
YOK ARTIK – Cevat NAS
Tükenmeden artık umutlarımız,
Gitsin bu adamlar, gitsinler artık.
Ülkem ihanetle kıvranıyor bak!
Bu Türk düşmanları gitsinler artık.
Sınırlarım yolgeçen hanı olmuş,
Bu ülkede Türk'üm demek zor artık.
Bu çoğalan soysuz tohumlarını,
Ayıklayıp, temizlemek zor artık.
İpini koparan gidip geliyor,
Durun artık diyenlerde yok artık.
Vekil bile askerime taş atar,
Hesabını soran, soran yok artık.
Hırlısı, hırsızı soygun yapıyor,
Adalet nerede diyen yok artık.
Balık baştan kokmuş, kuyruğa doğru,
Onlara da yağ çekenler çok artık.
İhanetçiler hep alkışlanıyor,
Bayrak için ölenlerde yok artık.
Ben bir Türk'üm dinim cinsim uludur,
Diyenlerde sessiz, sessizler artık.
BİNDİK BİR ALAMETE – Av. Ruhittin SÖNMEZ
BİNDİK BİR ALAMETE – Av. Ruhittin SÖNMEZ
IŞİD’e karşı savaşmak için ABD’nin zorlamasıyla kurulan koalisyona girmek konusunda Tayyip Erdoğan’ın tavrı, bir uçtan diğer uca savrulmak şeklinde oldu.
Yandaş medyada bir hafta öncesine kadar hararetle desteklenen Erdoğan’ın görüşü, “hava saldırısı da olmasın, hele kara saldırısı hiç olmasın” idi.
Erdoğan ABD’ye gittikten sonra görüşü değişti, “hava saldırısı yetmez, mutlaka kara saldırısı da olsun. Biz de üstümüze düşen görevi yaparız” şekline dönüştü.
Şimdi Türkiye’nin üç konuda görüşü netleşti:
1- Koalisyonla birlikte hareket etmek. 2- Koalisyonla birlikte Suriye tarafında uçuşa yasaklanmış güvenli bölge oluşturmak. 3- Suriye’de muhaliflerin güçlendirilmesi.”
Görünen o ki, “IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyonda Türkiye askeri olarak da aktif görev alacak.”
Türkiye Irak ve Suriye içindeki kirli savaşın resmen bir parçası olacak.
ALGI OPERASYONU – MEDYA BOMBASI – Zahide UÇAR
ALGI OPERASYONU- MEDYA BOMBASI – Zahide UÇAR
IŞİD Bahane, Kürt koridoru şahane…
ABD’nin patronu küresel çete Ortadoğu’da oynadığı satranç oyununu kendi iti IŞİD üzerinden yeni bir sürece soktu. Medya silahını kullanarak ülkelerin halkları üzerine algı bombaları yağdırıyor. Fikirler, değerler, doğrular parçalanıyor. Beyinler boşaltılıyor. İnsanlar korku dehlizlerine sürülüyor. Kimliğini kaybeden insan yön kaybı yaşıyor. Nereye koşacağını bilemiyor.
Küresel çete kendi yarattığı bir canavar olan IŞİD’e gem vurmak bahanesiyle savaş tamtamları çalıyor. Havadan ben, karadan bizim sivil oğlanlar girsin diyerek çakal tuzağını Türk Milletine dayatıyor.
İBLİS iş başında…
Suriye Şam’da yaşayan ve adı bende saklı olan bir Türk vatandaşımız olayın perde arkasını şöyle açıklıyor:
(Buradaki durumlar nedir? ABD havadan sözde IŞİD kamplarını vuruyor. Koca bir yalan. IŞİD’in boşalttığı yerleri vuruyor.
Yirmi Yıl Sonra Yeniden DDY ile Ankara-İzmit Yolculuğu – Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN
Yirmi Yıl Sonra Yeniden DDY ile Ankara-İzmit Yolculuğu - Dr. Halil İbrahim Kahraman / Kocaeli Kent Konseyi Başkanı
Devlet Demir Yolları ile hatırlayabildiğim ilk yolculuğum Ankara-Afyon-Burdur’a gidişimizdir. Bu durum babamın memurluğu sebebi ile annem ve biz çocuklarının aynı kompartımanda, ailecek gidebilmek için en uygun tercihti. 16 saatlik bir yolculuk böyle bir tercihi gerektiriyordu. Ankara Garı girişindeki o büyük beyaz kolonların altında babamızı beklediğimizi, o günkü kömürlü trenin kendine has uzun düdük sesini, trenin camını açıp başımızı dışarı uzattığımızda gözümüze gelen kömür çapaklarını, kompartımanımıza gelip biletlerimizi kontrol eden vişne renkli şapkalı, lacivert elbiseli, elinde bilet delicili kontrol memurunu, üzerinde kontrol memurlarının 2-3 delik açtığı dikdörtgen küçük yeşil tren biletlerimizi hiç unutamam.
