
GİYOTİN…
GİYOTİN...
200 yıl önce Fransa'da üç kişi giyotinle idama mahkûm olur.
Bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçi...
*İdam sehpasına ilk önce papaz çıkarılır. Başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar: "Son sözün nedir?" O da der ki: "Ben Allah’a inanıyorum, O beni kurtaracaktır. Allah... Allah... Allah..."
Giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur. Halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır: "Onu serbest bırakın; Allah sözünü söylemiş ve onu korumuştur."
Böylece papaz idam edilmekten kurtulur.
Nurettin Kolaylı üstadın paylaşımı.. Sağ olsun..
Nurettin Kolaylı kardeşim facebook’ta paylaşmış.. Sağ olsun..
3s ·
Bir Yiğit Geldi Geçti Kandıra'dan, Hoş Bir Seda Bıraktı Gönüllerde
Doğma büyüme Kandıralı olan ve ömrünü Kandıra’ya hizmetle geçiren Fevzi Genç (62) 7 Aralık 2020 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu ebediyete intikal etti.
DEVLET ADAMLARININ CİNSEL SKANDALLARI – Ruhittin SÖNMEZ
DEVLET ADAMLARININ CİNSEL SKANDALLARI - Ruhittin SÖNMEZ
Hem dünya tarihinde ve hem de Türkiye tarihinde devlet adamları, siyasiler ve ünlülerin cinsel skandalları hep var oldu, olmaya da devam ediyor.
Bunların çoğundan bizim haberimiz olmuyor fakat bazı kişiler bu konularda çok fazla bilgiye sahip olabiliyor.
Ünlü psikiyatrist rahmetli Prof.Dr. Ayhan Songar bir sohbetimizde, “İstanbul’da yaşayan ünlülerin özel hayatlarına dair bildiklerimi açıklayabilsem duyduklarınıza inanamazsınız” demişti. (Hekim olarak vakıf olduğu bilgileri açıklayamazdı.)
Geçmişte İstanbul Belediye Başkanlığı ve Valilik yapmış çok ünlü bir şahsın bahçıvanı ile homoseksüel ilişkisine dair anlattığı bir olay fıkra gibi idi.
Cinsel tercihleri veya yasal olmayan cinsel ilişkileri açığa çıkanların bir kısmının siyasi hayatı biterken, bazıları bu badireleri zorlanarak da olsa atlatabiliyor.
Bu tür özel bilgilere sahip olanların sadece psikiyatristler olmadığı, “suç örgütü lideri” denilen kişilerin de bu bilgilere vakıf olduğu anlaşılıyor. Sedat Peker’in tivitlerinde “psikiyatrist” unvanını kullanmaya başlaması tesadüf olmasa gerek.
A. Efe Küçük’e doğduğu gün imzalı kitap..
25 Haziran 2021 Cuma / A. Efe Küçük ilk torunum. 29 Ekim 2005 tarihinde doğdu.
Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın, 29 Ekim 2005 Cumartesi günü İstanbul’daki kültür gezisine Başkanlık etmem gerekiyordu. Aynı gün İstanbul Ayasofya Camii bitişiğindeki Caferağa Medresesinde iftarımızı açtık. İftar sonrası da Sultanahmet Camii avlusundaki kitap fuarı ve imza gününe katıldık. Sevgili hocamız Prof.Dr. Bayraktar Bayraklı ile karşılaşınca hocama bugün ilk torunum doğduğunu söyleyince Efe adına kitabını imzaladı ve takdim etti.
Akça Koca Platformu Çakar Tesislerinde
Akça Koca Platformu Çakar Tesislerinde
Akça Koca Kültür Platformu üyeleri Sakarya Karacam’daki Çakar Tesislerinde buluştu. Pandemi sebebiyle aylardır bir araya gelemeyen Akça Koca Kültür Platformu üyeleri açık havada yeşillikler içindeki Çakar Tesislerinde toplandı.
