
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZ VE SAĞLIĞIMIZ – Dr.H.İbrahim KAHRAMAN
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZ VE SAĞLIĞIMIZ - Dr.H.İbrahim KAHRAMAN
‘Korumak, tedavi etmekten her zaman çok daha iyidir; zira kişileri hasta olma eziyet ve külfetinden uzak tutar…’ (Thomas Adams, 1629)
Sağlığımızın iyi olmasında ve sürdürülmesinde bağışıklık sistemimiz önemlidir. Bu sistemimiz öncelikle enfeksiyonlara karşı direncimizi sağlar. Şimdi biliniyor ki bağışıklık sistemimizin zayıflaması daha çok, daha kolay ve sık enfeksiyonlara yakalanmamızın sebebi olduğu gibi kanser gibi diğer bazı önemli hastalıklarında ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır.
Vücudumuzun hastalıklara karşı savunma gücü olarak da tarif edebileceğimiz bu sistem, bebekliğin ilk dönemlerinde, anneden kanımıza geçen ve antikor denilen bazı destek maddeleri ile takviye görmektedir. Doğumdan sonra anne sütü, özellikle ilk günlerdeki süt, bu yönü ile de çok önemlidir. Daha sonraları ise vücudumuzun geliştirdiği davranış biçimleri ve genetiğimize göre bu sistemiz de yapılanmaktadır.
YAŞAR YAKIŞ’I DİNLERKEN – Av. Ruhittin SÖNMEZ
YAŞAR YAKIŞ’I DİNLERKEN – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Başkanlığını yapmakta olduğum Kocaeli Aydınlar Ocağı olarak Dışişleri E. Bakanı ve E. Büyükelçi Yaşar Yakış’ı davet ettik. Konu günceldi, “Ortadoğu’daki Gelişmeler, Suriye Politikamız ve Rusya Krizi” üzerine konuştu.
Konferanstan 2 gün önce partinin resmi açıklamasına göre, “AK Parti kurucu üyesi Yaşar Yakış, devlet içine nüfuz etmiş, ulusal güvenliği tehdit eden legal görünümlü illegal yapının yayın organlarından yaptığı açıklamalar” sebebiyle, partiden kesin ihracı için Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edildi.”
Bu yeni durum konferansı daha ilginç hale getirmişti.
Konferans öncesi yaşanan bu gelişme katılımı iki türlü etkiledi. Özellikle resmi görevlerde bulunan dostlarımızdan bir kısmı Yaşar Yakış konferansına katılmaktan vaz geçti. “Damgalanmak” korkusunu haklı bulduğumuz bu dostlarımızı anlayışla karşıladık.
“Her gün TV’lerde AKP adına çok sayıda kişi dinliyoruz. Yine aynı şeyleri dinleyemem. Bu yüzden gelmeyeceğim” diyen bir kısım arkadaşımız ise disipline sevk haberinden sonra geldi.
Sonuçta katılımcı sayısı ve kalitesinin yüksek olduğu başarılı bir organizasyon gerçekleştirebildik.
Helal olsun Aydınlar Ocağı’na..! – Güngör ARSLAN
Helal olsun Aydınlar Ocağı’na..! - Güngör ARSLAN / 11.01.2016
Bu memlekette DİK durmak, eğilmemek çok zor.
Çünkü mevcut sistem ve iktidar kendinden başka kimseye yaşam hakkı tanımadığı gibi ‘ Ya taraf olursunuz ya da bertaraf olursunuz’ diyerek herkese boyun eğdirmeye çalışıyor.
Elindeki devlet gücünü de sonuna kadar kullanıp kendisi gibi düşünmeyenlere hayatı zindan ediyor.
Bunun içindir ki bu memlekette DİK duran, boyun eğmeyen kişi ve kurum sayısı bir elin parmakları kadar kaldı. İşte bu kurumlardan birisi de Kocaeli Aydınlar Ocağı.
Açıkça söylemem gerekirse Aydınlar Ocağı’na karşı hep içimden mesafeli oldum.
Bir sebebi var mı? Yok. Belki yılların getirdiği önyargılarımdan kaynaklanıyor belki de tanımadığım için bir sempatim olmadı.
Ama şimdi Kocaeli Aydınlar Ocağı’na inanılmaz bir sempati inanılmaz bir saygı duyuyorum.
Neden mi?
Dik durdukları için.
