmek, Kuranı anlamak, İslam’ı yaşamak; - Dr. H. İbrahim KAHRAMAN

Dini inançlar toplumlar için her zaman önemli olmuştur. İnsanların günlük hayatından, sosyal ilişkilerine; aile ilişkilerinden, iş ilişkilerine kadar her davranışımızda etkisi olan dini hassasiyetlerimiz insanların hayatında her zaman önemini korumuş ve korumaya devam edecektir.

Mensubu olduğum ve inandığım İslam Dininin kutsal kitabı olan Kuran-ı Kerim’in mealini defalarca okumuş bir insanım. İnancım önce ailemden aldığımız değer yargıları ile şekillenmiştir.

7May/150

EMEKLİ MEMURLARIN GASP EDİLEN ALIN TERLERİ – Seyfettin KARAMIZRAK

 seyfettin-karamzrakEMEKLİ MEMURLARIN GASP EDİLEN ALIN TERLERİ - Seyfettin KARAMIZRAK

Bilindiği üzere, Anayasaya Mahkemesi, 7 Ocak 2015 Tarihli ve 29229 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan; 25.12.2014 Tarihli ve E: 2013/111, K: 2014/195 Sayılı Kararı ile; 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu 89. maddesi 4. fıkrasındaki; "emekli ikramiyesinin hesabında 30 fiili hizmet yılından fazla sürelerin dikkate alınmayacağına" ilişkin hükmünü oy çokluğuyla iptal etmiştir.

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Emekli Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Kamu Görevlileri Emeklilik Daire Başkanlığı, “devletin şefkat tebessümünü yansıtacağına, eski somurtkan yüzünü hatırlatarak” ilgili kararın; “07.01.2015 tarihinden itibaren hüküm ve sonuç doğurmaya başladığını, Anayasa’nın 153.maddesi uyarınca iptal kararlarının geriye yürümeyeceğini, ilgili kararın 07.01.2015 tarihinden önce olan emekliler ile dul ve yetimleri kapsamayacağını” ifade etmektedir.

Bu ifadeye göre 07. 01. 2015 tarihinden sonra emekli olan memurlar, 30 yıl sınırlamasına takılmadan, çalıştıkları sürenin tamamının ikramiyesini alacaklardır.

5May/150

DEVLET BENİM – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avDEVLET BENİM – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Tarihçi Erhan Afyoncu çok yaygın bir yanlışı düzeltiyor. Fransa Kralı XIV. Louis (14. Lui)’nin kendisine atfedilen meşhur “devlet benim” sözünü söylemediğini ifade ediyor.

Evet, XIV. Louis kendisinin Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisi olduğuna ve krala karşı yapılan itaatsizliğin büyük günah olduğuna inanıyordu.

Efsaneye göre XIV. Louis, 1655'te Paris Parlement'ine (Yüksek Mahkeme/Adalet Sarayı) girerek hâkimin sözünü "devlet benim" diye kesmişti.

Ancak XIV. Louis hiçbir zaman "devlet benim" dememiş. Bu Voltaire tarafından yaratılan bir efsane imiş.

*****

4May/150

Karamürsel’de Devr-i Alem – İsmail KAHRAMAN

karamurselde_devr_i_alem_h1660  Karamürsel’de Devr-i Alem – İsmail KAHRAMAN

Kocaeli’nin kültür, tarih, turizm de marka çok önemli değerleri var. Kocaeli’nin 12 ilçesi var. Bugün 2 deniz ve 1 göle bitişik tek il Kocaeli. Ancak Kocaeli’nin kültür ve tarih turizminde marka değerlerine bir türlü sahip çıkamıyoruz. Kocaeli’nin kıymetini de maalesef bildiğimiz yok.

3May/150

OĞUZ ÇETİNOĞLU ağabeyin 3 Mayıs TÜRKÇÜLER GÜNÜ TEBRİĞİ

OĞUZ ÇETİNOĞLU ağabeyin 3 Mayıs ‘Türk Milliyetçileri Günü’ mesajı

Yanlış bir isimlendirme ile ‘Irkçılık – Turancılık Dâvâsı’ olarak anılan duruşmaların ikincisi, 3 Mayıs 1944 tarihinde yapılmıştı. Dâvâ, aslında, ‘Türk Milliyetçilerini sindirme – ezme maksadı’ ile açılmıştı. Fakat duruşmadan sonra Türk Milliyetçilerinin sindirilemeyeceği, asla ezilemeyeceği muhteşem bir şahlanışla cihana ilan edildi.