Aydınlar Ocağı’nda başkan değişmedi: Süleyman Pekin
Aydınlar Ocağı’nda başkan değişmedi: Süleyman Pekin
Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın 19. olağan genel kurulu, Türk Eğitim Sen Kocaeli Şubesi Konferans Salonu'nda yapıldı.
Mayıs ayında yapılması gereken, ancak pandemi nedeniyle ertelenen olağan genel kurulda seçimlere mevcut başkan Süleyman Pekin’in önderliğindeki tek listeyle gidildi.
114 üyesi bulunun Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın genel kurulunda Divan Başkanlığını Av. Ruhittin Sönmez, katiplikleri Mustafa Yakar ve Ali Osman Aydın yaptı. Yönetim kurulu faaliyet raporu, mali rapor ve denetim raporu oy birliğiyle kabul edildi.
Dr. Halil İbrahim KAHRAMAN’a; “Rahmetli Arkadaşım Fevzi GENÇ” kitabı..
23 Haziran 2021 Çarşamba / Dr. Halil İbrahim Kahraman Başkanımıza yeni yayınlanan 306 sayfalık “Arkadaşım Fevzi GENÇ” kitabını takdim ettim.
Komşumuz Hasan Altınten; sarımsakları ayıklamakla meşgul..
13 Haziran 2021 Pazar / Tuna Okyar Pazar buluşmasında Kocabayramlar da..
Komşumuz Hasan Altınten amcasının yanına giderek tarladan söküm sonrası sarımsakları nasıl ayıkladığını kayıt altına aldırıyor.
Aynı yere ateş etmek… Ramazan BAKKAL
Herkese Açık ile paylaşılıyor Aynı yere ateş etmek… Ramazan BAKKAL
Keseri aynı noktaya vurmak…
Aynı türküyü seslendirmek, Birinci sınıf bilim insanı yetiştirilir, bilim kurumları sorumluluklarını yerine getirirler, yönetimler bilim insanlarını dinleyip önlerini açarlarsa, bilimsel bilgi bütün toplum kurumlarına girecek, toplum yapısı değişecektir.
Böylece; teknolojik seviye yükselecek. kurumlar düzgün, verimli işleyecek, ekonomik refah artacaktır.
Mümtaz Turhan’ın ifadesi bu mealde.
* Engellerimiz var: Bilimin toplum yapısını değiştireceği doğru, toplumda bilimin algılanmasına, kavranmasına ve hayata geçirilmesine engellerin olduğu gerçek.
Kendi iç dinamiği ile sürekli ilerleme gösteren bilim geleneğinin üniversitelerimize girmesinde bile zorluklar var.
Bilim toplumdaki zihniyeti değiştirecektir, fakat yönetime gelen siyasi partilere hakim olan gündelik politika yapma –popülist yaklaşım- anlayışı bilimin algılanmasını, kurumlaşmasını, toplumu ilerletmesini engellemekte.
Bu durumda, zengin ve güçlü ülke olunması gerektiğine inanan herkesin öncelikli görevi, siyasi partilere bilimin önemini benimsetecek çalışmalar yapmak veya bu çalışmayı yapanlara destek olmaktır demek yanlış mıdır?
* Vatanseverler, ilericiler, Atatürkçüler, milliyetçiler, ülkücüler, İslâmcılar, sosyalistler, liberaller yoksul- borçlu, yoksul, hazinesi tamtakır bir ülkenin vatandaşları olmak isterler mi? Vatanseverler gözyaşı dökerek, anma toplantıları, hararetli konuşmalar ile yetinip esas çözümün güçlü olmaktan geçtiğini bildikleri halde gücün tek kaynağı olan bilim ve teknoloji için çalışmazlar, seslendirmezler ise sonuç ne kadar değişebilir?
Özellikle milliyetçiler? Milliyetçilerin gündemlerini inceleyin, yayınladıkları çok sayıda dergiye, gazeteye bakın bilim –teknoloji meseleleri ne kadar var?