Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
8Ağu/140

CUMHURİYETİN KAVŞAK NOKTASI 10 AĞUSTOS – Dr. Sakin ÖNER

sakin-ner_thumb1CUMHURİYETİN KAVŞAK NOKTASI 10 AĞUSTOS - Dr. Sakin ÖNER

Türkiye 10 Ağustos 2014’te ilk defa halk oyuyla Cumhurbaşkanını seçmeye hazırlanıyor. Bu seçim, sonuçları itibariyle 91. Yılını idrak eden Türkiye Cumhuriyeti’nin kader seçimidir. Çünkü bu seçim sonucunda; ya iktidara geldiği günden beri Cumhuriyet’in kurucuları ve onların Türk milletine kazandırdıkları değerlerle savaşan, ülkeyi bölünme noktasına getiren ve artık tek şahıs diktatörlüğüne yönelen bir zihniyet başarılı olacak, ya da iyice yozlaştırılan parlamenter sistemi, bozulan kurumlar arası uyumu, kuvvetler ayrılığı prensibini, yok olan hukukun üstünlüğünü yeniden rayına oturtacak bir zihniyet başarılı olacak.

Türkiye Cumhuriyeti’nin son on iki yılına egemen olan siyasi iktidarın “kontrolsüz güç” haline gelen lideri, “Yeni Türkiye” söylemi ardında resmen Türkiye’nin geçmişinden intikam almaya hazırlanıyor. Ona göre “Eski Türkiye”, saltanata ve hilafete son vermiş, laikliği kabuk ederek dinden uzaklaşmış, tekkeleri kapatarak tarikatların gelişmesini önlemiş, dindarlara baskı yaparak dini hayatı engellemiş, üniter yapıda bir millî bir devlet kurarak, bizi İslam ümmetinden koparmış, çağdaş hayat tarzını benimseyerek insanımızı dinî hayat tarzından uzaklaştırmış din düşmanı bir Türkiye’dir. Onun için bu Türkiye bütün kurumlarıyla değiştirilmeli, Osmanlı yeniden hayata geçirilmelidir.

7Ağu/140

BİLMEYİZ – Av. TEVFİK KARABULUT

tevfik karabulut avBİLMEYİZ -  Av. TEVFİK KARABULUT

Tanrı'nın öğüdü bu durum bizde
Dünde eğilmedik elbet bu gün de
Ciğeri beş para etmez önünde 
Emire amade durmak bilmeyiz

Bu bir darbı mesel, bilmeyen olmaz
"Kimsenin yaptığı yanına kalmaz"
İblisle aramız iyi sayılmaz
Şeytanca sorular sormak bilmeyiz

Bunca yıl hayatla hep savaş ettik.
Hem sevindik hem de acılar tattık
Hasedi kalplerden çıkarıp attık
Fesat meyvesinden dermek bilmeyiz.

6Ağu/140

PSİKOLOJİK HARP ve İHSANOĞLU… / Av. Özcan PEHLİVANOĞLU

özcan pehlivanoğlu avPSİKOLOJİK HARP ve İHSANOĞLU… / Av. Özcan PEHLİVANOĞLU

Türkiye, Sevr’in imzalandığı güne denk gelen yeni bir 10 Ağustos’ta; ya tarihi bir basamağı kazasız belasız atlayacak ya da 1920’den bu yana binbir fedakarlık ve emekle çıktığı basamaklardan tepesi aşağıya düşecektir…

Bu düşme hadisesi hissettirilmesin diye de; bu günlerde bütün psikolojik harp argümanları devrededir!

Rahmetli Kazım Karabekir Paşa; Osmanlı – Türk Devleti’nin istihbaratında görev yaptığı zamanlara ilişkin yazdığı ve zamanın askeriyesinde ders kitabı olarak okutulan eserinde, çoğu kez psikolojik harbe yenik düştüğümüzü, başta payitaht İstanbul olmak üzere, Türk şehirleri ile irili ufaklı yerleşim birimlerinde bu psikolojik harbin çok etkili olduğunu anlatır. Bunu bilen Yunanlılarda Anadolu’yu işgal ettiklerinde, uçaklarla bildiri dağıtarak “merak etmeyin, din-i İslam’ı da biz koruyacağız” diyerek kafa bulandırmaya çalışmamışlarmıydı? Gerçi daha sonra Yunana sığınan Şeyhülislam Mustafa Sabri’de öyle demiyormuydu? Şimdi Yunanlılardan aynı vazifeyi içlerinde Mustafa Sabri’nin yetiştirmelerininde bulunduğu AKP ve RTE almış gibi duruyor!

