Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

4Oca/160

NEZLE Mİ, YOKSA GRİP MİYİM? NASIL ANLAMALI VE NE YAPMALIYIM? – Dr. H. İbrahim KAHRAMAN

h i kahraman drNEZLE Mİ, YOKSA GRİP MİYİM? NASIL ANLAMALI VE NE YAPMALIYIM? - Dr. H. İbrahim KAHRAMAN

Nezle bir virüs hastalığı olduğu gibi Kuş gribi, domuz gribi, Honk Kong gribi, Asya Gribi de virüs enfeksiyonlarıdır. Bu enfeksiyonlar hastalığın çıkış yeri, başladığı bölge veya virüsün ilk yaşadığı canlı türüne göre isimlendirilmişlerdir.

BELİRTİLER                      GRİP                                    NEZLE

Hapşırma, aksırma             Hastalığın başlangıcında         Sıklıkla
Ateş                                 38C'ninüzerinde                     Hafif   
Boğaz Ağrısı                      Sıklıkla                                  Sıklıkla
Baş ve Eklem ağrıları          her zaman ve ciddi                 Nadir
yorgunluk bitkinlik              Uzun süre ve iyileşme sonrası da kısa süreli                             Burun akıntısı, tıkanıklığı    daha az                                  Sıklıkla
Bulantı,                            5 yaş altı çocuklarda ve yaşlılarda sık  Nadir
Göğüs ağrısı                    Sıklıkla ve ciddi                        Nadir ve kısa süreli

Görüldüğü gibi nezle birden ortaya çıkan, burun akıntısı, hapşırık, boğaz ağrısı, ateşin genellikle 38 C'nin altında olduğu ve 7 ila 10 günde kendiliğinden geçen bir virüs hastalığıdır. Hapşırık ile çıkan damlacıklarla bulaştığı gibi, bu damlacıkların bulaştığı direk temas ettiğimiz eşyalar üzerinden de insandan insana bulaşarak yayılır. Önemli bir komplikasyonu olmaz ise  kendiliğinden iyileşirler.

Grip ise daha belirgin bir baş ağrısı, adale ağrıları ve yorgunluğun eklendiği boğaz ağrısı, burun akıntısı ve öksürüğün de olduğu ateşin de çoğunlukla 38 C'nin üstüne çıktığı bir hastalıktır. Bu belirtiler peyderpey virüsün alınmasından iki üç gün sonra başlar ve ilerler. Vücut mukavemeti zayıf kişilerde; üşütme, yorgunluk, uykusuzluk gibi bağışıklık sistemini daha da zayıflatan durumlardan sonra; şeker hastalığı, kalp ve akciğer hastalıkları, kronik hastalıkları olanlar da grip hastalığı, komplikasyonlara sebep olarak, insan sağlığında ölüme kadar götüren sonuçlara sebep olur.

Bulaşma; insandan insana solunum yolu ile bulaşarak yayılan bir hastalıktır. Endemiler  (küçük bölgeli yayılma) halinde her zaman ve her yerde görülür. 3 - 5 yılda bir epidemi (geniş bölgeli yayılma) daha uzun aralıklarla pandemiler (ülkeler arası yayılma ) yapar. Etkeni inflüenza virüsüdür. A,B ve C olmak üzere üç tipi olan RNA grubu virüslerdir. A/H1N1 virüsü, domuzlarda hastalık yapan bir virüs iken yapı değiştirerek insanlarda hastalık yapıcı ve bulaşıcı özellik kazanmıştır.  Griplerin yapmış oldukları epidemilerde değişik serotipler etken olabildiğinden bu alt tip serotiplerinin korunma için üretilecek aşılara yansıtılması gerekmekedir. İnflüenza virüsü dış etkilere dayanıksızdır. Güneş ısısına hassas, ultraviyoleye dayanıksızdır. 56 C 'de birkaç dakikada inaktive olur. Sabunlu suda 30 saniyede aktivitesi düşer.

İnflüenza salgınları mevsimlerle ilgilidir. Salgınlar ısının fazla iniş çıkış yaptığı zamanlarda görülür. Irk ve cins ayrımı yoktur. Çocuklar ve gençler daha duyarlıdır. Yaşlılar,
kronik kalp-akciğer hastalığı olanlar, diyabetliler, kemoterapi görenler, immun yetmezliği olanlar hastalıkta risk grubudurlar. Hastalığın enkübasyon dönemi kısadır. 1- 2 günde gelişir. Domuz gribinde ise 5 -10 gündür. Hastalık prodomsuz bir şekilde üşüme, titreme ile ateşin 39 - 40 C' e çıkması şeklinde başlar. Baş, eklem ve adale ağrısı, halsizlik, bitkinlik şeklinde sürer. Boğaz ağrısı ve yanması şikayetleri ile gelişir. Bazen bulantı ve kusma görülür. Belirtiler salgınlar arasında farklılık gösterir. En bariz belirtisi ateştir ateş 3 - 4 gün kadar sürer. 2. günü sabahı düşüp akşamı tekrar yükselir. İlave enfeksiyon olmazsa 4. günü ateş genellikle düşer. Nispi bir biradikardi vardır. Genel şikâyetlerle birlikte üst solunum yolu sistemi şikâyetleri gelişir.

