
SIRTIMIZDAKİ KAMBUR / 1 – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
Yavuz Bülent Bakiler ustamız ile yarım asırlık bir hukukumuz var. Kendisini 1950’li yıllarda Serdengeçti’deki şiirlerden tanırım. Gel zaman git zaman Ankara’da birlikte olduk. TRT’de beraber çalıştık. Türkiye Yazarlar Birliği (1978) ile Mehmet Akif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı (1984) kurucuları arasında yer aldık. İstanbul’da da görüşüyor, birlikte etkinliklere katılıyoruz. Ümraniye’deki bir programa beni de götürmüştü. Salon boşa yakındı. Yavuz Bülent Bakiler sık sık espriler yapar, kara mizah gelişmelere dikkat çeker. Bu defa da öyle oldu. Salona sordu “İçinizde kitap okuyan var mı?” diye. Bir kişi elini kaldırdı. “Peki gazete okuyan?” Salondan çıt çıkmadı. Toplantıya katılanlar Yavuz Bey’in kızacağını sandılar.
-Güzel.. çünkü İslamın ilk emri “Okuma” olduğu için sizler bu kutsi emre uyarak, riayet ediyorsunuz. Tebrik ederim!
İnce kara mizahı kimse anlayamadı. Bir başörtülü kız öğrenci elini kaldırdı ve hemen konuşmaya başladı:
-Hayır Efendim, İslamın ilk emri “oku”dur. Okuma değil.
Yavuz Bülent tebessüm etti:
-Ya öyle mi?
-Evet öyle.
-Peki niçin okumuyorsunuz, insanlarımız kitap okumuyor?
Bir tartışma başladı dinleyiciler arasında. Kimisi “Kur’an” okuduğunu anlatıyordu, kimisi sabahları mutlaka televizyon haberlerini izlediği için ihtiyaç hissetmediğini, bazıları öğretmeni her gün onlara kitap özetleri anlattığı için böyle davrandıklarını hatırlattılar.
Yavuz Bülent Bakiler gelişmiş ülkelerdeki basılan kitap sayılarını, mevcut kütüphane rakamlarını, bunları takip eden insan sayısını söylediğinde herkes başını önüne eğdi. Etkilenen oldu, umursamayanlar oldu.
Kebapçı Selman da…
19 Ocak 2016 Salı / Ender Şenol ağabey bizi 28 Haziran Mah Kocatürk Geçidi No: 17 İzmit adresindeki Kebapçı Selman’a getirdi. Birmüddet sonra başka meslektaşlarımızda geldi.
İDAMA TEBESESSÜM, ONURA MERHABA – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
İDAMA TEBESESSÜM, ONURA MERHABA - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş rahmetli Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’nin (Hemşin 1911- Ankara 1961) adı geçince “Abide Şahsiyet” diye anlattı. Şair Yavuz Bülent Bakiler ise O’na “Bayrak Adam” , bazı aydınlar da “Anıt Adam” diyorlar. Bunlara katılmamak mümkün değil elbette. Soyadı Kanunu çıkmadan önce adı Yüksek Mühendis eski MTTB Reisi Tevfik Celal, daha sonra Ahmet Tevfik İleri oluyor. Daha çocuk yaşta sigara kağıdı satarak aile bütçesine katkı veriyor. Fatih Gelenbevi Ortaokulu’ndan mezun olunca tercihan İstanbul Teknik Üniversite’sine kabul ediliyor. Tevfik İleri daha öğrenci iken bile talebelerin “Tevfik Abisi” idi. Herkesi kucaklıyor görüşü ne olursa olsun. MTTB Genel Başkanı oldu. Vagon Lit, Vatandaş Türkçe Konuş, Yerli Malı Haftası, Razgırat Olaylarında Tevfik Abi hep önde. Göz altına alınıyor arkadaşlarıyla birlikte. İdealinden vaz geçmiyor. Üniversite yönetimi mezun olunca Tevfik İleri’ye adeta rica ediyor okulda kalması için. Akademik çalışmalarda bulunmasını istiyorlar. Ancak o “Anadolu’ya gideceğim, taşranın imarıyla halkıma hizmet edeceğim” diyor başka bir şey demiyor. Hep söylediği şey “kalbim küt küt değil, Türk Türk diye atıyor”
İlk ataması Erzurum’a oluyor Mühendis Tevfik Bey’in. Bir hemşehrisi Vasfiye Hanım ile evlenerek damı, çatısı, duvarı tartışılabilecek bir evde ikamet ediyorlar Dadaşlar diyarında. Mühendislik hizmetlerinin dışında Erzurum köylerini dolaşıyor, başta eğitim olmak üzere her konuda halkın yardımına koşuyor.
