
Akdeniz’de yolcu uçağı uçuramayacağız!.. / Ahmet TAKAN
İç gündem, Meclis'teki Cumhurbaşkanlığı görünümlü Anayasa değişikliği paketine kilitlendi. Sabahtan akşama fire toto oynanıyor!.. Türkiye'nin hayati fireleri itina ile gözden kaçırılıyor!.. Bunlardan birisi, Cenevre'de başlayan Kıbrıs görüşmeleri. Gerçekler, Türk dünyasından ustalıkla gizleniyor. İç destekli dış dayatmalara boyun eğersek, sadece, şehit kanları ile suladığımız yavru vatanı kaybetmeyeceğiz... Akdeniz'de yolcu uçağımızı bile uçuramayacak hale düşeceğiz... Kamuoyu olarak uyanık olmazsak çok acı kayıplar vereceğiz ama iş işten geçecek!..
Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, Cenevre görüşmeleri devam ederken, YENİÇAĞ'a haritalarla çok önemli açıklamalar yaptı. Akdeniz'de başımıza nasıl bir çuval geçirilecek?.. Ümit Yalım'ın anlattıklarını tane tane ve ağır ağır okuyun lütfen!.. Bu arada, AKP iktidarının uluslararası belgeyle KKTC'yi tanımadığını nasıl tescil ettirdiğine de bakın!..
GÖZÜNÜZ AYDIN ÖĞRENCİ TEMSİLCİSİ DE SİZDEN OLDU – Av. Ruhittin SÖNMEZ
GÖZÜNÜZ AYDIN ÖĞRENCİ TEMSİLCİSİ DE SİZDEN OLDU – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Kocaeli Üniversitesinde öğrenci konseyi seçimi de siyasi müdahaleye maruz kaldı.
Yapılan seçimi ülkücü aday Fahrettin Porsuk kazanınca AKP’li aday itiraz etti. Araya AKP yöneticileri girdi. Kaybeden adayla toplantılar yaptılar. Öğrenci konseyi seçimini nasıl alacaklarına dair planlar yapıldı.
Bu arada usule uygun yapılmış, Porsuk’un hak ederek kazanmış olduğu seçimin iptali için KOÜ yönetimine baskılar yapıldı. Rektörlük yapılan baskılar karşısında seçimi iptal etti.
İlk seçim 21-20 yani bir oy farkla Fahrettin Porsuk lehine sonuçlanmıştı. İkinci seçimde, anlaşılan üç kişi AKP’li aday lehine ikna edilmiş, 23 oyla AKP’li aday kazandı.
Öğrenci konseyi seçiminin akabinde kavga çıktığı ve 37 ülkücü öğrenciye ters kelepçe vurularak gözaltına alındığı haberlerini okuduk.
KIBRIS TÜRK CUMHURBAŞKANI MUSTAFA AKINCI; RUM’LARIN SUNDUĞU HARİTAYI KABUL EDECEK KIBRISLI TEK BİR TÜRK DAHİ ÇIKMAZ – Prof. Dr. İbrahim ÖZTEK
KIBRIS TÜRK CUMHURBAŞKANI MUSTAFA AKINCI; RUM’LARIN SUNDUĞU HARİTAYI KABUL EDECEK KIBRISLI TEK BİR TÜRK DAHİ ÇIKMAZ. - Prof. Dr. İbrahim ÖZTEK - Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı
Bravo sayın Kıbrıs Türk Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, o haritalar bugün de yarın da hiçbir zaman kabul edilemez. Siz de kabul edecek olana, kim olursa olsun şiddetle karşı çıkın. Neden her önüne gelen bir harita hazırlayıp Türk’e sunuyor? Bizim Kıbrıs’la ilgili bir sorunumuz yoktur. Harita sorunumuz hiç yoktur. Sorunu biz icat ettik. Başkalarının sorununu üstlenmeye kalktık. Lütfen Yeşil hatlı haritalara dönelim. Bizim haritamız odur. Rum’a verecek bir karış toprağımız da yoktur.
