
HALAÇOĞLU HARCANMAMALI – Av. Ruhittin SÖNMEZ
HALAÇOĞLU HARCANMAMALI – Av. Ruhittin SÖNMEZ
MHP Kayseri Milletvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun CHP’lilerin tepkisine yol açan sözü, partisinin TBMM Grup Başkanvekilliği görevinden alınması ile neticelendi.
Bilindiği gibi, Halaçoğlu TBMM başkanı seçiminde CHP adayı Baykal’ı desteklememe gerekçesi olarak “Deniz Baykal’ı destekleseydik, AKP’NİN TABİRİYLE, inançsız, dinsiz bir partinin adamını seçtik diye bize yükleneceklerdi” şeklinde bir yorum yaptı.
“Halaçoğlu CHP’ye dinsiz dedi” diye haberleştirilen bu sözden böyle bir anlamın çıkarılması aşırı zorlama bir yorumla mümkün olabilirdi.
Medyada çeşitli açıklamalar yapan, sorulara cevap veren Halaçoğlu “üzerine basarak ‘AKP’nin tabiriyle böyle bir şeyle suçlanacaktık’ dedim. Herhangi bir şekilde CHP’nin dinsiz, imansız olduğunu söylemedim. Eğer desteklersek bize karşı da bu suçlamaları yapabileceklerini söyledim” dese de suçlamalardan kurtulamadı.
CHP sözcüleri bu konuda aşırı bir alınganlık gösterdiler ve “kendilerini dinsizlikle suçladığını” iddia ettikleri Yusuf Halaçoğlu’nun özür dilemesini ve istifa etmesini istediler.
Oysaki CHP lideri Kılıçdaroğlu bile Ağustos 2012’de yaptığı bir konuşmada, dindar çevrelerin partilerine karşı mesafeli olduğunu ve “CHP dinsiz parti” dediğini vurgulayarak, bunun geçmişte yaptıkları hatalardan kaynaklandığını söylemiş.
Bu sözün Halaçoğlu’nun ifadesinden çok da farklı olmadığı ortada. Yani bugün CHP sözcülerinin aşırı tepkisi tamamen siyasi bir taktik gereği olmalı.
İslam’ı Yeniden Düşünmek – Prof. Dr. Hasan ONAT
İslam'ı Yeniden Düşünmek – Prof. Dr. Hasan ONAT
İslam dini, ondört asırdır, insanların inanç, düşünce ve davranışları üzerinde etkin olmaktadır. Küreselleşme, insanlığın geleceği açısından, Müslümanların da, Müslüman olmayanların da İslam dini hakkındaki bilgilerini yeniden gözden geçirmelerini, bir anlamda zorunlu hale getirmiştir. İslâm, öncelikle, bir buçuk milyara yaklaşan insanın din anlayışını şekillendiren bir din olarak, bir bütün halinde yeniden düşünülmeyi beklemektedir. İslâm’ı yeniden düşünmek, onu, Hz. Muhammed’in ilk vahyi aldığı zamanki tazeliği, sadeliği ve sıcaklığı ile anlamaya ve yaşamaya çalışmak demektir. Bir başka ifadeyle, İslam’ın evrenselliğinin gereklerini yerine getirmek demektir.
İslam, bizden önceki insanlar tarafından, birikimleri ve yetenekleri elverdiğince anlaşılmıştır. Daha önceki anlaşılma biçimleri, İslâm’ı daha iyi anlama konusunda bize yardımcı olacaktır. İslâm, dinamik bir dindir; her zaman ve mekanda yeniden anlaşılabilir ve yorumlanabilir. Hz. Muhammed, sağlığında bir “model” ortaya koymuştur. Bize düşen, Hz. Muhammed’i örnek alarak, İslam’ın çağımıza uygun anlaşılma biçimini ortaya koymaktır.
Üzülerek belirtmek gerekir ki, Müslümanlar, “Sanayi Toplumu”na uygun bir din anlayışı üretmekte başarılı olamamışlardır. İnsanlık, bugün “Bilgi Toplumu”nun ötesine doğru yol almaktadır.
