Ahsen Okyar Söylenmek yerine söylemek lazım…

ahsen okyar
28Eyl/230

BİTSİN ARTIK SOYKIRIM YALANI! – Seyfettin KARAMIZRAK

seyfettin-karamzrakBİTSİN ARTIK SOYKIRIM YALANI! - Seyfettin KARAMIZRAK

Ermeniler yıllarca soykırıma uğradıklarını dünyaya haykırdı durdular. Kendi yeni nesilleri, ustaca söylenen bu yalan ve safsatalara inanmak zorunda kaldı. Çünkü olayı yaşayanlar, doğruyu bildikleri halde, yıllarca durumu çarpıtarak alçakça yalan söylediler. Eskilerin sahte samimiyetlerine inanan yeni nesil de bu acıklı sömürü yalanına inanmak durumunda kaldı. Oysa bu tavırları yedikleri nimete ve gördükleri insani muamelelere açıkça ihanetti.
Şimdilerde Dağlık Karabağ’ı terk eden Ermeni konvoyunu izliyoruz. Azerbaycan polisi, yollardaki insanlara sevgiyle kumanya dağıtıyor. Üstelik bu insanlar kendi otomobilleriyle, serbestçe vatanlarına dönmekteler. Azerbaycan devletinin, “gitmeyin, evlerinizde kalın” ısrarına rağmen göç etmekteler. Öyle sanıyorum ki bu teklife memnun olup kalan Ermeniler de az değil.

26Eyl/230

GELİŞMİŞ ÜLKE OLMANIN SIRRI – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sGELİŞMİŞ ÜLKE OLMANIN SIRRI - Ruhittin SÖNMEZ

Prof. Dr. İskender Öksüz Karar Gazetesinde, Ege Cansen ise Sözcü Gazetesinde yazmaktalar. Bu iki üstat düşünür/yazar son yazılarında aynı temel soruya cevap aramışlar.

İskender Öksüz Niçin gelişmiş Ülke Değiliz?” ve devamında “Toplum Sermayesi, Takım Sermayesi” başlıklı yazılarında gelişmiş ülke olmanın sırrı olarak “İnsan Sermayesi ve Toplum Sermayesini” göstermiş.

Ege Cansen “Geri Kalmış Her Toplum Ahlaksızdır” başlıklı yazısında Ahlak kavramını öne çıkarmış. Bu iki değerli yazar aynı soruya farklı cevaplar vermiş gibi.

Acaba öyle mi?

****

Önce İskender Öksüz’ün tezini özetleyelim:

“Türkiye ve Almanya’nın nüfusu aynı. İkisinin de tabii kaynakları, üç aşağı beş yukarı eşit gibi. “Üstelik Almanya 2. Dünya Savaşında harbe girip kaybetmiş, yakılıp yıkılmış buna rağmen kısa zamanda toparlıyor. Türkiye ise ne harp görmüş ne tahribat. Fakat Almanya’nın hep gerisinde.”

İskender Öksüz, madem böyle, “Almanya gelişmiş ülkelerden biri iken Türkiye neden geri kalmış bir ülke?” sorusunun cevabını arıyor.

“Cevap şuydu. Bizim İnsan Sermayemiz, Almanya’nın epey gerisindeydi.”

İskender Öksüz önce bu kavramın tanımını yapıyor: “İnsan sermayesi tek tek insanlarınızın bilgi ve becerilerinin toplamıdır. İnsanlarınızın diplomalarıdır ama aynı zamanda o diplomalarının kalitesidir de. Çalıştıkları meslekteki tecrübeleri, kaç yıldır o işte ustalaştıklarıdır.”

Türkiye’nin bu tanım içindeki iyi yaptığı tek şey diploma sayısının artırılmış olmasıdır. Her ilçede üniversite adı altında açılmış kurumların diploma verdiği ama bilgi ve beceri veremediği, yani diplomaların kalitesinin olmadığı gibi bir gerçeğimiz var. Üstelik “Eğittiklerimizi ve ustalaşanları da elimizde tutamıyoruz.”