Youtuber: İşi gücü youtube – Yunus ÖZEN
Youtuber: İşi gücü youtube – Yunus ÖZEN
Düzenli olarak video çekip bunu bir Youtube kanalında yayımlayanlara Youtuber deniyor. Hobi amaçlı, eğlence amaçlı ya da bilgi paylaşımı amaçlı bu işe girişip sonradan işe dönüştürenler de var. Bu yazı Youtuber kimdir, ne yer ne içer konusunu fena halde anlatır, hatta örnekler verir.
Evimde Turkcell Superonline Fiber Internet kullanıyorum. Bu sabah internet hızımı 50 Mbps’ye çıkardılar, ayrıca televizyonuma da Turkcell TV Plus kutusu bağladılar, televizyonu da internet hattı üzerinden alacağım.
Açıkçası düzenli bir televizyon izleyicisi ve haber okuyucusu değilim. Çok önemli olayları rahatsız etmeyen bildirimleri ile Bundle Haber uygulaması telefonuma getiriyor, günün büyük bir kısmını haber okuyarak geçiren ortalama Türk insanına dönüşmeden de dünyadan kopmayabildiğimi düşünüyorum.
Turkcell TV Plus kutusuna ayrıca para vermezdim ama bir kampanya dahilinde bedava verdiler, almıyorum diyemedim 🙂
İnternet hızının hem mobil kullanımda hem de ev kullanımda yeterli bir seviyeye çıkmasından sonra internet kotamın büyük bir bölümünü Youtube başta olmak üzere video sitelerinin tükettiğini fark ettim. Tv izlemenin çekici gelmemesinin sebeplerinden birisi de bu olabilir.
ABD’Lİ DİPLOMAT VE TÜRKİYE’NİN BAŞBAKANI – Av. Ruhittin SÖNMEZ
ABD’Lİ DİPLOMAT VE TÜRKİYE’NİN BAŞBAKANI – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Recep Tayyip Erdoğan daha Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı iken, dönemin ABD büyükelçisi Morton Abromowitz’le tanıştırılmıştı. 1996’da Abromowitz Erdoğan’a “Türkiye’nin geleceği sizsiniz” demişti.
“1999 yılında ise Av. Münci İnci’nin evinde çok farklı kesimlerden önemli isimlerin katıldığı özel bir toplantı yapıldı.”(İntermedya yayın grubunun sahibi olan Av. Münci İnci’nin, Samanyolu TV’nin gizli ortağı olduğu gündeme gelmiş, İnci bunu yalanlamamıştı.)
Bu toplantıda kimler yoktu ki?
“Fehmi Koru(gazeteci, yazar. Milli Gazete, Zaman, Yenişafak, Star, Habertürk de çalıştı), Emin Şirin (iş adamı, siyasetçi, Nazlı Ilıcak’ın eski eşi), Nazlı Ilıcak (gazeteci, yazar), Yalçın Doğan (solcu gazeteci, yazar. Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet, Sabah, T24 de çalıştı). Bülent Akarcalı (ANAP dönemi Sağlık ve Turizm Bakanı, Türkiye Demokrasi Vakfı ve Bilgi Üniversitesi kurucusu), Fehmi Gültekin (Vakıflar Bankası E. Genel Müdürü), Tezcan Yaramancı (Kamu Ortaklığı İdaresi E. Başkanı, Türk Amerikan İşadamları Derneği, İstanbul Rotary Kulübü, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı üyesi), Güler Kömürcü (Akşam Gazetesi E. köşe yazarı ve Washington temsilcisi) vardı.”
Bir savaş iki olay – Ramazan BAKKAL
Bir savaş iki olay - Ramazan BAKKAL
Bilim Teknoloji İçin İstanbul Çalışma Grubu Başkanı
Mevlüt Uluğtekin Yılmaz ismi hafızanızda var mı? Ankara’da sessiz sedasız çalışan bir düşünce eridir. 20 yıl kadar önce Osmanlı’nın Arka Bahçesi diye bir kitap yayınladı. Altını çize çize, karalaya karalaya okuduklarımdandır bu kitap. Bugünlerde “bilimden nasıl kopmuştuk?” sorusuna cevap ararken hatırladım. Raftan indirdim. Bütün kitaplarımı Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesine hediye ettim. Bu kitabı ara sıra karıştırmam gerekenlerden diye ayırmıştım. Aşağıdaki yazı Osmanlı’nın arka Bahçesi yanında Abdülhak Adnan Adıvar’ın Osmanlı Türklerinde ilim (Remzi Kitabevi 4. Baskı 1982) ve Ord. Prof. Dr. İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın Osmanlı Devletinde İlmiye Teşkilatı (Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 3.Baskı 1984) eserlerden faydalanılarak hazırlandı.