İktidara eğilip bükülmedikleri için.
Kendilerine yapılmış bir davranışı mahkemeye taşıyacak kadar ya da AKP’den ihracına karar verilen eski Dışişleri bakanlarından Yaşar Yakış’ı konferansa davet edecek kadar cesur oldukları için kutluyorum ve ayakta alkışlıyorum onları.
Kalmadı bu ülkede DİK duran. Bazen bana telefonla cevap vermekten korkan, sokakta gördüğünde yolunu değiştiren, gazeteyi korkudan okuyamayan insanların olduğu bu ülkede Kocaeli Aydınlar Ocağı’nı işte bu nedenle alkışlıyor ve HELAL OLSUN diyorum.
http://www.bizimkocaeli.com/yazar/gungor-arslan/helal-olsun-aydinlar-ocagina..!/16667.html
BİR HAFTA BAŞI AKDENİZ’DE AKİF İLE BULUŞMAK – Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
BİR HAFTA BAŞI AKDENİZ’DE AKİF İLE BULUŞMAK - Mehmet Cemal ÇİFTÇİGÜZELİ
Doç. Dr. Nihat Karaer aradı. “Ağabey sizi Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’ne bekliyoruz.” demez mi? Önce şaşırdım. Çünkü 20-27 Aralık Mehmet Akif Ersoy Haftası bitti bitecek. Birkaç ay önceden yapılmış programlarımız var. Antalya bölgesinde olacağım gerçi. Bu hatırlatmam Nihat Hocayı sevindirdi.
-Madem Antalya’ya geliyorsunuz. Aynı gün ben sizi havaalanından alacağım. Doğru Burdur’a geliriz. Biraz istirahat ettikten sonra üniversiteye geçer, gençlerimize Yarınki Türkiye ve Akif’i anlatırsınız. Sonrasında da sizi istediğiniz yere götürürüz.
Müslüman Türk’ün Balkanlar’daki Tapusu – Alptekin CEVHERLİ
Müslüman Türk’ün Balkanlar’daki Tapusu - Alptekin CEVHERLİ
Bu hafta sonu Kosova’da evlâd-ı fatihanı ziyarete ve onları yerinde görmeye gittik. Gittiğimizde de adetten olarak yörenin en ulu kişisini ziyaret etmemiz kaçınılmazdı. Bu amaçla da Sultan 1’inci Murat Hûdavedigâr’ın kabrini de ziyaret ettik.
* * *
BABALAR VE ÇOCUKLAR – Seyfettin KARAMIZRAK
BABALAR VE ÇOCUKLAR - Seyfettin KARAMIZRAK
“Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek; on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik; yüzyıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir.” Konfüçyüs
Çocuğun bakımında ve eğitiminde ağır yükü olan anneler hakkında çok yazılıp konuşulmuş, eleştirilerin çoğu onlara yöneltilmiştir. Eğitimdeki aksamalardan en çok anneler sorumlu tutulmuş, babanın rolü üzerinde gereğinden az durulmuştur.
Annenin çocuk gelişimine katkısı gerçekten büyüktür. "Ana hakkı ödenmez.” “Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar." Gibi atasözleri bu gerçeği belirtir.
Baba, eşi ve çocukları için güven kaynağıdır. Çocuklar babayı daha güçlü, çok bilen, saygı uyandıran kişi olarak bilirler. Ancak günümüzde, babaların çocuk eğitimine etkin biçimde katıldıklarını söyleyemeyiz.
Anneler çocuklarıyla gereğinden çok, babalar da gereğinden az ilgilenmektedir.
NİYE BU HALDEYİZ? – Fazlı KÖKSAL
NİYE BU HALDEYİZ? – Fazlı KÖKSAL
Uzun Uzun yazmaya gerek yok...
Hal-i pür melalimizin nedenini üç maddede toplayabiliriz...