BİR KİLO ASMA YAPRAĞI UĞRUNA YÂRAB; NE GÖNÜLLER / GÜNEŞLER BATIYOR! – Süleyman PEKİN
BİR KİLO ASMA YAPRAĞI UĞRUNA YÂRAB; NE GÖNÜLLER / GÜNEŞLER BATIYOR! – Süleyman PEKİN
1,5 LİRA: Çocuğun dondurma parası.. Kafede çay parası.. Dilenciye atılan para.. Metropolde tuvalet parası..
Ya da; Ege’deki tarım işçisinin 1 kg. asma yaprağı toplaması karşılığında alabildiği ücret.. 1,5 ekmek parası..
10 LİRA: Büyükşehirde 2-3 saatlik otopark parası.. Camiden çıkarken “Allah kabul etsin, boş geçmeyelim” parası.. Akşam eve gelirken alınan eğlencelik çekirdek-çerez parası..
Ya da; Manisalı kadınların - bacıların üzüm yaprağı toplamaları karşılığında aldıkları yevmiye ücreti.. Malûm; günde ancak 6–7 kilo toplayabildikleri için..
300 LİRA: Kimi için ailece iyi bir restoranda iftar parası.. Kimi için cep telefonunun bu ayki faturası.. Kimi için ayakkabı, kimi için kıyafet, kimi için taksit..
Salihli’nin Çökelek Köyü insanları içinse geçim, geçime destek parası.. Geliniyle, oğluyla, karnında bebesiyle bir kamyonet kasasında sabahın 05 30’unda rızık arama davası.. Ta ki Gölmarmara İlçesi’ndeki o korkunç kazaya kadar..
DEVLET BAHÇELİ’NİN TAVRI – Av. Ruhittin SÖNMEZ
DEVLET BAHÇELİ’NİN TAVRI – Av. Ruhittin SÖNMEZ
TBMM Başkanı olarak AKP adayı seçilince sanki kıyamet koptu. Özellikle CHP ve MHP temsilcileri birbirlerini sert ifadelerle suçladılar.
Cumhurbaşkanı ve Başbakanın AKP’li olduğu bir sistemde Meclis Başkanının AKP dışından olması bu partilerin ilk hedefi idi. Böylece 13 senedir her istediğini yapmaya alışmış bir AKP iktidarından sonra parlamenter sistemin denge ve denetim mekanizmalarından biri daha kolay harekete geçirilebilecekti.
Olmadı. Son turda MHP geçersiz oy verdi. HDP’den 50 milletvekili CHP adayı Deniz Baykal’a oy verdi. CHP+ HDP oyları AKP oylarından daha az olduğundan AKP adayı İsmet Yılmaz seçildi.
AKP’nin 258, CHP+ MHP+ HDP toplamı 292 milletvekili olduğu halde, AKP adayının seçilmesinin sorumlusu kimdi?
CHP kanadına göre: Meclis Başkanı seçimi 4. turunda MHP, CHP adayı Baykal’ı desteklemediği için AKP adayı seçildi.
MHP kanadına göre: 3. turda CHP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday gösterdiği Ekmeleddin İhsanoğlu’nu desteklemediği için, 3. Veya 4. turda İhsanoğlu seçilebilecekken AKP adayı seçildi.
MHP milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ neden CHP’nin sorumlu olduğunu şöyle açıkladı: "MHP, CHP'den İhsanoğlu'na destek istiyor, CHP vermiyor. CHP, MHP'den Baykal için destek istiyor. MHP destek vermeyince AKP'yi desteklemiş oluyor. CHP neden Cumhurbaşkanlığı için desteklediği İhsanoğlu'nu desteklemiyor da Erdoğan ile görüşerek adaylık açıklayan Baykal'ı destekliyor?"
İLK SONUÇ: AKP seçimde aldığı darbe sonrası hem önemli bir mevzi ve hem de müthiş bir moral kazandı. AKP dışındaki partiler AKP’ye karşı seçim sonrası ele geçirdikleri moral üstünlüğü kaybetti. Birlikte 13 yılın hesabını sorma ihtimali zayıfladı. Seçim çalışmaları sırasında vaat ettiklerini yapma şansı azaldı.