5Ağu/140

CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI VE EDEP YÂ HÛ – Av. Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sönmez avCUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI VE EDEP YÂ HÛ – Av. Ruhittin Sönmez

Başta Cumhurbaşkanı Adayı Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP yandaşı medya mal bulmuş mağribi gibi diğer aday Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun basit beşeri hataları üzerinden saldırmakla meşguller.

Havuz medyası ve yandaş basın mensupları Erdoğan’ın “kırdığı yığınla potlarını düzeltmek”, hakkındaki ağır ithamların haksız olduğunu ispatlamak için canla başla çalışıyorlar. Fakat İhsanoğlu’nun uzmanı olduğu Mehmet Akif ve İstiklal Marşı hakkında bir küçük hatasını fahiş bir hata gibi göstermek yarışındalar.

Erdoğan rakibini “İstiklal Marşı ile Çanakkale Şiiri'ni birbirinden ayıramayacak kadar bu ülkenin, bu milletin yabancısı" diye suçlamakta.

4Ağu/140

BİRLİKTE SANDIK BAŞINA… / Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

mustafa-erkal-prof_thumbBİRLİKTE SANDIK BAŞINA... / Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL

10 Ağustos’taki Cumhurbaşkanlığı seçimi garip bir seçim olacak. Üç aday yarışacak ama AKP adayı devletin her türlü imkanlarından fazlasıyla faydalanıyor. Diğer adaylara bağış dahil çeşitli sınırlamalar getirilmiş. Havuz medyası ilan için üç dört kat para istiyor. Kısaca ilan ambargosu bile konmuş.

Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı, Barzani, Kandil, etnik ırkçılar ve Ermeni yönetimi AKP adayının kazanmasını bekliyorlar. Batılı sözde dostlarımız da onlardan farklı değil... Sorunları kendi çıkarları yönünde çözmede cesur adam ve açılımcı lider arayanlar herhalde Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nu destekleyecek değiller...

İsrail Ortadoğu’da, Rusya Ukrayna’da egemenlik alanları yaratırken ve güç toplarken en ufak bir tavize fırsat vermezken, Türkiye açılım ve çözüm adı altında ufalanma, milleti ayrıştırmakla ve devleti etkisizleştirmekle uğraşıyor. Tezgahın ve kumpasların yürütülebilmesi için ülkenin temel kurumları hedef alındı, onlara güç ve itibar kaybettirildi. Cemaat-iktidar işbirliği şimdi geri tepti. Her türlü hukuksuzluğu ve yargısız infazları dün birlikte gerçekleştirenlerin, halkı gazete manşetleri ile yanıltanların, bugün polislere yönelen hukuksuzluktan şikayet etme hakları olamaz.

3Ağu/140

MÜSLÜMAN GEÇİNENLER, MÜSLÜMANLIKTAN GEÇİNENLER – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

MÜSLÜMAN GEÇİNENLER, MÜSLÜMANLIKTAN GEÇİNENLER – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

Toplumların en büyük sorunu; öyle olanlar değil, öyle görünenlerdir. İnsanlar, yanlış da olsa, samimi olarak bir yolda yürüyor ise, ondan bir zarar gelmez.

Ama öyle değil de, öyle görünüyor ise; uzak durmak ve onlardan korkmak gerekir.

Dünya’nın bütün bölgelerinde bilim sanat teknoloji odaklı; refah, sosyal paylaşım, özgürlükler, eşitlik, hoşgörü, sevgi arayışları vardır.

Ancak; vahşetin, yıkımın, çatışmanın, çalmanın, yalanın bölgesi İslam ülkeleridir.

Peki ama neden?

Müslümanlar; derin bir biçimde inandıkları değerleri sarsan çatışma içindedirler.

Yüzlerce İslamcı akım; sadece kendi doğrularına inanır, savunur.

Müslümanlıkları da sahte, sözleri ve yaptıkları da.

Aynen devekuşu gibiler. Ne develer, ne de kuşlar.