HALLERE BİR HALLER OLDU – Av. Tevfik KARABULUT
HALLERE BİR HALLER OLDU – Av. Tevfik KARABULUT
Belli ki acılar derin
Renkleri soluk yüzlerin
İçi gülmüyor gözlerin
Gözlere bir haller oldu
Vicdanlar olunca sessiz
İnsanlık kaldı nefessiz
Kelimeler tatsız tuzsuz
Sözlere bir haller oldu
Her telinden hüzün akar
Çaldıkları yürek yakar
Sanırsın göz yaşı döker
Sazlara bir haller oldu
Kimi mahzun kimi yasta
Gönüller oldular hasta
Uzanmıyor eller dosta
Ellere bir haller oldu
Nefret sevdaları yaktı
Muhabbet bağını yıktı
Gönüllere hazan çöktü
Dillere bir haller oldu
Karıştı yanlışla doğru
Yandı nicesinin bağrı
Kimi düzgün kimi eğri
Yollara bir haller oldu
Her yürekte ayrı yara
Huzur kaçtı uzaklara
Dayanmak zor acılara
Hallere bir haller oldu
05.01.2016
BATIDA EĞLENCE DOĞUDA SAVAŞ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
BATIDA EĞLENCE DOĞUDA SAVAŞ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Her yeni döneme yeni ümitlerle başlamak, üzerimizde var ise karamsarlık duygularından sıyrılmaya çalışmak insani bir davranış ve iyi bir şeydir.
Bu yeni dönem bir yılı geride bırakıp yenisine başlamak gibi bir sebebe dayanıyorsa böyle davranmak makul bir tavırdır.
Dahası yılın ilk karının yağması, tabiatın bembeyaz bir örtü ile kaplanması genellikle insanları mutlu ediyor. Böyle bir olayın yılbaşına denk gelmesi sebebiyle de geçen yılın bütün sıkıntı ve streslerinden birkaç günlüğüne de olsa kurtulmaya çalışmak anlaşılabilir ve hatta gerekli bir davranış sayılmalı.
Diğer taraftan yurdumuzun doğusunda PKK terör örgütünün fiili özerk bölgeler oluşturmasına karşı TSK’nın yürüttüğü askeri harekât devam ediyor. Bölgeden her gün gelen şehit haberleriyle canımız yanıyor. Çatışmalar ve sokağa çıkma yasakları masum halkı göçe zorluyor. Yılın ilk gününde bile 4 şehit verdik.
Buna rağmen ülkenin batısında yılbaşını eğlencelerle geçirenleri de anlamaya çalışıyorum.
Şahsen abartılmış kutlamalara, Noel baba figürleri, kukuletalarla, alkollü olarak ve batı kopyası eğlencelerle yılbaşına girenlere mesafeliyim. Alternatif İslami kutlama adı altında tarihi gerçeklere aykırı olarak (miladi takvime göre 11 Ocak olan Mekke’nin Fethi’ni 1 Ocak’a çekerek) yapılan zorlama ve Arap tarzı bir kültürün kötü kopyaları olan kutlamalara da uzağım. Ancak herkesin tercihi kendisine, istediği tarzı seçebilir.
Eskiden yılbaşında TRT tek kanalken kaliteli solistlerin, müzik gruplarının seçkin eserleri seslendirdiği programları izlerdik. Şimdi yüzlerce kanalımız var ama o tür müzikleri yayımlayan yok. Piyasadaki eğlence mekânlarında da bizim beğendiğimiz müzik kalitesini bulmak mümkün değil.
NEZLE Mİ, YOKSA GRİP MİYİM? NASIL ANLAMALI VE NE YAPMALIYIM? – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
NEZLE Mİ, YOKSA GRİP MİYİM? NASIL ANLAMALI VE NE YAPMALIYIM? - Dr. H. İbrahim KAHRAMAN
Nezle bir virüs hastalığı olduğu gibi Kuş gribi, domuz gribi, Honk Kong gribi, Asya Gribi de virüs enfeksiyonlarıdır. Bu enfeksiyonlar hastalığın çıkış yeri, başladığı bölge veya virüsün ilk yaşadığı canlı türüne göre isimlendirilmişlerdir.
BELİRTİLER GRİP NEZLE
Hapşırma, aksırma Hastalığın başlangıcında Sıklıkla
Ateş 38C'ninüzerinde Hafif
Boğaz Ağrısı Sıklıkla Sıklıkla
Baş ve Eklem ağrıları her zaman ve ciddi Nadir
yorgunluk bitkinlik Uzun süre ve iyileşme sonrası da kısa süreli Burun akıntısı, tıkanıklığı daha az Sıklıkla
Bulantı, 5 yaş altı çocuklarda ve yaşlılarda sık Nadir
Göğüs ağrısı Sıklıkla ve ciddi Nadir ve kısa süreli
HOŞ GELDİN 2016 – Dr. Zülfikar ÖZKAN
HOŞ GELDİN 2016 – Dr. Zülfikar ÖZKAN
Bütün dostlarımın, öğrencilerimin ve akrabalarımın yeni yıllarını kutluyorum.