07.12.1997 Saat 11:00 – 12:00 Kuruçeşme Belediyesi Nikah Salonu–İzmit / Nostalji..
07.12.1997 Saat 11:00 - 12:00 Arası Yer Kuruçeşme Belediyesi Nikah Salonu “Yeğenim Türkan Baykara’nın biricik oğlu.. Şimdilerde üniversite öğrencisi)
Cem beyden gelen hediye..
20 Ocak 2016 Çarşamba / Cem Gülpınar SMMM.. Meslektaşım Cem beyin babası Körfez’de tüp ticareti yapıyor..
Cuma buluşması..
22 Ocak 2016 Cuma / Doktor H. İbrahim Kahraman ağabey vefat eden bir tanıdığımın cenazesi var dediğinde bende tanıyorum, o halde Cuma namazında Fevziye Camiinde buluşuyoruz dedi.
GÜNEYDOĞUDA NELER OLUYOR? – Dede Ersel AKSU
GÜNEYDOĞUDA NELER OLUYOR? - Dede Ersel AKSU
ÇÖZÜM SÜRECİ İLE BAŞLAYAN ÇÖZÜMSÜZLÜK
Aylardır gözümüz kulağımız Güneydoğu’da. Aynı ülke içinde, savaşa girmiş iki ülke gibiyiz.
Eğitim Fakültesi Vehbi Koç Binası’nın Yapılma Süreci ve Bu Eserin Adıyaman İçin Değeri – Prof.Dr. Hacı DURAN
Mustafa Koç Allah’ın rahmetine kavuştu. Adıyaman Eğitim Fakültesi binasının yapımını O finanse etti. Mustafa Koç’u bu binanın projelendirilmesi, yapımı sürecinde tanıdım. Eğitim Fakültesi Vehbi Koç Binası temel atma töreni esnasında rahmetli Mustafa Koç, benden temele yakın bir yerde bir kurban eda etmemi istemişti. Ancak bunun kalabalık ortamda olmamasını görülmemesini özellikle arzu etmişti. Kurbanın parasını da bizzat cebinden ödeyeceğini söylemişti. Bu temeli atmanın kendisi için bir şükür olduğunu belirtmişti. Kendisi vefat etti. Bir yıl süreyle Adıyaman Eğitim Fakültesi binası inşa sürecinde kendisini tanımıştım. Allah rahmet eylesin. Vefatı anısına 10 yıl önce yazdığım bir yazıyı tekrar ilginize sunuyorum.
Kandıralılar Derneği 23.yılını kutladı
20 Ocak 2016 Çarşamba / İlimizin aktif dernekleri arasında yer alan Kocaeli Kandıralılar Derneği’nin 23’ncü yıldönümü kutlaması Otel Asya’da gerçekleşti.
SÖZ, MUHABBET ÜSTÜNE!.. / Yrd. Doç. Dr. ABDULKADİR ERKAL
SÖZ, MUHABBET ÜSTÜNE!.. / Yrd. Doç. Dr. ABDULKADİR ERKAL abdulkadirerkal@gmail.com
Günümüzde kullandığımız öyle kelimeler vardır ki, bunlar asli anlamlarını yitirerek değişik anlamlarda kullanılmaya başlanmıştır. ‘Muhabbet’ kelimesi de bunlardan biridir.
Günlük konuşma dilinde muhabbet; ‘sohbet, dostça konuşma ve yarenlik’ gibi anlamlarda kullanılmaktadır.
Arapça ‘h, b, b’ kökünden türemiş olan muhabbet aslında ‘sevgi ve aşk’ anlamına gelmektedir.
Tasavvufi literatürde ise; her şeyini sevdiğine vermek, bağışlamaktır.
Zira muhabbet, yaradılışın yaratılmışlar arasındaki cazibenin temeli olması bakımından tasavvufun temel terimlerinden biri olarak kabul edilmektedir.