GERGİNLİK, KUTUPLAŞMA VE ÇATIŞMA – Nurullah AYDIN
GERGİNLİK, KUTUPLAŞMA VE ÇATIŞMA - Nurullah AYDIN
Ortadoğu gergin, Türkiye gergin.
Ortadoğu’da kutuplaşma, Türkiye’de kutuplaşma.
Ortadoğu’da çatışma var, Türkiye çatışmaya doğru sürükleniyor.
Din, mezhep, etnik çatışmalar; Bölgeden Türkiye’ye doğru hızla yansıyor.
Türkiye; dış odakların karar alıcılarla, karar vericilerin ve uygulayıcıların arenasıdır.
Kim karar alıyor, kim karar veriyor, kim uyguluyor, Kim kimden destek alıyor? sorusu soruluyor.
Toplumdaki algıları değiştirmek için, her kesim, kendine göre tezler ortaya koyuyor. Toplumun algılamasını yönlendirmede stratejik merkezler; asimetrik psikolojik savaşın kara propaganda yönetimini uyguluyor.
MEYVE TADINDA ROMANLAR – Fazlı KÖKSAL
Her kitap okuyucusu, kitap üzerine düşünür mutlaka. Kitabı müzikle, resimle, doğayla, kainatla , insanla, başka varlıklarla ve eylemlerle kıyaslayanlar olmuştur. Ve benzetenler… Mesela Nermi UYGUR “Benzetişler” başlıklı denemesinde; “Kitap Aynadır”, Kitap Arkadaştır.”, “Kitap Çağrıdır”, “Kitap Penceredir”, “Kitap İnsandır”, “Kitap Besindir”, “Kitap Gömüdür”, “Kitap Sağlık Yoludur”, “Kitap Ağaçtır”, “Kitap Denizdir”, “Kitap Evrendir” alt başlıkları açmış ve bu benzetişlerini gerekçelendirmiştir[1]…
KURTULUŞ KURTLARIN DÖNÜŞÜNE BAĞLI – Av. Ruhittin SÖNMEZ
KURTULUŞ KURTLARIN DÖNÜŞÜNE BAĞLI – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Yaşadığımız coğrafyada var olan, fakat farkında olmadığımız, bir “etkileşim zinciri” ekosistemimizin özelliklerini belirlemekte.
Mesela canlılar arasında var olan bir “beslenme etkileşimi” sayesinde, içinde bulunduğumuz coğrafyanın bitki örtüsü, hayvanların sayıları ve cinsleri hatta iklimimiz belirlenmekte imiş.
İnternette seyrettiğim bir videoda verilen bilgiler çok ilginç. Ben bu olayın videosunu izlerken biyolojik sistemde olduğu gibi sosyolojik ve siyasi gelişmelerde de böyle bir “etkileşim zinciri” olduğunu düşündüm.
***
GÜZ YAĞMURLARI – Av. Tevfik KARABULUT
GÜZ YAĞMURLARI – Av. Tevfik KARABULUT
Umut tohumları saçsa toprağa
Son bir nefes verse sarı yaprağa
Yorgun duyguları atıp ırağa
Ruhlara can verse güz yağmurları
Bülbüle çevirse bir bir dilleri
Estirse yeniden ılık yelleri
Gül bağı eyleyip tüm gönülleri
Bahara döndürse güz yağmurları
Vicdanlardan gelen sesleri duyup
Hazanı tövbeler mevsimi sayıp
Kirlenen ruhları bir bir yıkayıp
Pir-ü pak(tertemiz) eylese güz yağmurları
Polis çökerse Halk siner… / Ahmet YAVUZ
Polis çökerse Halk siner…
İktidarlar her dönem polisi kendi oyuncağı haline getirmek için her türlü gayreti gösterdi.