GÖNLÜ GÜZEL OLAN KİŞİ – Av. Tevfik KARABULUT
GÖNLÜ GÜZEL OLAN KİŞİ – Av. Tevfik KARABULUT
Gönlü güzel olan kişi
Bahara döndürür kışı
Güzeledir yönelişi
Kem gönülü yâr eylemez
Hakikatı arayanlar
Cehaletten ar duyanlar
Işık bilgide diyenler
Öğrenmekten ar eylemez
Hayat akar, devran döner
Hikmetini bilmek hüner
Gün tükenir ışık söner
Son yakarış kâr eylemez
Düşer kibrin gölgesine
Günden güne yanar sîne
Arif kişi kendisine
Bu dünyayı dar eylemez
Kalp gözü açık birisi
Bilir haktan gelen sesi
Ömür boyu kör nefİsi
Başına serdar eylemez
04 .07.2015
BİLİMİN YÜREĞİ YOKTUR – Seyfettin KARAMIZRAK
BİLİMİN YÜREĞİ YOKTUR - Seyfettin KARAMIZRAK
Eğitim görmemiş, okuma yazma bilmeyen, “cahil” dediğimiz kişilerin yanlışları hoş değilse de, “kusurlarını tahsil yapmamalarına” yükleyebiliriz.
Yıllarca okumuş, yaldızlı diplomalar almış, kariyer sahibi insanların yaptıkları; “kötülükleri, kabalıkları, hileleri, yalanları, aldatmaları” nasıl açıklayacağız?
“Çürük bina yapıp kaliteli ve lüks tarifeden insanlara pazarlayan”, “talaşı, soya fasulyesini kıyma diye satan”, “yoğurda kireç katan”, “kahve diye nohut tozu pazarlayan”, “ATM lere kamera yerleştirerek emeklinin maaşını çalan”, “yaşlıların parasını almak için yerlerde sürükleyen”, vb. insanların tamamı tahsilli kişilerdir.
Öyleyse okumaya, ilme kötü gözle mi bakmalıyız? Elbette ki hayır. Fakat eğitimin içinden; “değerler, ahlak, inanç vb. gibi manevi kısımlar” ayıklanırsa, “sosyalleştirme ve kültürlenme” boyutu ihmal edilerek, “bilgi yükleme” dediğimiz “öğretim” yönüne ağırlık verilirse, ilmin ruhu alınarak, sadece beden kısmı inşa edilir. Ruhsuz beden de hiçbir şeye yaramaz.
Topluma can veren eğitimdir elbette ki. İnsanın yaşamında önemli bir olgudur eğitim. Kişinin mutluluğu, milletin geleceği ve refahı bakımından özel bir önem taşımaktadır.
Eğitim, bireyleri topluma rahat ve mutlu şekilde uyacak davranışlar kazandırmaya, yarınların toplumuna hazır esneklikte düşünme gücü ve becerisine sahip davranışlar kazandırmaya yarayan planlı ve kasıtlı öğretim faaliyetlerinin tümünü içeren bir süreçtir.
Yani eğitimin amacı, bireyin davranışlarını istendik yönde değiştirmek ve geliştirmektir.
YUNANİSTAN KLASİĞİ – Cihat KAYMAS
YUNANİSTAN KLASİĞİ - Cihat KAYMAS
AB ve Yunanistan sorunları artık can sıkmaya başladı. Yine de bu sorunları ortaya koymamız gerekiyor. 15 Milyon nüfusu olan Avrupa için küçük sayılabilecek bir ülke Yunanistan nasıl oluyorda koskoca Avrupa Birliğinin başına dert olabiliyor. Bu konuda söyleyeceklerim konunun sadece bir özeti.
