
Kenan Serhat İnce Sekapark’ta
31 Aralık 2016 Cumartesi / Hasan Uuznhasanoğlu Başkanlığındaki Akça Koca Kültür Platformu yöneticileri, Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğretim Görevlisi Kenan Serhat İnce ile Seka Park Teras Cafe’de sabah kahvaltısında buluştu.
Av. Selim Selami Çakıcı ağabey ebediyete uğurlandı..
10 Ocak 2017 Salı / Av. Selim Selami Çakıcı ağabey bugün öğle namazına müteakip ebedi yolculuğuna uğurlandı.
DEFİNE – Bir Kandıra Hikâyesi -5 / Mustafa YILDIZ
DEFİNE – Bir Kandıra Hikâyesi -5 / Mustafa YILDIZ
Av
Mavzerle. Mavzerle av? Eskiden öyle. Yorgancıda da vardı, görmüşsündür, duymuşsundur. Dolma kapsül koyardı, kara barut, dumanlı barut. Tüfek, av tüfeği çok sonradan çıktı. Dumansız barut çok pahalı, teneke ecza kutusu, içinde yüz kırma kapsül var, yuvarlak, bu boyda (işaret parmaklarını birbirine bakar biçimde yirmi- yirmi beş santim aralıkla havada tutuyor) yine pembe renkli saçma kutusu. Alsana göreyim para nerde? Kara barut almış, dumanlı barut, babam.
HARESE – Lütfü TÜRKKAN
Harese nedir bilir misiniz? Arapça eski bir kelimedir.
Bildiğiniz o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir.
Harese şudur: Develere çöl gemileri derler bilirsiniz. Bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani.
Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar.
Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kan dikenle karışınca bu tad devenin daha çok hoşuna gider.
Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve.
Bunun adı haresedir. Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir.
Bütün Ortadoğu’nun adeti budur. Tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanından sarhoş olup kendini öldürür...
Ortadoğu'da yaşam budur. Biz de bu kuyuya düştük maalesef..!
ABD’Lİ DİPLOMAT VE TÜRKİYE’NİN BAŞBAKANI – Av. Ruhittin SÖNMEZ
ABD’Lİ DİPLOMAT VE TÜRKİYE’NİN BAŞBAKANI – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Recep Tayyip Erdoğan daha Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı iken, dönemin ABD büyükelçisi Morton Abromowitz’le tanıştırılmıştı. 1996’da Abromowitz Erdoğan’a “Türkiye’nin geleceği sizsiniz” demişti.
“1999 yılında ise Av. Münci İnci’nin evinde çok farklı kesimlerden önemli isimlerin katıldığı özel bir toplantı yapıldı.”(İntermedya yayın grubunun sahibi olan Av. Münci İnci’nin, Samanyolu TV’nin gizli ortağı olduğu gündeme gelmiş, İnci bunu yalanlamamıştı.)
Bu toplantıda kimler yoktu ki?
“Fehmi Koru(gazeteci, yazar. Milli Gazete, Zaman, Yenişafak, Star, Habertürk de çalıştı), Emin Şirin (iş adamı, siyasetçi, Nazlı Ilıcak’ın eski eşi), Nazlı Ilıcak (gazeteci, yazar), Yalçın Doğan (solcu gazeteci, yazar. Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet, Sabah, T24 de çalıştı). Bülent Akarcalı (ANAP dönemi Sağlık ve Turizm Bakanı, Türkiye Demokrasi Vakfı ve Bilgi Üniversitesi kurucusu), Fehmi Gültekin (Vakıflar Bankası E. Genel Müdürü), Tezcan Yaramancı (Kamu Ortaklığı İdaresi E. Başkanı, Türk Amerikan İşadamları Derneği, İstanbul Rotary Kulübü, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı üyesi), Güler Kömürcü (Akşam Gazetesi E. köşe yazarı ve Washington temsilcisi) vardı.”
Av. Selim Selami Çakıcı ağabeyi de kaybettik..