Ama, şu da var: işlerine geldiğinde hem develiği, hem de kuşluğu çok iyi kullanırlar.

2Ağu/140

Ağır Vebal Altında Olmak!.. – Mustafa Küpçü

MUSTAFA KÜPCÜAğır Vebal Altında Olmak!.. - Mustafa Küpçü

Dengir Mir Fırat, AKP kurucularından biri.

AKP’den istifa etti.

“Ağır vebal altındayım” diyor!?

Daha önce AKP ile – daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğan’la- yollarını ayıran “kurucu” siyasetçiler geliyor aklıma; örneğin Abdullatif Şener.

“Başbakan Yardımcısı” iken, “iktidarda” iken neden her şeyi bir yana itip istifa etti?

Rahmetli Erbakan’ın İzmit-Perşembe Pazarı’ndaki mitingini anımsıyorum; “AKP’nin bir Amerikan Projesi olduğunu” söylüyordu!

Erbakan yalan mı söylüyordu?

Son 12 yılda olup bitenleri bir anımsayın;

- Danimarka eski Başbakanı Rasmussen, NATO Genel Sekreter Adayı idi. AKP iktidarının 3 koşulu vardı: Hazreti Muhammed’in karikatürü nedeniyle, İslam aleminden özür dilenecekti. ROJ Tv’nin yayınları durdurulacaktı. Genel Sekreter Yardımcılarından biri bir Türk olacaktı! Hiç biri olmadı, ABD Başkanı istedi, Rasmussen’e kuzu kuzu oy verdiler!

- Fransa’da “Ermeni Soykırımını reddedenlere hapis cezası” getirmişti. O sırada Fransa, NATO Askeri Kanadına dönmek istiyordu. Türkiye veto etse dönemezdi! AKP bu kozu kullanamadı, buna da evet dedi!

1Ağu/140

HERKES HER ŞEYİ BİLİYOR! – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU

indirHERKES HER ŞEYİ BİLİYOR! – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU

Türkiye denilen Türk topraklarında yüzyıllardır ilginç şeyler oluyor. İstikrarlı (!) bir şekilde her yıkandığında çeken pamuklu kumaşlar gibi topraklarımız küçülüyor ve insanlarımız eksiliyor. Bunun farkında olanlarda avazları çıktığınca bağırarak, Türk Milleti’ni uyandırmaya ve aydınlatmaya çalışıyor. Bu uyandırma ve aydınlatma işi, cumhuriyet döneminde Atatürk’le başlamış ve halen de sürmektedir..

Bu meyanda Mustafa Kemal Atatürk, her gittiği yerde yaptığı konuşmalarla ve nihayet “Nutuk” adlı eseri ile Türk Milleti’ne yaşadığı olayların analizini yaparak, geleceğe dair tavsiyeler de bulunmuştur. Peki bunları anlayan var mı? Bana göre var. Herkes herşeyi teşbihte hata olmaz, tabiri caiz ise “eşek gibi” anlıyor.

Ama anlamak, türlü nedenlerle bu şahısların işine gelmiyor. Ben il, ilçe, kasaba ve köy demeden Türkiye’yi biraz fazla dolaşan bir adamım. Bunun özel bir nedeni yok. Allah bize de her halde Evliya Çelebi gibi “seyahat” demiş!

Bu sebeple, bir çok insanımızla sohbet ediyor ve onları dinliyorum. Özellikle de Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tarihsel sorunlar ile onların günümüze yansımalarına karşı, ne düşündüklerini öğrenmeye çalışıyorum.

Bugün Türkiye’nin köylü, işçi, memur, emekli, işsiz, öğrenci gibi değişik sosyal katmanlarına mensup insanlarımızla bir araya geldiğimizde; onların çok derin felsefi düşüncelere sahip olduklarını, belirli ahlaki ölçülerde davrandıklarını ve siyaseti çok iyi bildiklerini gözlemliyorum. Öyleyse, bu insanları hiçbir şey yada bir çok şeyi bilmemekle suçlamak çok yanlış olur diye düşünüyorum.