Bu şahlanışı kutlamak maksadıyla 1945 yılından sonra 3 Mayıs günleri, ‘Türkçülük Günü’ olarak değerlendirildi.

1992 yılında, Cennetmekân Başbuğ Alparslan Türkeş, ‘Türkçülük’ kelimesinin ‘ırkçılık’ kavramını çağrıştırdığı gerekçesiyle, ‘Milliyetçiler Günü’ isimlendirmesinin daha doğru olacağını belirttiler.

Değerli dostlarımızın bir kısmı, her milletin milliyetçisi olduğunu ileri sürerek bu tavsiyeye sıcak bakmıyorlar. Haklıdırlar.

2May/150

AŞIRI SOLUN BİR YANILGISI ve ARANAN “MASA” – Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa erkal profAŞIRI SOLUN BİR YANILGISI VE ARANAN “MASA” - Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL

Giresun Üniversitesinin düzenlediği bir açık oturumda konuşmacı olarak birlikte olduğumuz Doç.Dr. Mehmet Akif Okur güzel bir hizmete imza atacağını söylemişti. Şimdilik makale şeklinde olan çalışmanın kitap haline dönüşeceğinden şüphemiz yoktur.

Doç.Dr. Okur, değerli devlet adamı rahmetli Alparslan Türkeş’e çamur atmak isteyenlere belgelere dayalı olarak ve ABD arşivlerinden de faydalanarak gerekli cevabı veriyor. Makalesi Türk Yurdu Dergisi’nin Nisan 2015 tarihli 332. Sayısında yayınlandı.

Doç.Dr. Okur yaptığı araştırma sonucunda, ABD’yi çok iyi tanıyan rahmetli Türkeş hakkında bizzat ABD arşivlerinde ve CIA belgelerindeki olumsuz ifadeleri ortaya koyuyor. Rahmetli Türkeş ABD çıkarları karşısında engel görülüyor.

29Nis/150

BİR EĞİTİM ÇALIŞMASI VESİLESİ İLE İZMİT’İ TANIMAK ve TANITMAK – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN

h i kahraman drBİR EĞİTİM ÇALIŞMASI VESİLESİ İLE İZMİT’İ TANIMAK ve TANITMAK - Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN / kocalab@hotmail.com

21 Nisan – 24 Nisan 2015 tarihinde 6 Avrupa ülkesinden 26 okul öncesi öğretmenini ağırladık. Çocuk Kasabası Anaokulumuzun da ortak olduğu bir Avrupa Birliği projesi kapsamında İtalya, İspanya, Romanya, Polonya, Macaristan ve Letonya’dan gelen bu eğitimcilerle okulumuzun öğretmen ve yöneticileri bu alandaki uygulamaları, ihtiyaçları, yenilikleri değerlendirdiler. Her ülke kendi uygulama ve sonuçlarını değerlendirerek daha iyi bir okul öncesi eğitim ile ilgili bilgilerini paylaştılar.

Eğitimin önemini belirtmeye gerek yok. 3 – 5 yaşları döneminde hizmet veren Çocuk Kasabası Ana Okulumuzun genel eğitim ile ilgili sunumunu aynı zamanda okul yöneticisi olan Ayşenur Aytekin, yabancı dil eğitimi ile ilgili sunumu ise Şule Elif Demircioğlu yaptılar. Verilen bilgilerin ve uygulamaların diğer ülke eğitimcileri tarafından takdir ve tebrikle karşılanması ülkemiz ve şehrimizi temsil etme noktasında bizim için gurur vesilesi olmuştur. 23 Nisan Çocuk Bayramımıza denk getirilen bu değerlendirme toplantısı diğer ülkelerden gelen eğitimcilerin 23 Nisan’ın özel bir Çocuk Bayramı şeklinde kutlandığının gösterilmesi bakımından seçilmiş bir tarihti. Bu Milli Bayramımızın bir çocuk şenliği halinde kutlamamız ve belediyemizin bu organizasyonlara ev sahipliği yaparak bunu uluslararası bir çocuk şenliğine dönüştürmüş olması takdir ve tebriklere konu olmuştur.