Avrupa Birliği devletleri, Yunanistan’ı AB’ den veya AB para birliğinden çıkararak sorunu kökünden çözebilir. Neden bu yola gidemiyorlar? Bu bizim futboldaki Şike davasına döndü, eğer büyük takımları küme düşürürsek, kimse futbol izlemez yayıncı kuruluşun geliri düşer ve diğer külüplerin gelirleri azalır gibi bahaneler çıkarılıyor. AB’ de aynı bahaneleri uydurmaya başladı,
Söylenen şu ki; Yunanistan’ı AB’ den çıkarırsak, AB’ de çözülme başlar ve AB dağılma sürecine girer. Aslında bu belirsizliğin arkasında en büyük neden olarak, Alman bankalarının Yunanistan taHvillerinde yüklü miktarda pozisyon almaları yatıyor. AB'nin Yunanistan'ın kontrolsüz iflasına ve Euro’dan çıkışına izin vermeyecek gibi görünüyor. Ayrıca Yunanistan'ın 50 yıl öncesine dönmeyi hazmedemeyeceği de biliniyor. Yunanistan da Troyka ile görüşmelerde bu kartı öne sürüyor görünüyor..
TBMM BAŞKAN SEÇİMİ VE ÇÖZÜM SÜRECİ – Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL
TBMM BAŞKAN SEÇİMİ VE ÇÖZÜM SÜRECİ - Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL
TBMM başkanı seçildi. AKP’li adayın önünü acaba MHP mi; yoksa CHP mi açtı? Ortada hiçbir sebep yokken Sayın Baykal’ın adaylığını fark eden Sayın Cumhurbaşkanı Baykal’a sürpriz bir davet yaptı ve süreç başladı. Sayın Baykal da bunu yuttu ve görüşmeye koştu. Böylece gerek CHP karıştırıldı; gerek MHP – CHP arasındaki ilişkiler ve ortak hareket imkânı dinamitlendi. Böylece her parti kendi adayına kitlenir oldu. Ortak aday arayışı önlendi. CHP ve MHP’nin ortak adayı İhsanoğlu konusunda anlaşılamadı. Sayın Baykal el çabukluğu ile öne çıkarılarak ortak aday önlenmiş oldu. CHP ve MHP’nin sandalye sayısı da zaten ortak adayın seçilmesine yetmiyordu. Dışardan gelebilecek oylar da önlenmiş oldu. CHP oldu bittiye getirildiğinden İhsanoğlu’nu destekleyemedi.
Bu durumda MHP’yi hedef tahtası haline getiren bölücü ırkçı, F-tipi, aşırı sol ve romantik sol çevreler ve yayın organları eski alışkanlıklarını sürdürdüler. Bunlar yadırganamaz. Ancak, bunların dışında kalan bazı kalemlerin ve çevrelerin MHP’ye saldırıyı fırsat bilmeleri kabul edilemez. Neticede Sivas Suşehri kır toplantısında şehit Mehmetçiklerle ölen bölücü terör örgütü üyelerini aynı kefeye koyan bir aday Meclis Başkanı oluverdi. CHP Genel Başkanı’nın Sayın Bahçeli’ye Başbakanlık teklifi büyük bir siyasi gaftı. Hükümet kurma görevini Cumhurbaşkanları vermektedir; bir parti genel başkanı değil…
Vicdanlarını Satanlardan Merhamet Beklenmez – Alptekin CEVHERLİ
Vicdanlarını Satanlardan Merhamet Beklenmez - Alptekin CEVHERLİ
Hayır vakıflarından birindeki çalışanlar şehrin en başarılı ve en çok kazanan tüccarından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ederler. Bağış toplayan amca, tüccarı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışır:
- Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 1 milyon $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine, bir kuruş bile bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?
Tüccar açmış ağzını, yummuş gözünü:
- O bahsettiğiniz araştırmalarınız; annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu dört çocuğuyla beş parasız sokakta kaldığını biliyor muydunuz? Bana ne yardımından bahsediyorsunuz?
Görevli elbette utanmış, sıkılmış, adeta yerin dibine geçmiş.
Sadece:
- Hayır, hiç bir bilgim yoktu, özür dilerim... Diye mırıldanabilmiş.
Tüccar, onun sözünü keserek devam etmiş:
- Pekâlâ, ben onlara dahi bir kuruş para vermezken, size niye vereyim ki?