24Eyl/230

YAHU BİZ TÜRK’ÜZ – Prof. Dr. Ahmet Bican ERCİLASUN

347413154_6482771745077751_5955306209484352703_n

YAHU BİZ TÜRK'ÜZ – Prof. Dr. Ahmet Bican ERCİLASUN

Yahu biz Türk’üz. Ne diye orasından burasından çekiştirip duruyorsunuz? Yok değiştirilemez madde olmazmış, yok Türk değil Türkiyeli imiş filan. Biz Türk’üz kardeşim. Anamız Türk, babamız Türk. Dilimiz Türk, tarihimiz Türk. İktidardakiler ve ortakları! Ne diye orasından burasından çekiştiriyorsunuz? Muhalefettekiler! Ne diye susuyorsunuz?

Bir tek Ümit Özdağ mı konuşacak? Sadece Arslan Bulut mu yazacak? Arabı marabı ne diye dolduruyorsunuz ülkemize? Suriyeli gitsin, ülkesinde yaşasın! Orada güzel güzel Arapça da konuşur, Arap kızlarıyla da, Arap oğlanlarıyla da evlenir.

23Eyl/230

Mevlid Kandili – Fahri SAĞLIK

fahri sağlıkMevlid Kandili - Fahri SAĞLIK

26 Eylül 2023 Salıyı Çarşambaya bağlayan gece Yüce Rabbimizin âlemlere rahmet olarak gönderdiği Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) mevlidi şerifini inşallah idrak edeceğiz. Hz. Muhammed Yüce Allah’ın insanlığa gönderdiği son peygamber ve bütün insanlığın ilahi rehberidir. Onun gelişiyle insanlık başta inanç, ibadet ve ahlaki yozlaşmalar konularında bireysel ve toplumsal düzeyde pek çok değişim ve gelişime şahit olmuştur.

22Eyl/230

BAKANLARI ERDOĞAN’A KARŞI – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sBAKANLARI ERDOĞAN’A KARŞI - Ruhittin SÖNMEZ
Mayıs seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanının atadığı Bakanların bir kısmının fikirleri Erdoğan’ın görüşlerine zıt. Bu durum “devletin tepesinde bir uyumsuzluk mu var?” sorusuna yol açıyor.
Ekonominin kaptanı Mehmet Şimşek ile Erdoğan’ın görüşleri daha önce de çok farklıydı. Ama önceden farklı olan fikirlerine rağmen, mademki Şimşek göreve getirildi artık Bakan ile CB arasında zıt görüşler beyan edilmemesi gerekirdi.
Mademki “ekonominin rasyonel bir zemine dönmek dışında bir seçeneği kalmamıştır” ve “kurala dayalı bir ekonomi”, “şeffaflık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk” konularında bir ilke kararı alınmıştır, bunları Erdoğan’ın beyanlarında da görmemiz gerekirdi.
Seçim öncesi uygulanan ve rasyonel olmadığı kabul edilen (faizi emirle düşürmek, döviz kurlarını KKM
belasıyla ve döviz satarak sabit tutmaya çalışmak gibi) uygulamalar için “doğruydu” dememesi beklenirdi.

19Eyl/230

BİRİ YER, BİRİ BAKAR… / Dr. Noyan UMRUK

unnamed

BİRİ YER, BİRİ BAKAR... Dr. Noyan UMRUK

Enflasyon altında ezilen yurttaş bütçeyi de finanse etti. Merkezi yönetim bütçe sonuçlarına göre yılın ilk sekiz ayında başta ÖTV ve KDV’de olmak üzere vergi gelirlerinde yüzde 100’leri aşan artışlar oldu,

