BATIDA EĞLENCE DOĞUDA SAVAŞ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
BATIDA EĞLENCE DOĞUDA SAVAŞ – Av. Ruhittin SÖNMEZ
Her yeni döneme yeni ümitlerle başlamak, üzerimizde var ise karamsarlık duygularından sıyrılmaya çalışmak insani bir davranış ve iyi bir şeydir.
Bu yeni dönem bir yılı geride bırakıp yenisine başlamak gibi bir sebebe dayanıyorsa böyle davranmak makul bir tavırdır.
Dahası yılın ilk karının yağması, tabiatın bembeyaz bir örtü ile kaplanması genellikle insanları mutlu ediyor. Böyle bir olayın yılbaşına denk gelmesi sebebiyle de geçen yılın bütün sıkıntı ve streslerinden birkaç günlüğüne de olsa kurtulmaya çalışmak anlaşılabilir ve hatta gerekli bir davranış sayılmalı.
Diğer taraftan yurdumuzun doğusunda PKK terör örgütünün fiili özerk bölgeler oluşturmasına karşı TSK’nın yürüttüğü askeri harekât devam ediyor. Bölgeden her gün gelen şehit haberleriyle canımız yanıyor. Çatışmalar ve sokağa çıkma yasakları masum halkı göçe zorluyor. Yılın ilk gününde bile 4 şehit verdik.
Buna rağmen ülkenin batısında yılbaşını eğlencelerle geçirenleri de anlamaya çalışıyorum.
Şahsen abartılmış kutlamalara, Noel baba figürleri, kukuletalarla, alkollü olarak ve batı kopyası eğlencelerle yılbaşına girenlere mesafeliyim. Alternatif İslami kutlama adı altında tarihi gerçeklere aykırı olarak (miladi takvime göre 11 Ocak olan Mekke’nin Fethi’ni 1 Ocak’a çekerek) yapılan zorlama ve Arap tarzı bir kültürün kötü kopyaları olan kutlamalara da uzağım. Ancak herkesin tercihi kendisine, istediği tarzı seçebilir.
Eskiden yılbaşında TRT tek kanalken kaliteli solistlerin, müzik gruplarının seçkin eserleri seslendirdiği programları izlerdik. Şimdi yüzlerce kanalımız var ama o tür müzikleri yayımlayan yok. Piyasadaki eğlence mekânlarında da bizim beğendiğimiz müzik kalitesini bulmak mümkün değil.
Yine de yılbaşının en azından insanlarımızın birbirini aramasına, iyi dileklerini iletmesine bir vesile olan yönünü seviyorum. Şehirlerimizin ışıklarla süslenmesi hoşuma gidiyor. Bir yılın muhasebesini yapmamıza sebep olan, “önceki yılda neler oldu, bu yılda neler olabilir?” tarzı TV programlarını faydalı buluyorum.
Ayrıca bu sene 2015 yılının son gününde Yürüyüş Yolu’nda ve yılın ilk gününde Sekapark’ta yürümekten çok mutlu oldum. Muhteşem kar manzaralarının oluştuğu İzmit’imizin bu güzel alanlarında yaşadığımız için şükürler ettim.
Allah’tan ülkemizin her yerinde, komşu ülkelerde ve bütün dünyada böylesine huzur ve barış dolu bir hayat yaşanmasını niyaz ettim.
2016 yılının okuyucularım, ülkemiz ve insanlık için iyiliklerle dolu geçmesini diliyorum.
***************************************************************
PKK İLE MÜCADELE NE İÇİN, NEREYE KADAR?
AKP kanadı Öcalan ile vardığı “Dolmabahçe Mutabakatı” ile ülkemizin bir bölümünde PKK’nın yönetiminde özerk bir devlet kurulması için anlaşmıştı. Terör örgütünün lideri Öcalan’ın serbest bırakılması ve siyasi haklarına kavuşmasının önünün açılacağını kabul etmişti. Bunun karşılığında HDP/PKK R. Tayyip Erdoğan’ın Başkan olmasına destek verecekti.
Fakat PKK örgütünün fiili lideri Cemil Bayık ve Kandildeki ekibi bu mutabakat şartlarını yeterli bulmadı. Türkiye’ye bağlı federe bir devlet yerine, bağımsız devlet veya buna yakın bir idari biçim olan konfederasyon türü bir yönetim için ısrarcı oldu. (Konfederasyona üye devletler, iç ve dış ilişkilerinde bağımsız birer devlet niteliklerini korurlar. İstedikleri zaman konfederasyondan ayrılma hakkı vardır.)
HDP ve eşbaşkanı Selahattin Demirtaş Kandil tarafında yer aldı. Böylece Çözüm Süreci her iki taraf için de buzdolabına konmuş oldu.
