JET SELO, AK-GÜNDÜZ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
JET SELO, AK-GÜNDÜZ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Jet Fadıl olarak bilinen Fadıl Akgündüz 1989’da Jetpa Holding diye bir şirket kurdu. Jetpa Holding, pazarlama, inşaat, elektronik, medya, bankacılık gibi sektörlerde faaliyet gösterdi.
Jetkent-2, Jetkent-3, Jetkent-4 diye bir dizi toplu konut yapmaya başladı. Binlerce insanımız bu konutlara para yatırdı. Yurtdışındaki çok sayıda mütedeyyin vatandaşlarımızdan da “kâr payı dağıtacağım” diyerek 230 milyon euro topladı.
Bütün bu vatandaşlarımız mağdur oldu.
Devasa reklamlarla tanıttığı ilk yerli otomobil (İmza) ve Malezya’dan ithal Proton otomobilleri de fos çıktı.
2002 yılında dolandırıcılıktan tutuklandı, bir sene kadar yattıktan sonra her nasılsa “yanlışlıkla” tahliye edildi ve yurt dışına kaçtı.
Interpol kırmızı bültenle aradığı halde, Siirt’ten bağımsız milletvekili seçilmeyi başardı. Bu seçime giremeyen R. Tayyip Erdoğan’ın yapılacak ilk seçimde aday olmasının yolunu açan yasal düzenleme yapıldıktan sonra, Yüksek Seçim Kurulu Siirt seçimini iptal etti. Yapılan ara seçimde R. Tayyip Erdoğan seçilerek Başbakan oldu. Jet Fadıl bir sene kadar hapis yattıktan sonra çıktı.
Fadıl Ak-Gündüz Caprice Gold Bayrampaşa ve Maldivlerde aldığını söylediği bir adada “Caprise Gold Maldives Ebu Eyyub El Ensari House” projesinden de çok sayıda devre mülk sattı. Meğer Maldivlerde böyle bir ada bile yokmuş.
Bu şekilde “İslami Titan oluşumuyla” insanları dolandırdığı için tekrar tutuklandı.
Jet Fadıl mahkemedeki savunmasında, “8 bin 400 kişiye sattım, bunların arasında milletvekilleri, bankacılar, işadamları gibi münevver insanlar var, bu kadar münevver insanların hepsini kandırmış olabilir miyim” dedi.
Türkiye’nin en çok okunan iki yazarı aynı gün birbirinden habersiz “Fadıl Akgündüz suçsuzdur, serbest bırakılmalıdır” mealli yazı yazdı.
Sözcü’de Yılmaz Özdil “İtibarlı Fadıl bey’i tutuklayarak, kendisine büyük haksızlık yapıldığını düşünüyorum. İddiaya girerim, bugün dışarı salsalar, cezaevinin kapısında para toplamaya başlar. Sayın ahalimiz de yeni projesine para ödemek için kuyruğa girer. Dolayısıyla… Bana sorarsanız, böyle başa böyle taraktır, memlekete ekonomi bakanı olacak kadar mübarek bi adamdır.Tutuklanması hukuk skandalıdır, zulümdür. Dokunmayın Fadılıma.”
Hürriyet’te Ahmet Hakan ise “Jet Fadıl tarafından kerizlenmeye talep vardır, Jet Fadıl da bu talebe yönelik arzını sunmaktadır. Bu nedenle... Kendisi derhal serbest bırakılmalıdır” diye yazdı.
Bu görüşlere katılmayan var mı?
****************************************
BÖLME VE BÖLÜNME
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş 30.10.2013 tarihinde ABD’de yaptığı konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Kürt sorununun tartışıldığı zamanlarda biliyorsunuz, Türkiye’de kamuoyunda şu konuşulur. ‘Bölünecek miyiz, Türkiye bölünecek mi?’ En büyük tartışma konusu budur. Biz de bu soruya şu yanıtı verdik.
Türkiye’deki Kürtlerin bölüp parçalamak gibi bir niyeti yok.
Tam tersine Kürtlerin yaşadığı bölge dört parçaya ayrılmış durumda. Orayı ayıran sınırların giderek anlamsızlaşması gerekir. Avrupa Birliği gibi esnek sınırlara geçmesi gerekiyor.
