
BUNLAR MUTLAKA BİLİNMELİ – Halil ALTIPARMAK
BUNLAR MUTLAKA BİLİNMELİ - Halil ALTIPARMAK
Ülkenin içinde bulunduğu durumu uzun zamandan beri yazıyor, çiziyor ve insanımıza aklımızın erdiğince bildiklerimizi söylemeye çalışıyoruz.
Yaşananların altında yatan mesele şudur:
Mustafa Kemal ATATÜRK’ü ve yiğit silah arkadaşlarını silmek ve Millî Mücadeleyi yok saymak.
Ne adına?
İslâmiyet görüntüsü, kisvesi, maskesi, aldatmacası altında Türk Milletini Anadolu’da zayıflatıp, Türk Dünyası’nın birlikteliğini engellemek ve Çanakkale ile Millî Mücadele’nin intikamını almak adına.
“MUSA, KONUŞSANA!” Süleyman PEKİN
“MUSA, KONUŞSANA!” - Süleyman PEKİN
Rivayet odur ki Mikelanj Hz. Musa’nın heykelinin öyle güzel yapmış ki canlı gibiymiş. Heykeltıraş dayanamayıp “Konuşsana, Musa!” demiş.
Kimi güzel sanatlar üzerinden kendini Tanrı zanneder, peygamber heykeliyle konuşmak ister. Kimi çırılçıplaktır, kendini kral zanneder. Kimi Hizbullah’ı Hizbüşşeytan ilan eder, Firavun’un izinden gidenler ile Musa’nın izinden gidenleri bi güzel taksim ederek Kur’anı inzal edenden daha iyi bildiğini ima eder.
Siz her dem Musasınızdır, Muhammedsinizdir, Alisinizdir, Fatihsinizdir; karşınızdakilerse her daim alçak ve şerefsiz. - Hâşâ - Allah emrinizde; dualarınıza icabet edecek, sandıklara müdahale edecek, ihaleleri halledecek, darbecileri kahredecek, sizi de Peygamberlerle haşredecek. Kudret helvası ve bıldırcın eti de cabası..
Bu İhvan mıymış Musa’nın izinden giden? Bu İhvan değil mi Batı emperyalizmine karşı Mısır petrollerini millîleştirerek meydan okuyan Nâsır’a suikast düzenleyen? Bu İhvan değil mi silahlı eylemlerle Mısır tarihine giren?
Çevremizde oynanan oyunlar – Doğan AYDIN
Çevremizde oynanan oyunlar - Doğan AYDIN
Medeni batı dediğimiz, başta Amerika, Avrupa ve hamisi oldukları İsrail’in, Osmanlı’yı yıktıktan sonra kurdukları devletçikler nedense bir türlü huzura eremediler.
Kuruldukları günden beri medeni batının iktidara getirdiği askerler tarafından yönetilen bu ülkeler, ya içlerinde birbirleri ile savaştılar ya da komşuları ile…
Bu savaşta bazen batının geliştirdiği silahların deneme üssü oldular, ya da bizatihi silah tüccarlarının ağına düştüler. Milyarlarca dolar silahlara yatırılırken karşılığında ülkelerinin öz kaynaklarıyla medeni batının refahına refah kattılar.
Halkının ekserisinin ehlisünnet olduğunu bildiğimiz bu ülkelerin, dini sebeplerle de yıpratılmış olmalarının, katledilmelerinin, sürülmelerinin mümkün olacağını unutmamak gerekir.
DEMİREL, ERBAKAN, MURSİ, ERDOĞAN – Av. Ruhittin SÖNMEZ
DEMİREL, ERBAKAN, MURSİ, ERDOĞAWN – Av. Ruhittin Sönmez
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 35 yıllık siyasi hayatında “6 kere gitmiş, 7 kere gelmişti.” Siyasi hayatı boyunca iki defa askeri darbeye maruz kaldı. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980’deki darbelerin ardından, “şapkasını alıp gitti.” Darbelerin, partilerin, siyasetçilerin ve demokrasinin gelişmesini engellediğini, özellikle siyasetten yasaklı olduğu yıllarda, her fırsatta dile getirdi.