BİZ KİM OLUYORUZ?.. Sait BAŞER
BİZ KİM OLUYORUZ?.. Sait BAŞER
İnsan Yunus, can Yunus!
…
"Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil"
di ya!
Artık âlemi kırıp geçirenler hizmet veya ibadetleriyle onca ezâ cefâyı silip süpürüyor, kırdıkları mahzun ve mazlumları da küfürle itham ediyorlar.
Sesi daha gür çıkanlar mazlum, sesini duyuramayanlar ise vahşi ve suçlu ilân ediliyor...
*
Sevgili Mevlânâ'ya ne diyeceğiz?
"Olduğu gibi görünmek, göründüğü gibi olmak" öyle mi?
An be an olduğu haller takip edilemeyen, dem be dem sıfat sıyıranlar hangi oluşa, hangi yüze dönecek?
*
Bahçeli çare bulabilir mi?.. / Ahmet TAKAN
Bahçeli çare bulabilir mi?.. / Ahmet TAKAN
Cumhurbaşkanlığı görünümlü başkanlık anayasası yarı yarıya hukukileşti!.. Değişiklik paketi, takla attırılarak TBMM Anayasa Komisyonu'ndan kavga dövüş geçirildi. Sırada Genel Kurul'da görüşme ve oylama süreci var...
Anayasa değişiklik paketinin, TBMM Genel Kurulu'nda akıbetinin son safhasına kadar parmak hesabı yapmaya devam edeceğiz. Anayasa yapmak, Anayasa'da değişiklik yapmak her şey mi?.. Kısacası, iş Anayasa yapmakla bitiyor mu?.. Konjonktür hazretlerine göre hukukileştirince, sıyrılıp kenara geçebiliyor musunuz? Soruların doğru yanıtını bulabilmek için şöyle bir kısa geçmişi hatırlayalım dilerseniz!..
Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, bazı Anayasa ihlallerini madde madde çıkardı. Gerekçeleriyle birlikte şöyle sıraladı Ümit Yalım;
"1: 20 Mart 2003 tarihli Irak Tezkeresi. Irak Devleti tarafından Türkiye'ye herhangi bir saldırı olmadığı için meşru müdafaa hakkı oluşmadı. BM Güvenlik Konseyinin kararı yok. 1,5 milyon Müslüman öldürüldü. Ayrıca Irak ordusunda zorunlu askerliğini yapan en az 6 bin Türk soydaşımız hayatını kaybetti. BM Güvenlik Konseyi'nin 28 Mart 2003 tarih ve 1472 sayılı kararı ile Irak Savaşı'nın gayrimeşru olduğu tescillendi. Irak Savaşı, İsrail'in güvenliğini sağlamak için yapıldı. Anayasa'nın 92'nci maddesi ihlal edildi.
2: 2003 Irak Savaşı. ABD askerlerinin Türk topraklarından geçirilmesi. Saddam yönetiminin devrilmesini müteakip yüz binlerce Amerikan askeri Meclis kararı olmadan İncirlik'ten geçirildi. Genelkurmay yetkilileri Meclis kararı istemesine rağmen, AKP Hükümeti, Amerikan askerlerinin geçirilmesini milletlerarası nezaket kuralları kapsamında yaptığını beyan etti. Anayasa'nın 92'nci maddesi ihlal edildi.