Hastanın akibeti salgının şiddetine, hastanın yaş ve genel durumuna göre değişir. Hafif vakalarda mortalite (ölüm oranı ) % 0,1 ' i geçmezken pandemilerde %10 - 15 'e kadar yükselebilir. Bu sebeple A/H1N1 önemsenmeli ve koruyucu tedbirler ihmal edilmemelidir. Risk gruplarının öncelikli olarak aşılanması, hasta olanların ise istirahat dâhil gerekli tedbirleri uygulaması gereklidir.

Ateş düştükten sonra hasta bitkindir. Bu nedenle paçavra hastalığı da  denir. Bazen   2 Haftaya kadar etkisi sürer. Bu özelliği ile iş gücü kaybı etkisi yüksek bir hastalıktır. İnflüenza hastalıklarında komplikasyonlar önemlidir. Vaka kayıpları bunlarla paralellik gösterir. Bronkopnomoni, pnomoni, sinüzit gibi solunum yolu komplikasyonları önceliklidir. Toksik etkisi ile myokardit. glomerülonefrit gelişebilir. Bazen menengoansefalit, nevrit. polinevrit gibi sinir sistemi komplikasyonları görülebilir. Hastalığa yakalananların 3 - 4 gün içinde iyileşmemeleri veya bulantı-kusmada fazlalaşma veya nefes darlığı gibi şikâyetlerin eklenmesi halinde mutlaka doktor kontrolünü gerektirir.

Teşhis tekli vakalarda güçtür. Kesin teşhis virolojik araştırma ile belirlenir. Kronik belirtilere ilaveten nispi bradikardi ve lökopeni önemlidir. Özel serolojik testlerle kesin teşhişi konulabilir. Tedavi spesifik değildir. Yatak istirahati, hijyen kaidelerine dikkat önemlidir. Beslenmede sıvı ağırlıklı bir beslenme tercih edilir. Pyromidon türevlerinden yararlanılır. Antibiyotikler komplikasyona meyil olursa verilir.

Korunma ; inflüenza kontajiyöz bir hastalık olduğundan toplum ve ferdi hijyen kurallarına bu dönemde dikkat etmek gerekir. Hastaların derhal istirahate alınması faydalıdır.
Toplu yaşanılan yerlerin temizliği ve havadar olması daha da önem kazanır. Hasta kişilerin toplu gruplardan uzak durması, el sıkışmaması selamlaşmada öpüşmemek gibi basit tedbirler önemlidir. Kişisel korunma için inflüenza aşısı geliştirilmiştir. Aşılama risk gruplarına yapılmalıdır. Bunlar kronik hastalığı olanlar, kalp hastalıkları, diyabetikler, hamileler, immun yetersizliği olanlar ve yaşlılardır. Aşı tek doz yapılır. Aşılama ilk 2 -3 hafta içinde bağışıklık sağlar. Aşılama sonbaharda ve her yıl tekrarlanarak uygulanmalıdır. Aşılama risk gruplarına, işgücü kaybı riskine karşı özellikli alanlarda çalışanlara da yapılabilir.

Bu tür hastalıklarla mücadelede kişisel hijyen şartlarına riayet önemli bir tedbirdir.Salgın zamanlarında kapalı ortamların havalandırılması ve bu tür yerlerde az durulması,  şahısların el ve vücut temizliğine riayeti (sık sık ellerin sabunlu su ile yıkanması), gereksiz el sıkışma ve öpüşmelerin yapılmaması, öksüren- aksıran insanların mendilleri ile gerekli kişisel korunmayı yaparak bulundukları ortamı kirletmemeleri, dengeli beslenme ile vücut mukave-metimizin sürdürülmesi, yeterli fizik hareketlilik ile vücut direncimizin kuvvetlendirilmesi önemli koruyucu unsurlardır.

Konunun gereğinden fazla önemsenerek bir vesvese unsuru haline getirilmesinin doğru olmadığını düşünüyorum. Grip salgınları ve diğer virüs hastalıklarına karşı korku ve endişe ile yaklaşmaktan ziyade koruyucu tedbirlere riayet, genel sağlık kurallarına uyarak vücut mukavemetimizin sağlam tutulması, herhangi bir hastalık durumunda da ilgili uzmana zamanında müracaat ile gereken tedbirlerin alınması ve yapılmasını  sağlamak işin temelidir.

Sağlıklı günler dilerim…

Bu yazıyı beğendiniz mi?

RSS Kaynağımıza abone olun!

Yorumlar (0) Geri izlemeler (0)

Yorum yapılmadı.


Leave a comment

Geri izleme yok.