31Tem/140

DOSTLAR BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN – Tevfik KARABULUT

DOSTLAR BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN - Tevfik KARABULUT

Karanlık gecenin gelsin seheri
Aydınlık doldursun tüm gönülleri
Kovalım birlikte gamı kederi
Dostlar bayramınız mübarek olsun

Yetti artık bitsin bütün acılar
Ağlamasın eşler ana, bacılar
Sona ersin gönüllerde sancılar
Dostlar bayramınız mübarek olsun

Hasretin acısı vuslata dönsün
Yürekleri yakan ateşler sönsün
Gülmeyi unutan tüm yüzler gülsün
Dostlar bayramınız mübarek olsun

Açsın gönüllerde laleler, güller
Güllere nağmeler çalsın bülbüller
Gülen gözler ile tutuşsun eller
Dostlar bayramınız mübarek olsun

Gelmedi mi uyanmanın zamanı
Ateşler sarmışken hem de dört yanı
Sevgi olsun gönlün şahı, sultanı
Dostlar bayramınız mübarek olsun

Yeter bu uykular açılsın gözler
Kardeşlik üstüne söylensin sözler
El ele tutuşsun kalbi temizler 
Dostlar bayramınız mübarek olsun
Canlar bayramınız mübarek olsun

30Tem/140

RAMAZAN BAYRAMI – Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU

indirRAMAZAN BAYRAMI - Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU

Yazıma bütün Müslümanların bayramını kutlayarak başlamak istiyorum. Yüce Allah insanlara, huzur, saadet, sevgi ve hoşgörü versin. Savaşlar bitsin. Kavgalar bitsin. Kimse kul hakkı yemesin, yalan söylemesin. Kimse kimseye üstünlük sağlamasın. Ezen, ezilen olmasın. Kimse, dini inanç ve kanaatlerinde dolayı kınanmasın, zorlanmasın, horlanmasın.

Kuzey Irak’ta, Telafer’de, Kerkük’te, Musul’da, Türkmenlere yapılan katliamlar sonlandırılsın ve bu katliamları yapanlara gerekli dersler verilsin. Sözde değil özde Türk dünyasına sahip çıkılsın. Bayramlar barış, kardeşlik ve sevgi için bir fırsattır. Birbirimizi sevelim. Küsler barışsın. Yeni, yepyeni bir Türkiye için el ele verelim.

Türk düşmanlarına karşı birlik olalım. Altaylardan Tuna’ya yeniden bütün dünya Türk Milletinin gücünü görsün ve bilsin.

“Dilde, fikirde, işte birlik” tezinin bütün Türklerin hedefi olması dileğiyle!

Bayramınız Mübarek Olsun! Yüce Allah Türk Milletini Korusun ve Yüceltsin! Âmin!

29Tem/140

EKMEL BEY’İN EFENDİLİĞİ TAYYİP BEY’İ ZORLUYOR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

indirEKMEL BEY’İN EFENDİLİĞİ TAYYİP BEY’İ ZORLUYOR – Av. Ruhittin SÖNMEZ

Tayyip Bey çok zorda dostlar. Oyunu bildiği gibi oynayamıyor.

Kendisinde özgüven patlaması yaratan hitabeti ile kurduğu, kitlelerle iletişim yeteneği adeta dumura uğradı.

Çünkü O’nun özellikle hayran kitlesine seslendiği mitingleri bir ayin havasında gerçekleştirdiği toplu seanslar gibiydi.

Bu seanslarda iletişimin özü bazen yarattığı bir düşman tarafa öfke ile yüklenmek.. Bazen de arabesk, damardan cümlelerle mağduriyet havası yaratmak şeklinde tezahür ediyordu. Akabinde, “artık güç bizde” havası verilerek intikam veya rövanş duyguları ayaklandırılıyordu.

Bu “ayin” esnasında kitleleri, polis kurşunuyla ölen bir gencin annesini yuhalatabiliyor veya gözyaşları ile açığa çıkan bir duygusallığa sürükleyebiliyordu.

Daha da ilginci Erdoğan’ın konuşması sürecinde başörtülü hanımlar (benzerlerini pop-star konserlerinde gördüğümüz gibi) çılgınca çığlıklarla tezahürat yapıyor.

“Abartılı bir duygu eşliğinde” gerçekleşen bu “toplu hipnoz seansları” bu defa pek başarılı olamıyor.

Çünkü rakibi Ekmeleddin İhsanoğlu, Erdoğan’ın tuzağına düşmüyor. O’nun hakaret söylemine girizgâh olabilecek ifadelerine ya cevap vermiyor veya Erdoğan ismini kullanmadan zarif, mantıklı cevaplarla geçiştiriyor.