“Siyasilerin, sadece seçimle işbaşına gelmesi veya seçimi kaybederek görevi kazanana devretmesinden başka demokratik ve meşru bir yol olmadığını anlatmaya çalıştı. Ancak, ‘postmodern darbe’ olarak nitelenen ve Refahyol’un iktidardan uzaklaşmasına yol açan 28 Şubat sürecindeki rolü hep tartışıldı.”
Prof. Dr. Necmettin Erbakan da siyasetin sert esen rüzgârlarına göre şeker kamışları gibi gerekirse yere kadar eğilmiş, fakat rüzgâr kesilince yine dimdik ayağa kalkmayı başarmıştı. Partilerinin kapatılması, siyaset yasakları arasında üç defa Başbakan Yardımcısı, bir defa da Başbakan olmayı başardı. Kurduğu Milli Nizam Partisi Anayasa Mahkemesi kararıyla, Milli Selamet Partisi 12 Eylül 1980 darbesinden sonra kapatıldı. 10 yıl siyaset yasağı aldı. 1987 de halk oylamasıyla tekrar siyasete döndü. Bu defa kurduğu Refah Partisi ile birinci parti olarak Başbakan oldu.
1995 seçiminden birinci parti olarak çıkan Refah Partisi’nin Doğru Yol Partisi ile kurduğu koalisyon hükümeti, 1997 yılında “28 Şubat süreci” adıyla bilinen “post-modern” darbe sonucu iktidarı bırakmak zorunda kaldı.
Kobiler’de İletişim Sorunu – Şeyma Saraç
Kobiler’de İletişim Sorunu – Şeyma Saraç
Kobilerdeki problemlerin en başta gelenlerinden birisi iletişim sorunu desem, sanırım bana katılırsınız.
Sylvine Herpin yanlış anlamalar konusunda bakın ne demiş;
“9 Olasılık; Düşündüğünüz,
söylemek istediğiniz,
söylediğinizi sandığınız,
söylediğiniz,
karşınızdakinin duymak istediği,
duyduğu,
anlamak istediği,
anladığını sandığı,
anladığı arasında farklar vardır.
Dolayısıyla insanların birbirini yanlış anlaması için en az 9 olasılık vardır…”
Bu Nasıl Yönetim? – Feyzullah BUDAK
Bu Nasıl Yönetim? - Feyzullah BUDAK
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’yi çok iyi yönettiğini iddia ediyor. Her hali ve her söylemiyle ”bugüne kadar hiç kimsenin onun kadar başarılı bir yönetim ortaya koyamadığını” ifade ediyor. Dahası bazı saf diller de buna inanıyorlar.
Bunun ne kadar doğru olduğuna şöyle kısaca bir bakalım mı?
AKP iktidarından sonra Devletin mali yapısını alt üst eden yasal değişikliklerle bu ülkede kamu harcamalarının denetlenme imkanı kalmadı. Son on yılda yapılan mali mevzuat değişiklerinden dolayı harcamacı kurumlar neredeyse tamamen Maliye Bakanlığı kontrolünün dışına çıktı. Maliye Bakanlığı harcamaları denetleme ve harcamaların yasalara uygun yürütülmesini sağlama imkanını kaybetti. Kendilerine uyum sağlama adına devlet yapımızı bozduğumuz Avrupa devletlerinin uzmanları bu halimizi şaşkınlıkla izliyorlar ve bize “bunu sizden kim istedi? Nedir bu kendi devletinize kastınız?” diyorlar. Bu mudur iyi yönetim?
Irak Türklerin bugünkü durumları – Sadun KÖPRÜLÜ
Irak Türklerin bugünkü durumları - Sadun KÖPRÜLÜ
Irak başına gele iktidarlar, dikta rejimleri eski dönemlerde olduğu gibi her türlü baskılarını, asimilasyon, acı politikaları Irak Türklerini yok etmek, sindirmek, ortalıktan kaldırarak, kendi toprak, ülke, yerlerinden uzaklaştırmak, göçe zorlamakla her türlü sistematik politikalarını uygulamak için her bir türlü yola vurmaktadırlar.
