
DEMOKRASİ PAKETİ Mİ, PARÇALANMA BOMBASI MI?– Mustafa KÜPÇÜ
DEMOKRASİ PAKETİ Mİ, PARÇALANMA BOMBASI MI? – Mustafa KÜPÇÜ
Başbakan, “demokrasi paketi”ni açıkladı.
· Bu paketi hazırlarken “demokratik bir süreç” işletilmedi.
Muhalefetin, demokratik kitle kuruluşlarının, üniversitelerin görüş, öneri ve katkılarına ihtiyaç duyulmadı. Oysa, demokrasi, tek kelimeyle “KATILIM” dır. Bu pakette katılım yok!
· Başbakan, iki yıl önce 23 Nisan’da, birkaç dakikalığına koltuğuna oturan küçük çocuğa; “Sen şimdi Başbakansın. İster asar ister kesersin!” diyerek demokrasiden ne anladığını açıklamıştı!
· Bu “sözde demokrasi” paketi ile, Türk Alfabesi tahrif ediliyor. Üç harfin eklenmesiyle ne Türk diline ne de Kürt diline katkı sağlayamazsınız. Türkçe dışında dil ve lehçelerle eğitim, “Eğitim Birliği” ilkesine aykırıdır ve bölünme sürecinin ilk adımıdır!
· Bugün, demokrasisi en gelişmiş ülkelerde bile, “ulus bilincini” geliştirmek için, “Andımız” benzeri antlar söylenmektedir. İşte ABD okullarında her gün söylenen ant; “Amerika Birleşik Devletleri’nin bayrağına ve o bayrağın simgelediği cumhuriyete bağlılık için ant içiyorum. Herkes için özgürlük ve adaletle Allah’ın gözetiminde, bölünmez tek vatan.”
310 milyonluk ABD’de “Amerikalı” yalnızca 22 milyon kişi. Kalanı hemen her ülkeden ABD’ye gelmiş, “ABD Vatandaşı” olmuş insanlar. Bunların hiç biri resmi dairelerde “resmi dil” dışında dilekçe veremez!
Muhasebeciye para ödemeyen yandı.
Muhasebeciye para ödemeyen yandı.
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Başkanı Nail Sanlı, hafta sonu yapılacak olan Genel Kurul’da hazırladıkları yeni bir kararın oylamaya sunulacağını belirterek, bu karar onay alırsa muhasebecilerin ödenmeyen paralarının garanti altına alınacağını söyledi.
Sanlı, ücretsiz olarak üyelerine dağıtacakları program ile mükelleflerin en fazla 3 ay içerisinde ödeme yapmamaları halinde sistemin kapanacağını belirtti.
Program gereği mükelleflerin muhasebecisinden defterlerini alıp bir başka muhasebeciye ya da serbest mali müşavire de veremeyeceğini kaydeden Sanlı, “Sistem kabul edilirse bundan sonra ödemeler garanti altına alınmış olacak.
Sözleşmeler bu program üzerinden otomatik olarak yapılacak ve ödemeler banka aracılığıyla kredi kartıyla yapılır hale gelecek.
Şirket ücreti 3 ay yatırmazsa sözleşme otomatik fesh olacak. Başka bir muhasebeci ile de sözleşme imzalamayacak.
Çünkü yeni sözleşmeler de sistemde görülebilecek” diye konuştu.
Kaynak: Hürriyet
BARANTA: HUN TÜRKLERİNİN SAVAŞ SANATI – Derleme ve Çeviri: Dr. Hasan Günaydın
BARANTA: HUN TÜRKLERİNİN SAVAŞ SANATI - Derleme ve Çeviri: Dr. Hasan Günaydın
Baranta 19. - 20. yüzyıllarda yaşamış Hun Türkleri’nden kalma bir savaş sanatı olup hem silahlı hem de silahsız döğüş tekniklerini içerir. Fakat bu sanat, Hunların geçiş yolları boyunca yerleşmiş Kazaklar, Türkler ve Avarlar gibi kavimlerin de kültürlerinden etkilenmiştir. Bu kavimlerin savaş teknikleri Baranta’nın gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.