29Nis/150

KİMSE BAŞIMIZA VURAMAZ BİZİM – Av. Tevfik KARABULUT

tevfik karabulut  avKİMSE BAŞIMIZA VURAMAZ BİZİM – Av. Tevfik KARABULUT

Dostlukların defterini dürenler
Selamı hesapla alıp verenler
Günde on kez kıble değiştirenler
Gönül kapımızdan giremez bizim

Sevgidir dünyada her şeyin başı
Nefret, gönüllere yaşatır kışı
Merhemi muhabbet olmayan kişi
Gönül yaramızı saramaz bizim

Hırsını aklının önüne koyan
Kendini ölümsüz feriştah sayan
İster Karun olsun ister Süleyman
Saygımızı asla göremez bizim

Bir tatlı söz bile mest eder bizi
Güldürür bir tebessüm yüzümüzü
Çekinmeden deriz her sözümüzü
Kimse başımıza vuramaz bizim

28Nis/150

HUKUK ve EKMEK – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avHUKUK VE EKMEK – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Kumpas” olduğu kesinleşmiş bulunan Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Oda TV vd davalarda yaşanan hukuksuzlukların bir benzeri “paralelci” davalarında yaşanmakta.

Samanyolu Yayın Kurulu Başkanı Hidayet Karaca ile “Cemaat yanlısı polisler” için verilen tahliye kararları infaz savcılığı tarafından uygulanmıyor.

Başbakanın seçim mitinginde verdiği gözdağından sonra tahliyelerin yapılması pek mümkün değil. Ama bu aynı zamanda demokrasinin vazgeçilmez şartı “kuvvetler ayrılığı” ilkesinin rafa kaldırıldığının bir kere daha ispat edilmesi olur.

Bu tutuklu şahısların bir kısmının geçmişteki benzer hukuksuzlukları yapmış veya savunmuş olmaları “adil yargılanma hakkını” ortadan kaldırmamalı. Hukuk kendi kuralları çerçevesinde çözüm bulmalı. Seçim meydanından verilen direktifler yargı bağımsızlığına leke sürmek demektir.

Bu hukuksuzluklar da muhtemelen kitlelerin seçimlerdeki tercihini pek etkilemeyecek. Seçmene sorsanız “Hukuk karın doyurmuyor” diyecektir.

Araştırma şirketleri özellikle 17/25 Aralık 2013 olaylarını takip eden bütün seçimlerde beklenenin aksine rüşvet, yolsuzluk iddialarının oldukça somut verilerinin bile etkili olmadığını gösterdi.

27Nis/151

“Belgelere Göre Türk – Ermeni İlişkilerinde Katliam ve Soykırım İddiaları”, Ömer Lütfi TAŞÇIOĞLU, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi, 24 Haziran 2014

TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİNDEKİ TARİHSEL GERÇEKLER - Ömer Lütfi TAŞÇIOĞLU

ERMENİLERİN SELÇUKLU VE OSMANLI DÖNEMİNDEKİ YAŞAMLARI

Türklerin Ermenilerle irtibatı 1026 yılında Çağrı Bey’in Anadolu topraklarına girişiyle başlamıştır. Selçuklular Bizans’ı yenerek Anadolu’ya hakim olduğunda Ermeniler Bizanslılara bağımlı prenslikler halinde varlıklarını sürdürmekteydi. Türkler bu topraklara egemen olunca Ermeniler Selçuklulara bağımlı hale gelmiştir.

Ortaçağ Ermeni tarih yazar­larının Bizans İmparatorluğu ve Haçlılar için yergi dolu ifadeler kullandıkları fakat Türk hükümdarlarından hep övgüyle söz ettikleri görülmektedir. Ermeni tarihçi Urfalı Mateos, Melikşah’tan bahsederken: “Sultanın yüreği, Hristiyanlara karşı şefkatle dolu idi. O, geçtiği memleketlerin halkına bir baba gözü ile bakıyordu. Böylelikle hiç muharebe yapmadan birçok eyalet ve şehirlere hakim oldu” [1] sözlerini kullanmaktadır.