“KAHIR – SABIR DENGESİNDE BİR İMTİHAN” – Süleyman PEKİN
“KAHIR – SABIR DENGESİNDE BİR İMTİHAN” – Süleyman PEKİN
“Hep kahır, hep kahır, hep kahır… Bıktım be!” diyordu Cem Karaca. Ve ekliyordu; “Dur, bırak kalsın; açma televizyonu! & Bana İstanbul’u anlat, nasıldı?”
Sonrasını ise değiştirerek veriyoruz: ‘İnsanlar ölüyordu / Stadyumda (Beşiktaş), otobüste (Ankara, Kızılay), düğünde (Gaziantep), eylemde (Suruç), eğlencede (Yılbaşı)..’
Seçilen hedefler metrik ve bir sonraki hamleyle simetrik. Türkiye içerisinde var olan veya var gibi olan tüm ayrım / ayrılık noktaları gıdıklanıyor, kaşınıyor. Herkesin kendinden olmayan gurupların sessiz onayı bekleniyor.
Gard almayı bilmeyen boksör gibiyiz. Ne açıklar vereceğimiz ağzımızdan belli oluyor. Rus Elçiliği’ni protestodan sonra Rusya Büyükelçisi’ne suikast yapıldı ve Yılbaşı kutlamalarına karşı kampanyanın ardısıra sosyete diskosundaki Noel eğlencesi kana bulandı.
Yumruk yada eskive bile gerek yok, çenemizi tutalım yeter. Mahallelerimizdeki klasik alışkanlıkların şekil üzerinden mal beyanının (inanç, ideoloji, teşekkül) acilen terk edilmesi gerekiyor.
Üst düzey bir akıl, bizim kolektif akılsızlığımızın üzerine göstere göstere geliyor. İnsanların emperyalizme karşı olduklarını söylemeleri yeterli değil yüreklerinin de işgal altında olmaması lazım.
BİZ KANUNLARA UYMAZSAK… / Av. Ruhittin SÖNMEZ
BİZ KANUNLARA UYMAZSAK… / Av. Ruhittin SÖNMEZ
Devriye görevi yapan genç polis memuru kaldırımda bir yandan sigara içiyor, diğer taraftan cep telefonu ile mesajlaşıyordu. O sırada makam aracıyla yoldan geçmekte olan emniyet müdürü aracından indi ve polis memurunun yanına geldi. Polis memuru müdürünü görünce elindeki sigara izmaritini yere attı.
Aralarında şöyle bir görüşme gerçekleşti:
- Görev başında sigara ve mesajlaşma mı? Ne bu aynı anda birkaç iş mi? Yere attığın izmariti al. Buna ‘yere çöp atmak’ denir.
- Kusura bakmayın amirim ama polisim ben, çöpçü değilim.
- Buna da ‘emre karşı gelmek’ denir. Ceza defterini ver.
- Ne için?
- Biz kanunlara uymazsak halkın kanunlara uymasını nasıl bekleriz?
- Bana ‘yere çöp atmaktan’ ceza mı yazdınız?
- Ayrıca iş başında sigara içip telefonla mesajlaşmak devriye kurallarının ihlalidir.
- Ama ben iyi adamım, sizin polislerinizden biriyim.
- O zaman ona göre davran.
Bu sahneyi bir Amerikan polis dizisinde seyrettim.
Modern Mankurtlar – Alptekin CEVHERLİ
Modern Mankurtlar - Alptekin CEVHERLİ
2016 yılı Türkiye’miz ve dünya için oldukça zor geçti. Birkaç günde bir bombaların patladığı vahşet konusunda terör örgütlerinin fantezi yapar hale geldiği; insan akıl ve vicdanının hiçe sayıldığı bir yılı geride bıraktık. Kimileri terör literatürüne kamyonla insan ezmeyi soktu, kimileri de bomba dolu çukura insanları diri diri doldurup sonra da et parçalarının havada uçuşmasını videoya aldı…
2017’den iyilik ve güzelliklere vesile olmasını beklerken daha ilk saatlerinde İstanbul Valisi’nin açıklamasına göre; Ortaköy’de 39 vatandaşımız daha kalleş terör saldırısıyla canını kaybetti, 69’dan fazlası ise yaralandı.