26Tem/140

ÜÇÜNDEN BİRİ – Rifat SERDAROĞLU

107925ÜÇÜNDEN BİRİ - Rifat SERDAROĞLU 

Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turuna 15 gün kaldı.

Üç tane aday var;

1- Kendi kendini Cumhurbaşkanı adayı gösteren, sağ cebinde Başbakanlık, sol cebinde Başkomutanlık, heybesinde kalpazanlık-ihaleye fesat karıştırmak-bakanlarının yaptığı yolsuzluklar- bakanlarının kendisini basın önünde suçlamaları- oğlu ile yaptığı avanta paraları sıfırlama gayretleri- haram havuzları- kaçak villalar-gemi filoları-yurtdışında rafineriler-harap olmuş dış politika-bıçak sırtında bir ekonomi-her 5 köylüden 3’ ünün icralık olduğu ve sap, saman ithal eden tarım politikası-her 5 üniversite mezunundan 3’ ünün işsiz olduğu-Türk olmadığını söyleyen Recep Tayyip Erdoğan…

2-Bebek katili Abdullah Öcalan tarafından aday gösterilen, 54 bin insanımızın hayatına son veren, gelecek nesillerimizin 400 Milyar Dolar parasını çalan PKK Narko-Terör örgütü ve Kandil çıyan yuvasının temsilcisi- kongrelerinde İstiklal Marşı söyletmeyen-Türk Bayrağı ve Atatürk resmi bulundurmayan, Kürtçü-Bölücü anlayışın öne sürdüğü piyon Selahattin Demirtaş…

3-Çatı Adayı olarak Türk Milletine sunulan, bilim insanı-İslam Kalkınma Örgütünün Genel Sekreterliğini 8 yıl süreyle yapmış, 5 lisan bilen, dünyada çok sayıda dostu ve itibarı olan bir diplomat, inançlı bir insan Profesör Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu…

Oy pusulasındaki resim sırasına göre adaylarımızı yazdım.

Adaylardan, kendileri ile yazdıklarıma itiraz edecek olan varsa, istedikleri yerde beraber olup, yazdıklarımı ve daha fazlasını belgeleriyle konuşup, ispat etmeye hazırım. Yüreği yeten buyursun çağırsın…

52 milyon 305 bin 382 seçmen, aday olanlar içinde yani üçünden birini seçecekler! Halk diliyle ya üçünden birini seçecekler, ya da üçün birini seçecekler. Tercih milletin…

Açık, net olarak söylemek, karnından konuşmamak, ama-fakat-lakin diyerek kıvırtmadan yüksek sesle doğruları haykırmanın tam zamanıdır.
Çünkü mevzubahis olan Türk Devleti ve Türk Vatanıdır…

25Tem/140

DAHİ KİM, DELİ KİM? – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

DAHİ KİM, DELİ KİM? – Prof. Dr. Nurullah AYDIN

Dahiler ve deliler kim? Aile, iş, sosyal yaşamda yer alan kişileri izledikçe, siyasetçilerin konuşmalarını düşündükçe; dahileri ve delileri anlamak kolaylaşıyor.

İspanyol ressam Salvador Dali'ye aşırı tavırları nedeniyle deli sıfatı yakıştırılmıştı.

Yaygın olarak bilinen Dahilik ile delilik arasında ince bir çizgi vardır sözü bilimsel olarak da doğrulandı. Psikologlar; yaratıcı insanlarla, psikoz ve depresyonlu kişilerin Neuregulin 1 adlı ortak bir gene sahip olduğunu keşfetti. Neuregulin 1 adlı genin beynin gelişiminde önemli rol oynadığı, onun bir başka versiyonunun ise şizofreni ve manik depresyon gibi akıl hastalıklarıyla bağlantılı olduğu tespit edildi. Macaristan'daki Semmelweis Üniversitesi araştırmacıları, kendilerini çok yaratıcı bulan bir grup gönüllü üzerinde çalışmada gönüllülerin yaratıcılıkları ölçüldü. Kan testinde Neuregulin 1 adlı gene sahip olanların daha yaratıcı ve başarılı, aynı zamanda da depresif kişiliklere sahip oldukları saptandı.