Yeni sınırlar çizerek ya da sınırları değiştirerek Kürt sorununu çözme gibi bir önerimiz yok.”
Bize “çözüm süreci” denilen projeyi sevdirmek için AKP yetkilileri, “akil insanlar”, “havuz medyası” ile “merkez medya” ve bazı “sol aydınlar” elbirliği ile HDP/PKK kanadından gelen bu ve benzeri sözleri örnek gösterdiler.
“Bakın bölünmek istemiyorlar” dediler.
“Çözüm Süreci bölünmemek için son şansımızdır” gibi yorumlar yaptılar.
Her gün gazetelerdeki kalemşörlerle, TV kanallarına çıkardıkları aynı adamlar ve kadınlarla beynimizi yıkamaya çalıştılar.
“Onlar artık Türkiye Partisi oldu. PKK aleyhine konuşamadıklarına bakmayın aynı kitleden beslendikleri için buna mecburlar. Zaten arada böyle bir parti olmalı ki süreçte etkili olabilsin” diye mantık yürüttüler.
Aradan yaklaşık 2 sene geçti. Bu hafta sonu “Özyönetim” tartışmalarının yapıldığı Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Olağanüstü Genel Kurulu’nun açılışında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bu defa daha açık konuştu:
“Bu direniş zaferle sonuçlanacak, herkes halkın iradesine saygı duyacak. Kürtler artık kendi coğrafyasında siyasi irade olacak. Belki Kürtlerin bağımsız devleti de olacak federal devleti de, kantonları da özerk bölgeleri de” dedi.
Esasen 2013’de ABD’de yaptığı konuşmayı da bir defa daha dikkatle okursanız, Demirtaş’ın İran, Türkiye, Irak ve Suriye’deki Kürtlerin birleştirilmesini istediğini görürsünüz.
Yani “dört parça olan Kürdistan’ı birleştirmek” istediklerini ifade etmiş.
Bugün söylediği de aynı manada.
E şimdi bu adama “bölücü” diyebilir misiniz? (Bir ironi de biz yapmış olalım.)
Kimse Demirtaş’a kızmasın. Hatta hayal kırıklığı da yaşamasın. Dün ne diyorsa, bugün de aynısını söylemiş.
Ahmet Hakan’ın cümlesini uyarlayarak söyleyelim.
Türkiye’de bir kerizlenme potansiyeli vardır, “ÇÖZÜM SÜRECİNİN” TARAFLARI bu talebe yönelik arzlarını sunmaktadır.
İsterseniz Yılmaz Özdil’in cümlesini kullanalım:
“Bana sorarsanız, böyle başa böyle taraktır, mübarek insandırlar. Dokunmayın onlara...”
***
SAFLIĞIN BU KADARINA NE DENİR?
Galiba Türk Milletinin saf olduğu tespitleri doğru.
İki ihtimal var: Birincisi, Kürt vatandaşlarımızla birlikte yaşamayı o kadar çok istiyoruz ki, birazcık olumlu görünen bir yaklaşımla bir adım atana, biz on adım atıyoruz.
İkinci ihtimal ise, Erdoğan/ Davutoğlu ikilisi ve ekibi milletimizi efsunladı.
Hürriyet’te Ertuğrul Özkök “Hani Türkiye’nin Partisiydin Selo” başlıklı yazısında bu saf vatandaşlarımıza tercüman olmuş:
“Bizi fena halde hayal kırıklığına uğrattın. Bize dedin ki, ‘Ben Türkiye'nin partisi olacağım...’ Şimdi ‘Devlet kuracağız’ diyorsun.. Hani nerede kaldı o söz... Fena aldattın bizi... Fena yaktın içimizi... Zorda bıraktın sana güvenip oy veren milyonları... Umutlanmıştık... İnanmıştık... Sana "Hain" demiyoruz... Ama bil ki ihanete uğradık... İnanmıştık çünkü... İnanmıştık, Türkiye'nin partisi olduğuna...”
Aziz milletime yakıştıramıyorum ama lütfen sözlüklere bir bakınız:
Saflığın bu kadarına ne denir?
28.12.2015
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.