Bu saldırı, elbette Türkiye’ye bazı şeylerin normalleştirilmesi ve alıştırılması sürecinin bir parçası. Dikkat ettiyseniz bir süredir her hafta sonu Cuma akşamı veya cumartesi günü ciddi can kaybı yaşanan bir terör saldırısı ile muhatap oluyoruz. Bu gidişle Türk Milleti’nde, güzel yurdumuzun bir Irak’tan ya da Suriye’den farkı yokmuş imajını zihinlere yerleştirmek istiyorlar. İşin en acı yanı ise bu vahşet ve ihanet operasyonunu “mankurtlaştırdıkları” insan müsveddeleri ile yaptırıyorlar…
2016’NIN SAĞANAK GEÇİŞLERİ BİR FIRTINA HABERCİSİ – Süleyman PEKİN
2016’NIN SAĞANAK GEÇİŞLERİ BİR FIRTINA HABERCİSİ – Süleyman PEKİN
Ve 2017 fırtınalı yılların başlangıcı gibi duruyor ama inşallah yanılırız.
2016’yı Berlin Duvarı’nın yıkıldığı 1989 yılına benzetirsek 2017 de Sovyetler Birliği’nin yıkıldığı 1991 rolüne aday.
Yılın ikinci yarısı hem bizim hem de bölgemiz için heyecan üstüne heyecanla geçti. Yeni yılda da adrenaline adrenalin demeyeceğiz galiba; Allah muhafaza!
Meteoroloji Müdürlüğü gibiydi ABD ve hempaları; Irak’a yağmur gibi bomba yağacak diyorlar ve yağdırıyorlardı, Libya’da Kaddafi sert bir rüzgar darbesiyle devrilecek diyorlar ve devirtebiliyorlardı, Suriye’de lokal kurşun sağanakları başlayacak diyorlar ve başlattırıyorlardı.
Ve daha neler neler... Darbe indi-bindileri: Mübarek gitsin - Mursî gelsin, Mursî gitsin - Sisî gelsin.. Aç-kapa artemalar: Tunus aç-kapa, Tahrir aç-kapa, Yemen aç-kapama..
80/20 KURALI – Av. Ruhittin SÖNMEZ
80/20 KURALI – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Belki “80/20 kuralını” duymuşsunuzdur. Duymamış olanlar için “Pareto ilkesi” denilen bu kuralı hatırlatalım.
Bu kuralı ortaya çıkaran Pareto ve takipçileri bazı tespitler yapmış.
Herhangi bir ülkede servet ve gelir dağılımını incelediklerinde, ülkenin % 80 zenginliğinin, nüfusun % 20'sine ait olduğunu görmüşler.
Sadece bu konuda değil, önemli azınlık (%20) ile önemsiz çoğunluk (%80) arasındaki bu ilişki hayatın birçok alanında geçerli.
Zamanımızın %80'inde, gardırobumuzdaki kıyafetlerin sadece %20'sini giyeriz.
Vaktimizin %80'i, tanıdıklarımızın yalnızca %20'siyle geçer.
Türkiye’deki yayınların %80’i, üniversitelerin % 20’si tarafından yapılıyor.
Nobel ödüllerinin % 86’sını, ülkelerin %20’si kazanıyor.
Microsoft en fazla raporlanan hataların %20'sini çözerek, çökmelerin %80’inin engellenmesinin mümkün olduğunu belirtmiş.
Bir şirkette giren paranın kabaca %80'i, müşterilerin %20'sinden geliyor. Yani 100 müşteriden en iyi 20'yi elde tutmakla, ciro ve karlılığın %80’ine hükmedilmiş olunuyor.
Aynı şekilde, satışın kabaca %80'ini, satışçıların %20'si yapıyor.
Görülüyor ki, genellikle zihnimiz tüm sebeplerin yaklaşık aynı öneme sahip olduğu varsayımıyla hareket etmeye meyilli olsa da, gerçek pek öyle değil.
“Ortaya çıkan etkinin %80'i, etkenlerin sadece %20'sinden kaynaklanır.”
Ben bunu uygulamada yaşadım.