19Eyl/230

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ALİ ERBAŞ’LA UĞRAŞANLAR – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sDİYANET İŞLERİ BAŞKANI ALİ ERBAŞ’LA UĞRAŞANLAR - Ruhittin SÖNMEZ
Prof. Dr. Ali Erbaş çok eleştirilen bir Diyanet İşleri Başkanı. Ancak Başkan olarak Ak Parti iktidarının uyguladığı politikaların en önemli ayaklarından birini oluşturduğu için koltuğunda çok rahat
oturmakta.
Ali Erbaş’a yönelik eleştirilerin temelinde O’nun Diyanet teşkilatını, Cami ve Kur’an kurslarını
siyasileştirmesi, Atatürk’e ve Cumhuriyetimizin kurucu büyüklerine saygısızlığı gibi sebepler
var.
Milli bayramlarda ve İstanbul, İzmir gibi şehirlerimizin kurtuluş günlerinde Mustafa Kemal Atatürk’ün adını dahi anmayan hutbeler okutturması Milliyetçi ve Atatürkçü kesimlerin öfkesine yol açıyor.
Erbaş’ın, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı olduğu bilinen, “Keşke Yunan galip gelseydi” sözlerini
söyleyen fesli Kadir Mısıroğlu’nu (cübbesini de giyerek) ziyaret etmesi unutulmuyor.
Milliyetçi ve Atatürkçüler “dinci” muktedirleri ve bunların “baş tacı olan Ali Erbaş’ı” milyonlarca
insanımızı dinden soğutmak, ateizm ve deizme kaymalarına sebep olmakla suçluyor.
Atatürk’ün kurduğu, Rifat Börekçi, Ahmet Hamdi Akseki, Ömer Nasuhi Bilmen gibi bilginlerin Başkanlık yaptığı bir kurumun başındaki kişinin bu eleştirilere muhatap olması çok üzücü.

16Eyl/230

Seyyah-ı Zengin Mîrim Çelebi… / Ramazan BAKKAL

indir

Seyyah-ı Zengin Mîrim Çelebi... / Ramazan BAKKAL

TRT’den Cengiz Baysal başta olmak üzere birçok arkadaşım “Ramazan Bakkal, market olamadın gitti” diye takılırdı. Yıllarca başka dostlar da benzer şekilde takıldılar. Halen de sürer. Tevafuk mudur bilinmez, Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi Kötahya’dan hemşerim olduğundan belki.

Kasımpaşa’da çingene çadır komşusundan şikayetçi. “Haaakim bey civcivimi çaldı. Büyüyüp kocamaan oroz olacaadı...” Davalı durur mu “Abe haakim bey bu karı benim dabancamı çaldı. Büyüyüp kocamaan tüfenk olacaadı”...

Teşbihde hata olmazmış. Evliya fakirmiş, atla deve ile, gemi ile dünyayı dolaşmışsa, biz de atla deveyle gidelim? Biniveririz ızlı tenciklere... Gidiveririz Angara’lara, İsdambol’lara... Yapıveririz ısımların düğüncüklerini, evlendiriveririz kızcaazları, oğlancıkları... Ziyaret ediveririz hocalarımızı... Sorurveririz deneycikleri . Öğreniveririz Faraday’ın kelle koptuktan sonra göz kırptığını.. Toplayıveririz yönetim kurullarımızı. Konuşuveririz mesleki eğitim işlerini, matematik çalıştaylarını... Yetmedi bir de radyo programına katılır söyleyiveririz bilim türkülerini, teknoloji masallarını.....

16Eyl/230

Ayete’l-Kürsî – Fahri SAĞLIK

fahri sağlıkAyete’l-Kürsî - Fahri SAĞLIK

    Arapça olarak okunuşu “آيَةُ الْكُرْسِي” “Âyetü’l-Kürsî” şeklindedir. Türkçede telaffuzu ağır olduğundan dile kolay gelmesi için söylenişi “Ayete’l-Kürsî” şeklinde yaygınlaşmıştır. Yazımda ben de Ayete’l-Kürsî ismini kullanacağım.

Ayete’l-Kürsî Bakara suresinin 255. Ayet-i kerimesidir. Meâli:

“Allah kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Diridir, kayyumdur. Onu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. İzni olmaksızın onun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar onun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. Onun kürsüsü bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek ona güç gelmez. O, yücedir, büyüktür.”

