Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

3Eki/130

Hastane önünde incir ağacı – Kenan Serhat İNCE

20121126231419Hastane önünde incir ağacı – Kenan Serhat İNCE /14 Aralık 2012

Türk müziği, kapsamlı ve çeşitli bir müzik kültürü olarak dünya müzikleri arasında saygın bir yerde bulunuyor. Türk halk müziği, Türk sanat müziği, pop, rock, caz, klasik Türk müziği ve tasavvuf müziği gibi birçok rengi barındırıyor.

İlk yazımda, Türk müziği türleri içerisinde diğerlerine göre büyük bir farkla öne çıkan halk müziğinden biraz bahsetmek istiyorum.

Halk müziği ezgileri yani türküler anonimdir, yakanı, bestekarı belli olmayan ezgilerdir. Diğer türlerdeki gibi sadece ezgi olması için bir kişinin sözünü, bestesini yapması şeklinde oluşmazlar. Bir felaket olur ya da güzel bir olay yaşanır. Bu olay destanlaşıp dilden dile söylenir ve yöredeki mahalli sanatçılar tarafından ezgilendirilir. Yıllarca yörede yorumlanarak şekillenir ve genellikle TRT sanatçılarının çalışmaları sonucu yöre tavrına uygun olarak notaya geçirildikten sonra repertuara alınır. İcra edildikleri bölgeye, yöreye mal olmuşturlar. Her birinin yaşanmışlığı, hikayesi vardır. Kişilerin hayallerinde hayat bulmazlar.

Yozgat/Akdağmadeni yöresine ait, Nida Tüfekçi’nin derlediği “Hastane önünde incir ağacı” gibi…

Hepimizin bildiği bu türkünün hikayesi, umarım dinlerken hatırınıza düşer.

Komşusunun kızıyla beşik kertmesi olan Yozgatlı bir genç askerde verem hastalığına tutulur. Hava değişimi alarak köyüne gelir. Kız tarafı gencin hastalığını öğrendikleri için kızlarını oğlanla görüştürmezler. Genç oğlan gün geçtikçe erimeye başlar. Ailesi çok üzgündür. Kız tarafına yalvarır yakarırlar hiç değilse uzaktan görmesi için ama fayda etmez. Kız tarafının tek şartı vardır, gencin tedavi olması.

Genç İstanbul’a, rapor aldığı hastaneye yatmak için yola çıkar. O zamanlar verem çaresiz bir hastalıktır ve gencin hastalığı gün geçtikçe ağırlaşır. Devamlı gözünün önünde nişanlısı, ailesi canlanır. Gözü hastane önündeki incir ağacına takılır ve bu türkünün ilk beyitlerini yazmaya başlar. Bir ay geçmeden gencin ölüm haberi köye gelir. Fakir aile gencin cenazesini bile getiremez. Gencin mezarı İstanbul’dadır.

hastane-onunde-incir-agaci

Hastane önünde incir ağacı
Doktor bulamadı bana ilacı
Baştabip geliyor zehirden acı

Garip kaldım yüreğime dert oldu
Ellerin vatanı bana yurd oldu

Mezarımı kazın bayıra düze
Yönünü çevirin sıladan yüze
Benden selam söylen sevdiğimize

Başına koysun kareler bağlasın
Gurbet elde kaldım diye ağlasın

http://okur-yazar.net

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.