Geçmişte 45 günlük dönemde bir çok adam adeta sokaktan toplanıp polis yapıldı.
Amaç işsiz gençlere iş alanı yaratmak değil kendi gücünü sokakta uygulatmaktı.
Oldu da.
Alt Yüklenici İle Çalışan Asıl İşverenlerin Sorumlulukları Genişletildi ve Netleştirildi!!! – Erkan AYAN
Alt Yüklenici İle Çalışan Asıl İşverenlerin Sorumlulukları Genişletildi ve Netleştirildi!!! – Erkan AYAN
Özellikle 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında yapılan işlerde çalışan işçilere yönelik, kanun koyucu TORBA yasa ile (İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun) işçilere ait yasal hakların yerine getirilmesi (özellikle yıllık izin kullanımı ve kıdem tazminatı hakları) hususunun kimin sorumluluğunda olduğunun net ifadelerle altını çizdi.
Konu ile ilgili 4857 sayılı İş Kanunun ilgili maddelerine yapılan ilaveler ASIL İŞVEREN’ lerin alt işverene bağlı olarak çalışan işçilerine karşı sorumluluğunu genişletiyor ve netleştiriyor. Şöyle ki;
Yeni düzenlemeyle alt işverenin işçileri ücretlerini alamadıklarında asıl işverene de müracaat edebileceklerdir. İşverenler, alt işverenlere iş vermeleri halinde bunların işçilerinin ücretlerinin ödenip ödenmediğini kontrol edecek, varsa ödenmeyen ücretleri hak edişlerden kesmek üzere işçilerin banka hesaplarına yatıracaktır. Yine alt işverenler değiştiği halde aynı işyerinde çalışmaya devam eden işçilerin yıllık ücretli izin süresi hesaplanırken aynı işyerindeki sürelerin toplamı dikkate alınacak ve asıl işverenin bunları kontrol etmekle yükümlü olacaktır. Kıdem tazminatının hesaplanmasında;
EN BÜYÜK TÜRKOLOG – Feyzullah BUDAK
EN BÜYÜK TÜRKOLOG - Feyzullah BUDAK
Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin Mütevelli Heyet Üyeliği görevim sebebiyle Kazakistan’ın Türkistan Şehrinde bulunduğum günlerden birinde, Kazakistan’ın önemli ilim adamlarından Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kulbek Ergöbek “Emekli olduğu zaman alacağı emekli ikramiyesini kullanarak, babasından miras kalan evi Türkoloji Müzesi haline getirme” isteğinden bahsetti. Halen Türkistan’da boş olan bu evi bana göstererek, müzeyi nasıl düzenlemeyi düşündüğünü yerinde anlatmak ve benim de konuyla alakalı fikirlerimi almak istiyordu.
Evi birlikte gezdik. Özet olarak; değerli Kazak dostumuz kuracağı müzede bilinen her meşhur Türkolog için bir köşe ayırmayı, o köşede öncelikle duvarda bir pano ve onun önünde iki ayağıyla ön taraftan yere basan ve arka tarafından da duvardaki panoya monte edilmiş olan bir masa kurmayı, duvardaki her panonun tam ortasına ünlü bir Türkoloğun mümkünse bir büst veya maskını, bu mümkün olmazsa bir resmini yerleştirmeyi ve panonun diğer kısımları ile masayı ise O Türkoloğun eserleri ve ulaşabildiği şahsi eşyalarıyla donatmayı planlıyordu.
Kazak Türkolog dostum düşüncesini genel olarak anlattıktan sonra tam binadan çıkarken aniden evin girişinde sağdaki ilk odaya geri döndü ve odanın girişten sonraki ilk köşesinin önünde durarak “1 numaralı pano burada olacak ve burası Mustafa Kemal ATATÜRK köşesi olacak” dedi. Birden şaşırdım ve “Türkoloji Müzesi demiştiniz. Tek uğraşısı Türkoloji alanı olan bunca meşhur Türkolog dururken, öne çıkan özelliği askerlik, siyaset ve diplomasi olan ATATÜRK’ün 1 numaralı panoda olması nasıl olacak?” dedim. Kazak dostum içten gelen bir güven ve gururla;
“Doğrudur, Atatürk çok büyük bir asker, büyük bir siyasetçi ve diplomattır. Ama aynı zamanda O tarihin gördüğü en büyük Türkologdur. Eğer Mustafa Kemal ATATÜRK 1 numaralı panoda olmazsa burası doğru bir Türkoloji Müzesi olmaz” dedi.