15Eyl/230

ACILARIN SEBEBİNİ DUYMAK ÇOK SIKICI – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sACILARIN SEBEBİNİ DUYMAK ÇOK SIKICI - Ruhittin SÖNMEZ

İktidara ve RTE’ye oy veren vatandaşlarımız da aslında birçok şeyin farkında. Devleti yönetenlerin ekonomide, dış politikada olduğu gibi eğitim, kültür, sağlık, güvenlik, din, hukuk konularında da büyük yanlışları olduğunu görüyor. Sorunları çözme konusunda yönetme becerisini kaybettiğini en azından hissediyor.

Sadece “yönetme becerisi yetersizliğini” görse bu kadar acı duymayacaklar. Fakat toplumun büyük kesiminin “derin yoksulluk” girdabına sürüklendiği sırada bile bir küçük zümrenin zenginleşmesi ve şatafat içinde yaşamasından bir an geri durmadığını da biliyorlar.

Son seçimde “dolar düşmese de olur, benzin 50 TL, soğan 100 TL olsa da razıyız, yeter ki ezan susmasın, bayrak inmesin” diye oy verenler de çok şeyin farkında.

Seçim sonrası politikaların asla vaat edilen gibi olmadığını, kötü yönetimlerinin cefasını geniş kitlelere çektirenlerin israf ve şatafatlı yaşantılarından asla vazgeçmediklerini görüyor.

Başını sokacak bir ev, karnını doyuracak kadar bir beslenme ve hastalandığında ilaç alabilmek gibi kaygıları olan, medeni bir yaşantıyı hayallerinden bile çıkarmış kitlelerin tepkisizliği neden?

Doktorlar, mühendisler ve gençler yurtiçinde umutlarını kaybettikleri için sessiz sedasız yabancı ülkelere göçüyor. Hak ettikleri ekonomik ve sosyal şartları ülkemizde elde etmek için iktidara tepki göstermeden gidiyorlar. Neden?

Nüfusun üçte ikisinin geliri açlık sınırı altında. Ve bu kitleler suskun. İlk öğretime giden çocuklarının beslenme çantalarına bir sandviç koyamayan, orta ve yüksek öğretimdeki çocuklarının cebine öğle yemeği parası koyamayan veliler sessiz ve mütevekkil.

Bu yaşanan acıların kötü yönetimin eseri olduğunu itiraf edemeseler de biliyor veya hissediyorlar.

Ama bu acıları çeken vatandaşlarımız bu gerçeği duymak bile istemiyorlar. Biliyorum ki bu ve benzeri cümleleri okumaktan bile sıkılıyorlar.

13Eyl/230

TOPLUMSAL YAŞAMDA ETİK – Seyfettin KARAMIZRAK

seyfettin-karamzrakTOPLUMSAL YAŞAMDA ETİK - Seyfettin KARAMIZRAK
Etik, her şeyden önce istenilecek bir yaşamın araştırılması ve anlaşılmasıdır. Yani bütün
etkinlik ve amaçların yerli yerine konulması; neyin yapılacağı ya da yapılamayacağının; neyin
isteneceği ya da istenemeyeceğinin; neye sahip olunacağı ya da olunamayacağının bilinmesidir.
Kısacası etik, insan tutum ve davranışlarının; “iyi-kötü, doğru-yanlış” açısından değerlendirilmesidir.
Etik, ahlaki davranış, eylem ve yargıları ilgilendiren bir konu olarak bilimin önemli bir parçası ve sistematik bir çalışma alanıdır. Ahlak yanlış-doğru, iyi-kötü, erdem ve kusur ile davranışları ve
davranışların sonuçlarını değerlendirme ile ilgilidir.
Ahlak(aktöre - morality), huy, mizaç, yaratılış anlamına gelen “hulk“ sözcüğünün çoğulu olup, insanlar arası ilişkilerde uyulması gereken tinsel (manevi) ilke ve kuralları içerir.
Ahlakın etkisi, yaptırımı, zorlayıcı gücü, insanın vicdanıdır. İnsan, duygusunu, düşüncesini,
davranışını, tutumunu, eylemini “vicdanının sesine” kulak vererek doğru-yanlış, iyi-kötü, olumlu-
olumsuz olarak değerlendirir. Böylece birey, kendisi ile başkaları arasındaki ilişkilerde denge, düzen,
denetim ve uyum sağlar.