İşte üstün zekalı çocuk beyni

Hacettepe Üniversitesi araştırmacıları, üstün zekâlı çocuklarla dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu bulunan çocukların beyin yapılarını Türkiye'de ilk kez fonksiyonel Manyetik Rezonans (MR) görüntüleme tekniğiyle inceledi. Araştırmada, üstün yeteneklilerin beyinlerinin küçük bir bölümünü kullansalar bile başarıya ulaştıkları, dikkat eksikliği ya da hiperaktivite sorunu bulunanların ise beynin büyük bölümü kullanılmasına rağmen yanılma payının yüksek olduğu ortaya çıktı. Araştırmacılar, "Üstün zekâlı çocukların karmaşık bir görsel-mekânsal görevi genelde, beyinlerinin daha küçük bölümlerini çalıştırarak yerine getirdiğini ortaya koyduk" diyor.

23Tem/140

Cumhurbaşkanı’nı Kim Seçiyor? – Mustafa KÜPÇÜ

MUSTAFA KÜPCÜCumhurbaşkanı’nı Kim Seçiyor? - Mustafa Küpçü

Başbakan’ın ifadesiyle; “Millet, Cumhurbaşkanını seçecek!”

Milletin karşısına 3 aday çıkıyor.

Üçü de “siyasi partilerin” adayları!

AKP lideri R. Tayyip Erdoğan karar verdi; “R. Tayyip Erdoğan” aday oldu!

Milletin Adayı” mı oldu?

AKP’ye gönül ve oy verenler için yanıt “evet” olmalı.

Peki, AKP’ye oy vermeyenler “milletin bir parçası” değil mi?

CHP ve MHP başta olmak üzere, 7 partinin liderleri de Ekremettin İhsanoğlu’nu aday gösterdiler.

Ekremettin Bey “kimin adayı?

R.T.Erdoğan’a göre “Devlet’in Adayı!.”

23Tem/142

KADİR GECESİ – Oğuz ÇETİNOĞLU

KADİR GECESİ – Oğuz ÇETİNOĞLU

23 Temmuz 2014 Çarşamba gününü, 24 Temmuz Perşembe gününe bağlayan gece Kadir Gecesi’dir.

Kadir; lügatte, hüküm ve kaza; şeref ve azamet; güç yetirmek anlamını taşır. Kur’an-ı Kerim’de 7 âyette ‘kaadir’, 5 âyette de çoğul şekli olan ‘kadirûn / kadirîn’, 45 âyette ‘kadir’, 3 âyette ‘muktedir’, 1 âyette de çoğul şekli olan ‘muktedirûn’ kelimeleri, Cenab-ı Allah’ın sıfatları olarak kullanılmıştır.

Leyle-i Kadir / Kadir Gecesi, halk arasında kandil denilen mukaddes gecelerdendir. İslâm’da, Kadir Gecesi'nin mânâ ve önemi büyüktür. Bu durum Kur'ân'da şöyle belirtilmektedir: ‘Şüphesiz ki, Biz O'nu (Kur'an'ı) Kadir Gecesinde indirdik. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gece, melekler ve Rûh, Rablarının izniyle ile inerler. O gece, fecir doğuncaya kadar bir selâmdır.’

22Tem/140

ESİR MİLLETLER HAFTASI. (17 – 24 TEMMUZ) / Oğuz ÇETİNOĞLU

ESİR MİLLETLER HAFTASI. (17 - 24 TEMMUZ) – Oğuz Çetinoğlu

17 Temmuz 1959 tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'nin Başkanı Dvvight D. Eisenhovver, yaptığı açıklamada. Esir Milletlerin dramını dile getirmiş ve Esir Milletler Haftası ihdas edilmek suretiyle, problemlerine çözüm aranması gerektiğini belirtmişti. Sonraki yıllarda, 17 - 24 Temmuz günleri, Esir Milletler Haftası olarak değerlendirildi.