Eskiden İngilizler politikalarında Türk, Türkmen arasında ayrım yapmakla uğraşarak Türkmen sözü, Türk sözcüğü yerine kullandırmak için yıllar uğraşmıştır bir milleti ikiye bölmekle uğraşan İngilizler, Sonradan Molla Mustafa Barzani ve Komünistler Türklere Turanı, Turancılar kullandılar.
35 Sene Arap BAAS partisi rejimi Saddam döneminde ağırlığıyla Irak Türklerine yüklenerek çok farkı politikayı gerçekleştirmek için tüm yollara baş vurmakla tam olarak Türkleri yok etmek, kendi ana topraklarından bölgelerinden, dillerinden, gelenek, görenek, kültürlerinden, kimliklerinden uzaklaştırmak uzun yıllar uğraştı, çalıştı.
Irak’ın güneyine, doğusuna Arapları göndererek Kerkük tüm Türkmen bölgelerini Araplaştırmak için yüz binlerce Arapları, güneyden, Arap devletleri, Filistin, Gazze, Libya, Mısır, başka ülkelerden getirerek paralar dağıtarak yerleştirmişti.
İLERİ DEMOKRASİDE İLERLERKEN! – Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL
İLERİ DEMOKRASİDE İLERLERKEN! - Prof. Dr. Mustafa E. ERKAL
Aydınlar Ocağı her Ramazan’da olduğu gibi Allah’ın rahmetine kavuşmuş olan üyeleri için dün mevlid okuttu. Rahmetli üyelerimizi ve hocalarımızı, unutmamak ve unutturmamak daima hizmetlerini anmak, biz yaşayanların görevi olmalıdır. İsim listesi şimdi tam sayfaya dayanmış durumdadır. Liste; Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu, Ekrem Hakkı Ayverdi, Prof. Dr. Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Nihat Sami Banarlı, Sait Bilgiç, Fethi Gemuhluoğlu, Prof. Dr. Ayhan Songar, Prof. Dr. Muharrem Ergin, Ahmet Kabaklı, Prof. Dr. Faruk Kadri Timurtaş, Prof. Dr. Tahsin Banguoğlu, Enver Yakupoğlu, Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Prof. Dr. Erol Güngör, Prof. Dr. Mehmet Eröz, Prof. Dr. Recep Doksat ile başlamakta; bu yıl kaybettiğimiz Altan Deliorman, Prof. Dr. Turan Yazgan, Prof. Dr. Oktay Aslanapa ve Mustafa Öncel ile son bulmaktadır. İlgilenip mevlüde katılanlara ve haber olarak yayınlayan Yenicağ’a teşekkür ederiz.
TARAFSIZ TÜRKLER VE BURSA NUTKU… / Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
TARAFSIZ TÜRKLER VE BURSA NUTKU… / Av. Özcan PEHLİVANOĞLU
“Kürt Nemrut Mustafa Paşa Divanı” nedir ve bu divana yani mahkemeye adını veren paşa kimdir? Bu divan hangi saik ile ne gibi yargı kararları vermiştir? Bunları bu gün çok daha iyi bilmemiz lazım… Çünkü günümüz mahkemelerinin asrın davaları denilen davalar hakkında verdiği kararları, anlayabilmek için en azından yakın tarihimizde kara bir leke teşkil eden bu divanı yani mahkemeyi ve kararlarını öğrenmemiz gerekiyor.
Türk Milleti; bunları bilmediği için başına gelecek olanı, bu nedenle, halen kavrayabilmiş değil… Halbuki çok değil, 95 yıl önce Sevr Anlaşması gereği başta İstanbul olmak üzere Anadolu; İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan Ordularının, ABD destekli işgali altındaydı.
İzmir’le yetinmeyen Yunan Ordusunun, Anadolu’da ki ilerleyişi karşısında, Türk Milleti; hazırlıksız ve tedbirsiz en önemlisi de ne yapacağını bilmez bir halde olduğundan, hiç bir şey yapamıyordu… Bu günkü şer kuvvetlerin ilerleyişi karşısında bir şey yapılamadığı gibi!