12Eyl/230

BİR TARAFTA AÇLAR, BİR TARAFTA ŞATAFAT VE İSRAF VARSA – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sBİR TARAFTA AÇLAR, BİR TARAFTA ŞATAFAT VE İSRAF VARSA - Ruhittin SÖNMEZ

Bir tarafta milyonlarca kişi açlıkla mücadele ederken, diğer tarafta lüks, şatafat ve israf alıp başını gitmişse burada çok ciddi bir sorun var demektir.  Sorunlarımızın sebebi kaynak kıtlığı değil, merhamet eksikliğidir. Ben bu adaletsizliklere itiraz ediyorum. Daha adil bir TÜRKİYE’nin mümkün olduğuna inanıyorum.

İnancımız, kültürümüz, kökenimiz ve siyasi inancımız ne olursa olsun hepimiz 85 milyonluk büyük TÜRKİYE ailesinin birer ferdiyiz. Ülkemizin kaynaklarının adaletsiz paylaşımına itiraz ediyorum.

AKP yandaşı olan bazı okurlarım başlığa ve ilk iki paragrafa bakıp hemen “kardeşim işin gücün iktidara muhalefet etmek, yeter artık” diye düşünmüş olabilir.

Fakat bu başlıktaki mesajın neredeyse aynısını Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın G20 Liderler Zirvesi'ndeki konuşmasında söylediğini duyunca bana haksızlık ettiklerini anlayacaklar.

Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın cümlesi Türkiye ile alakalı değil, dünyadaki gelir dağılımı bozukluğuna dair. RTE’nin ifadesi şöyle:

"Bir tarafta 735 milyon kişi açlıkla mücadele ederken, diğer tarafta lüks, şatafat ve israf alıp başını gitmişse burada çok ciddi bir sorun var demektir.  Sorunlarımızın sebebi kaynak kıtlığı değil, merhamet eksikliğidir. Türkiye olarak biz bu adaletsizliklere itiraz ediyoruz. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz."

“İnancımız, kültürümüz ve kökenimiz ne olursa olsun hepimiz 8 milyarlık büyük insanlık ailesinin birer ferdiyiz” diyen Erdoğan dünya kaynaklarının adaletsiz paylaşımına dikkat çekti.

Peki, benim bu iki cümleyi Türkiye için kullanmamı haksız kılacak bir durum var mı?

Şimdi aşağıdaki rakamlara bakıp birlikte karar verelim.

****************************

10Eyl/230

YUNAN YAYILMACILIĞI DURMADAN NORMALLEŞME, YAYILMACILIĞI TEŞVİK EDER – Sabahattin İSMAİL

indirYUNAN YAYILMACILIĞI DURMADAN NORMALLEŞME, YAYILMACILIĞI TEŞVİK EDER – Sabahattin İSMAİL

8 Eylül 2023 Cuma Kıbrıs Gazetesi / Günün yazısı

Yunanistan, Türkiye ile dostluğun temelini teşkil eden Lozan Anlaşmasını defalarca ihlal etti, ediyor...

Adalar Denizi’nde kara sularını 3 milden 6 mile çıkardı, yetmedi, 6 milin üzerine çıkarmak için fırsat kolluyor. Hedefi 12 mile çıkarıp, Adalar Denizi’ni bir Yunan gölü haline getirmek...

Buna, paralel olarak, Adalar Denizi’nde hava sahasını kapatmaya çalışıyor....

Durup dururken FIR Hattı sorununu da yarattı...