Sevgili dostlarım! Yeni yılda fankındalığınızın artmasını, bilincinizin daha çok gelişmesini, zihinsel ve ruhsal gelişmenizin hızlanmasını diliyorum.
İnşallah, 2016 yılında farkındalık düzeyiniz biraz daha artar….
Bir yerden başka bir yere koşuştururken etrafınızdaki güzelliklerin farkında olmanızı, içinde bulunduğunuz zamana uyum sağlamanızı, anı yaşamanızı, hedeflerinize odaklanırken iç ve dış dünyanızla ilişkilerinizi canlı tutmanızı temenni ediyorum.
2016 yılında sizlere şu hikayeyi hediye ediyorum.
YAPTIKLARINIZIN FARKINA VARIN
Kimya hocası bir deney sırasında öğrencilerine ders vermek amacıyla, “Hiç gözlem yapmıyorsunuz. Ezbere hareket ediyorsunuz. Yaptıklarınızın farkına varmanız ve o farkındalıkla hareket etmelisiniz.” demiş.
Daha sonra masanın üzerinde duran çok kötü kokulu sıvının içine parmağını daldırmış ve ağzına götürmüş. Öğrencilerden de yaptıklarını aynen tekrar etmesini istemiş.
Öğrenciler, isteksiz bir şekilde ama karşı gelmemek için söyleneni yapmışlar.Yapar yapmaz da hepsinin yüzlerinde acı dolu bir ifade belirmiş.
Bunun üzerine öğretmen öğrencilerini anlamlı bir şekilde yeniden uyarmış ve onlara şöyle seslenmiş:
“Bir daha söylüyorum: Gözlem yapmıyorsunuz. Etrafınızda olup bitenlerin farkında olmuyorsunuz. Eğer dikkatli bakmış olsaydınız, ağzıma götürdüğüm parmağın sıvıya batırdığım parmak olmadığını fark ederdiniz...”
Evet içimizde ve dış dünyada olup bitenlerin her an farkında olmalıyız....
Gerçek zenginlik budur....
KÜRT İLE KÜRTÇÜYÜ AYIRALIM – Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL
KÜRT İLE KÜRTÇÜYÜ AYIRALIM - Prof.Dr. Mustafa E. ERKAL
Ülkemiz için en önemli sorun insanların konuştukları ana dile göre ayrıştırılmaları ve haklarında kolay ve basit genellemelere gidilmesidir. Kurmançça veya Zazaca konuşan vatandaşlarımıza yanlış etiketler vurulmaktadır. Ülkeyi yönetenlerin terörist başını Kürtlerin temsilcisi gibi görmeleri ve onun görüşlerinden istifade edilebilirliğini ileri sürmeleri ne kadar yanlışsa; Kürt vatandaşları da kolay ve basit genellemeye giderek terör örgütü üyesi gibi görmek o kadar yanlıştır. Kürt ile Kürtçü birbirinden çok farklıdır.
Türkiye’de bir Kürt sorunu değil; Kürtçülük sorunu vardır. Bu konu maalesef siyasi rant hesaplarına bir malzeme olmuştur. Kürtçü’lük sorunu da Kürtlerin değil; Kürtleri dün Osmanlı’ya, bugün de Cumhuriyet Türkiye’sine karşı kullananların sorunudur. Asıl amaç bazı Kürtlerin ve terör örgütünün Büyük Ermenistan için malzeme olmasıdır. Kullanılanlar zamanla kolay atılır.
Günümüzde terörle iç içe olan, sadece Kürtleri değil Anadolu halklarının temsilcisi olduğunu iddia eden malum partinin ve bazı temsilcilerinin Ermenistan ile yakın temasta olmaları bundandır. Hayali Ermeni iddialarını destekleyen, Erivan’a destek için giden malum partili belediye başkanları vardır. Van’da Ermeni mezalimini yok sayan bu işbirlikçiler, önce eski Van ile yeni Van arasındaki farkı yakalasınlar. “Anadolu’daki emanetlerinizin bekçileriyiz”, diyerek Erivan’dan alkış alanlar, başkaları adına ülkelerine savaş açanlardır. Hilale karşı Haç’a malzeme olanlardır.