Kocaeli Aydınlar Ocağı İlim ve İstişare Kurulunda beraber görev yaptığımız, Kocaeli Barosu avukatlarından Selim Selami Çakıcı (68), akciğer yetmezliği sonucu tedavi gördüğü İstanbul’daki özel hastanede vefat etti.
Bir savaş iki olay – Ramazan BAKKAL
Bir savaş iki olay - Ramazan BAKKAL
Bilim Teknoloji İçin İstanbul Çalışma Grubu Başkanı
Mevlüt Uluğtekin Yılmaz ismi hafızanızda var mı? Ankara’da sessiz sedasız çalışan bir düşünce eridir. 20 yıl kadar önce Osmanlı’nın Arka Bahçesi diye bir kitap yayınladı. Altını çize çize, karalaya karalaya okuduklarımdandır bu kitap. Bugünlerde “bilimden nasıl kopmuştuk?” sorusuna cevap ararken hatırladım. Raftan indirdim. Bütün kitaplarımı Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesine hediye ettim. Bu kitabı ara sıra karıştırmam gerekenlerden diye ayırmıştım. Aşağıdaki yazı Osmanlı’nın arka Bahçesi yanında Abdülhak Adnan Adıvar’ın Osmanlı Türklerinde ilim (Remzi Kitabevi 4. Baskı 1982) ve Ord. Prof. Dr. İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın Osmanlı Devletinde İlmiye Teşkilatı (Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 3.Baskı 1984) eserlerden faydalanılarak hazırlandı.
"Teklif edilen Yeni sistem seçilmiş diktatörlüktür!" – Nuri OKUTAN
"Teklif edilen Yeni sistem seçilmiş diktatörlüktür!" - Nuri OKUTAN / Isparta Milletvekili
BEDELİ AĞIR OLACAK
Türkiye bir beka sorunu ile karşı karşıya iken sistem değişikliğine gitmenin bedelinin ağır olacağı malumlarınızdır. Bütün yetkileri kendinde toplamış kişiye başkan ya da cumhurbaşkaın demeniz bir şeyi değiştirmeyecek, değişen isim dışında hiç bir şey olmayacaktır. Partili Cumhurbaşkanı hükümeti kuracak, Partili Cumhurbaşkanı genel başkanı veya üyesi olduğu parti vasıtasıyla TBMM’yi kontrol edecek, Partili Cumhurbaşkanı yüksek yargı üyelerinin yarısını doğrudan kendi, diğer yarısını da kontrolündeki parlamentodan seçtirerek atayacak.
DİKTA REJİMİDİR
İstediğinde parlamentoyu feshetme, ikinci döneminde erken seçim olursa bir dönem daha aday olabilme, yürütmeyle ilgili kararname çıkarma gibi daha bir dizi yetkinin Partili Cumhurbaşkanında, yani tek elde toplandığı bir sistem önerisiyle karşı karşıyayız. Önerilen sistem, tam başkanlık sistemine bile rahmet okutan, kuvvetler birliği sistemidir. Yani bütün yetkilerin tek elde toplandığı bir dikta rejimidir.
BİRLİKTELİĞİMİZ ZARAR GÖRECEKTİR
Partili cumhurbaşkanlığı, partinin askeri, partinin polisi, partinin hakimi, partinin savcısı, partinin memuru velhasıl partinin devleti sonucunu doğuracağından, memleket ayrışmaya gidecektir. Böyle bir kutuplaşma ve ayrışma doğal olarak birlik ve beraberliği zedeleyecek, zihinsel olarak bölünmeye ve parçalanmaya hizmet edecektir. Birlikteliğimiz zarar görecektir. Bize göre bu yeni sistemin ardı parti devletidir ve nihayetinde seçilmiş diktatörlüktür.
Mete bey ile kar keyfi..
7 Ocak 2017 Cumartesi / Mete bey evde huysuzluk yapınca dede olarak onu gezdirmekte bana düştü..
BİZ KİM OLUYORUZ?.. Sait BAŞER
BİZ KİM OLUYORUZ?.. Sait BAŞER
İnsan Yunus, can Yunus!
…
"Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil"
di ya!