Seville Üniversitesi’ne yaptırdığı uyduruk harita ile Türk kıta sahanlığını gasp etti. Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne hapsetmek ve denizlerdeki doğal kaynaklara el koymak istiyor. Kıta sahanlığımız içindeki Türk balıkçılara hedef gözeterek ateş açıyor...

9Eyl/230

Haşr suresinin son üç ayet-i kerimesi – Fahri SAĞLIK

fahri sağlık

Haşr suresinin son üç ayet-i kerimesi - Fahri SAĞLIK

    Bu ayet-i kerimeler ile ilgili genel bir bilgilendirme ve değerlendirmeyi geçen hafta sizlere arz etmiştim. Bu yazımda merhum Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın “Hak Dini Kur'an Dili” adlı tefsirindeki değerlendirmeleri esas alarak daha kapsamlı izahlarda bulunmak istiyorum.

Ayet-i kerimelerin başında merhum hocamız günümüzde de spekülasyonu yapılan “ALLAH” ismi şerifi üzerinde orijinal değerlendirmeler sunuyor. O’na göre; “Allah” gerçek ilâhın özel ismidir. Daha doğrusu zat ismi ve özel ismidir. Yüce Allah varlığı zaruri olan öyle bir zattır ki, gerek nesnel ve gerek öznel varlığımızın bütün gidişatında varlığının zaruretini gösterir ve bizim ruhumuzun derinliklerinde her şeyden önce Hakk'ın zatına ait kesin bir tasdikin var olduğu inkâr kabul etmez bir gerçektir.”

8Eyl/230

DEVLET YALAN SÖYLER Mİ? – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sDEVLET YALAN SÖYLER Mİ? - Ruhittin SÖNMEZ
Mayıs ayında yapılan seçimler öncesi en önemli müjdelerden biri Karadeniz’de bulunan doğalgaz
idi.
Haziran 2022’de, CB Erdoğan 2023 ilk çeyreğinde ilk fazda üretilecek günlük 10 milyon (aylık
300 milyon) metreküp doğal gazın millî iletim sistemimize aktarılacağını söylemişti.
Erdoğan 20 Nisan 2023’te yani 14 Mayıs cumhurbaşkanı seçimlerinden hemen önce “Karadeniz doğal gazını devreye aldık” dedi. Devreye alındığına dair görkemli bir açılış programı yapıldı.
Cumhurbaşkanı “1 yıl boyunca evlerimizdeki mutfak ve sıcak su tüketimi için gereken doğal gaz
ücretsiz olacaktır. Ayrıca önümüzdeki 1 ay boyunca konutlarımızda ısınma dâhil tüm doğal gaz
tüketiminden de ücret almayacağız” sözünü verdi.
Nitekim bu söz gereği aylık 25 m3’e kadar olan mutfak ve su tüketiminde kullanılan gaz ücretsiz
verilmekte. Aylık 120-150 TL’lik gazın ücretsiz verilmesi seçim kampanyasında çok abartılı bir
şekilde kullanıldı.

7Eyl/230

Menendez’in Türk Düşmanlığının sebebi ne? – Prof. Dr. Ata ATUN

indirMenendez’in Türk Düşmanlığının sebebi ne? - Prof. Dr. Ata ATUN Dekan, Kıbrıs İlim Üniversitesi

KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı

New Jersey'in en kıdemli ABD senatörü olan ve Senato Dış İlişkiler Komitesi'nin başkanlığını yürüten Demokrat Bob Menendez, ABD Senatosuna seçildiği günden beri Türklere nefret kusup, Yunanları, Yahudileri ve Ermenileri desteklemekte.

Şöyle bir göz atınca nefretin sebebi anlaşılıyor esasen. Senatör Menendez ABD doğumlu. Annesi Evangelina Menedez ve Babası Mario Menendez Katolik. Ecdatlarının Küba’ya İspanya’dan göç ettiği, ailenin de 1953 yılında Küba’dan ABD’ye göçtüğü biliniyor. Babasının ABD’ye göç etmesinden hemen sonra Yahudi bir firma için kravat imal etmesi nedeni ile çocukluğundan beri Yahudi cemaati ile arası çok iyi.