ÇIRAĞAN’DA İFTAR MENÜSÜ, ÇİN LOKANTASI’NDA SAHUR – Süleyman PEKİN
ÇIRAĞAN’DA İFTAR MENÜSÜ, ÇİN LOKANTASI’NDA SAHUR – Süleyman PEKİN
Ünlü diyetisyen Canan Karatay’dan edindiğimiz bilgilere göre Tokat’a bağlı Zile İlçesi’nin Belkaya Beldesinde Kaymakamlıkça Ramazan Ayı münasebetiyle “1.Mutluluk Veren Bira Açma Yarışması” tertiplenmiş ve bilhassa oruca niyetli Müslüman Türkmenlerin katılması istenmiş.
Doğan Haber Ajansı’na göre Ramazan öncesinde İçişleri Bakanlığı tarafından İç ve Doğu Anadolu Bölgemizdeki tüm illerin lokanta, restoran, market, bakkal ve benzeri yerlerde içki türleri ile sigara satışı zorunluluğu getirilmiş.
Turkuvaz Radyo, 22 Haziran’da Bursa’nın Tahtaköprü Nahiyesi’nde Ramazan operasyonları çerçevesinde güvenlik güçlerinin polise karşı koyma suçunu bahane ederek tam 18 Müslüman Manav’ı yargısız infaz yaparak katlettiğini duyurdu.
Adana’nın Çukurova Bölgesi’nde incelemeler yapan gazeteci Ali Kırca ise ezanın, Kur’an okumanın, cemaatle namaz kılmanın Valilikçe yasaklandığını ve cami yapımına izin verilmediğini tespit etmiş. Artan dinî baskılar üzerine bölgede 300 civarında köyün boşaldığını ve 100 bin civarında Müslüman Yörük’ün komşu Suriye’ye sığındığını da bildirmiş.
ÜRKEK DÜRÜSTLÜK – Av. Ruhittin SÖNMEZ
ÜRKEK DÜRÜSTLÜK – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş siyasi hayatına “dürüst ve güvenilir” bir kişilik olarak başlamıştı. Ancak bu imajı Reza Zarrab’a verdiği ödül esnasında çekilmiş fotoğraf karesi ile ikinci bir darbe yedi.
Birinci darbeyi Has Parti Genel Başkanı iken “Harun gibi geldiler, Karun gibi oldular” diye meydanlarda tenkit ettiği AKP saflarına katıldığı zaman almıştı.
Çünkü Numan Kurtulmuş o dönemde şunları söylüyordu: “12 Eylül’ün Siyasi rejimini devam ettiriyorlar. 12 Eylül’ün Siyasi Partiler Yasası duruyor, Seçim Yasası duruyor, Sendikalar Yasası duruyor, Toplantı Gösteri Yürüyüşleri Yasası duruyor, 12 Eylül’ün Seçim Sistemi duruyor. Kenan Evren de, Başbakan (Tayyip Erdoğan) da aynı şeyi söylüyor.”
Numan Kurtulmuş bu eleştirileri yaptıktan sonra AKP’ye Genel Başkan Yardımcısı olarak geçti. Hükümette Başbakan Yardımcısı oldu.
Peki, bu tenkit ettiği konularda veya Karunlaşanlardan hesap sorulması için bir teşebbüste bulundu mu? En azından kamuoyu oluşturmak için benzer görüşlerini konuştuğunu duyduk mu? Hayır.
Numan Kurtulmuş, akçalı işlere bulaşmamış, rüşvet, iltimas gibi konularda “temiz” kalmış bir siyasetçi olarak biliniyor. Bu normalde bir politikacıda olmazsa olmaz ilk şarttır. Fakat günümüzde çok önemli bir meziyet kabul ediliyor. O, bu “meziyete” sahip bir politikacıdır.
İstanbul’daki Ermeni Eylemleri – Prof. Dr. Vahdettin Engin
İstanbul’daki Ermeni Eylemleri - Prof. Dr. Vahdettin Engin
Ermeniler, Doğu Anadolu’da gerçekleştirdikleri terör faaliyetlerinin Avrupa’da yeteri kadar ses getirmediğini görünce İstanbul’da eylem yapmaya karar verdiler.