Baranta’nın kelime anlamı savaşa hazırlanmaktır. Macaristan’ın çevresindeki ülkelerde ise “yağma” anlamında kullanılmaktadır. Kafkas halkları arasında “kan dökmeden mücadele etmek” yada “savaş sanatı müsabakaları” anlamı da taşımaktadır. Başka bir kullanım şekli “yasaları ihlal edenlerden ganimet almak” veya “haklı kazanç elde etmektir”.
Baranta kelimesi Moğolca’da “Barimta”, Kazakça’da “Barymta”, Çağatayca’da ise “Baranta” şeklinde kullanılmaktadır. Kırgızca ve Kazakça’da “haksızlık edenden intikam almak” anlamına gelmektedir. Baranta kelimesi Macaristan’ın Hun (Somogi, Ormansag, Göçse ve Örseg) nüfusunun yoğun olduğu batı ve güney bölgelerinde tarih boyunca kullanılagelmiştir. Buralarda silahlı çarpışma, yasal yollardan güç kullanma ve savaşa hazırlık Baranta ismiyle anılmaktadır. Bazı Kafkas halklarında silahlı talimlerin yapıldığı yere de aynı isim verilmektedir. Eski kaynaklarda ise Baranta GÜNEŞİN SAVAŞÇILARI demektir.
99 yaşında ebediyete uğurlanan Emine Yıldız ananın 7. gün okuması
03 Ekim 2013 Perşembe / Geçen hafta 99 yaşında Kandıra’da ebediyete uğurlanan Emine Yıldız anamızın 7. gün okuması Recep Yıldız’ın Gültepe Fatih Mahallesindeki evinde yapıldı.
Ecz. Selçuk Arslan eşi ve kayınvalidesini Hacca uğurluyor
Kocaeli Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı Ecz. Selçuk Arslan’ın eşi emekli Bankacı Gül Arslan ve kayınvalidesi Saliha Eryıldız 6 Ekim’de Hac görevini yapmak üzere kutsal topraklara gidecek.
-TÜRK AÇILIMI İSTİYORUZ…!!!
Ayhan Orhan hocam “Türk açılımı istiyoruz! Açıklamayı lütfen okuyun ve mümkünse paylaşın” notu ile facebook ta yayınlamış…
-TÜRK AÇILIMI İSTİYORUZ…!!!
Güneydoğuda herif 30 çocuk sahibi olacak…
-Sonrada bu çocuklarını terörist sempatizanı yapacak…
-Çalışmayıp yan gelip yatacak…
-Benim maaşımdan veya küçük esnaftan %30 vergi alacaksın…
-SSK primim bir emekli maaşı kadar olacak…
-Ben bu herifin bebelerine büyüyünce, Askerime Polisime kurşun sıksın diye mi bakacağım…
-TÜRK AÇILIMI İSTİYORUZ…!!!
-Ben bir çocuğa bakmak için deli gibi çalışacağım…
-Bu ülkeye hiç bir katkıları olmayan,
-Bu güzel ülkemin, Türkiye’min vatandaşı olmak hakkını bir kenara iten,
-Kendi kendilerine ırkçılık yapan,
-30 tane palesi için devlet ona çocuk yardımı yapacak…
Evlerimizde sobanın yerini kalörifer aldığından beri içimiz ısınmıyor
…Kış günü bu sobada, kestane pişse, mısır patlasa...
Bizler dinler iken Atam anlatsa...
Sonra babam sobaya bir odun atsa, Annem çayı doldursa da hep mutlu olsak...
xxxŞaban Yılmaz kardeşime teşekkür ederim..