ERDOĞAN’IN YANINDA MI, KARŞISINDA MIYIZ? – Av. Ruhittin SÖNMEZ
ERDOĞAN’IN YANINDA MI, KARŞISINDA MIYIZ? – Av. Ruhittin SÖNMEZ
KAR YAĞDI GÖNLÜME ÇOK ÜŞÜYORUM – Av. Tevfik KARABULUT
KAR YAĞDI GÖNLÜME ÇOK ÜŞÜYORUM – Av. Tevfik KARABULUT
Kar yağdı gönlüme çok üşüyorum
Sar beni sevginle ısıt ne olur
Karanlık boğmadan ufuklarımı
Güneş gibi doğ da ışıt ne olur
Sabaha hasretim öteden beri
Bitir şu geceyi, getir seheri
Beynimde toplanan bütün sisleri
Es be rüzgar gibi dağıt ne olur
Gül gibi açıver sevgi bağımda
Rengarenk çiçek ol gönül dağımda
Hasretin izi var adımlarımda
Bak açık kollarım seyirt ne olur.
Aidatı ödeyin yoksa eviniz diğer maliklere satılır..! – Prof. Dr. Şükrü KIZILOT
Aidatı ödeyin yoksa eviniz diğer maliklere satılır..! – Prof. Dr. Şükrü KIZILOT
Konu yalnızca ev ile sınırlı değil..! Aidatını ödemeyenin bürosu, dükkânı ve mağazası da diğer maliklere satılacak...
"Aidatı ödeyin yoksa eviniz diğer maliklere satılır..!"
Aidat Borcu ve Cezası
Aidat olayı, herkesi yakından ilgilendiriyor. O nedenle, ilgili yasa maddesinin son şekli hakkında, bilgi vermekte yarar var.
Kat maliklerinden her biri, aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça;
Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanan avansa eşit olarak;
Ana gayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderler ile ortak tesislerin işletme giderlerine, kendi arsa payı oranında, katılmakla yükümlüdür (Kat Mülkiyeti Kanunu Md. 20).
Gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki, ödemede geciktiği günler için aylık yüzde 5 hesabıyla gecikme tazminatı öder.
PİLOTU DEĞİL TÜRK MİLLETİNİ DÖVDÜLER? – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
PİLOTU DEĞİL TÜRK MİLLETİNİ DÖVDÜLER? – Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
Ankara’da bir Türk subayını sokak ortasında ve herkesin içinde Kuveytliler dövdü. Subayımız hem kurmay hem de F-16 pilotu ve üstüne üstlükte Türk Hava Kuvvetleri Komutanının damadı!
Özel seçilmedi ise ne tesadüf ama değil mi?
Dayak yediği yer; Türklerin devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kalbinin attığı yer yani başkent Ankara...
Döven kim? Bir kabile devleti Kuveyt’in vatandaşları veya diplomatları...
Dayak yiyen kim? Kendi ülkesinde bir Türk subayı! Hemde ordumuzu yöneten 4 – 5 generalden birinin damadı...
Ardından olay gazetelerde birinci sayfadan haber oluyor ve televizyonlarda haber kuşaklarında tekrar tekrar gösteriliyor. Bu yapılıyor ki; dayak bizce iyi anlaşılsın ve hedefe ulaşsın.
Bu olay asla bir tesadüf değildir diye düşünüyorum. MİT, TSK ve Dışişleri Bakanlığı araştırsın ve gerçekler açığa çıksın.Tahminimce onlar gerçeği bulacaklardır.
Bu bir algı yaratma operasyonu ve psikolojik harbin Türk Milletine bir saldırısıdır.
Kimin Kulağı Kimin Cebinde? – Alptekin CEVHERLİ
Kimin Kulağı Kimin Cebinde? - Alptekin CEVHERLİ
Bir gün çocuk okuldan kanlar içerisinde eve gelmiş. Kapıyı açan annesi yüzü gözü şişmiş, dudağı patlamış, kanlar içerisindeki oğlunu görünce telaşla sormuş:
- Ne oldu evlâdım sana? Kim yaptı bunu?