Kumkapı Ermeni Patrikhanesi Baskını
Bu eylemlerden ilki, 28 Temmuz 1890 tarihinde Kumkapı’daki Ermeni Patrikhanesi ve Kilisesinin basılması hadisesidir. Eylemi Hınçak komitesi düzenlemişti. Buna göre Patrikhane Kilisesindeki ayin sırasında bildiri okunacak, diğer taraftan örgüt elebaşısı Cangülyan, Patrik Aşıkyan’ı Padişaha isteklerini sunmak üzere Saray’a götürecekti. Hazırlıklar tamamlandı. 28 Temmuz günü örgüt elemanları ve çeşitli vilayetlerden getirilen militanlar, Patrikhane yanındaki kilisede toplandılar.
EĞİTİMDEKİ HATALAR – Seyfettin KARAMIZRAK
EĞİTİMDEKİ HATALAR - Seyfettin KARAMIZRAK
2004 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tüm derslerin programlarını, eğitim paydaşları ile birlikte günün şartlarına uygun şekilde yeniden yazdırmıştı.
Tutarlı, sarmal ve bilimseldi. Öğretmenlere “yeni müfredat programları” adı altında tanıtımı yapılmıştı.
Her kesim memnundu, çünkü demode olmuş birçok yöntem ve konu yenilenmişti. Örneğin, okuma yazma öğretiminde işlevini yitiren “cümle yöntemi”, “ses temelli” hale getirilmiş, “öğrenmeyi öğrenme” modeli benimsenmişi. Öğrenci, soran, sorgulayan, araştıran tavrıyla daha aktif ve katılımcı hale getirilmişti.
Fakat yıllar itibarıyla işler daha iyiye gideceğine, eğitimde yanlış uygulamalar gittikçe çoğalmaya başladı.
Ek ders ücretlerinde yüksek lisans ve doktorası olanlara artı ek ders ücreti ödemesi kaldırılarak öğretmenlerin kariyer yapma isteği sıfırlandı.
Uzman öğretmenlik modeli uygulanamadı. Ödül sistemi değiştirilerek öğretmenlerin motivasyonu köreltildi.
Müfettişlerin sicil amirliklerine son verildi. Yöneticiler şimdi kendilerini hiç görmeyen, tanımayan, icraatlarından haberi olmayan amirlerinin verdiği isabetsiz ve tesadüfi notlarla mağdur olmakta, müfettişleri mumla aramaktadırlar.
SEVGİ İLE YAKIN OLUR IRAKLAR – Av. Tevfik KARABULUT
SEVGİ İLE YAKIN OLUR IRAKLAR – Av. Tevfik KARABULUT
Sevgi ile yakın olur ıraklar
Bir tatlı tebessüm bin hüznü paklar
Uzak olsun bize yüzü asıklar
Gözlerinin iç gülenler gelsin
Hayatları esir aldı arzular
Huzurun önüne ördüler duvar
Kavga, niza, zehirlendi dostluklar
Maksadı muhabbet olanlar gelsin
Feryat figan inletiyor semayı
Beddualar bastırıyor duayı
Cehennem eyledi nefret dünyayı
Huzuru sevgide bulanlar gelsin
Silinirse kalpten gün be gün haya
Bir çekilmez mekan olmaz mı dünya
Vaktimiz yok, boş, lüzumsuz kavgaya
Edebi, adabı bilenler gelsin
Çaresi yok bil ki geçen zamanın
Değerini bilmek lazım bu anın
Çözmek için hikmetini devranın
Ariflerden dersler alanlar gelsin
24.06.2015
DİN, BARIŞ, KARDEŞLİK DİYEREK BÖLDÜLER / TÜRK MİLLETİ’NE TUZAK – Nurullah AYDIN
DİN, BARIŞ, KARDEŞLİK DİYEREK BÖLDÜLER / TÜRK MİLLETİ’NE TUZAK - Nurullah AYDIN
Karanlık odaklarca; hayalperest yetenekli cahillerle, hırslı ama zaafları olan tipler tespit edildi. Rol oyuncu eğitiminden geçirildiler. Planlar, programlar, yol haritaları hazırlandı, kendilerine verildi. Demokrasi oyununda, kumpaslarla hilelerle etkili ve yetkili kılındılar.
Barış dediler, birlikte yaşayanları çatışma ortamına sürüklediler.
Kardeş dediler, birlikte yaşayan insanları kin nefretle ayrıştırdılar.
Din dediler, Müslümanları böldüler, halkımız dediler halkı böldüler.