BU MU ADALET VE HATTA VİCDAN – Halil ALTIPARMAK
BU MU ADALET VE HATTA VİCDAN - Halil ALTIPARMAK
Yapılmamış bir işten, gerçekleşmemiş bir girişimden ve yalan üzerine kurulmuş bir davadan sonra insanlara yıllar, hatta müebbetler vereceksin, yetmeyecek, bazılarına iki müebbet vereceksin.
Bu cezayı alanlar arasında, aynı düşüncede olmadığım, dünya görüşümüzün asla uyuşmayacağı bir takım insanlar var, elbette. Ancak, bu önemli değil.
Konu; vicdan, vicdan.
Bir tarafta, bu milletin kanını dökmüş, bölücülük yapan, bu devleti yok sayan, bölünmek isteyen ve her gün en ağır sözleri, devlete, millete söyleyen, kendi sözüm ona şehitliğini terörist grubunun silahlı bekçiliğiyle yapan bir terörist grupla kucak kucağa yaşamak, bir tarafta da bu terörist grupla savaşan kişilere müebbetler vermek.
Bu, vicdan meselesi değildir de nedir?
İşte kavanoz ve iki fincan kahvenin hikayesi..
BUNU OKUMAK SİZE İYİ GELECEK..
Ne zaman; hayatında bazı şeyler çekilmez hale gelirse,
Ne zaman; yirmi dört saat kısa gelmeye başlarsa,
O zaman; kavanoz ve iki fincan kahveyi hatırlayınız…
Oğullarım Burak ve Murat’ın Endüstri Meslek Lisesinden öğretmenleri olan Sevgili Musa Çoşkun Başkanım facebook’ta paylaşmış.. Bu bayram günü istifade edilmesi temennisi ile..
RAMAZAN BAYRAMI – Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU
RAMAZAN BAYRAMI - Av. Zeki HACIİBRAHİMOĞLU
Yazıma bütün Müslümanların Bayramını kutlayarak başlamak istiyorum.
Yüce Allah insanlara huzur, saadet, sevgi ve hoşgörü versin.
Savaşlar bitsin kavgalar bitsin, kimse kul hakkı yemesin, kimse kimseye üstünlük taslamasın. Ezen ezilen olmasın, kimse dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanmasın, zorlanmasın horlanmasın.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu kutsal Mekânda milletvekilleri birbirlerine küfür etmesinler. Nefislerine hakim olsunlar. “Nefsin sana padişah sende onun kuluysan kurtulamazsın kölelikten gerçek padişah da olsan.”
Bu gece onbinlerce minare şerefe Allah’ın ve onun Resulünün aşkına sabahlara kadar yandı.
Tanyeri ağarırken bu yanışlar, feryat oldular ezanlar âlemlerin Rabbini bütün kâinata tekrar tekrar ilan eden ezanlar. Müminleri kurtuluşa çağırdılar. Müminler uyandı, karanlıklar yerini aydınlıklara terk etti. Camiler cemaatle doldu. Onbinlerce camide milyonlarca insan hep birden aynı istikamete kıbleye döndüler. Kalpler, gönüller, dudaklar aynı duaları, aynı ayetleri, aynı zamanda hep bir ağızdan tekrar ettiler. Allah’ın huzurunda secdeye kapandılar.
Ergenekon davası ile ilgili karar verildi. – Av. Tevfik Karabulut
Ergenekon davası ile ilgili karar verildi. – Av. Tevfik Karabulut
Elbette herkes baktığı zaviyeden bir şeyler söyleyecek.
Ben de tarihe not düşme adına ve zihinleri birazcık kurcalama adına bir kaç şey söyleyeceğim.
Yaşarsak belki on sene sonra bunların ne kadarı açıklığa kavuşur göreceğiz.
Tespit 1: İktidarlara demokrasi dışı müdahalelerin savunulacak bir yanı yoktur. Zira hiç kimse veya gurup milletin ve onun iradesinin üstünde değildir.
Tespit 2: Özellikle bizim gibi coğrafyalarda hiçbir ihtilal küresel güçlerin ve özellikle ABD’nin onayı ve desteği olmadan yapılmamıştır. 28 Şubat dahil.