Dünya üzerinde, tarih boyunca ve bugün bile Türkler; en çok ferdi esir olan milletlerin başında gelir. Çarlık Rusya’sı dönemi dâhil edilirse, 150 yıldır Moskova zulmü altında inleyen soydaşlarımız, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB)'nin dağılmasının ardından, az da olsa rahat bir nefes alma imkânı bulabildiler. SSCB yönetimi, sırf Türk ve Müslüman olduğu için insanlara baskı, zulüm ve işkence uyguladı, zindanlara attı, sürgünlere gönderdi. Gayri insanî şartlardaki çalışma kamplarında öldüresiye çalıştırdı. SSCB'nin dağılmasından sonra bağımsızlığına kavuşan Türk Cumhuriyetleri'nde yaşayan soydaşlarımızın çilesi henüz dolmamıştır. Moskova, kendi hesabına, sağlam zeminlere oturttuğu sömürü düzenini hâlâ devam ettiriyor.

19Tem/140

CAVIR ONLAR CAVIR – Rifat SERDAROĞLU

ProfilRifatSerdarogluCAVIR ONLAR CAVIR - Rifat SERDAROĞLU

Almanya Şansölyesi Angela Merkel;
-Merkel’in 4 Bakanı “YOLSUZLUK-HIRSIZLIK-RÜŞVET” Soruşturması sebebiyle istifa etselerdi!
-Merkel’in kendi atadığı Devlet Bankası Genel Müdürünün evinde, ayakkabı kutusu içinde kaynağı bilinmeyen 4,5 Milyon Avro nakit bulunsaydı!
-Merkel’in Bakanlarının çocuklarının evlerinde para kasaları, para sayma makinaları, milyonlarca Avro nakit bulunsaydı!
-Merkel’in oğlu ile “Evindeki 1 Milyar Avro nakit parayı sıfırlama” konuşmalarının bulunduğu ve gerçeklikleri saptanmış konuşma bantları yayınlanmış olsaydı!
-Daha düne kadar anasından aldığı harçlıkla geçinmeye çalışan Merkel’in çocukları, birkaç sene içinde, Gemi filolarına- yüzlerce daireye- havuzlu villalara-Pırlanta mağazalarına- medya guruplarına sahip olsalardı!

Sizce Merkel ne yapardı?
Büyük bir pişkinlik ve utanmazlıkla, yolsuzluk-hırsızlık-rüşvet olaylarını kapatmaya, parlamento’ da komisyon kurulmasını engellemeye, zorlukla kurulan komisyonu çalıştırmamaya gayret edip, Almanya Cumhurbaşkanlığına aday olur muydu?
Yoksa Alman Milletinden özür dileyip, dokunulmazlık zırhının kaldırılması yönünde dilekçe verip hem yargılanma yolunu açar hem de istifa mı ederdi?
Ne yapardı dersiniz?

17Tem/140

İşte sonuç: Türkiye giderek dindarlaşıyor – Saygı Öztürk

indirİşte sonuç: Türkiye giderek dindarlaşıyor - Saygı Öztürk

Diyanet İşleri Başkanlığı, yaklaşık 550 bin liralık harcamayla, 21 bin 632 kişiyi kapsayan “Türkiye’de Dini Hayat Araştırması”nı TÜİK’e yaptırdı. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Kendimizi her türlü sonuca hazırlamıştık. Gerçekten son derece şaşırtıcı sonuçlar çıktı” diyor. Araştırma sonuçlarıyla ilgili Diyanet, bir yorum yapmak yerine yorumu uzmanlara bırakıyor. Diyanet Strateji Dairesi Başkanı Sosyolog Necdet Subaşı’ya sonuçları sordum. Uzman gözüyle araştırmada “ters köşe” sonuçlar çıktığını belirtiyor, “Toplumun giderek dindarlaştığı kesin. ‘Dindarım’ demeyi önemli bir beyan, şeref olarak görüyorlar” diyor.

Araştırma yapılmadan önce de, “Türkiye’de halkın yüzde 99’u Müslüman” denilirdi. 550 bin liralık harcamadan sonra, bu oranın yüzde 99,2 olduğu ortaya çıktı. İslam dinine mensup olanların yüzde 77,5’i yani dörtte üçünden fazlası Hanefi, yüzde 11,1’i Şafi, yüzde 1’i Caferi mezhebine mensup. Yüz kişiden 6’sı ise hiçbir mezhebe mensup olmadığını belirtiyor.

16Tem/140

BAYRAK DEYİNCE… / Feyzullah BUDAK

BAYRAK DEYİNCE… / Feyzullah BUDAK

Dünya ülkelerinin bayraklarını tablo halinde önünüze koyup, tek tek inceleme gibi bir deneyiminiz oldu mu hiç, bilmiyorum? Eğer bunu yaptıysanız çok büyük bir bölümünün ne kadar sıradan ve iddiasız, estetik kaygıdan uzak ve çoğunun ne kadar az anlam içerdiğini de görmüşsünüzdür.