SERHAT DUYAR’DAN KONGREYE DAVET
BBP Kocaeli İl Başkanı Serhat Duyar, Ahsen Okyar’ı 6 Ekim 2013 Pazar günü Saat:14:00’te Leyla Atakan Kültür Merkezi Dr. Şefik Postalcıoğlu salonunda yaplacak Büyük Birlik Partisi Kocaeli İl Kongresi’ne davet etti.
AVARLARIN GÖÇÜNÜN TÜRK VE AVRUPA TARİHİNE ETKİSİ – Prof. Dr. Ahmet TAŞAĞIL
AVARLARIN GÖÇÜNÜN TÜRK VE AVRUPA TARİHİNE ETKİSİ - Prof. Dr. Ahmet TAŞAĞIL
Avarlar, Avrupa tarihinde Hun’lardan sonra büyük ölçüde etkili olan ikinci Türk kavmidir. Hakikaten Avar’lar, Attila gibi büyük liderleri olmamasına rağmen, Avrupa’nın ortasını ve doğusunu sarsmış ve etnografik yapısını değiştirmişlerdir. Yaklaşık 558-805 yılları arasında siyâsî varlıklarını yaşatmış olmalarıyla birlikte, kültürel etkileri yıkılışlarından sonra da asırlarca devam etmiştir.
Avarların menşei konusunda önceleri bir çok tartışmalar yapıla geldiği halde Moğol olmayıp, Türk oldukları artık kesinlik kazanmıştır. Hazar denizinin kuzeyinden Fransa içlerine kadar çok geniş bir sahaya yayılan Avarlar, Bizans kaynaklarında “Abares, Abaroi”, Latin kaynaklarında “Awares”, Slav kaynaklarında “Aban, Obri, Obor” şeklinde zikredilmişlerdir.
Bizans tarihçisi Simokattes’in (7 yy. 2.çey.) verdiği 558′de, Orta Asya’dan gelerek Bizans imparatorluğunun doğu sınırlarına yerleşen Moğol Juan-juanların, Avarlarla aynı olduğuna dâir haber, Moğol kabileleri arasında War-khun adına benzeyen Var-guni (Barguni) adlı bir kabilenin yaşadığının tesbit edilmesi ve Macaristan’da bulunan Avar mezarlarında Mongoloid insan iskeletine tesadüf edilmesi, bu Türk kavminin Moğol menşeli sayılmasına sebep olmuştur. Bunun yanında Avarların Fin-Ugor veya Ogur menşeli olduğunu ileri sürenler de olmuştur.
Hastane önünde incir ağacı – Kenan Serhat İNCE
Hastane önünde incir ağacı – Kenan Serhat İNCE /14 Aralık 2012
Türk müziği, kapsamlı ve çeşitli bir müzik kültürü olarak dünya müzikleri arasında saygın bir yerde bulunuyor. Türk halk müziği, Türk sanat müziği, pop, rock, caz, klasik Türk müziği ve tasavvuf müziği gibi birçok rengi barındırıyor.
İlk yazımda, Türk müziği türleri içerisinde diğerlerine göre büyük bir farkla öne çıkan halk müziğinden biraz bahsetmek istiyorum.
Halk müziği ezgileri yani türküler anonimdir, yakanı, bestekarı belli olmayan ezgilerdir. Diğer türlerdeki gibi sadece ezgi olması için bir kişinin sözünü, bestesini yapması şeklinde oluşmazlar. Bir felaket olur ya da güzel bir olay yaşanır. Bu olay destanlaşıp dilden dile söylenir ve yöredeki mahalli sanatçılar tarafından ezgilendirilir. Yıllarca yörede yorumlanarak şekillenir ve genellikle TRT sanatçılarının çalışmaları sonucu yöre tavrına uygun olarak notaya geçirildikten sonra repertuara alınır. İcra edildikleri bölgeye, yöreye mal olmuşturlar. Her birinin yaşanmışlığı, hikayesi vardır. Kişilerin hayallerinde hayat bulmazlar.