Ahlak iman peygamber dediler, yalancılığı hırsızlığı fitneyi katliamı meşru gördüler.
Osmanlı hayalleriyle Türk Milleti’ni, bölge halklarını birbirine düşürdüler. İslamcı bölücü terör örgütleri kurdular, desteklediler. Bölgeyi kan gölüne çevirdiler.
Neyin mücadelesi bu?
Çok yönlü asimetrik psikolojik savaşın tüm unsurları kullanılmış oluyor.
Uygulanan operasyon; uzun zamandır sinsice planlanan operasyonudur. Bu her alanda uygulamadadır.
Sinsice planlanan ve uygulamaya konulan operasyonları, mankurtlaşmış beyinler tersini algılıyor. Bazılarına göre ise onlara direnmek olanaksızdır. Devşirme eğitimi bu algıyı emreder.
SÜLEYMAN DEMİREL, SAKIZ HOCA, HAYRETTİN KARAMAN – Av. Ruhittin SÖNMEZ
SÜLEYMAN DEMİREL, SAKIZ HOCA, HAYRETTİN KARAMAN – Av. Ruhittin SÖNMEZ
9. Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel’in, yetiştiği aile ortamını anlattığı, şu cümleleri beni çok etkiledi:
“Biz mesut bir Anadolu ailesi idik. Hayatı ciddiye almış, hayat mücadelesini hiçbir zaman şikâyet konusu yapmamış, gerçekçi, çalışmayı şiar edinmiş, lüksü, israfı, şatafat ve tantanayı değil, kendi işinde gücünde olmayı, tevazuyu, iyi kalpliliği, yardımseverliği hiç elden bırakmamış, kimsenin malında mülkünde gözü olmamış, hakka hukuka riayetkâr, toplumdan rahatsız olmamış, toplumu rahatsız etmemiş bir aile idik.”
Beni çok etkiledi, çünkü ben de böyle bir aile ortamında yetiştim. Sadece ben değil çevremde gördüğüm ailelerin de çoğu böyleydi.
Hele “TOPLUMDAN RAHATSIZ OLMAMIŞ, TOPLUMU RAHATSIZ ETMEMİŞ” olmak esasen “iyi Müslüman nasıl olmalıdır” sorusuna verilebilecek en özet cevaplardan biri gibi geldi bana.
GÖNLÜM – Av. Tevfik KARABULUT
Felek sokmuş bizi halden hallere
Hazan çökmüş bakışlara, dillere
Garip bülbül gibi düşmüş yollara
Dağ bayır dolanır, gül arar gönlüm
Unutmuşuz sevgi denen ilacı
Üç günlük duygular olmuş baş tacı
Dillerin tadı yok, yakıyor, acı
Sözleri bal gibi dil arar gönlüm
Nice garip düşmüş çaresiz derde
Kimi sürünüyor, kimisi yerde
Bir vurdumduymazlık hakim her yerde
Tutup kaldıracak el arar gönlüm
Vicdanlar uykuda, vicdanlar sessiz
Bin bir yol var menzilleri belirsiz
Bilirim Yaradan koymaz çaresiz
Huzura götüren yol arar gönlüm
20.06.2015
Bağırganlı değil, bağrı gamlı!.. – Mustafa KÜPÇÜ
Bağırganlı değil, bağrı gamlı!.. - Mustafa KÜPÇÜ
Bilmem kaç kişi anımsıyor?
AKP iktidarı “Kandıra Turizm Bölgesi olacak” demişti!
Kandıralılar da inanmıştı!
Topraklar değerlenecek, özellikle Karadeniz kıyılarında kurulacak turistik tesisler ilçeye gelir kaynağı olacak, Kandıralı gençler Kandıra’da kurulacak “Turizm Okulu”nda eğitim görecek ve bu turistik tesislerde iş olanağı bulacak.
Kandıralı üreticiler bu tesislere meyve-sebze satacak.
Kandıra esnafının işleri gelişecek.
İlçe zenginleşecekti.
“Kandırdılar Kandıralıyı!”
