Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım… Şikayet edeceğine sen de alternatifini oluştur.

5Eki/130

DEMOKRASİ PAKETİ Mİ, PARÇALANMA BOMBASI MI?– Mustafa KÜPÇÜ

indirDEMOKRASİ PAKETİ Mİ, PARÇALANMA BOMBASI MI? – Mustafa KÜPÇÜ

Başbakan, “demokrasi paketi”ni açıkladı.

· Bu paketi hazırlarken “demokratik bir süreç” işletilmedi.

Muhalefetin, demokratik kitle kuruluşlarının, üniversitelerin görüş, öneri ve katkılarına ihtiyaç duyulmadı. Oysa, demokrasi, tek kelimeyle “KATILIM” dır. Bu pakette katılım yok!

· Başbakan, iki yıl önce 23 Nisan’da, birkaç dakikalığına koltuğuna oturan küçük çocuğa; “Sen şimdi Başbakansın. İster asar ister kesersin!” diyerek demokrasiden ne anladığını açıklamıştı!

· Bu “sözde demokrasi” paketi ile, Türk Alfabesi tahrif ediliyor. Üç harfin eklenmesiyle ne Türk diline ne de Kürt diline katkı sağlayamazsınız. Türkçe dışında dil ve lehçelerle eğitim, “Eğitim Birliği” ilkesine aykırıdır ve bölünme sürecinin ilk adımıdır!

· Bugün, demokrasisi en gelişmiş ülkelerde bile, “ulus bilincini” geliştirmek için, “Andımız” benzeri antlar söylenmektedir. İşte ABD okullarında her gün söylenen ant; “Amerika Birleşik Devletleri’nin bayrağına ve o bayrağın simgelediği cumhuriyete bağlılık için ant içiyorum. Herkes için özgürlük ve adaletle Allah’ın gözetiminde, bölünmez tek vatan.”

310 milyonluk ABD’de “Amerikalı” yalnızca 22 milyon kişi. Kalanı hemen her ülkeden ABD’ye gelmiş, “ABD Vatandaşı” olmuş insanlar. Bunların hiç biri resmi dairelerde “resmi dil” dışında dilekçe veremez!

· Bugün, ülkemizde yaşanan insan hakları ihlalleri yüzünden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden en çok ceza alan ülkeyiz. Demokratik haklarını kullanmak isteyen insanlar, polis şiddetine maruz kalıyor, gazlarla zehirleniyor, öldürülüyor ve “terörist” muamelesi görüyor.

· Din adamı olduğu için yalan söyleyemeyen bir imam, Başbakan’ın yalanına uymadığı için sürgün ediliyor.

· İşçi hakları ayaklar altında. İşçiler, sendikalı olma hakkını bile özgürce kullanamıyor. “İşçi müteahhitleri” eliyle emekçiler sömürülüyor.

· Elbette, demokratik bir hukuk devletinde inançlara saygı olmalıdır. Ama, bugünkü siyasal iktidar, inançlarımızı siyasal çıkarlarına alet ediyor. Laik devlet olmadan, farklı inançlar özgürce yaşanamaz.

· Paketten anlaşılıyor ki, dağa çıkıp bu devletin askerine kurşun sıkanlar istediklerini bir bir alıyorlar! Demokratik haklarını alabilmek için başkaları da mı dağa çıkmalı?

· Demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından biri “özgür ve adaletli seçim sistemidir.” Hükümet, kendi çıkarlarına göre bölgeler arası oynamalar yaparak, daha çok milletvekili çıkarmasını sağlayacak “Dar Bölge Sistemi” ile siyasi partileri tehdit ediyor, eziyor. Bu mu demokrasi?

· Bu pakette olumlu bir şey yok mu? Elbette var; “Nefret ve yaşam tarzına müdahale gibi suçlar Türk Ceza Kanunu’na girecek.” Peki, bu suçu en çok işleyen, kendisine biat etmeyenlere en ağır şekilde nefret söylemi içinde olan ve insanların yaşam tarzlarına müdahaleyi alışkanlık haline getiren sayın Başbakan bu yasadan muaf mı olacak?!

Ezcümle, demokrasi paketi büyük bir aldatmaca ve demokrasinin temel değerlerine aykırıdır.

Türkiye’de laik devlet yapısı hızla yıkılmakta ve ulusal bütünlüğümüz tehdit altındadır.

Biz, etnik köken ayrımı yapmaksızın, bu ülkenin asıl sahipleri olan tüm insanlarımızla eşit koşullarda ve gerçekten demokratik bir hukuk devleti çatısı altında, barış içinde yaşamak istiyoruz.

Mustafa KÜPÇÜ - Atatürkçü Düşünce Derneği Kocaeli Şube Başkanı

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.