Osmanlı Devleti kurulduktan sonra Ermeniler Osmanlı Devleti’ne bağlanmışlar, Ermeni dini reisliği önce Kütahya’ya, 1324’te Bursa’ya, İstanbul’un fethinden sonra ise İstanbul’a nakledilmiş ve Ermeni Patrikhanesi Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu’nun yükseliş döneminde Ermeniler devletin sadık bir tebaası olmuşlardır. Gerileme döneminde ise emperyalist devletlerin de kışkırtması ile Osmanlı Devleti’nden koparacakları topraklar üzerinde bağımsız bir Ermenistan kurma hayaline kapılmışlardır.

Osmanlı Devleti, Ermenileri her dönemde kendi iç işlerinde ve dinlerinde serbest bırakmış, onlara kendi okullarında eğitim yapmaları, kendi aralarındaki davaları kendilerinin çözmesi, askerlikten muaf olmaları gibi haklar tanımış ve bu kapsamda 1863 yılında Ermeni Milleti Nizamnamesi’ni kabul etmiştir.

26Nis/150

DEVRAN FENA DÖNDÜ AHİR ZAMANDA – Av. Tevfik KARABULUT

tevfik karabulut  avDEVRAN FENA DÖNDÜ AHİR ZAMANDA – Av. Tevfik KARABULUT

Devran fena döndü Ahir zamanda
Muhabbetin keyfi kaçtı bir anda
Kelimeler yorgun, harfler isyanda
Cümleler moralsiz, sözler gülmüyor

Felek vurdu, viran etti dünyayı
Kabuslar kuşattı, haftayı, ayı,
Acılar kavurdu, yaktı sineyi
Gülücükler sahte, özler gülmüyor

Herkes kendi telaşında, derdinde
Niceleri garip kaldı yurdunda
Umutlar uzakta, dağın ardında
Başlar öne eğik, yüzler gülmüyor

Işıkları sönükleşti zamansız
Bakışlardan belli, bitik, dermansız
Canlı mı, ölü mü bilmek imkansız
Donuk donuk bakan yüzler gülmüyor

Sanki derman hiç kalmamış ellerde
Gönüller sızlıyor, tat yok dillerde
Parmaklar mızrabı tutamaz halde
Tellerin keyfi yok, sazlar gülmüyor

GÜLELİM, GÜLDÜRELİM DİYENLERE SELAM OLSUN

25Nis/150

MASKELİ OYUN ve OYUNCULAR – Nurullah AYDIN

MASKELİ OYUN VE OYUNCULAR - Nurullah AYDIN

Halkın inancı, düşüncesi, duyguları, umudu, yaşamı, geçimi, geleceği, siyaset malzemesi yapılıyor.

Hile, tuzak, kumpas, yalan, kayırma, yağcılık, yandaşlık, menfaatlenme ile hertürlü ahlaki değerler altüst oluyor.

Halkın yoksullukları, istismar edilerek siyaset malzemesi yapılıyor.

Farklı kimliklerde masum görünümlü şeytanlar esip gürlüyor.

Her yolsuzluk iddiası ve ahlaksızlık isnadı unutturulmaya çalışılıyor.

Yaygın ve sistematik ihanetler zinciri uzuyor.

Bir kesime göre ihanet diğer kesime göre vatanseverlik.

Bir kesime göre ahlaksızlık diğer kesime göre ahlaklı.

Hesabı; kim kimler nasıl soracak?

24Nis/150

BEN MİLLETVEKİLİ OLSAYDIM; – Fazlı KÖKSAL

meclis

Fazlı KÖKSAL

Siyasete atılmayı hiç düşünmedim... Sırça köşkümde kitaplarımla olmak bana hep kâfi geldi... Bir sohbet sırasında, dostumun birisi sordu; sen milletvekili olsaydın ne yapardın? Ben de oturdum yazdım;