Petkim ve Tüpraş’ta çalıştığım dönemde “Pareto analizi” çalışmaları yapardık. Ortaya çıkan bir problemin ilk on etkenini sıralar ve istatistiksel değerlendirme yaptığımızda iki etkenin problemin yüzde 80 sebebini oluşturduğunu görürdük. Öncelikle bu iki etkeni çözdüğümüzde problemin yüzde 80 oranında çözüldüğünü görürdük.
Gönüllü İhanet… / Alptekin CEVHERLİ
Gönüllü İhanet… / Alptekin CEVHERLİ
Haini bol olan ve okullarında hain yetiştiren istisna ülkelerden biriyiz sanırım. İnsanımız okudukça daha mı bir kendi ülkesinden nefret eder hale geliyor bilmiyorum ki?
Ya eğitim sistemimizde bir hata var, ya da millet olarak bizde bir sorun var…
İNGİLİZ GÖZÜYLE “MİLLÎ MÜCADELE”MİZ – 8 / Süleyman PEKİN
İNGİLİZ GÖZÜYLE “MİLLÎ MÜCADELE”MİZ – 8 / Süleyman PEKİN
Londra Konferansı sonrası Rumbold, 13 Nisan 1920 tarihinde Curzon’a gönderdiği yazıda İstanbul Hükümeti’nin ekonomik sıkıntılarının bitmediğini ve Sefa Bey gibi Hükümet yetkililerinin gönüllü olarak Ankara Hükümeti’nin sözcülüğünü yaptığını dile getirmektedir. Ankara’nın İngiltere’ye karşı düşmanca tutumunun Bekir Sami Bey’in Londra dönüşünden sonra da değişmediğinin altını çizen Rumbold, Fransızların Kilikya’dan (Çukurova) çekilmeleri dolayısıyla onlara karşı daha ılımlı bir dil benimsendiği beyan etmektedir. Eline geçen bir broşürü de İngiliz düşmanlığına delil olarak okumaktadır: “Dinlerini bir şiline satanlar! Şunu iyi bilin ki Allah en büyüktür. Damat Ferit ve Ortaklarına…”
TERÖR SALDIRILARINI NİYE ENGELLEYEMİYORUZ? – Av. Ruhittin SÖNMEZ
TERÖR SALDIRILARINI NİYE ENGELLEYEMİYORUZ? – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Beşiktaş’taki, 37’si polis, 44 şehit verdiğimiz bombalı saldırılardan sonra, Kayseri’de 14 askerimizi şehit eden bombalı saldırı içimizi yaktı. Toplumdaki tepkiler öfke ve infial ile kanıksama arasında gezinmekte.
Türkiye’yi gazete ve televizyon haberlerinden izleyen herkes iç savaş yaşayan bir ülke izlenimi ediniyor.
19 Temmuzdan bu yana 20 büyük bombalı saldırıya muhatap olduk. Ülke çapında teröre karşı verdiğimiz şehit sayısı 300’ü geçti. Yaralı deyip geçtiklerimizin sayısı şehit sayısından birkaç kat fazla. Bunların ne kadarının hayatına yaşamak denir bilemiyorum.
Peki, niye bu saldırıları engelleyemiyoruz?
Polis babası şehit olan 5,5 yaşındaki Duru’nun, babasının içinde bulunduğu tabuta bakarak sorduğu, can yakıcı soruyu bütün şehitlerimiz için soralım: Bu insanlarımız neden bu tabutların içindeler?
Elbette dünyanın en kalleş, en hain terör örgütleri ve onları maşa olarak kullanan devletlerle mücadele ediyoruz. Bunun zorluklarını ve “kaçınılmaz” olarak verilebilecek kayıpları biliyorum.
Ama kayıplar ve hasar “kaçınılmazlık” boyutunun çok üzerinde.