JET SELO, AK-GÜNDÜZ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
JET SELO, AK-GÜNDÜZ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Jet Fadıl olarak bilinen Fadıl Akgündüz 1989’da Jetpa Holding diye bir şirket kurdu. Jetpa Holding, pazarlama, inşaat, elektronik, medya, bankacılık gibi sektörlerde faaliyet gösterdi.
Jetkent-2, Jetkent-3, Jetkent-4 diye bir dizi toplu konut yapmaya başladı. Binlerce insanımız bu konutlara para yatırdı. Yurtdışındaki çok sayıda mütedeyyin vatandaşlarımızdan da “kâr payı dağıtacağım” diyerek 230 milyon euro topladı.
Bütün bu vatandaşlarımız mağdur oldu.
Devasa reklamlarla tanıttığı ilk yerli otomobil (İmza) ve Malezya’dan ithal Proton otomobilleri de fos çıktı.
Yıl 2016 ve Yeni Bir Dünya Kurulurken…/ Alptekin CEVHERLİ
Yıl 2016 ve Yeni Bir Dünya Kurulurken…/ Alptekin CEVHERLİ
Yeni bir takvim yılı ile birlikte geleceğe yönelik bir Fütüralist gibi bazı tahminlerde bulunalım isterseniz…
* * *
Yaklaşık her yüz yılda bir, dünyadaki siyasi sistem yeniden yapılanır…
Bu bazen 70 yılı bulur, bazen ise 120 yılı; ama ortalama yüzyılda bir yeniden dizayn olunan dünya siyasetinde bugünlerde yeni bir doğumun sancıları çok net olarak hissediliyor…
Sovyet Rusya’nın çöküşü ile başlayan tek kutuplu dünya sürecinin, tek kutuplu dünyaya ve ardından şimdi de yerini çok kutuplu dünyaya düzenine hızla bıraktığı şu günlerde, geleceğin lider ülkeleri ve çöküş sürecinde olan güçleri her geçen gün çok daha çok netleşiyor.
Giderek tükenen Rusya ile birlikte sanayi ve tarım üretiminden yoksun olan bir kısım petrol zengini ülke de ne yazık ki, ciddi bir ekonomik buhrana doğru sürüklenip, eriyor.
Ekteki grafikten de görüleceği gibi eski gücünden çok çok uzak olan Rusya’nın, bir çılgınlık yapıp dünyayı 3’üncü Dünya Savaşı’na sürüklemesi ihtimali de dâhil olmak üzere yeni bir parçalanma sürecine girdiği artık açıktır.
GÜNE BİR KAÇ SÖZ VEYA NEYMİŞ EFENDİM.. – Av. Tevfik KARABULUT
GÜNE BİR KAÇ SÖZ VEYA NEYMİŞ EFENDİM.. – Av. Tevfik KARABULUT
*ABD'nin önce Başkan Yardımcısı sonra da Başkanı sırasıyla bizim devlet ve hükümet yetkililerine Türk askerlerinin tamamen Irak'tan çekilmesi tavsiyesinde bulunmuş. Aynı ABD yetkilileri Türkiye'nin uzun süredir ısrarla dile getirdiği Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge tesisine karşı çıkıyorlar.
DAEŞ veya IŞİD her neyse ile mücadele için Suriye'ye yoğun askeri yığınak yaptığını söyleyen Rusya'nın işi gücü Türkmenleri ve DAEŞ ile ilgisi olmayan bölgeleri sivil falan demeden bombalamak.
Güya birbirlerine rakip güçler olan ABD, Rusya ve diğerleri
-sıra Suriye'nin kuzeyinde Akdeniz'e kadar uzanacak Kürt koridoru,
-Özerk Kürt Bölgesi.
- PKK-PYD 'ye destek.
-Türkiye'nin sınırları dışına adım atmaması,
-Irak ve Suriye'de ayrışma ve bölünmenin perçinlenmesi gibi konulara gelince birden aynı düşünüveriyorlar.
Sizce bunlar gerçekten DAEŞ ile mücadele ediyorlar mı veya etmek istiyorlar mı dersiniz
Aranızda buna gerçekten inananlar var mı?