5Eyl/230

RÜŞVETLE MÜCADELE YARGIDA MI SİYASET MEYDANINDA MI OLUR? – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin s

RÜŞVETLE MÜCADELE YARGIDA MI SİYASET MEYDANINDA MI OLUR? - Ruhittin SÖNMEZ

AK Parti Ankara İl Başkanı Hakan Han Özcan, Ankara Büyükşehir'le ilgili bir rüşvet iddiasında bulundu.

ABB’nin iştiraklerinden “Halk Ekmek’te bir rüşvet şebekesi var, (20-40 bin TL) para karşılığı işe alım yapıyorlar” diyen Özcan, bu şekilde rüşvet karşılığı 200 civarında işçi alındığını iddia etti.

Bu iddia önemli bir suç ihbarıdır. Böyle bir suç şebekesi varsa ve Hakan Özcan bu bilgiye sahipse, bunu açıklayarak suçluların ortaya çıkarılması için bir vatandaş olarak doğru yapmıştır.

Hukuken “Suçluların cezalandırılmasını devletten istemek, kişi açısından bir hak olduğu gibi; herhangi bir suç̧ olgusunun gerçekleştiğini öğrenen kişinin, durumu suçu takibe yetkili makamlara bildirmesi, aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu itibarla, herhangi bir suç̧ olgusunun gerçekleştiğini öğrenmesine rağmen durumun suçu takibe yetkili makamlara bildirilmemesi, Türk Ceza Kanunu’nda bir suç olarak tanımlanmıştır.

“Suçu bildirmeme” başlığını taşıyan TCK m. 278 uyarınca;

“İşlenmekte olan veya işlenmiş̧ olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması hâlen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Hakan Özcan’ın yapması gereken şey, bu iddiasının belgelerini de vererek yetkili makamlara başvurması yani savcılığa suç duyurusunda bulunması ve İçişleri Bakanlığı’nın teftişini istemesi idi. Bunları yapmadığı anlaşılıyor.

Hakan Özcan suç duyurusunda bulunmasa bile kamuya açık olarak bu açıklamaları yaptığı için C. Savcılarının harekete geçerek soruşturma başlatması, Bakanlığın da inceleme yapmak üzere müfettiş göndermesi gerekirdi.

İktidar partisinin Ankara il başkanının böyle bir iddiasını hem savcıların ve hem de İçişleri Bakanlığı’nın görmezden gelmesi iddianın ciddiye alınmadığı anlamına gelir mi bilemiyorum.

2Eyl/230

HÜVALLAHULLEZİ – Fahri SAĞLIK

fahri sağlıkHÜVALLAHULLEZİ – Fahri SAĞLIK

Halkımız arasında “Hüvallahullezi”olarak bilinen 3 ayet, Haşr Suresinin sonunda yer almaktadır. Fazileti ile ilgili şöyle bir rivayet nakledilmiştir. Malik b. Yesâr`ın rivayetlerine göre Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim sabahleyin üç defa "Euzubillahis-Semî`il-Alîmi mines-şeytanirracım" der, sonra Haşr suresi`nin sonundaki üç ayeti okursa Allah kendisine yetmiş bin melek vekil kılar, bunlar akşama kadar o kişiye dua ve istiğfar ederler. Eğer o gün vefat ederse şehid olarak ölür. Bunu akşamleyin okuyan da aynı derecededir." (Tirmizî, Müsned).