“Normal Karşılıyorum” – Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU
Erdoğan'ın "Andımızı kaldırıyoruz" sözüne dikkat çeken Halaçoğlu "andımızın ilk kelimesi ‘Türküm. ‘Türk olduklarını zaten kabul etmedikleri için kaldırmaları normaldir." dedi...
İşte Halaçoğlu'nun açıklaması:
“Normal karşılıyorum.
Çünkü; andımızın ilk kelimesi ‘Türküm.‘ Türk olduklarını zaten kabul etmedikleri için kaldırmaları normaldir.
İkinci kelimesi ‘Doğruyum.‘ Doğrulukla da alakaları olmadığı aşikârdır.
Üçüncü kelimesi ‘Çalışkanım’dır. Bir yerde bu çalışkanlıkları çok iyi çünkü çok sağlam yandaş meydana getirdiler. Epeyce zengin bir yandaşları var bu bakımdan çok çalışkanlar.
‘İlkem, küçüklerimi korumak büyüklerimi saymak.’ Bu bizim zaten geleneğimizde, dini inancımızda var olan bir şeydir. Bunu da kaldırdıklarına göre bundan sonra ne küçükleri koruyacaksınız ne de büyüklere saygı duyacaksınız.
Ardından ‘Yurdumu milletimi özümden çok sevmektir’diyor. Zaten Yurt diye bir şey kalmadı. Sadece bir toprak parçasıyız.
Sonundaki ‘Varlığım Türk varlığına armağan olsun’ sözü de zaten Türk olmadıklarına göre varlıklarına da armağan olmalarına da gerek yok diye düşünüyorum.”
"Zekeriya Öz bana bir komutanın oğlunun seks videosunu izletti" – Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok
Yıllardır Dolmabahçe’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın neyin pazarlığını yaptığı tartışılır. Bu konuyu ilk olarak Fikri Sağlar gündeme getirmişti. Sağlar, Büyükanıt’ın eşi ile ilgili bazı bilgileri ileri süren Başbakan Erdoğan’ın, Genelkurmay Başkan’ına bir nevi şantaj yaptığını ima etmişti. Ancak, neyin karşılığı olarak bu tehdidi yaptığı tam olarak ortaya konamamıştı. Sonra davalar falan derken bu tarihi buluşmanın amacı arada kaynayıp gitmişti.
Erdoğan Görgün’e misafir olduk
27 Eylül 2013 Cuma / Yoğun geçen bir günde ancak saat:16:00 sularında öğle yemeğine oturabildik.
Mustafa Bayram Çelik’e, “BİR ZAMANLAR KANDIRA Anılar – Anlatılar” kitabı
Kabaağaç Köyü Muhtarı Mustafa Bayram Çelik’e, “BİR ZAMANLAR KANDIRA Anılar – Anlatılar” kitabı takdim edildi.
TÜRKİYE’DE SİYASİ PARTİLER – Prof. Dr. Nurullah AYDIN
TÜRKİYE’DE SİYASİ PARTİLER - Prof. Dr. Nurullah AYDIN
Türkiye’de 75 siyasi parti var. Ancak seçime katılacakların sayısı ancak 22 adettir.
Partiler ve kuruluş tarihleri;
1- Demokrat Parti (DP) 23.06.1983
2- Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 07.07.1983
3- Millet Partisi (MİLLET) 22.03.1984
4- Demokratik Sol Parti (DSP) 14.11.1985
5- İşçi Partisi (İP) 02.03.1992
6- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 09.09.1992
7- Genç Parti (GENÇPARTİ) 26.11.1992
8- Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) 03.01.1993
9- Büyük Birlik Partisi (BBP) 29.01.1993
10- Türkiye Komünist Partisi (TKP) 16.08.1993
Yeğenlerimle birlikte Gölkay Park’ta
28 Eylül 2013 Cumartesi / Teyzeoğlum Ferhat Bursalıoğlu Saat: 20:00 sularında aradı. Abi Vedat ile birlikte geliyoruz dedi.