Tespit 3 : Ülkelerin ve milletlerin kaderleri yalnızca ihtilallerle dizayn edilmez. Bu işin başka yollarıda vardır.
Tespit 4: Yargılanan ve mahkum olanlar arasında gerçekten suça bulaşmış bir kısım insanların varlığında şüphe yoktur.
TÜRKLÜĞE DÜŞMANLIK İSLÂM’A İHANETTİR – Av. Ruhittin SÖNMEZ
TÜRKLÜĞE DÜŞMANLIK İSLÂM’A İHANETTİR - Av. Ruhittin SÖNMEZ
Osmanlı’nın dağılma döneminde müritleriyle birlikte Suriye üzerinden Hacc’a giden Seyyid Abdülhakim Arvasi’ye (Necip Fazıl’ın üstadı) oranın ileri gelenleri kendisine medrese yaptırarak her türlü imkânı sağlayacaklarını taahhüt ederek Arabistan’da kalmasını istemişler. “Osmanlı zaten öldü, Türk diye bir şey kalmamıştır” denilince Abdülhakim Arvasi sinirlenip yerinden kalkmış “Dünyada iki Türk kalsa biri benim!” diyerek meclisi terk etmiş.
Dağılan Osmanlı’dan bir Türkiye Cumhuriyeti çıkarabilmemizin önemli sebeplerinden biri (etnik kökeni ne olursa olsun) din adamlarımızın çoğunda görülen bu Türklük duygusudur.
Bu durumu gören bölücü ve emperyalistlerin ana çalışma noktalarından birisi din ve milliyetimizi birbirinden koparmak ve hatta birbirine aykırı hale getirmeye çalışmak oldu. Bunun için özellikle din adamlarında (cemaat, tarikat önderleri ile din görevlilerinde) bu nifakçı anlayışı yerleştirmeye çalıştılar.
RAMAZAN’DA İSLAM COĞRAFYASI – Ecz. Erdal GÜZEL
RAMAZAN’DA İSLAM COĞRAFYASI - Ecz. Erdal GÜZEL
Şefkat ve merhamet duygularının en yoğun yaşanması gereken Ramazan Ayı’ndayız.
Ramazan Ayı’nın 9. günü; Muş’un Bulanık ilçesinde ot yüzünden çıkan çatışmada 7 kişi öldü, 9 kişi yaralandı.
Ramazan Ayı’nın 13. günü; Irak’ın başkenti Bağdat’ta Şii esnafın çoğunlukta bulunduğu değişik mekânlara yapılan bombalı saldırılarda 60 kişi öldü, 190 kişi yaralandı.
Ramazan Ayı’nın 16. günü; Erzurum’un Tekman ilçesinde köpek meselesinden çıkan kavgada 12 kişi yaralandı.
Ramazan Ayı’nın 16. günü; Pakistan’ın Sukkar kentinde bulunan Ordu İstihbarat Servis Binası’na düzenlenen intihar saldırısında 8 kişi öldü, 38 kişi yaralandı.
Ramazan Ayı’nın 16. gününe kadar Suriye’de rejim güçleri ile muhalifler arasında çıkan çatışmalarda 1262 kişi hayatını kaybetti.
NERDE O ESKİ RAMAZANLAR!!! – Fatma Gülşen
NERDE O ESKİ RAMAZANLAR!!! - Fatma Gülşen
Nerde o eski ramazanlar; halk edebiyatı kadar gönülden, halk edebiyatı kadar duru, halk edebiyatı kadar anlaşılır ve sade!
Serveti fünun dönemine meyleder olduk şimdilerde! Nerde o eski ramazanlar; riya kolluk kuvveti olarak gezmezdi, zengin fakiri ezmezdi, bir elin verdiğini görmezdi diğer el, hanelere koruma ordusuyla girmezdi yel, kumanyalar basının önünde olmazdı sel.
Nerde o eski ramazanlar; tv’lerde olmazdı kıyasıya din(İ)darlık adına yarış, söz birliği etmişçesine bütün haramilerin dilinden dökülmezdi barış, dostu dost, düşmanı düşman bilirdik aklımız değildi havada bir karış.