- Önemli değil anne. Arkadaşlarla okul çıkışında kavga ettik.
- Nasıl önemli değil çocuğum. Şu haline baksana… Sana bunu yapan çocuğu görsen tanır mısın?
- Nasıl tanımam anne? Kulağı cebimde!
* * *
ÖZEL ELEMANLAR, OPERASYON ve ALGI EKİBİ KİM? – Prof. Dr. Nurullah AYDIN
ÖZEL ELEMANLAR, OPERASYON VE ALGI EKİBİ KİM? – Prof. Dr. Nurullah AYDIN
Sağda solda yeni ve eski partiler, medya kuruluşları, dernekler, vakıflar, sendikalar, meslek kuruluşları var. Hepsi her dönem yeniden yapılandırılırlar.
Doğu-batı enerji savaşında Türkiye kilit ülkeydi.
Dinleme üsleri, ileri teknolojiye dayalı istihbarat üsleri, en iyi yetişmiş ajanlar Türkiye’deydi.
Türkiye; Bizanslılaştırılacaktı.
Ilımlı İslam projesi ile İslam ülkeleri denetim altına alınacaktı.
Büyük Ortadoğu projesinde yönetim değişimleri yapılacak ve Türkiye ana üs görevi yapacaktı. İslam ülkeleri ile yakınlaşarak içten hançerleme görevi yaptırtılacak iç savaşlarla İslam ülkeleri yakılıp yıkılacaktı.
Yeni dünya düzeni, ılımlı İslam projesi, Büyük Ortadoğu projesi kapsamında yeni yapılandırmaya gittiler. Hırslı, zaafları çok olan tipleri bir kez daha farklı şekilde tespit ettiler eğittiler, örgütlediler.
Eşbaşkandılar artık. Eşbaşkanlık görev yerine getirilmeye başlandı.
AKP, CHP, MHP ve PKK’nın GÜNDEMLERİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
AKP, CHP, MHP VE PKK’NIN GÜNDEMLERİ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Hükümetin gündemindeki en önemli iki mesele şunlar: 1- “Çözüm süreci” denilen PKK ile yapılmakta olan müzakerelerin neticelendirilmesi; 2- “Paralel yapı” dedikleri F. Gülen Cemaatinin devlet içindeki ve dışındaki örgütlenmesinin çökertilmesi…
Hükümet sadece Emniyet ve Yargıdaki mensuplarını tasfiye ederek değil, dershaneler, Bank Asya ve yurtdışındaki okulların kapatılması dâhil her alanda Cemaat saflarına saldırmakta. PKK’nın meydan okumalarına karşı ise suskun.
Erdoğan, ABD Başkanı ile görüşmesinde de en çok bu iki konuyu konuşmayı tercih etti.
***
BİR TUTAM SEVGİYLE HANDAN OLURUZ – Av. Tevfik KARABULUT
BİR TUTAM SEVGİYLE HANDAN OLURUZ - Av. Tevfik KARABULUT
Bin bir tuzak kurup bize sinsice
Felek bize ferman kesmiş aklınca
Silkinir bir anda vakti gelince
Alevler fışkıran volkan oluruz
Kardelenler gibi delerek karı
El sallarız göğe, bakıp yukarı
Tohumlar misali yararak yeri
Boy veren binlerce fidan oluruz
Kim demiş pes eder, siner, susarız
Kim demiş korkarız, eyvallah deriz
Umuda yolculuk varsa biz varız
Bir olur, dizilir kervan oluruz
Gönüllerde bahar özleyenleriz
Aydınlık yarınlar gözleyenleriz
Muhabbet yolunu izleyenleriz
Bir tutam sevgiyle handan oluruz
HANGİ DAVA, HANGİ DAVA ARKADAŞI – Halil ALTIPARMAK
HANGİ DAVA, HANGİ DAVA ARKADAŞI – Halil ALTIPARMAK
Çıkıp davadan bahsediyor, hem de sık, sık.
Ne davası bu Allah aşkına?
Bu davanın adı ne, bu davayı kimlerle yapıyor, belli değil.
Eğer dava dediğin Millet davası ise, bu millet, hangi millet?
Eğer dava dediğin din davası ise, Malazgirt”ten başlayıp Aziz ATATÜRK”le bitirmek nasıl bir din davası?