İNGİLİZ GÖZÜYLE ‘MİLLÎ MÜCADELE’MİZ – 7 / Süleyman PEKİN
İNGİLİZ GÖZÜYLE ‘MİLLÎ MÜCADELE’MİZ – 7 / Süleyman PEKİN
Aralık ayı sonundaki raporlara göreyse İstanbul’daki ekonomik durum perişan vaziyettedir ve memurlar 2,5 aydır maaş alamamaktadırlar. Tevfik Paşa, Geçici Finans Komisyonu’ndan 1 milyon 200 bin lira talep etmiş, Sir Adam Block’un ifadelerinde olduğu üzere geçici bir rahatlama sağlanmış ve bu paranın itâsından 10 gün sonra tekrar eski duruma dönülmüştür.
H. Rumbold’un Curzon’a gönderdiği 7 Şubat 1921 tarihli rapordaysa İstanbul halkının çoğunluğunun yoksulluk ve felâket içinde bulunduğu, şehirdeki birçok Türk’ün de açlıktan öldüğü kaydedilmektedir. Hatta bu tirajik tabloyu Rombold şöyle tarif etmektedir: “Fakat Türkler şikâyet etmezler. Yıkık dökük evlerinde en kötü durumlara kadar dayanarak ölürler.”
YASTAYIZ- KRİZ KAPIDA- OHAL’DE BAŞKANLIK SİSTEMİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
YASTAYIZ- KRİZ KAPIDA- OHAL’DE BAŞKANLIK SİSTEMİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Hafta sonu “her derde deva olacak sistem değişikliğinin” esasları belli oldu. AKP ile MHP yöneticilerinin (R. Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli’nin demek daha doğru olabilir) anlaştığı Anayasa değişikliği mutabakat metninin yazımı bitti.
Bu metin AKP milletvekilleri tarafından -okunmadan imzalanarak- anayasa değişiklik teklifi olarak TBMM Başkanlığına sunuldu.
Bu değişiklik gerçekleşirse parlamenter sistem sona erdirilecek ve yerine Türkiye’ye özgü Başkanlık (Cumhurbaşkanlığı) modeli ikame edilecek.
Yeni sistemde Binali Yıldırım işgal ettiği Başbakanlık makamı sistem dışı kalacağından “son Başbakan” sıfatını alacak. Devlet Bahçeli de partisini sistem dışına çıkaran bu değişiklikten sonra muhtemelen “son MHP Genel Başkanı” unvanını alacaklar.
Binali Yıldırım ve Devlet Bahçeli işgal ettikleri makamları sistem dışına atan uzlaşmadan nedense son derece mutlu görünüyorlar.
MEVLİD ve KUTLAMAK… / Sait BAŞER
MEVLİD ve KUTLAMAK... / Sait BAŞER
KUT, Tanrı varlığını özünde bulacak sâfiyet ve hikmetle buluşmanın adıdır. Muhafazası da Tanrı kavramındaki "her dem doğuş hali"ne katılma sırrını işletmeye bağlı.
Hz. Yunus'un "Her dem yeniden doğarız" mısraında, milletimizce o sırla âşinâlığın asırlar ötesinde elde edildiğinin haberi vardır.
MEVLİD de doğumdur. Ama öyle bir doğuş ki, asla batmayan, durmadan tâzelenen bir doğum olmadıkça "KUTLAMAK" kuru bir laftan ibaret kalır.
Yunuslarımız'ın kalplerindeki ULU KONUKla bizlerin de buluşmamız, o ebedî hayat iksirine dokunmamız demek olacak. İşte KUTLULUK o zaman bir değer olacak. DEĞMEDEN de "değer" olunmuyor....
KALİTELİ YAŞAMDA AKIL NİMETİ – Yrd.Doç.Dr. Süleyman COŞKUNER
KALİTELİ YAŞAMDA AKIL NİMETİ - Yrd.Doç.Dr. Süleyman COŞKUNER / Kaliteli Yaşam Uzmanı
İnsanoğlunu diğer yaratıklardan ayıran en önemli özellik, akıl nimetine sahip olmasıdır. Akıl, Yüce Allah’ın (cc) eşref-i mahlukat olarak onurlandırdığı insana bahşettiği en önemli nimettir. Önemine binaen sorgulama ve hesaba çekilme süreci de, akıl baliğ olunca başlamaktadır. Zira aklı olmayanın hem Allah katında, hem de hukuki alanda sorumluluğu da yoktur.