Şu anda süregiden çatışmaları Kandil, AKP hükümetini kendi çizgisine getirmek, yani bağımsız PKK devletine veya Türkiye’yi bir PKK devleti ile konfederasyon kurmaya razı etmek için; AKP kanadı ise Kandil’i “Dolmabahçe Mutabakatı” çizgisine çekmek için yürütmektedir.
Özetlediğim bu görüş, konuyu en iyi bilen uzmanlardan birine, Prof. Dr. Ümit Özdağ’a ait.
Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın görüşünü değerlendirmek için önce kısaca Dolmabahçe açıklamasından sonraki üç aşamayı hatırlayalım.
***
DOLMABAHÇE SONRASI SÜREÇ
· Tarih 28 Şubat 2015 idi. Dolmabahçe Sarayındaki Başbakanlık Ofisinde, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala ile İmralı heyetinde yer alan HDP’lilerin katıldığı toplantıda Dolmabahçe mutabakatı adı verilen on maddelik belge açıklandı.
· Ancak 17 Martta HDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş partisinin grup konuşmasında “Seni Başkan yaptırmayacağız” dedi.
· 20 Martta, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hükümet benimle mutabakata varmadan hareket etti” dedi. Mutabakata varılan 10 maddeye itiraz etti.
Her ne kadar mutabakat metninin açıklanmasına kadar her aşamada Erdoğan’la adeta canlı yayın bağlantısı kurulmuş ve en küçük detay için onayı alınmışsa da Erdoğan’ın bu tavrı anlaşılamamıştı.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan 29 Temmuzda, “Erdoğan’ı başkan seçtirmeyeceğiz aslında bir tahrikti. Asıl gerilimi başlatan hamle buydu” diyerek asıl ihtilafın ne olduğunu açıkladı.
***
Kandil’in konfedere bir yapı istemesinin iki sebebi olsa gerek. Birincisi konjonktür kendileri açısından çok uygun. Irak’ta Kandil IŞİD’le mücadele açısından, Suriye’deki kolu PYD üzerinden ABD, Rusya ve Esad tarafından desteklenmekte.
Bu devletler Irak petrol ve gazının Akdeniz’e naklini sağlayacak “Kürt Koridoru” oluşturmak konusunda anlaşmışlar gibi. Bu kadar uygun şartları PKK/PYD bir daha bulamayabilir.
İkincisi, Öcalan’ın ilk hedefi hapisten çıkmak. Fakat hapisten çıkar ve siyasi haklarını elde ederse Güneydoğumuzda kurulacak özerk PKK devletinin başkanı olacaktır. Tıpkı Barzani’nin Kuzey Irak’ta kurduğu devletçik gibi bir özerk devletin başına Apo’nun geçmesini Bayık istemiyor olabilir.
Bunların hepsinde de Irak, Suriye ve Türkiye (ve İran) Kürtlerinin özerk devletlerinin birleştirilmesiyle “Büyük Kürdistan”kurulması hayali var. Ancak Barzani, Öcalan ve Bayık arasında bir liderlik mücadelesi de beklenmedik bir olay değil.
Bu saikle Kandil, Apo’yu ve HDP’yi etkisizleştirmiş olabilir.
***
Şu sıralar PKK/PYD Türkiye’nin Suriye sınırında tesis etmeye çalıştığı güvenli bölge planını yok edecek şekilde bölgeye yerleşiyor. Türkiye Rusya uçağını düşürdükten sonra Suriye denkleminden çıkmış durumda. Suriye üzerine uçak bile uçuramaz olduk.
Türkiye’nin PKK’nın Suriye’deki bu hedefine ulaşmasına engel olması lazım. Ama Suriye’deki herkes bize düşman.
PKK bir süre sonra buradaki hedeflerini elde edince Türkiye’ye takviye kuvvetler getirmesi söz konusu. Bu bakımdan buralarda çok kısa zamanda netice almamız lazım.
***
AKP ve PKK arasındaki bilek güreşinin sona ermesi iki ihtimalden birinin gerçekleşmesine bağlı.
1- PKK “Dolmabahçe mutabakatı” çizgisine çekilirse (federasyona razı edilirse),
2- AKP ve Erdoğan, PKK’nın konfederasyon tarzı bir devlet kurmasına razı edilirse,
Bu ikisi de şüphesiz Türkiye’nin bölünmesine götürecektir. Her iki berbat ihtimalin gerçekleşmesi ise öncelikle “Yeni Anayasa”yapılmasına ve devletin yapısının hukuki olarak değiştirilmesine bağlı.
Çare, Yeni Anayasa safsatalarını bir tarafa bırakıp, PKK ile siyasi, ekonomik, psikolojik ve askeri alanlarda sonuç alana kadar topyekûn mücadele etmek.
İran böyle yaptı. Büyük Kürdistan’ın dördüncü parçası üzerinde konuşan var mı?
04.01.2016
Leave a comment
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.