BİR KİŞİ ÖLMÜŞ DİYELER “Vefatının 50. Ölüm Yıl Dönümünde Mehmet Emin Buğra” – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
BİR KİŞİ ÖLMÜŞ DİYELER - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
Evden çıkarken gazete haberlerinde turizm operatörleri Çin’in işgali altındaki Doğu Türkistan’a çok ucuz turlar düzenlediğini okudum!. Haber internette en fazla tıklanan bir gelişmeymiş. Benim hiç postaneye uğradığım, mektup falan attığım yok ama geçen bir gittim özellikle “Vefatının 50. Ölüm Yıl Dönümünde Mehmet Emin Buğra” pulu aldım!. Ne sevindim sormayın?!.
Zaten evden çıkarken yaprağını kopardığım günlük takvimden aklımda kalmıştı “Bugün Vefat Eden Ünlüler”in ilk sırasında “Bağımsız Doğu Türkistan Devleti’nin ilk Cumhurbaşkanı Mehmet Emin Buğra bugün Ankara’da vefat etti-1965” böyle bir tarihi not!.
Hemen biraz ilerde AVM’deki büyük kitapçıya uğradım torunun tatil kitapları için. Aklıma geldi sonra “Mehmet Emin Buğra’nın şiir veya diğer çalışmalarından herhangi bir kitap var mıdır?” demeye kalmadan İngilizce olarak “Hangi Dilde istersiniz?” diye sordu tezgahtar bayan. Beni herhalde yabancı zannetti. Hiç bozmadım. “Fransızca ve Almanca” deyiverdim. Baskılarının tükendiğini belirtti!. Fakat Rusça ve Çince arzu edersem verebileceğini belirtti tebessüm ederek. Ben de hem Türkiye Türkçesi, hem de Arapçasını istedim. Çünkü en fazla konuşulan bütün dünya dillerine meğer tercüme edilmiş Mehmet Emin Buğra’nın eserleri!. Sevindim. Tezgahtar bir de “Merhum Mehmet Emin Buğra’nın Türkiye’de yayınladığı Doğu Türkistan Dergisi ve Türkistan’ın Sesi Dergilerinin tıpkı basımını isterseniz size takdim edebilirim!” deyince sevincim artarak devam etti. “Olur” dedim. Onları da aldım. Bir de “Mehmet Emin Buğra Albümü “ yayınlanmış, itibar baskılı büyük boy bir kitap olmuş. Bunlara bir tane de Uygur Türkçesi Opera eseri ekledim hepsi kocaman bir paket oldu. İnşallah taşıyabilirim.
GÖNLÜMDEN GEÇEN KOALİSYON BAŞKA, BAŞA GELECEK BAŞKA – Av. Ruhittin SÖNMEZ
GÖNLÜMDEN GEÇEN KOALİSYON BAŞKA, BAŞA GELECEK BAŞKA - Ruhittin SÖNMEZ
Lafı eğip bükmeden gönlümden geçen koalisyonu açıklayacağım. Benim için birinci öncelik, ülkemizin bir bölümünü PKK terör örgütünün yönetmesini sağlayan/ sağlayacak, “çözüm sürecinin” sona erdirilmesidir.
Ekonominin düzeltilmesi, hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi, Cumhurbaşkanının anayasal yetki sınırlarına çekilmesi, yolsuzluk ve hukuksuzlukların faillerinin yargılanması çok önemlidir. Ancak telafisi mümkün olmayan en önemli husus, ülkenin bütünlüğü ve milletin birliğinin korunamamasıdır.
Bu öncelikli mesele için HDP’siz ve fakat MHP’li bir hükümetin kurulması gerekli.
Çünkü Mecliste temsil edilen dört partiden üçü “çözüm sürecinin” devamından yana. Sadece MHP karşı.
MHP’nin içinde bulunduğu veya dışarıdan destekleyeceği hükümet formüllerinde “çözüm süreci” devam ettirilemez.
HDP’nin destekleyeceği hükümet formüllerinde ise PKK’nın istediklerinin adım adım verileceğine şüphe yok.
MHP’nin CHP ile koalisyon kurabilmesi için HDP desteği şart. Fakat HDP destekli bir hükümette yer almak MHP’yi bitirir. Yani böyle bir koalisyon mümkün olmaz.