1Eyl/230

TÜRKİYE UÇUYOR, YOLCULAR UYKUDA – Ruhittin SÖNMEZ

ruhittin sTÜRKİYE UÇUYOR, YOLCULAR UYKUDA - Ruhittin SÖNMEZ
Havacılık konusunda yazı ve programlarıyla tanıdığımız Güntay Şimşek, Habertürk’teki son yazısında, “uçağa bindiğinizde neden uykunuz gelir?” sorusunun cevaplarını verdi.
Gerçekten “yolculuk öncesi iyi bir şekilde uykunuzu almanıza rağmen, henüz rutin uyku saatinize de
epeyce zaman varken” bile çoğu zaman uçakta uykunuz gelir. Güntay Şimşek bunun sebeplerini şöyle açıklıyor:
 İlk ve en önemli sebep “düşen kabin basıncı” imiş. Düşük kabin basıncı uykunuzu getirirmiş.
“Pilotlar bazı hava muhalefeti durumunda uçakların irtifasını sert bir şekilde düşürüyor.
Özellikle son dönemlerde yaşanan küresel ısınmadan kaynaklanan türbülanslar pilotları bu
duruma sevk etmeye başladı. Pilotlar uçuş güvenliği için bunu yaparken bu durumda
yolcuların içi çekiliyor ve uykuları geliyor. İrtifa düşüşlerinde de uykunuz gelebilir.”
 Yolcuların uykusunu getiren başka bir sebep ise uçuş yönünün güneşin doğuşu yönünde olması
imiş. “Cam kenarında, güneşin geldiği taraftaysanız mayışıp uyur kalırsınız.”
 Uçakların bazen “koltuklarının tasarımı, renk uyumu ve kabin içi atmosferi o kadar rahat
olabilir ki” yolcuları adeta uykuya davet eder.
 Eğer uzun uçuşlar öncesi uykunuzu almadan uçağa bindiyseniz daha çok uyuyabilirsiniz.
 Korku veya hastalık gibi sebeplerle, yolculuğa başlamadan uyku ilacı aldıysanız, yine uzun süreli
bir yolculuğun çoğunu uykuda geçirerek daha rahat ve konforlu bir yolculuk yapabilirsiniz.

31Ağu/230

HAKKINDA ÇOK AZ BİLGİYE SAHİP OLDUĞUMUZ BİR EFSANE, Papa EFTİM…

369725982_1494008011351996_3713299651643825823_n

 HAKKINDA ÇOK AZ BİLGİYE SAHİP OLDUĞUMUZ BİR EFSANE, Papa EFTİM...
Mustafa Kemal ATATÜRK'ün " baba" diye hitap ettiği, Karamanlı Türk, Ortadoks hristiyan patriği. 
" Bizler, Anadolu Türk Ortodokslarıyız Yunanlı değiliz, şanlı Türk milletinin evlatlarıyız!" diyerek, tereddüt bile etmeden Türk milletinin yanında olmayı seçti.
Memleketi, Keskin'den yayınladığı beyannamede "Yunanlı değiliz, şanlı Türk milletinin evlatlarıyız!" diye haykırdı.
Papa Eftim, delege olmadığı halde Sivas Kongresi'ne katıldı. Dönüşte, Keskin'de bir miting düzenleyerek İstanbul Hükümetini tanımadığını ve yalnız Mustafa Kemal Paşa'dan emir alacağını duyurdu.
Papa Eftim'in milli mücadelede yaptığı işler, emperyalizmin öyle zoruna gitmişti ki, yüz yıl sonra Papa Eftim'in torunu Sevgi Erenerol, Ergenekon kumpasında yargılanıp müebbet hapis cezası aldı. Suçu Papa Eftim'in torunu olmak, onun fikir ve düşünceleri yaşatmaktan ibaretti. 
Kumpas savcısı firari Zekeriya Öz ,Eftim'in torunu Sevgi Erenerol'u tutukladı ve sorgusunda “Siz nasıl bir Hristiyansınız? Hz. İsa’dan çok Atatürk’ten bashediyorsunuz” sorusuna, “Çünkü ben Papa Eftim’in torunuyum, yani Mustafa Kemal’le birlikte bu vatanı Yunan'a vermeyen kişinin torunuyum” diye cevap verdi.
M.Aydın
Kategori: Makale Yorum yok