Nerde o eski ramazanlar; ateş böcekleri uçuşurdu teravih kıyamına durulduğunda, Allahu ekber demezdi hiçbir yürek Müslüman Müslüman’ı vurduğunda. Vicdanlar değildi kör sağır, adalet yürümezdi aksak ve ağır.
Nerde o eski ramazanlar; komşuda pişer bize de düşerdi aş, şimdilerde komşulardaki ateşler yangın yeri, bağırlarına bağlarlar kara taş.
TÜRK TARİHİNDE GÖÇLER VE ÖNEMLİ SONUÇLARI / Yrd. Doç. Dr. Ergünöz AKÇORA
TÜRK TARİHİNDE GÖÇLER VE ÖNEMLİ SONUÇLARI / Yrd. Doç. Dr. Ergünöz AKÇORA - Ahmet Yesevi Ü. Şarkiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi
"Türk tarihi" denilince, tek bir topluluğun belirli bir coğrafi mekândaki tarihi değil, Türk veya başka adlar altında, ayrı ayrı hükümdarlar idaresinde görünmekle beraber dili, dini, töre ve gelenekleri ile aynı milli kültürün taşıyıcıları olan Türk zümrelerinin çeşitli bölgelerde ortaya koyduğu tarihi düşünmek lazımdır.
EŞBAŞKANLIK!.. / Mustafa Küpçü
EŞBAŞKANLIK!.. / Mustafa Küpçü
Ne diyordu Başbakan Erdoğan;
“Biz, Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanıyız!”
Kısaca BOP diye kodlanan bu projeneydi?
Küresel güçlerin çıkarları doğrultusunda, Ortadoğu ülkelerinin siyasal düzenlerini değiştirmek ve zengin petrol kaynaklarına el koymak!
ABD Dışişleri eski bakanı Condoleezza Rice ne diyordu? “Ortadoğu’nun haritasını değiştirme zamanı geldi!”
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti dahil, kimse sormadı; “Neden, nasıl, ne hakla?” diye!
Küresel dev şirketler, özellikle petrol, silah ve ilaç tekeleri, otomotiv sektörünün büyükleri, “Güçlü Ulus Devletler” istemiyorlar!
KUR’AN’I KERİM’DEKİ KİŞİSEL GELİŞİM AYETLERİ – Yrd. Doç. Dr. Zülfikar ÖZKAN
KUR'AN'I KERİM'DEKİ KİŞİSEL GELİŞİM AYETLERİ – Yrd. Doç. Dr. Zülfikar ÖZKAN
Hucurat 10: Büyüklük kompleksine kapılıp insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma.
Muhammed 7: İyiliği karşılık beklemeden yap.
Rum 21: Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster.
Vakıa 83-87: Ölümden korkmak yerine ölüm gerçeğiyle yüzleş.
Bakara 263: Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme.
Kocaeli Gebze Sığırlık Yörük Türkmen Obası – Dr. Halil İbrahim Kahraman
Kocaeli Gebze Sığırlık Yörük Türkmen Obası - Dr. Halil İbrahim Kahraman Kocaeli Kent Konseyi Başkanı
Bir ay öncesine kadar ilimizde, hayvanları ve aileleri ile göçer şekilde yaşayan, yörük vatandaşlarımızın Gebze’nin kuzeyindeki ormanlarda yaşadığını bilmiyordum. Gazeteci-Araştırmacı yazar Sn. İsmail Kahraman Beyin, Kent Konseyi Başkanı olarak, ilgilenmem gereken bir sorun alanı olarak aktarılan bilgiler ile durumdan haberdar oldum. Yedi yüzyıl öncesi Orhan Gazi zamanında gelip buralarda yaşamaya başlayan ataları gibi hayvancılıkla geçinen ve yerleşik düzene geçmeyen on sekiz haneydiler. Dört bine yakın haneye varan akrabaları ise Kandıra-Gebze-Karamürsel-Derince-İzmit’e göçmüşlerdi. Bunlar ise akrabalarına inat Denizli Göleti’nin kuzeyinde, orman içindeki muhtelif, 60-70 dönümlük meralarda kendi gelenekleri içinde yaşamaktaydılar.