Artık âlemi kırıp geçirenler hizmet veya ibadetleriyle onca ezâ cefâyı silip süpürüyor, kırdıkları mahzun ve mazlumları da küfürle itham ediyorlar.
Sesi daha gür çıkanlar mazlum, sesini duyuramayanlar ise vahşi ve suçlu ilân ediliyor...
*
Sevgili Mevlânâ'ya ne diyeceğiz?
"Olduğu gibi görünmek, göründüğü gibi olmak" öyle mi?
An be an olduğu haller takip edilemeyen, dem be dem sıfat sıyıranlar hangi oluşa, hangi yüze dönecek?
*
“-BAŞKANLIK; PADİŞAHLIK’tır, DİKTATÖRLÜK’tür..” BİLİM Adamı Burhan Kuzu (1997)
“-BAŞKANLIK; PADİŞAHLIK’tır, DİKTATÖRLÜK’tür..”
BİLİM Adamı Burhan Kuzu (1997)
“-BAŞKANLIĞA KARŞI ÇIKMAK CEHALET’tir..”
Siyaset Erbabi Burhan Kuzu(2016)
Hocamız makamının / zamanının doğrusunu seslendirmiş.. Çok güzel..
Of’lu ve “amca” lakaplı Osman Uzunhasanoğlu..
5 Ocak 2017 Perşembe / Trabzon Of’tan gelen misafirimiz Osman Uzunhasanoğlu..
Türk Milletinin başı sağolsun.
Karikatür üstadı Murat Yılmaz, İzmir'deki saldırıda kahramanca mücadele ederek şehit olan polisimiz Fethi Sekin'in portre çizimini göndermiş.
Murat Yılmaz kardeşimi tebrik ediyor, Şehit Fethi Sekin’e Allah'tan rahmet diliyorum.
Türk Milletinin başı sağolsun.
Doç.Dr. Levent Atalı’yı ziyaret
4 Ocak 2017 Çarşamba / Erdal Baykara, Yusuf Erenkaya, Ahsen Okyar ve Mustafa Salman birlikte Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Bölüm Başkanı Doç.Dr. Levent Atalı’yı makamında ziyaret ederek başarılar diledi.
Zor bir yılın ardından – Prof.Dr. İlber ORTAYLI
Zor bir yılın ardından - Pof.Dr. İlber ORTAYLI
Çoğu yılın bilançosu gibi 2016 da acı. Bu yıl, şüphesiz hayatımızın tatlı yönleri de olmuştur. Ama genelde hem Türkiye hem de dünya açısından sıkıntılarla, sorunlarla geçti. Hepimiz için hayırlı ve sağlıklı 2017 dilerim. </DIV>
GEÇEN yıl tarihte yerini nasıl alacak? Tek bir yılın bilançosunu yapmak, tarihçilik açısından çok mantıklı görünmeyebilir ama yine de kendimizi zamanın akışı içinde sınırlayıp bazı değerlendirmeleri kaçınılmaz olarak yapıyoruz.
Ülkemizle başlayalım. 2016’nın temmuz ayının ortasında bir darbe girişimi atlattık. Başarısız bir darbeydi, kanlı olarak başladı ve bastırıldı. Son darbeden bu yana 26 yıl geçmiş. Bir yandan coğrafyamızda, Ortadoğu’da başka darbeler de mevcut. Mısır örneğin, hâlâ darbe rejimi altında. Darbeci ülkelere karşı yürütülen diplomaside dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü Türkiye, ister sevinin ister endişe edin, ister hoşunuza gitsin ister gitmesin, civarımızdaki ülkelerle ekonomik yönden ve nüfusun yayılımı açısından iç içe. Dış politikada hesaba katmadığımız unsurlar her gün önümüze çıkıyor.
Nüfus coğrafyası değişti; birtakım devletlerin ve siyasi rejimlerin gaddarlığı, büyük devletlerin dünya düzenini koruyamaması yüzünden geniş kitleler oradan oraya göç ediyor. Renkli coğrafyası ve kültürüyle eski Suriye’yi bundan sonra bulamayacağımızı bilmek zorundayız.