Mesela uzun kenarları sol-sağ istikametinde olan bir dikdörtgenin en üstüne siyah, ortasına kırmızı ve en altına sarı olmak üzere 3 paralel şerit çektiğiniz zaman bu bir Alman Bayrağı olur.

Ama bu bayraktaki sarı ile kırmızının yerini değiştirip, renk şeritlerini sağ-sol istikametinde değil de dikine tutarsanız bir Belçika Bayrağınız olur. Bu bayraktaki hiçbir şeye dokunmadan sadece siyah şeridi lacivert yaparsanız da bir Çad Bayrağınız olur. Eğer biraz dikkat ederseniz tablonun sonlarında şaşırtıcı bir şeyle karşılaşırsınız. Çünkü Romanya Bayrağı da bunun aynısıdır ve aralarında hiçbir ayırıcı fark yoktur.

Aynı şekilde uzun kenarları sol-sağ istikametinde olan bir dikdörtgenin en üstüne kırmızı, ortasına beyaz ve en altına mavi olmak üzere 3 paralel şerit çektiğiniz zaman bu bir Hollanda Bayrağı olur.

Ama bu defa hiçbir rengin yerini bile değiştirmeden bu bayrağı dikine tutarsanız artık karşınızdaki bir

Fransız Bayrağıdır. Ya da bu bayrağı dikine değil, yine şeritleri sağ-sol yönünde tutarsınız ama sadece ortadaki beyaz şeridin ortasına küçük bir sembol koyarsınız, bu defa bir Paraguay Bayrağınız olur.

Yine uzun kenarları sol-sağ istikametinde olan bir dikdörtgenin en üstüne kırmızı, ortasına sarı ve en altına yeşil olmak üzere 3 paralel şerit çekip, sarı şeridin ortasına da küçük bir yıldız koyduğunuz zaman bu bir Gana Bayrağı olur. Bu bayraktan sadece küçücük yıldızı kaldırınca o artık bir Bolivya Bayrağıdır. Aynı bayrağı dikine tuttuğunuzda Gine Bayrağı, ya da kırmızı ve yeşil şeritlerin yerini değiştirip, yeniden ortaya bir yıldız koyarsanız bu defa bir Etiyopya Bayrağı olur.

14Tem/140

İZMİT KAFİLESİNİN İNEGÖL VE BURSA GEZİSİ – Musa ORDU

musa orduİZMİT KAFİLESİNİN İNEGÖL VE BURSA GEZİSİ – Musa ORDU

Gezmeyi seven ve zaman zaman Memleketimizin muhtelif yerlerinde bulunan tarihi ve turistik yerlerine seyahat tertip eden İzmitli bir grup arkadaş bu defa Ramazan Ayı öncesinde günübirlik İnegöl ve Bursa gezisi tertip etmişler. Bu gezi 21 Haziran 2014 Cumartesi günü yapılacaktı.

Önceden geziye iştirak edeceklere duyurulduğu üzere seyahat saat 8.30 sıralarına Perşembe Pazarından hareket etmek suretiyle başladı. Evvelce yapılan bu nevi gezilerde olduğu gibi yine bütün arkadaşların hareket saatine riayet ettikleri memnuniyetle görüldü. Bu geziye,

-Ziraat Müh. Hasan Uzunhasanoğlu ve eşi Emine Uzunhasanoğlu

-Mali Müşavir Ahsen Okyar ve eşi Nursel Okyar ile kızları Zeynep Gökçen Okyar

-Derince Milli Eğitim Müdürü Remzi Turan ve eşi Emine Turan

-İSKİ Eski Yönetim Kurulu Üyesi Musa Ordu ve eşi Reyhan Ordu

-Kimya Müh. Yüce l Uzman ve eşi Zehra Uzman

-Makine Müh. Çetin Mut ve eşi Elvan Mut

-Yalova Üniversitesi Öğretim Üyesi Yunus Özen

-Petrolcü Orhan Çakar

-İnşaat Müh. Coşkun Karakadılar iştirak etmişlerdi r.