BU ÜLKENİN MUHALAFETİ YOK MU? – Yrd.Doç.Dr. Sakin ÖNER
BU ÜLKENİN MUHALAFETİ YOK MU? – Yrd.Doç.Dr. Sakin ÖNER
Türkiye, bugün içerde ve dışarıda yaşadığı olaylar bakımından tarihinin en tehlikeli günlerini yaşıyor. 100 Yıl sonra yeniden SEVR'in ayak seslerini duyuyoruz. Türkiye hem içten, hem dıştan kuşatılmış durumda. Bu süreçte iktidar içine düştüğü, içte bölücü terör, dışta yedi düvelle savaş bataklığında bir şeyler yapmak için çırpınıyor. Fakat muhalefetin ne yaptığı meçhul. Çünkü ortada yok.
Vaktiyle ABD'nin Irak'a müdahalesinde taraf olmayan Türkiye, bugün Suriye iç savaşında taraf durumunda. Rusya’nın uçağını düşürdük. Son birkaç aya kadar aramızda bir sorunun bulunmadığı Rusya, bugün bize her konuda ambargo uyguluyor. Doğalgazımızın kesilmesi an meselesi. İran ve Rusya bize karşı hem Esad'ı, hem de PKK'nın Suriye kolu PYD'yi destekliyor. Amerika PYD'yi desteklemede İran ve Suriye ile birlikte hareket ediyor.
Türkiye Musul'a asker ve tank gönderiyor. Irak hükümeti Birleşmiş Milletler'e bizi şikayet ediyor. Her konuda stratejik ortağımız olduğunu söylediğimiz Amerika, her zaman olduğu gibi "benim haberim yok" diyerek yine bizi ortada bırakıyor. Aslında bizim iktidarı da şevkle ve heyecanla Suriye bataklığında ateşe atan da ABD. Kuzey Irak'ı, "Çekiç Güç"le yapılandıran ve kuran da ABD. Bizim iktidarı herkes gibi ABD'de devamlı aldatıyor sizin anlaya cağınız. Bunun üzerine biz bu kuvvetlerimizi kuzu kuzu geri çekiyoruz.
SARIKAMIŞ, AH SARIKAMIŞ!!! – Süleyman PEKİN
SARIKAMIŞ, AH SARIKAMIŞ!!! – Süleyman PEKİN
Tek tekbirde / 22 takvim devrildi dağlardan
Zemheride / Devlet-i Âliyenin şanı için
İleride / Ödensin diyeti vakit kalbe dayandığı an
Ve haczedilsin yaşamak / 76 bin civanın canı için
Bir kardelen gülümsemesi gibi
Çekildik doruklardan denizlere
Ipıssız mermiler yaktı ağıdımızı
Karlı - mayınlı sevgiler döküldü benizlere
ASKERİN DEVREYE GİRMESİ HUKUKA UYGUN DEĞİL – Av. Ruhittin SÖNMEZ
ASKERİN DEVREYE GİRMESİ HUKUKA UYGUN DEĞİL – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Asker terörle mücadelede yeniden devrede. Diyeceksiniz ki jandarma zaten devrede idi.
Kanuna göre, “terörle mücadele, teröriste müdahale ve operasyon yapma görevleri, sadece İçişleri Bakanlığı'na bağlı olan jandarma ve polis teşkilatının yetkisinde.”
Ancak dikkat ederseniz TSK’nın Jandarma haricindeki Kara ve Hava Kuvvetleri birlikleri de artık fiilen tam işin içinde.
Güneydoğu’da 5 ilçede (Diyarbakır’ın Sur ilçesi, Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde, Mardin Dargeçit ve Nusaybin’de) Türk Silahlı Kuvvetleri generallerin komutasında on bin kişilik askeri birlikler ile operasyon yapıyor.
TV haberlerine göre, “Yetki valiliklerde ancak komuta askerde.”
Buralarda Suriye’deki iç savaş görüntülerine benzer bir durum yaşanmakta. Günler süren sokağa çıkma yasakları, bölgeyi terk eden 25 bin vatandaşımız, günler ve geceler boyu süren çatışmalar… Bombalanan, kurşunlanan, yakılan binalar, tarihi camiler, araçlar..
Genelkurmay’ın açıklamalarına göre operasyonun 4. gününde 110 terörist öldürülmüştü. Pazar günü yapılan açıklamaya göre de 18 terörist daha etkisiz hale getirildi. Bu arada her gün birkaç kahraman askerimizi ve polisimizi şehit veriyoruz.
Bütün bunlar zaruri ve hatta gecikmiş bir müdahalenin olduğunu göstermekte.